B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

19- Sonra muhakkak onu a\u00e7\u0131klamak bize ait (bir i\u015f) tir.(13)<\/strong>
\n20- Hay\u0131r;(14) siz \u00e7ar\u00e7abuk ge\u00e7mekte olan (d\u00fcnya) \u0131 seviyorsunuz.<\/strong>
\n21- Ve ahireti terkedip-b\u0131rak\u0131yorsunuz.(15)<\/strong>
\n22- O g\u00fcn y\u00fczler \u0131\u015f\u0131l \u0131\u015f\u0131l parlar.(16)<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

13. Baz\u0131 m\u00fcfessirler bu ifadeye bakarak, vahyin ba\u015flamas\u0131n\u0131n ilk d\u00f6nemlerinde Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn baz\u0131 ayet, kelime veya bir emrin anlam\u0131n\u0131 sordu\u011funu sanmaktad\u0131rlar. Bu y\u00fczden O’na (s.a) “Vahiy nazil oldu\u011fu zaman sessizce dinle” denilmesinin yan\u0131nda “\u015e\u00fcphesiz, onun her kelimesini tam olarak senin haf\u0131zana biz yerle\u015ftirece\u011fiz ve Kur’an’\u0131 nazil oldu\u011fu \u015fekliyle do\u011fru bir \u015fekilde sana okutaca\u011f\u0131z.” ve “Her emrin ve buyru\u011fun manas\u0131n\u0131 sana a\u00e7\u0131klayaca\u011f\u0131z” denildi\u011fini s\u00f6ylerler.
\nBu \u00e7ok \u00f6nemli bir ayettir. Bu ayetin ortaya koydu\u011fu baz\u0131 ana umdeleri e\u011fer iyice anlarsak daha \u00f6nceleri pek\u00e7ok ki\u015finin d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc ve bug\u00fcn de yayg\u0131n olan bir\u00e7ok sap\u0131kl\u0131\u011fa d\u00fc\u015fmekten kurtuluruz.
\n\u0130lk \u00f6nce, \u015fu a\u00e7\u0131k\u00e7a anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r ki, Rasul\u00fcllah’a nazil olan vahiy sadece Kur’an’da yaz\u0131l\u0131 olandan ibaret de\u011fildir. Kur’an’\u0131n haricinde ve Kur’an’da yer almayan bilgiler de Allah Rasul\u00fc’ne verilmi\u015ftir. Kur’an’\u0131n emirleri, yol g\u00f6steri\u015fleri, kelimeleri, hususi \u0131st\u0131lahlar\u0131 ve bunlar\u0131n manalar\u0131 Allah Rasul\u00fc’ne anlat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. E\u011fer bunlar\u0131n hepsi Kur’an’da yaz\u0131l\u0131 olmu\u015f olsayd\u0131 o zaman “Bunlar\u0131n anlamlar\u0131n\u0131 biz sana a\u00e7\u0131klayaca\u011f\u0131z” ya da “Onun a\u00e7\u0131klanmas\u0131 bize d\u00fc\u015fer” gibi bir s\u00f6ze gerek duyulmazd\u0131. E\u011fer Rasul\u00fcllah’\u0131n (s.a) bilgilenmesi b\u00f6yle olmasayd\u0131, t\u00fcm a\u00e7\u0131klamalar Kur’an’da olurdu. O halde, Kur’an’\u0131n Allah taraf\u0131ndan yap\u0131lan a\u00e7\u0131klama ve izah\u0131 her hal\u00fbk\u00e2rda Kur’an kelimelerinden ayr\u0131d\u0131r. Bu, bize Kur’an’da anlat\u0131lan Vahy-i Haf\u00ee’nin di\u011fer bir ispat\u0131d\u0131r. (Kur’an-\u0131 Kerim’de bunun hakk\u0131nda ba\u015fka deliller de vard\u0131r. Bunlar\u0131 teferruat\u0131yla “Hukukta S\u00fcnnetin Yeri” isimli kitab\u0131m\u0131z\u0131n 94-95. ve 118-125. sayfalar\u0131 aras\u0131nda a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131k.)
