B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

Rahman Rahim olan Allah\u2019\u0131n ad\u0131yla<\/strong><\/p>\n

1- G\u00f6rmedin mi,(1) Rabb’in fil s\u00e2hiplerine ne yapt\u0131?(2)<\/strong>
\n2- Onlar\u0131n ‘tasarlad\u0131klar\u0131 planlar\u0131n\u0131'(3) bo\u015fa \u00e7\u0131karmad\u0131 m\u0131?(4)<\/strong>
\n3- Onlar\u0131n \u00fczerine ebabil (s\u00fcr\u00fc s\u00fcr\u00fc) ku\u015flar\u0131n\u0131 g\u00f6nderdi.(5)<\/strong>
\n4- Onlara ‘pi\u015firilip-sertle\u015ftirilmi\u015f bal\u00e7\u0131k ta\u015flar\u0131’ at\u0131yorlard\u0131;(5)<\/strong>
\n5- Sonunda onlar\u0131, yenik ekin yapra\u011f\u0131 gibi k\u0131ld\u0131.(7)<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

1. Burada muhatab\u0131n Rasulullah oldu\u011fu g\u00f6r\u00fclse de asl\u0131nda muhatap Kurey\u015flilerdir. Ayn\u0131 zamanda, Arabistan’da bulunan ve bu k\u0131ssaya vak\u0131f olan herkes muhatapt\u0131r. Kur’an-\u0131 Kerim’in pek \u00e7ok yerinde “elem tere” (g\u00f6rmedin mi?) kelimesi kullan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Burada kastedilen Nebi (s.a) de\u011fil, b\u00fct\u00fcn insanlar\u0131n muhatap olmas\u0131d\u0131r. (Mesela bkz. ibrahim 19, Hacc 18 ve 65, Nur 43, Lokman 29-31, Fat\u0131r 27, Z\u00fcmer 21) Ayr\u0131ca, buradaki “g\u00f6rmedin mi?” kelimesi, Mekke’de onun \u00e7evresinde ve Arabistan’\u0131n Mekke’den Yemen’e kadar geni\u015fli\u011fi olan b\u00f6lgesinde, fil olay\u0131na \u015fahit olan ve hayatta bulunan insanlar i\u00e7in de kullan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu olay 40-45 sene \u00f6nce vuku bulmu\u015ftu. B\u00fct\u00fcn Arabistan bunu m\u00fctevatir haberlerle alm\u0131\u015f ve duymu\u015ftu. Bu olay oradaki insanlar i\u00e7in, kendi g\u00f6zleriyle g\u00f6rm\u00fc\u015f kadar kesin bir olay olarak bilinmekteydi.<\/p>\n

2. Burada Allah, ehl-i fil’in kim olup nereden geldiklerini, ne maksatla geldiklerini a\u00e7\u0131klamam\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc bunlar\u0131n hepsi bilinen \u015feylerdi.<\/p>\n

3. Burada “keyd” kelimesi kullan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Bu bir \u015fahsa zarar vermek i\u00e7in “gizli tedbir” manas\u0131nda kullan\u0131l\u0131r. Burada bu gizli \u015feyin ne oldu\u011fu sorulabilir. 60.000 asker ve filler ile Yemen’den Mekke’ye hareket eden Ebrehe’nin Kabe’yi y\u0131kmak i\u00e7in geldi\u011fi gizli de\u011fildi. Onun i\u00e7in buna gizli tedbir diyemeyiz. Fakat Habe\u015fistanl\u0131lar\u0131n gizli amac\u0131, K\u00e2be’yi y\u0131karak Kurey\u015f’i ezmek idi. B\u00fct\u00fcn Araplar\u0131 korkutarak G\u00fcney Arabistan’dan \u015eam ve M\u0131s\u0131r’a uzanan ticaret yolunu ele ge\u00e7irmek istiyorlard\u0131. Onlar bu maksatlar\u0131n\u0131 gizli tutmaktayd\u0131lar. Kabe’ye sald\u0131rmalar\u0131 zahiren, Araplar\u0131n kiliseye sayg\u0131s\u0131zl\u0131k yapmalar\u0131n\u0131n intikam\u0131 olarak g\u00f6z\u00fck\u00fcyordu.<\/p>\n

