B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n 1- Ger\u00e7ek \u015fu ki, insan\u0131n \u00fczerinden, daha kendisi an\u0131lmaya de\u011fer bir \u015fey de\u011filken, uzun zamanlardan (dehr) bir s\u00fcre (h\u00een) gelip-ge\u00e7ti.(1)<\/strong> A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n 1. Birinci c\u00fcmlede ge\u00e7en “hel eta alel insan”daki “hel” soru edat\u0131n\u0131 bir\u00e7ok m\u00fcfessir ve m\u00fctercim “kad” manas\u0131nda \u00e7evirmi\u015flerdir. Yani “\u015f\u00fcphesiz, muhakkak insan \u00fczerine b\u00f6yle bir vakit gelmi\u015ftir,” demek olur. Yaln\u0131z \u015fu var ki, Arap\u00e7a’da “hel” soru edat\u0131d\u0131r. De\u011fi\u015fik \u015fekillerde soru olarak kullan\u0131l\u0131r. Mesela, “Bazen \u015fu h\u00e2dise oldu mu?” gibi bir soruyla ger\u00e7ekten o hadisenin vuku bulup bulmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00f6\u011frenmek de\u011fil, bilakis \u00f6yle oldu\u011funu muhataba teyid ettirmek amac\u0131 g\u00fcd\u00fcl\u00fcr. Bazen de “Falanca i\u015fi ba\u015fka kimse yapabilir mi?” diye sorularak o i\u015fi ba\u015fka kimsenin yapamayaca\u011f\u0131 vurgulanmak istenir. Ba\u015fka bir \u00f6rnekte mesela “Ben sana bu paray\u0131 \u00f6demedim mi?” denildi\u011finde de ayn\u0131 \u015fey kastedilir. Baz\u0131 zamanlar da bu, sadece ikrar ettirmek i\u00e7in de\u011fil ayn\u0131 zamanda muhatab\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmeye davet etmek i\u00e7in bu \u015fekilde sorulur. Mesela “Ben sana hi\u00e7 k\u00f6t\u00fcl\u00fck yapt\u0131m m\u0131?” denildi\u011finde bundan kas\u0131t o ki\u015fiye benim k\u00f6t\u00fcl\u00fckte bulundu\u011fumu tasdik ettirmek de\u011fildir. 2. “Kar\u0131\u015f\u0131k bir nutfe”den kas\u0131t insan\u0131n, hem erkek ve hem de di\u015fi nutfelerden m\u00fcstakil de\u011fil de bu ikisinin bir araya gelmesinden sonra olu\u015fan bir terkipten v\u00fccuda gelmesidir.<\/p>\n 3. Bu d\u00fcnyada insan\u0131n de\u011feri budur. Yani bir imtihan gayesiyle burada bulunmaktad\u0131r. O, olu\u015f gayeleri bu d\u00fcnyada tamamlanan ve sonunda da yok olan bitkiler ve hayvanlar gibi de\u011fildir. Ayr\u0131ca kimi rahiplerin zannetti\u011fi gibi insan i\u00e7in bir azab yeri de de\u011fildir. \u00d6te yandan, yapt\u0131klar\u0131n\u0131n hemen kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6rece\u011fi, tenas\u00fch\u00e7\u00fclerin inand\u0131\u011f\u0131 gibi bir ceza yeri de de\u011fildir. Ne maddecilerin inand\u0131\u011f\u0131 gibi bir e\u011flence yeri, ve ne de Marks\u00e7\u0131 ve Darwinci d\u00fc\u015f\u00fcncelerde ileri s\u00fcr\u00fcld\u00fc\u011f\u00fc gibi bir harp meydan\u0131d\u0131r. Asl\u0131nda bu d\u00fcnya insan i\u00e7in bir imtihan yeridir. 4. Metinde ge\u00e7en “biz onu i\u015fitir ve g\u00f6r\u00fcr k\u0131ld\u0131k”dan do\u011fru olarak kastedilen “biz onu akl\u0131 ba\u015f\u0131nda biri yapt\u0131k”d\u0131r. Ama biz mealde asla sad\u0131k kalarak “semi”yi dinleyen, “basir”i g\u00f6ren anlam\u0131nda, lafz\u00ee terc\u00fcmelerini verdik. Fakat Arap\u00e7a bilen herkes anlar ki hayvan i\u00e7in bu iki s\u0131fat kullan\u0131lamaz. Halbuki onlar da duymakta ve g\u00f6rmektedirler. O halde burada kullan\u0131lan duyma ve g\u00f6rme fiili i\u015fte bu salt hayvansal d\u00fczeyde olan