B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

Rahman Rahim olan Allah\u2019\u0131n ad\u0131yla<\/strong><\/p>\n

1- \u015e\u00fcphesiz, biz sana Kevser’i verdik.(1)<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

1. Burada kullan\u0131lan “Kevser” kelimesinin tam kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 sadece lisan\u0131m\u0131zda de\u011fil, hi\u00e7bir lisanda bir tek kelime ile verilemez. Bu kelime, kesretin m\u00fcbala\u011fa sigas\u0131d\u0131r. Lugat manas\u0131, “s\u0131n\u0131rs\u0131z bolluk”tur. Ama burada kullan\u0131l\u0131\u015f bi\u00e7imi ile sadece kesret de\u011fil, ayn\u0131 zamanda hayr, iyilik ve nimette de bolluk anlam\u0131 ta\u015f\u0131r. Bu kesretten, ifrat ve \u00e7oklu\u011fun en a\u015f\u0131r\u0131s\u0131 kasdedilmi\u015ftir. Bundan kas\u0131t, bir hayr ve iyilik de\u011fil, say\u0131s\u0131z iyilik ve nimetlerin \u00e7oklu\u011fudur. Surenin tarihi arka-plan\u0131nda a\u00e7\u0131klad\u0131\u011f\u0131m\u0131z gibi, o zamanki \u015fartlar g\u00f6z\u00f6n\u00fcne al\u0131n\u0131rsa, d\u00fc\u015fman, Hz. Muhammed’in (s.a.) her bak\u0131mdan k\u00f6t\u00fc durumda oldu\u011funu zannediyordu. Onlara g\u00f6re Rasulullah kavminden kesilmekle \u00e7aresiz kalm\u0131\u015f, ticareti mahvolmu\u015f, ismini devam ettirebilecek erkek \u00e7ocu\u011fu \u00f6lm\u00fc\u015f, yan\u0131nda say\u0131l\u0131 birka\u00e7 ki\u015fiden ba\u015fkas\u0131 yer almam\u0131\u015f, de\u011fil Mekke’de, b\u00fct\u00fcn Arabistan’da kulak as\u0131lmayan bir dava edinmi\u015fti. Onun i\u00e7in Kurey\u015flilere g\u00f6re Rasulullah’\u0131n kaderi, bu davada ba\u015far\u0131s\u0131z olaca\u011f\u0131 ve \u00f6ld\u00fckten sonra da Onu hat\u0131rlayan kalmayaca\u011f\u0131yd\u0131. Bu \u015fartlarda Allah (c.c.) taraf\u0131ndan “Biz sana Kevser verdik” buyurulmu\u015ftur. Buradan kendili\u011finden \u015fu anlam \u00e7\u0131kmaktad\u0131r: “Muhaliflerin zannediyorlar ki, sen mahvoldun. Sana daha \u00f6nce verilen nimetlerden de mahrum oldu\u011funu san\u0131yorlar. Ama ger\u00e7ek \u015fu ki, biz sana s\u0131n\u0131rs\u0131z iyilik ve say\u0131s\u0131z nimetler ba\u011f\u0131\u015flad\u0131k. Bu nimetler aras\u0131nda Rasulullah’\u0131n sahip oldu\u011fu say\u0131s\u0131z ahl\u00e2k\u00ee faziletler de vard\u0131r. Bunun i\u00e7ine n\u00fcb\u00fcvvet, Kur’an, ilim ve hikmet gibi b\u00fcy\u00fck nimetler de girer. Bu, tevhid ve hayat nizam\u0131n\u0131n nimetine de \u015famildir. Bu nimet, herkesin anlayaca\u011f\u0131, ak\u0131l ve f\u0131trata uygun, b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyaya yay\u0131labilecek \u00f6zellikteki evrensel us\u00fblleri i\u00e7erir ve s\u00fcrekli yay\u0131lmaya devam edecektir.