4. Buradaki kelime, “tatlil”dir. Yani onlar\u0131n tedbirlerini sapt\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Ist\u0131lahta bir tedbiri sapt\u0131rmaktan maksat onu zayi etmektir. Kendi maksad\u0131n\u0131 elde etmek i\u00e7in onu ba\u015far\u0131s\u0131z k\u0131lmakt\u0131r. Okun ni\u015fan\u0131na oturmamas\u0131 gibi. Kur’an-\u0131 Kerim’de bir yerde \u015f\u00f6yle buyurulmu\u015ftur: “K\u00e2firlerin tuza\u011f\u0131 hep bo\u015fa \u00e7\u0131kar.” (M\u00fc’min 25) Di\u011fer bir yerde \u015f\u00f6yle buyurulmu\u015ftur: “Hainlerin tuza\u011f\u0131n\u0131 Allah’\u0131n ba\u015far\u0131ya ula\u015ft\u0131rmayaca\u011f\u0131n\u0131 bilsin.” (Yusuf 52) Araplar, \u0130mru’l Kays’a “el-meliku’l zelil” (ziyan eden kral) diyorlard\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc o, babas\u0131ndan ald\u0131\u011f\u0131 krall\u0131\u011f\u0131 kaybetmi\u015fti.<\/p>\n

5. Burada “tayran eb\u00e2bile” kelimesi kullan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Urduca’da “ebabil” kelimesi bir ku\u015f i\u00e7in kullan\u0131l\u0131r. Onun i\u00e7in bizde genellikle Ebrehe’nin \u00fczerine ebabil ku\u015flar\u0131 g\u00f6nderildi\u011fi zannedilir. Oysa Arap\u00e7a’da “ebabil”, \u00e7e\u015fitli y\u00f6nlerden gelen s\u00fcr\u00fcler anlam\u0131ndad\u0131r. Bunlar insanlar da hayvanlar da olabilir. \u0130krime ve Katade, bu ku\u015f s\u00fcr\u00fclerinin K\u0131z\u0131ldeniz taraf\u0131ndan geldiklerini s\u00f6ylerler. Said b. C\u00fcbeyr ve \u0130krime, bu ku\u015flar\u0131n daha \u00f6nce hi\u00e7 g\u00f6r\u00fclmediklerini, daha sonra da g\u00f6r\u00fclmediklerini belirtirler. Bu ku\u015flar Necid’de bulunan ku\u015flardan de\u011fillerdi. \u0130bn Abbas, bunlar\u0131n gagalar\u0131n\u0131n ku\u015flar gibi, ama pen\u00e7elerinin k\u00f6pek pen\u00e7eleri gibi oldu\u011funu s\u00f6yler. \u0130krime, ba\u015flar\u0131n\u0131n av ku\u015flar\u0131na benzedi\u011fini s\u00f6yler. Yakla\u015f\u0131k olarak b\u00fct\u00fcn raviler m\u00fcttefiktirler ki, her bir ku\u015fun gagas\u0131nda bir ta\u015f pen\u00e7elerinde ise iki ta\u015f vard\u0131. Mekkelilerin baz\u0131lar\u0131, o ta\u015flar\u0131 uzun s\u00fcre saklam\u0131\u015flard\u0131. Ebu Nuaym, Nevfel b. Ebu Muaviye’den \u015f\u00f6yle nakledilmi\u015ftir: “Ben Ashab-\u0131 fil \u00fczerine d\u00fc\u015fen ta\u015flardan g\u00f6rd\u00fcm. Onlar bezelyenin k\u00fc\u00e7\u00fck taneleri kadard\u0131 ve siyaha \u00e7alan k\u0131rm\u0131z\u0131 renkteydi.” \u0130bn Abbas, Ebu Nuaym’dan ta\u015flar\u0131n \u00e7am f\u0131st\u0131\u011f\u0131 kadar olduklar\u0131n\u0131 nakletmi\u015ftir. \u0130bn Merduye’nin rivayetine g\u00f6re ta\u015flar, ke\u00e7inin tersi kadard\u0131. Anla\u015f\u0131l\u0131yor ki, bu ta\u015flar ayn\u0131 b\u00fcy\u00fckl\u00fckte de\u011fildi.<\/p>\n