de\u011fildir. Bilakis bundan maksat, insan\u0131n bilgi elde etme ve bilgiden sonu\u00e7 \u00e7\u0131karabilme yetene\u011fidir. Ne var ki “g\u00f6rme” ve “i\u015fitme” insan\u0131n bilgiyi elde etme vas\u0131talar\u0131ndand\u0131r. Belki de insan i\u00e7in en b\u00fcy\u00fck vas\u0131ta bu ikisidir. Dolay\u0131s\u0131yla burada yaln\u0131zca bunlar an\u0131lmakla yetinilmi\u015ftir. As\u0131l maksat, insan\u0131n sahib oldu\u011fu ve onlar vas\u0131tas\u0131yla bilgi elde etti\u011fi b\u00fct\u00fcn melekelerdir. \u00dcstelik insan\u0131n sahib oldu\u011fu hisler ile hayvanlar aleminin sahip oldu\u011fu hisler mahiyet itibariyle ayr\u0131d\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc insan\u0131n her hissi arkas\u0131nda bu elde etti\u011fi malumat\u0131 d\u00fczene koyup onlardan bir \u00e7\u0131kar\u0131m elde eden ve sonra buna g\u00f6re bir kavramla\u015ft\u0131rmaya giden, d\u00fc\u015f\u00fcnen bir beyni vard\u0131r. \u0130nsan buna g\u00f6re hayat\u0131nda bir davran\u0131\u015f ortaya koyar. Bu y\u00fczden burada insan\u0131n imtihan i\u00e7in yarat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 an\u0131ld\u0131ktan hemen sonra onun “g\u00f6ren” ve “i\u015fiten” yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131 vurgulanmaktad\u0131r. Yani Allah (c.c) onlara ilim ve ak\u0131l vermi\u015f ki onlar\u0131 imtihana tabi tutabilsin. 5. Yani, biz onlara sadece bilgi ve ak\u0131l vermekle kalmay\u0131p ayn\u0131 zamanda kendilerine do\u011fru yolu, \u015f\u00fckretmenin ve k\u00fcfretmenin yollar\u0131n\u0131, bunlardan hangisini dilerse o yolu izlemesi i\u00e7in a\u00e7\u0131k a\u00e7\u0131k g\u00f6sterdik. Sorumlulu\u011fu kendilerine aittir. Beled Suresi’nde “Biz ona e\u011fri ve do\u011fru iki yolu da a\u00e7\u0131klamad\u0131k m\u0131?” denilerek ayn\u0131 konuya de\u011finilmektedir. (\u015eems Suresi’nde ise, “O zata yemin olsun ki b\u00fct\u00fcn zahir\u00ee ve bat\u0131n\u00ee kuvvetler onun \u00fczerine kaimdir ve k\u00f6t\u00fcl\u00fck ve iyilik yollar\u0131n\u0131n ikisini de bildirmi\u015ftir.) Bu izahlar ve Allah (c.c) ‘\u0131n insan\u0131n hidayeti i\u00e7in ne gibi vas\u0131talarla insan\u0131 yaratt\u0131\u011f\u0131n\u0131n izah edildi\u011fi di\u011fer Kur’an ayetlerinin tefsirleri de g\u00f6z \u00f6n\u00fcnde tutularak \u00fczerinde d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcnde bu ayette ge\u00e7en “yol g\u00f6stermek”ten kast\u0131n, belirli bir tek \u015fekil olmad\u0131\u011f\u0131, say\u0131s\u0131z hidayet vas\u0131talar\u0131n\u0131n hepsinin kastedildi\u011fi anla\u015f\u0131lacakt\u0131r. Bunlar\u0131n say\u0131s\u0131n\u0131 verebilmek m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Baz\u0131 misaller a\u015fa\u011f\u0131da verilmektedir. B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 1- Ger\u00e7ek \u015fu ki, insan\u0131n \u00fczerinden, daha kendisi an\u0131lmaya de\u011fer bir \u015fey de\u011filken, uzun zamanlardan (dehr) bir s\u00fcre (h\u00een) gelip-ge\u00e7ti.(1) 2- Hi\u00e7 \u015f\u00fcphesiz biz insan\u0131, karma\u015f\u0131k […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":29577,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n
\n2- Hi\u00e7 \u015f\u00fcphesiz biz insan\u0131, karma\u015f\u0131k olan bir damla sudan yaratt\u0131k.(2) Onu denemekteyiz.(3) Bundan dolay\u0131 onu i\u015fiten ve g\u00f6ren(4) yapt\u0131k.<\/strong>