\nBu, “refea ez-zikr” (Rasulullah’\u0131n zikrinin y\u00fckselmesine) de \u015famildir. Bundan dolay\u0131 Rasulullah’\u0131n m\u00fcbarek ismi 1400 seneden beri d\u00fcnyan\u0131n her k\u00f6\u015fesinden y\u00fckselmektedir ve k\u0131yamete kadar da y\u00fckselecektir. Bu, Rasulullah’\u0131n davetinin daha sonra evrensel bir \u00fcmmet meydana getirmesine ve bu \u00fcmmetin, hak din \u0130slam’\u0131n bayraktar\u0131 olmas\u0131 nimetine de \u015famildir. O nimetin i\u00e7inde, temiz ve y\u00fcksek ahl\u00e2kta insanlar\u0131n di\u011fer \u00fcmmetlerden \u00e7ok olmas\u0131 da vard\u0131r. O \u00fcmmet, bozuk halde iken bile di\u011fer b\u00fct\u00fcn \u00fcmmetlerden daha \u00e7ok iyilik ta\u015f\u0131yacakt\u0131r. Bunda, Rasulullah’\u0131n, hayattayken davetin ba\u015far\u0131s\u0131n\u0131 g\u00f6rmesi nimeti de vard\u0131r. O’nun meydana getirdi\u011fi cemaat b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyaya hakim olmaya muktedirdi. Bunda, Rasulullah’\u0131n erkek \u00e7ocuktan mahrum olmas\u0131na ra\u011fmen d\u00fc\u015fman\u0131n zannetti\u011finin tersine, bu d\u00fcnyada izinin kalmas\u0131 nimeti de \u015famildir. Allah, M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 O’nun manevi evlatlar\u0131 yaparak k\u0131yamete kadar isminin y\u00fckselmesini sa\u011flam\u0131\u015ft\u0131r. Ayr\u0131ca k\u0131z\u0131 Fat\u0131ma’dan da cisman\u00ee evlat ba\u011f\u0131\u015flam\u0131\u015f ve b\u00f6ylece neslinin b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyaya yay\u0131lmas\u0131n\u0131 sa\u011flam\u0131\u015ft\u0131r. Bu evlatlar\u0131n sahip oldu\u011fu \u015feref Rasulullah’a nispet edildiklerinden dolay\u0131d\u0131r.
\nAllah’\u0131n Rasulullah’a ne kadar bol nimet nasip etti\u011fi bu d\u00fcnyada da g\u00f6r\u00fclebilir. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda “kevser”den murad, iki tane daha b\u00fcy\u00fck nimettir. Allah (c.c.) bunlar\u0131 Rasulullah’a ahirette verecektir. Onlar\u0131n mahiyetini anlama imkan\u0131m\u0131z yoktur. Onun i\u00e7in Rasulullah bunlar\u0131 a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r. Buna g\u00f6re Kevser’den murad, k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc ha\u015fr meydan\u0131nda Rasulullah’a verilecek olan bir Kevser havuzudur. \u0130kincisi, Rasulullah’a cennette verilecek olan Kevser nehridir. Bu ikisi hakk\u0131nda \u00e7ok hadis rivayet edilmi\u015ftir. Bu hadisler o kadar \u00e7ok raviden nakledilmi\u015ftir ki s\u0131hhati hakk\u0131nda en ufak bir \u015f\u00fcpheye bile mahal yoktur.
\nKevser havuzu hakk\u0131nda Rasulullah’\u0131n a\u00e7\u0131klamas\u0131 ayr\u0131nt\u0131s\u0131 ile \u015f\u00f6yledir:
\na) Bu havuz k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc Rasulullah’a verilecektir. Herkesin susad\u0131\u011f\u0131 o zor \u015fartlarda O’na bu havuz verilecektir. Rasulullah bu havuzdan \u00fcmmetine su verecektir. Oraya \u00f6nce Rasulullah varacak ve havuzun arkas\u0131na gelecektir. Rasulullah buyurdu ki, “\u00dcmmetim o havuz ba\u015f\u0131nda toplanacakt\u0131r.” (M\u00fcslim, Kitabu’s-Salat; Ebu Davud, Kitabu’s-S\u00fcnne) “Ben o havuza sizden \u00f6nce ula\u015faca\u011f\u0131m.” (Buhar\u00ee, Kitabu’r-Rikak ve Kitabu’l-Fiten; M\u00fcslim, Kitabu’l-Fedail ve Kitabu’t-Taharet; \u0130bn Mace, Kitabu’l-Menas\u0131k, Kitabu’l-Z\u00fchd; M\u00fcsned-i Ahmed’de \u0130bn Mesud, \u0130bn Abbas ve Ebu Hureyre’den rivayet) “Ben sizden \u00f6nce oraya varaca\u011f\u0131m ve sizin i\u00e7in \u015fahitlik yapaca\u011f\u0131m.