\nKur’an’\u0131n anlam\u0131n\u0131n, gayesinin ve emirlerinin a\u00e7\u0131klanmas\u0131n\u0131n Allah taraf\u0131ndan Rasul\u00fcllah’a bildirilmesinin sebebi, kendi s\u00f6z ve eylemleriyle insanlara onu anlatmas\u0131 ve o prati\u011fe g\u00f6re amel etmeyi de onlara \u00f6\u011fretmesi i\u00e7indir. E\u011fer bu gaye olmasayd\u0131 ve onun ilmini yaln\u0131zca kendine saklamas\u0131 s\u00f6zkonusu olsayd\u0131 o zaman bu i\u015fin bir manas\u0131 kalmazd\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc peygamberlik g\u00f6revini yerine getirmenin bir faydas\u0131 olmayacakt\u0131. O halde ancak aptal bir insan bu ilmin hi\u00e7bir \u015fer\u00ee \u00f6zelli\u011finin olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ileri s\u00fcrebilir. Nahl Suresi 44. ayette Allah: “Ey Peygamber! Sana, insanlara a\u00e7\u0131klayas\u0131n diye Kur’an’\u0131 indirdik. Belki d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrler” buyurmu\u015ftur. (\u0130zah i\u00e7in Bkz. Nahl an: 40) Kur’an’da ayr\u0131ca d\u00f6rt yerde de Rasul’\u00fcn vazifesinin yaln\u0131zca Allah’\u0131n ayetlerini bildirmek de\u011fil; bu Kitab\u0131 \u00f6\u011fretmek oldu\u011fu a\u00e7\u0131k a\u00e7\u0131k buyurulmu\u015ftur. (Bkz. Bakara: 129 ve 151; Al-i \u0130mran 164; Cuma 2, Biz b\u00fct\u00fcn bu ayetleri yukar\u0131da bahsi ge\u00e7en kitab\u0131m\u0131zda teferruat\u0131yla incelemi\u015ftik. Bkz. S. 74-77) \u015eimdi e\u011fer bir kimse Kur’an’a inanmas\u0131na ra\u011fmen; Kur’an’\u0131n do\u011fru, dayanakl\u0131 ve resmi a\u00e7\u0131klamas\u0131n\u0131n ancak Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn kendi s\u00f6zleri ve amelleriyle oldu\u011fu, \u00e7\u00fcnk\u00fc bunlar\u0131n O’nun \u015fahs\u00ee a\u00e7\u0131klamalar\u0131n\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131, bilakis O’na Kur’an’\u0131 indiren Allah’\u0131n kendi a\u00e7\u0131klamalar\u0131 oldu\u011fu ger\u00e7e\u011fini bir kenara b\u0131rakarak Kur’an’\u0131n ayet ve kelimelerine kendi iste\u011fine g\u00f6re bir mana vermeye c\u00fcret ederse bu kimsenin iman sahibi oldu\u011funu s\u00f6ylemek zordur.