\n3- Biz ona yolu g\u00f6sterdik; (art\u0131k o,) ya \u015f\u00fckredici olur ya da nank\u00f6r.(5)<\/strong>
\n4- Do\u011frusu biz kafirlere zincirler, demir halkalar (tomruklar) ve \u00e7\u0131lg\u0131nca yanan bir ate\u015f haz\u0131rlad\u0131k.<\/strong><\/p>\n
\nAksine onu d\u00fc\u015f\u00fcnmeye sevketmek ama\u00e7lanmaktad\u0131r. Yani ona k\u00f6t\u00fcl\u00fck yap\u0131lmad\u0131\u011f\u0131 halde nas\u0131l olur da kendisi k\u00f6t\u00fcl\u00fck yapabilir? \u0130\u015fte, yukar\u0131da s\u00f6zkonusu edilen ayetteki soruda bu son kategoriye girmektedir. Bundan maksat ger\u00e7ekten insan \u00fczerinde b\u00f6yle bir vaktin ge\u00e7ti\u011fini ikrar ettirmek ve onu \u00e7ok hakir bir ba\u015flang\u0131\u00e7tan bir insan olarak d\u00fcnyaya getirmi\u015f olan Allah’\u0131n niye sonunda tekrar onu meydana getirmekten aciz olaca\u011f\u0131 iddias\u0131 \u00fczerinde biraz d\u00fc\u015f\u00fcnmesi istenilmektedir.
\n\u0130kinci c\u00fcmlede ge\u00e7en “hinun mineddehr” de ge\u00e7en “ed-dehr”den kas\u0131t insan\u0131n ba\u015f\u0131n\u0131 ve sonunu bilemeyece\u011fi sonsuz bir zamand\u0131r. “Hin”den murad ise o sonsuz zaman i\u00e7erisinde belirli bir zamand\u0131r. Yani, bu sonsuz zaman i\u00e7erisinde insan cinsinin mevcut olmad\u0131\u011f\u0131 uzun bir zaman b\u00f6l\u00fcm\u00fc ge\u00e7mi\u015fti. Daha sonra bir zaman gelmi\u015ftir ki bu, insan cinsinin ba\u015flang\u0131c\u0131 oldu. Ve bu zaman i\u00e7erisinde de her bir birey i\u00e7in yoktan var olmaya ba\u015flama vakti geldi.
\n\u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc c\u00fcmlede ge\u00e7en “lem yek\u00fcn \u015fey’en mezkura”n\u0131n anlam\u0131 o zaman hi\u00e7 de \u00f6nemli olmayan bir vakitti demektir. \u0130nsan\u0131n bir k\u0131sm\u0131 babas\u0131n\u0131n nutfesinde bir sperm taneci\u011fi \u015feklinde, di\u011fer bir k\u0131sm\u0131 da annesinin nutfesinde bir yumurta \u015feklindeydi. Uzun bir s\u00fcre insan\u0131n i\u015fte bu sperm ile yumurtan\u0131n ihtilat\u0131ndan meydana geldi\u011fi bilinmezdi. \u015eimdi ise g\u00fc\u00e7l\u00fc mikroskoplar ile bu olay g\u00f6zlenebilmektedir. Hamilelik vukubuldu\u011funda da bu iki sperm ve yumurta bir araya gelerek bir h\u00fccre meydana gelir ve bu h\u00fccre dahi o kadar k\u00fc\u00e7\u00fckt\u00fcr ki ancak \u00e7ok g\u00fc\u00e7l\u00fc bir mikroskop ile g\u00f6r\u00fclebilir. Bu haliyle de kimse bundan koskoca bir insan\u0131n olu\u015faca\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyemez. Bu hakir halden olu\u015facak olan insan\u0131n da nas\u0131l olaca\u011f\u0131, bedeni, \u015fekli ve sureti, \u00f6zellikleri ve \u015fahsiyetinin nas\u0131l olaca\u011f\u0131n\u0131 da s\u00f6ylemek m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. \u0130\u015fte burada ayn\u0131 hususa dikkat \u00e7ekilmesi i\u00e7in, onun insan olarak ba\u015flang\u0131c\u0131nda hi\u00e7bir \u00f6zelli\u011fi olmamas\u0131na ra\u011fmen hayat\u0131n\u0131n ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 vurgulanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n