\nAllah’a yemin ederim ki o havuzu \u015fimdiden g\u00f6rmekteyim.” (Buhar\u00ee, Kitabu’l Cenaiz, Kitabu’l-Megaz\u00ee, Kitabu’r-Rikak) Rasulullah bir defas\u0131nda Ensar’a \u015f\u00f6yle buyurdu: “Benden sonra siz bencillik ve akrabay\u0131 kay\u0131rma ile kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kalacaks\u0131n\u0131z. Siz, Kevser havuzu ba\u015f\u0131nda benimle bu\u015fulana kadar sabredin” (Buhar\u00ee, Kitabu’l-Menak\u0131bu’l-Ensar ve Kitabu’l-Megaz\u00ee; M\u00fcslim, Kitabu’l-\u0130mare; Tirmiz\u00ee Kitabu’l-Fiten) “Ben k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc havuzun ortas\u0131nda olaca\u011f\u0131m.” (M\u00fcslim, Fedail) Ebu Berza Eslemi’ye sorulmu\u015ftur: “Siz havuz hakk\u0131nda Rasulullah’tan bir \u015fey duydunuz mu?” O da cevap vermi\u015f ve “Bir de\u011fil iki de\u011fil, \u00fc\u00e7 de\u011fil, d\u00f6rt de\u011fil, be\u015f de\u011fil pek \u00e7ok defa duydum. Onu yalanlayanlara Allah (c.c.) O’nun suyunu nasip etmesin” demi\u015ftir. (Ebu Davud, Kitabu’s-S\u00fcnne) Ubeydullah b. Ziyad, havuz hakk\u0131ndaki rivayetleri yalan kabul ediyordu. Hatta o, Ebu Berza Eslem\u00ee, Bera b. Azib ve Aziz b. Amr’\u0131n b\u00fct\u00fcn rivayetlerini yalanlam\u0131\u015ft\u0131. Sonunda Ebu Sebre, \u00fczerinde Resulullah’\u0131n, “Bilin, benim ve sizin bulu\u015fman\u0131z havuz ba\u015f\u0131nda olacak” s\u00f6z\u00fcn\u00fcn yaz\u0131l\u0131 oldu\u011fu ve Abdullah b. Amr bin As’tan duyarak nakletti\u011fi bir yaz\u0131 g\u00f6stermi\u015ftir.
\nb) O havuzun geni\u015fli\u011fi hakk\u0131nda \u00e7e\u015fitli rivayetler vard\u0131r. Ama pek \u00e7ok rivayete g\u00f6re uzunlu\u011fu, Eyle’den (\u0130srail’in bug\u00fcnk\u00fc Eylat liman\u0131) Yemen’in San’a \u015fehrine kadar veya Eyle’den Aden’e kadar, ya da Amman’dan Aden’e kadard\u0131r. Geni\u015fli\u011fi ise Eyle’den Huafa’ya (Cidde ve Rabi\u011f aras\u0131nda bir yer) kadar olacakt\u0131r. (Buhar\u00ee Kitabu’r-Rikak, Ebu Davut et-Tayalis\u00ee hadis no: 995; M\u00fcsned-i Ahmed, Hz. Ebubekir ve \u0130bn \u00d6mer’den rivayet, M\u00fcslim, Kitabu’t-Taharet ve Kitabu’l-Fedail; Tirmiz\u00ee, Ebvabu’l Suffetu’l K\u0131yame; \u0130bn Mace, Kitabu’z-Z\u00fchd) Bundan da anla\u015f\u0131l\u0131yor ki, k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc bug\u00fcnk\u00fc K\u0131z\u0131ldeniz’in Kevser havuzuna \u00e7evrilece\u011fi san\u0131l\u0131yor. En do\u011frusunu Allah (c.c.) bilir.