6. Buradaki kelime “bi hic\u00e2retin min sicc\u00eel”dir. Yani sicc\u00eel’den bir ta\u015f. \u0130bn Abbas bu kelimenin, aslen Fars\u00e7a bir kelime olan “seng” ve “gil”den al\u0131nma oldu\u011funu s\u00f6yler. Bundan murad, \u00e7amurdan yap\u0131lm\u0131\u015f ve pi\u015firilerek sertle\u015ftirilmi\u015f ta\u015ft\u0131r. Kur’an-\u0131 Kerim de bunu teyid etmektedir. Hud suresi 82 ve Hicr suresi 74’te Lut kavmi \u00fczerine sicc\u00eel ta\u015flar\u0131ndan ya\u011fmur ya\u011fd\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131 a\u00e7\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. Ayn\u0131 ta\u015flar hakk\u0131nda Zariyat suresi 33’te “hic\u00e2retin min t\u00een”, yani toprak ve \u00e7amurdan yap\u0131lm\u0131\u015f ta\u015f buyurulmu\u015ftur.
\nBu devirde Kur’an’\u0131n anlam\u0131 hakk\u0131nda \u00e7ok de\u011ferli ara\u015ft\u0131rmalar yapan merhum Mevlana Ham\u00eed\u00fcddin Ferah\u00ee, bu ayetteki “term\u00ee-him”de failin, “g\u00f6rd\u00fcn\u00fcz m\u00fc?”de muhatab al\u0131nan Mekke ehli ve di\u011fer Araplar oldu\u011funu s\u00f6ylemi\u015ftir. Ku\u015flar hakk\u0131nda ise, onlar\u0131n ta\u015f atmad\u0131klar\u0131n\u0131, asl\u0131nda Ashab-\u0131 fil’in cesetlerini yemek i\u00e7in geldiklerini belirtir. Bu konuda verdi\u011fi deliller k\u0131saca \u015f\u00f6yledir: Ona g\u00f6re Abdulmuttalib’in, Ebrehe’nin yan\u0131na giderek Kabe hakk\u0131nda konu\u015fmak yerine develerini talep etmesi rivayeti kabul edilemez. Ayr\u0131ca Kurey\u015flilerin ve hac i\u00e7in gelmi\u015f di\u011fer Araplar\u0131n, Ebrehe’nin h\u00fccumuna kar\u015f\u0131 koymayarak Kabe’yi Allah’\u0131n takdirine b\u0131rakmalar\u0131 ve da\u011flara \u00e7ekilmelerini de kabul etmek m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Bu olay\u0131n ger\u00e7ekli\u011fi ona g\u00f6re \u015fudur: Araplar Ebrehe’nin askerlerini ta\u015flad\u0131lar. Allah (c.c.) da tufan g\u00f6ndererek ta\u015flar ya\u011fd\u0131rd\u0131 ve Ebrehe’nin askerlerini helak etti. Daha sonra onlar\u0131n cesetlerini yemek i\u00e7in ku\u015flar g\u00f6nderildi. Ama giri\u015fte a\u00e7\u0131klad\u0131\u011f\u0131m\u0131z gibi, rivayet Abdulmuttalib’in sadece develerini almak i\u00e7in gitti\u011fi \u015feklinde de\u011fildir. Hatta bir rivayette develerden s\u00f6z edilmemi\u015f ve Ebrehe’nin Kabe’yi y\u0131kmaktan vazge\u00e7mesine \u00e7al\u0131\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 kaydedilmi\u015ftir. B\u00fct\u00fcn g\u00fcvenilir rivayetlere g\u00f6re Ebrehe’nin ordusunun h\u00fccumu Muharrem ay\u0131nda vuku bulmu\u015ftur. O zaman hac\u0131lar hac g\u00f6revlerini bitirip d\u00f6nm\u00fc\u015flerdi. Biz ayr\u0131ca Kurey\u015flilerin, 60.000 askere kar\u015f\u0131 koyamayacaklar\u0131n\u0131, bu say\u0131n\u0131n \u00e7evredeki Arap kabilelerin g\u00fcc\u00fcn\u00fcn de \u00fcst\u00fcnde oldu\u011funu s\u00f6ylemi\u015ftik. Onlar Ahzab sava\u015f\u0131 s\u0131ras\u0131nda \u00e7ok b\u00fcy\u00fck haz\u0131rl\u0131klara ra\u011fmen ve b\u00fct\u00fcn m\u00fc\u015frik Araplar ve Yahudi kabileleri birle\u015ftikleri halde ancak 10-12.000 ki\u015fi toplayabilmi\u015flerdi. 60.000 askere kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kmaya nas\u0131l cesaret edebilirlerdi? Buna ra\u011fmen, bu delilleri bir kenara b\u0131rak\u0131p Fil suresinin sadece s\u00f6z dizimi \u00fczerinde d\u00fc\u015f\u00fcnsek bile s\u00f6z konusu tevil uygunluk arzetmez. E\u011fer ta\u015flar\u0131 Araplar\u0131n att\u0131\u011f\u0131 ve bundan dolay\u0131 Ashab-\u0131 fil’in de yenilmi\u015f ekin gibi oldu\u011fu, ku\u015flar\u0131n ise onlar\u0131n cesetlerini yemek i\u00e7in geldi\u011fi s\u00f6ylenseydi o zaman s\u00f6z dizimi \u015f\u00f6yle olurdu: “Onlara, pi\u015firilmi\u015f ta\u015flar atm\u0131\u015ft\u0131n\u0131z. Sonra Allah (c.c.) onlar\u0131 yenilmi\u015f ekin gibi yapm\u0131\u015ft\u0131 ve \u00fczerlerine ku\u015f s\u00fcr\u00fcleri g\u00f6ndermi\u015fti.”
\nAma biz g\u00f6r\u00fcyoruz ki, Allah (c.c.) burada \u00f6nce ku\u015f s\u00fcr\u00fclerini zikretmi\u015f, hemen sonra \u00fczerlerine pi\u015firilmi\u015f ta\u015f ya\u011fd\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtmi\u015f, daha sonra da onlar\u0131n yenilmi\u015f ekin haline d\u00f6nd\u00fcklerini a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n