\n\u00d6m\u00fcr dedi\u011fimiz \u015fey de bu imtihan\u0131n s\u00fcresidir. D\u00fcnyadaki insana \u00e7e\u015fitli g\u00fc\u00e7ler ve yeteneklerin yan\u0131nda ayr\u0131ca baz\u0131 \u015feyler de tasarrufuna verilmi\u015ftir. Bunlar\u0131 kullanmak ve di\u011fer insanlarla ili\u015fkide bulunmak hep bir imtihan\u0131n b\u00f6l\u00fcmleridir. Bu imtihan \u00f6mr\u00fcn sonuna kadar, son nefes \u00e7\u0131k\u0131ncaya kadar s\u00fcrer. Neticesi ise burada de\u011fil ahirettedir. B\u00fct\u00fcn imtihanlardan ald\u0131klar\u0131 sonu\u00e7lar de\u011ferlendirilerek belirlenecek ve ba\u015far\u0131l\u0131 m\u0131 olmu\u015f yoksa ba\u015far\u0131s\u0131z m\u0131 olmu\u015f ilan edilecektir. Bu imtihan\u0131 kazanmak veya kaybetmek bu d\u00fcnyada kendini ne zannetti\u011fi ve nas\u0131l \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 ve hangi imtihanda ne yapt\u0131\u011f\u0131na ba\u011fl\u0131d\u0131r. E\u011fer kendisini yarat\u0131c\u0131s\u0131z ya da bir s\u00fcr\u00fc tanr\u0131n\u0131n k\u00f6lesi zannetmi\u015f ve kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya oldu\u011fu b\u00fct\u00fcn imtihanlarda da, onu yaratana kar\u015f\u0131, yapm\u0131\u015f olduklar\u0131ndan ahirette bir hesap vermeyecekmi\u015f gibi bir tav\u0131r alm\u0131\u015fsa bu durumda onun b\u00fct\u00fcn imtihanlarda yapt\u0131klar\u0131 da yanl\u0131\u015f olacakt\u0131r. E\u011fer tek bir Allah’\u0131n kulu oldu\u011funa inanm\u0131\u015f ve her i\u015fini Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na g\u00f6re yapm\u0131\u015f ve ahirette hesap verece\u011fi inanc\u0131 i\u00e7erisinde \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015fsa o zaman o imtihan\u0131n\u0131 kazanm\u0131\u015f demektir. (Bu konu Kur’an-\u0131 Kerim’de o kadar detayl\u0131 zikredilmi\u015ftir ki onlar\u0131 burada saymak zordur. Kur’an’\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda d\u00fcnyada hi\u00e7bir kitap yoktur ki onda bu ger\u00e7ek hakk\u0131nda o kadar teferruatl\u0131 a\u00e7\u0131klama bulunsun.<\/p>\n
\nA\u00e7\u0131kt\u0131r ki e\u011fer buradaki gaye bu olmay\u0131p “g\u00f6ren” ve “i\u015fiten” yapman\u0131n anlam\u0131 sadece bu duyular olsayd\u0131, o zaman k\u00f6r ve sa\u011f\u0131r bir kimse bilgi-ak\u0131ldan mutlak olarak mahrum olmasa da bu imtihandan istisna tutulacakt\u0131r.<\/p>\n
\na- Her insana ak\u0131l ve bilginin yan\u0131s\u0131ra ahl\u00e2k\u00ee duygu da verilmi\u015ftir. onun vas\u0131tas\u0131yla iyiyi ve k\u00f6t\u00fcy\u00fc ay\u0131rabilecektir. Baz\u0131 ameller ve s\u0131fatlar k\u00f6t\u00fc say\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Hatta, insanlar bilfiil bu amellere ve s\u0131fatlara sahip olsa da. Ve hatta kimileri heveslerini me\u015frula\u015ft\u0131rmak i\u00e7in \u00e7e\u015fitli felsef\u00ee metodlara ba\u015fvursa da (e\u011fer ayn\u0131 k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc ba\u015fkas\u0131 onlara yapsa k\u0131yamet kopar\u0131rlar, o zaman bu yapmakta olduklar\u0131 i\u015fin ger\u00e7ekten k\u00f6t\u00fc oldu\u011funu anlarlar) bu i\u015f ve \u00f6zellikler k\u00f6t\u00fcd\u00fcr. Yani, salih amel ve \u00f6zellikleri, kendi cehalet ve ahmakl\u0131klar\u0131 y\u00fcz\u00fcnden gericilik sayarlarsa da, e\u011fer bir insan\u0131n salih bir ameli vas\u0131tas\u0131yla kendilerine bir fayda dokunacak olsa o zaman bunlara fikr\u00ee olarak h\u00fcrmet etmeye mecbur kal\u0131rlar.