\nc) Bu havuz hakk\u0131nda Resulullah buyurdu ki, “Bunun i\u00e7ine bir cennet nehrinden su aktar\u0131lacakt\u0131r.” (Bunu ileride anlataca\u011f\u0131z.) Yani iki kanal arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla buraya cennetten su verilecektir. (M\u00fcslim, Kitabu’l Fedail) Di\u011fer bir rivayette, “Cennetin Kevser nehrinden bir nehir, bu havuz taraf\u0131na ak\u0131t\u0131lacakt\u0131r” buyurulmu\u015ftur. (M\u00fcsned-i Ahmed, \u0130bn Mesud’tan rivayet) .
\nd) Rasulullah bunun keyfiyetini \u015f\u00f6yle a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r: Bu havuzun suyu s\u00fctten (Baz\u0131 rivayetlere g\u00f6re g\u00fcm\u00fc\u015ften, baz\u0131lar\u0131na g\u00f6re de kardan) daha beyaz olacakt\u0131r. Buzdan daha fazla serin ve baldan daha tatl\u0131 olacakt\u0131r. Suyun alt\u0131ndaki topra\u011f\u0131n kokusu misk kokusu olacakt\u0131r.
\nG\u00f6kteki y\u0131ld\u0131zlar kadar ibrik orada haz\u0131r bulunacakt\u0131r. Bu havuzdan bir defa su i\u00e7en hi\u00e7bir zaman susamayacakt\u0131r. Bundan mahrum kalan da hi\u00e7 bir zaman susuzlu\u011funu gideremeyecektir. B\u00fct\u00fcn bunlar lafz\u00ee farkl\u0131l\u0131klar ile pek \u00e7ok hadiste nakledilmi\u015ftir. (Buhar\u00ee, Kitabu’r-Rikak; M\u00fcslim, Kitabu’t-Taharet ve Kitabu’l-Fedail; M\u00fcsned-i Ahmed, \u0130bn Mesud’dan, \u0130bn \u00f6mer b. As’tan rivayetler; Tirmiz\u00ee, Ebvabu’l Suffetu’l K\u0131yame; \u0130bn Mace, Kitabu’z Z\u00fchd; Ebu Davud, Tayalis\u00ee hadis no: 995 ve 2135) .
\ne) Rasulullah kendi devrindeki M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 tekrar tekrar uyararak kendisinden sonra s\u00fcnnetini de\u011fi\u015ftirenlerin bu havuzdan uzakla\u015ft\u0131r\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 ve bu havuza gelmelerine izin verilmeyece\u011fini bildirmi\u015ftir. Rasulullah \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: “Ben diyece\u011fim ki bunlar benim ashab\u0131md\u0131r. Bana \u015f\u00f6yle cevap verilecek; sen bilmiyorsun onlar senden sonra neler yapt\u0131lar. Ondan sonra ben de onlar\u0131 defederek uzakla\u015fmalar\u0131n\u0131 s\u00f6yleyece\u011fim.” Bu konu pek \u00e7ok rivayet ile a\u00e7\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. (Buhar\u00ee, Kitabu’r Rikak, Kitabu’l Fiten; M\u00fcslim, Kitabu’t Taharet, Kitabu’l Fedail; M\u00fcsned-i Ahmed, \u0130bni Mesud ve Ebu Hureyre’den rivayet; \u0130bn Mace, Kitabu’l Menas\u0131k, \u0130bn Mace’nin bu konuda nakletti\u011fi hadislerde \u00e7ok a\u00e7\u0131k ifadeler vard\u0131r. Rasulullah buyurdu ki, “Ben sizlerden \u00f6nce havuz ba\u015f\u0131nda olaca\u011f\u0131m. Sizin \u00e7oklu\u011funuzla di\u011fer \u00fcmmetlere kar\u015f\u0131 iftihar edece\u011fim. O zaman beni mahcup etmeyin. \u0130yi bilin ki baz\u0131lar\u0131n\u0131 kurtaraca\u011f\u0131m, baz\u0131lar\u0131 ise benden uzakla\u015ft\u0131r\u0131lacak. Ben, Ey Rabb’im bunlar benim ashab\u0131md\u0131r, diyece\u011fim. Allah (c.c.) buyuracak ki, sen bilmezsin, onlar senden sonra ne gibi \u015feyler icad ettiler.” (\u0130bni Mace’nin bu rivayetini Rasulullah Arafat’ta hutbede s\u00f6ylemi\u015ftir.)