7. Buradaki kelime “ke asfin me’kul”dur. “Asf” kelimesi Rahman suresi 12. ayette de kullan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r: “zu’l asfi ve’r reyhan” (yaprak, taneler ve ho\u015f kokulu bitkiler) . Buradan anla\u015f\u0131l\u0131yor ki, “asf”in manas\u0131, d\u0131\u015f\u0131 kabuk olan tanedir. \u00c7ift\u00e7i onlar\u0131n tanelerini \u00e7\u0131kararak kabuklar\u0131n\u0131 hayvanlara yem olarak atar. Hayvanlar da bir k\u0131sm\u0131n\u0131 yer, bir k\u0131sm\u0131n\u0131 ayaklar\u0131 alt\u0131na d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc i\u00e7in \u00e7i\u011fner. “Keasfin me’kul” de bu demektir.<\/p>\n

F\u0130L SURES\u0130N\u0130N SONU<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. Rahman Rahim olan Allah\u2019\u0131n ad\u0131yla 1- G\u00f6rmedin mi,(1) Rabb’in fil s\u00e2hiplerine ne yapt\u0131?(2) 2- Onlar\u0131n ‘tasarlad\u0131klar\u0131 planlar\u0131n\u0131'(3) bo\u015fa \u00e7\u0131karmad\u0131 m\u0131?(4) 3- Onlar\u0131n \u00fczerine ebabil (s\u00fcr\u00fc s\u00fcr\u00fc) […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":31819,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n