\nb- Her insan\u0131n i\u00e7inde, Allah (c.c) taraf\u0131ndan verilen vicdan (nefs-i levvame) denilen bir \u015fey vard\u0131r. Her hal ve konumda k\u00f6t\u00fcl\u00fck yapt\u0131\u011f\u0131 zaman onu ikaz eder. \u0130\u015fte bu vidan\u0131, insan ne kadar susturmaya ve yok etmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131rsa \u00e7al\u0131\u015fs\u0131n gene de onu tam manas\u0131yla yok etmeye g\u00fcc\u00fc yetmez. Bu d\u00fcnyada utanmadan kendisinin vicdans\u0131z oldu\u011funu ispat edebilir deliller ileri s\u00fcrerek ba\u015fkalar\u0131n\u0131 da ikna edebilir ve kendi kendisini kand\u0131rmak i\u00e7in say\u0131s\u0131z bahaneler de ileri s\u00fcrebilir, ama b\u00fct\u00fcn bunlara ra\u011fmen Allah (c.c) ‘\u0131n onun f\u0131trat\u0131nda g\u00f6revlendirdi\u011fi “hesap sorucu” o kadar g\u00fc\u00e7l\u00fcd\u00fcr ki insan ne kadar k\u00f6t\u00fc olursa olsun bu hakikati kendi nefsinden gizleyemez. Ayn\u0131 ifade K\u0131yamet Suresi 15. ayette \u015f\u00f6yle beyan edilmektedir: “Ne kadar mazeret ileri s\u00fcrerse s\u00fcrs\u00fcn, insan kendi nefsini \u00e7ok iyi bilir.”
\nc- Gerek insan\u0131n kendi v\u00fccudu ve gerekse etraf\u0131nda, yerlerde ve g\u00f6klerde bulunan say\u0131s\u0131z alametlerden b\u00fct\u00fcn bunlar\u0131n bir yarat\u0131c\u0131 olmadan m\u00fcmk\u00fcn olamayaca\u011f\u0131 anla\u015f\u0131l\u0131r. Ayr\u0131ca birden fazla bir s\u00fcr\u00fc tanr\u0131n\u0131n da bu muhte\u015fem nizam\u0131 ayakta tutmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Ayn\u0131 zamanda objektif (afak\u00ee) ve subjektif (enf\u00fcs\u00ee) bir \u00e7ok deliller de k\u0131yamet ve ahiretin vuku bulaca\u011f\u0131n\u0131n i\u015faretidir. E\u011fer insan g\u00f6z\u00fc kapal\u0131 bir \u015fekilde, akl\u0131n\u0131 kullanmadan bu ger\u00e7e\u011fe i\u015faret eden alametleri kabul etmekten ka\u00e7\u0131n\u0131rsa bu onun kendi kusurudur. \u00c7\u00fcnk\u00fc Allah (c.c) , hakikate vas\u0131l olmak i\u00e7in her t\u00fcrl\u00fc i\u015faretleri ve alametleri g\u00f6zler \u00f6n\u00fcne sermi\u015ftir.