\nf) Rasulullah kendi d\u00f6neminden sonra k\u0131yamete kadar gelecek olan M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131, onlar\u0131n aralar\u0131ndan da Rasulullah’\u0131n yolundan sapanlar\u0131n bulunaca\u011f\u0131 ile uyarm\u0131\u015ft\u0131r. Rasulullah, “s\u00fcnnetimi de\u011fi\u015ftiren bu ki\u015filer havuzdan uzakla\u015ft\u0131r\u0131lacaklard\u0131r. Ben diyece\u011fim ki; Rabb’im bunlar benim \u00fcmmetimdendirler. Bana \u015f\u00f6yle cevap verilecek: Sen bilmezsin bunlar senden sonra neleri de\u011fi\u015ftirerek sap\u0131tt\u0131lar. Ondan sonra ben de onlar\u0131 kovarak havuza yakla\u015ft\u0131rmayaca\u011f\u0131m.” Bu konuda pek \u00e7ok rivayet bulunmaktad\u0131r. (Buhar\u00ee, Kitabu’l Musakat, Kitabu’r Rikak, Kitabu’l Fiten; M\u00fcslim, Kitabu’t Taharet, Kitabu’s Sal\u00e2t, Kitabu’l Fedail; \u0130bn Mace, Kitabu’z Z\u00fchd; M\u00fcsned-i Ahmed, \u0130bn Abbas’tan rivayet) .
\nHavuz hakk\u0131ndaki rivayetler, elliden fazla sahabeden mervidir. Genellikle bundan kas\u0131t Kevser havuzudur. \u0130mam Buhar\u00ee, Kitabu’r Rikak’\u0131n son bab\u0131na, “b\u00e2bun fi’l havz ve kahe Allahu inne a’teyn\u00e2 ke’l kevser” ba\u015fl\u0131\u011f\u0131n\u0131 koymu\u015ftur. Hz. Enes’in rivayetinde bir a\u00e7\u0131klama vard\u0131r. Rasulullah Kevser hakk\u0131nda \u015f\u00f6yle buyurmu\u015ftur: “O havuz, \u00fcmmetimin, etraf\u0131nda toplanaca\u011f\u0131 havuzdur.”