\nd- \u0130nsano\u011flunun kendi ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 g\u00fcnl\u00fck ve ge\u00e7mi\u015f tarihi tecr\u00fcbelerden has\u0131l olan ve olmaya devam eden bir\u00e7ok hadiseler b\u00fct\u00fcn kainat\u0131n \u00fcst\u00fcnde bir kudret sahibinin var oldu\u011funu, O’nun \u00f6n\u00fcnde b\u00fct\u00fcn kainat\u0131n aciz oldu\u011funu, O’nun takdirinin her \u015feyin \u00fczerinde galib ve onlar\u0131n O’na muhta\u00e7 oldu\u011funu a\u00e7\u0131k\u00e7a ispatlamaktad\u0131r. Bu ger\u00e7ekten haberler veren deney ve g\u00f6zlem gibi d\u0131\u015ftaki alametlerin yan\u0131nda insan\u0131n f\u0131trat\u0131nda da o zat\u0131n varl\u0131\u011f\u0131na deliller mevcuttur. \u00d6yle ki en kat\u0131 ateist bile zor bir durumda kald\u0131\u011f\u0131nda ancak Allah’a dua i\u00e7in elini a\u00e7ar, en kat\u0131 m\u00fc\u015frik bile b\u00f6yle bir durumda o sahte tanr\u0131lar\u0131 b\u0131rakarak yaln\u0131zca Allah’a nida eder.
\ne- \u0130nsan akl\u0131 ve f\u0131trat\u0131, bir su\u00e7un cezas\u0131n\u0131n ve iyi bir i\u015fin de m\u00fckafat\u0131n\u0131n olmas\u0131n\u0131 gerekli g\u00f6r\u00fcr. Buna dayanarak d\u00fcnyadaki her toplumda bir adalet sistemi mevcuttur. \u0130yi bir i\u015fe kar\u015f\u0131l\u0131k muhtelif m\u00fckafatlar verilir. B\u00fct\u00fcn bunlar \u015funu a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00f6stermektedir ki ahl\u00e2k ile hukuksal m\u00fckafat aras\u0131nda hi\u00e7 kimsenin inkar edemeyece\u011fi bir ba\u011flant\u0131 vard\u0131r. \u015eu da bir ger\u00e7ek ki d\u00fcnyadaki say\u0131s\u0131z su\u00e7lar\u0131n cezas\u0131 de\u011fil tam olarak, k\u0131smen dahi ifa edilememektedir. Hatta bu cezadan bile pa\u00e7ay\u0131 kurtarabilmek \u00e7e\u015fitli yollarla m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Ayr\u0131ca, bu d\u00fcnyada do\u011fru ve g\u00fczel amellerin de kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 al\u0131namaz. Onun i\u00e7in ahiretin adaletini kabul etmekten ba\u015fka \u00e7are yoktur. Ancak bir ahmak ve inat\u00e7\u0131 ki\u015fi adalet fikrinin zerresinin bile olmad\u0131\u011f\u0131 bir d\u00fcnyada do\u011fmu\u015f bulundu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr. O zaman ona insanlarda bulunan adalet d\u00fc\u015f\u00fcncesinin nereden gelmi\u015f olabilece\u011fini sormak laz\u0131md\u0131r.
\nf- B\u00fct\u00fcn bu vas\u0131talar insan\u0131n hidayeti bulmas\u0131na yard\u0131m etmesi i\u00e7in Allah taraf\u0131ndan yarat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Ayr\u0131ca Allah-u Te\u00e2l\u00e2, onlara apa\u00e7\u0131k do\u011fru yolu g\u00f6stermek i\u00e7in peygamberler ve kitaplar g\u00f6ndermi\u015f ve a\u00e7\u0131k a\u00e7\u0131k \u015f\u00fckretmenin ve k\u00fcf\u00fcr ve dalaletin yolunu ve bu iki yoldan birini takip edenlerin neticelerinin ne olaca\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir. Peygamberlerin ve kitaplar\u0131n getirdi\u011fi talimatlar a\u00e7\u0131k ve dolayl\u0131 bir \u015fekilde say\u0131s\u0131z bi\u00e7imde d\u00fcnyada her tarafa yay\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Yani hi\u00e7bir topluluk Allah ve ahiret d\u00fc\u015f\u00fcncesinden veya iyi ile k\u00f6t\u00fc aras\u0131ndaki ayr\u0131mdan ve onun ileri s\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc ahl\u00e2ki y\u00f6ntemler ve kanun\u00ee emirlerden habersiz de\u011fildir. \u0130nsanlar bilse de bilmese de, bu bilgilerin kayna\u011f\u0131 peygamberler ve onlar\u0131n getirdi\u011fi kitaplard\u0131r. Bug\u00fcn bile, peygamberlerden bihaber olanlar, asl\u0131nda onlar\u0131n talimatlar\u0131na uymaktad\u0131rlar.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"