\nCennette Resulullah’a verilecek olan Kevser isimli nehirin zikri pek \u00e7ok rivayette ge\u00e7mi\u015ftir. Hz. Enes’ten, Mira\u00e7’ta Rasulullah’a cennetin g\u00f6sterildi\u011fine dair rivayetler nakledilmi\u015ftir. (Baz\u0131 rivayetlerde Rasulullah’\u0131n kavli olarak belirtilmi\u015ftir.) O s\u0131rada Rasulullah, kenar\u0131nda inci, elmas ve p\u0131rlanta ta\u015flar\u0131ndan bir kubbe yap\u0131lm\u0131\u015f bir nehir g\u00f6rd\u00fc. Alt\u0131ndaki toprak ise misk kokuyordu. Rasulullah Cebrail’e veya kendisini gezdiren mele\u011fe, “bu nedir?” diye sordu O da, “bu Kevser nehridir ve Allah (c.c.) sana hediye etmi\u015ftir” dedi. (M\u00fcsned-i Ahmed, Buhar\u00ee, M\u00fcslim, Ebu Davud, Tirmiz\u00ee, Ebu Davud Tayalis\u00ee, \u0130bn Cerir) Hz. Enes’ten rivayet edilmi\u015ftir ki, Rasulullah’a \u015f\u00f6yle sorulmu\u015ftur veya bir \u015fah\u0131s sormu\u015ftur: “Kevser nedir?” Rasulullah, “Bu Allah’\u0131n bana cennette verdi\u011fi bir nehirdir. Onun topra\u011f\u0131 misktir. Suyu s\u00fctten daha beyaz ve baldan daha tatl\u0131d\u0131r” demi\u015ftir. M\u00fcslim, Ahmed, Tirmiz\u00ee, \u0130bn Cerir, M\u00fcsned-i Ahmed’deki ba\u015fka bir rivayete g\u00f6re Rasulullah Kevser’in \u00f6zelli\u011fini a\u00e7\u0131klayarak “i\u00e7inde ta\u015f yerine inci olacakt\u0131r” buyurdu. \u0130bn \u00d6mer, Rasulullah’\u0131n \u015f\u00f6yle buyurdu\u011funu nakleder: “Kevser cennette bir nehirdir. Onun kenar\u0131 alt\u0131ndand\u0131r. Suyu, inci ve elmas \u00fczerinden akmaktad\u0131r. (Yani ta\u015f yerine inci ve elmas vard\u0131r.) Onun topra\u011f\u0131 miskten daha iyi kokacakt\u0131r. Suyu kardan daha beyaz olacakt\u0131r. Buzdan daha serin, baldan daha tatl\u0131d\u0131r.” (M\u00fcsned-i Ahmed, Tirmiz\u00ee, \u0130bn Mace, \u0130bn Ebi Hatim, Darim\u00ee, Ebu Davud Tayalis\u00ee, \u0130bn M\u00fcnzir, \u0130bn Merduye, \u0130bn Ebi \u015eeybe) Usame b. Zeyd’den rivayet edilmi\u015ftir ki, Rasulullah bir defas\u0131nda Hz. Hamza’ya gitmi\u015fti. O evde yoktu. Hz. Hamza’n\u0131n han\u0131m\u0131 Rasulullah’\u0131 a\u011f\u0131rlad\u0131. Konu\u015fmas\u0131 s\u0131ras\u0131nda kad\u0131n, “kocam bana, size cennette Kevser isminde bir nehir verildi\u011fini s\u00f6yledi” dedi. Rasulullah, “evet” dedi ve ekledi, “onun alt\u0131nda yakut, mercan ve inciler olacak.” (\u0130bn Cerir ve \u0130bn Merduye bunun senedinin zay\u0131f oldu\u011funu, ama bu konudaki pek \u00e7ok rivayetin bunu destekledi\u011fini s\u00f6ylerler.) Bu merfu rivayetler d\u0131\u015f\u0131nda, kevserden kast\u0131n nehir oldu\u011funa dair Sahabe ve Tabiine ait pek \u00e7ok kavil nakledilmi\u015ftir. Yukar\u0131da zikredilen \u00f6zellikler bu kavillerde de beyan edilmi\u015ftir. Mesel\u00e2, \u0130bn \u00d6mer, \u0130bn Abbas, Enes b. Malik, Hz. Ai\u015fe, M\u00fcc\u00e2hid ve Ebu Aliye’nin kavilleri, M\u00fcsned-i Ahmed, Buhari, Tirmizi, Nese\u00ee, \u0130bn Merduye, \u0130bn Cerir ve \u0130bn Ebi \u015eeybe gibi hadis\u00e7ilerin kitaplar\u0131nda rivayet edilmi\u015ftir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. Rahman Rahim olan Allah\u2019\u0131n ad\u0131yla 1- \u015e\u00fcphesiz, biz sana Kevser’i verdik.(1) A\u00c7IKLAMA 1. Burada kullan\u0131lan “Kevser” kelimesinin tam kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 sadece lisan\u0131m\u0131zda de\u011fil, hi\u00e7bir lisanda bir tek […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":31960,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n