\n\u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc olarak; Kur’an-\u0131 Kerim’i y\u00fczeysel olarak m\u00fctalaa eden bir ki\u015fi bile, bunda bir\u00e7ok \u015feyler oldu\u011funu ve ayr\u0131ca Arap\u00e7a bilen birisi de, yaln\u0131zca kelimelerinden hareketle onun hakiki maksad\u0131n\u0131 anlayamayaca\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6recektir. E\u011fer onu anlamazsa nas\u0131l amel edebilir? Mesela Sal\u00e2t kelimesi. Kur’an-\u0131 Kerim’de imandan sonra en fazla \u00fczerinde durulan amel Sal\u00e2t (namaz) ‘d\u0131r. Fakat sadece Arap\u00e7a s\u00f6zl\u00fckten bu kelimenin amel anlam\u0131n\u0131 \u00f6\u011frenemeyiz. Kur’an’da bunun tekrar tekrar bahsinin ge\u00e7mesinden, en fazla bu kelimenin, Arap\u00e7a’daki belirli bir \u0131st\u0131lahi manada kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlayabiliriz. Bu amel, ehli imandan talep edilmi\u015ftir. Ama sadece Arap\u00e7a bilen bir kimse, yaln\u0131zca Kur’an’\u0131 okuyarak bu fiilin keyfiyetinin nas\u0131l olmas\u0131 gerekti\u011fini ve nas\u0131l yerine getirilece\u011fini belirtemez. Kur’an-\u0131 Kerim’i indiren, bununla birlikte \u0131st\u0131lahlar\u0131n anlamlar\u0131n\u0131 tam olarak talim ettirsin diye bir muallim de g\u00f6ndermemi\u015f olsayd\u0131, o zaman sal\u00e2t emrini nas\u0131l yerine getirecekleri hususunda yaln\u0131zca Kur’an’\u0131 g\u00f6z \u00f6n\u00fcnde bulunduran iki m\u00fcsl\u00fcman bile belirli bir bi\u00e7im \u00fczerinde anla\u015famayacaklard\u0131. Bug\u00fcn yakla\u015f\u0131k bin be\u015fy\u00fcz sene ge\u00e7mi\u015f olmas\u0131na ra\u011fmen nesilden nesile b\u00fct\u00fcn m\u00fcsl\u00fcmanlar ayn\u0131 temel esaslara sahip namaz\u0131 k\u0131lmaktad\u0131rlar ve bu d\u00fcnyan\u0131n her k\u00f6\u015fesinde milyonlarca insanda ayn\u0131 hareketleri yapmaktad\u0131r.
\n\u00d6yleyse Allah (c.c) Rasul\u00fc’ne yaln\u0131zca Kur’an kelimelerini vahyetmekle kalmam\u0131\u015f, ayn\u0131 zamanda o kelimelerin manalar\u0131n\u0131 da tam olarak O’na anlatm\u0131\u015ft\u0131r. O da Allah’\u0131n Kitab\u0131 olarak Kur’an’a ve Allah’\u0131n el\u00e7isi olarak Rasul’e inanan b\u00fct\u00fcn insanlara bu Kur’an’\u0131n ayetlerini ve anlamlar\u0131n\u0131 \u00f6\u011fretmi\u015ftir.
\nD\u00f6rd\u00fcnc\u00fc olarak, Kur’an ayetlerini, kelimelerini, Allah (c.c) kendi el\u00e7isine \u00f6\u011fretmi\u015f ve o da kendi s\u00f6zleri ve eylemleri ile bu talimleri \u00fcmmete aktarm\u0131\u015ft\u0131r. Bizim elimizde Kur’an’\u0131 \u00f6\u011frenmek i\u00e7in ba\u015fka bir \u015fey yoktur. Hadis’ten, maksat; Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn kavli ve fiili (uygulama) rivayetlerinin \u00f6ncekiler taraf\u0131ndan isnad ile sonra gelenlere aktar\u0131lmas\u0131d\u0131r. S\u00fcnnet ise, Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn s\u00f6zleri ile tebli\u011f etmi\u015f oldu\u011fu ya da eylem olarak birey ve toplum baz\u0131nda uygulad\u0131\u011f\u0131, takip etti\u011fi yoldur. Bunun tafsilat\u0131 da nesilden nesile g\u00fcvenilir rivayetler ile gelmektedir. Sonra gelenler, \u00f6nce gelenlerden uygulamay\u0131 g\u00f6rm\u00fc\u015flerdir. Bu \u015fekilde gelen bir ilmi reddeden kimse, maazallah, Allah’\u0131n, “Onun a\u00e7\u0131klamas\u0131 bize aittir.” s\u00f6z\u00fcn\u00fc reddetmi\u015f yani Rasul’\u00fcn a\u00e7\u0131klama sorumlulu\u011funu yerine getirmekte ba\u015far\u0131l\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 zannetmi\u015f olur. Bu sorumluluk sadece Rasul’\u00fcn \u015fahs\u0131 ile ilgili de\u011fildi. Bunun maksad\u0131 Rasul vas\u0131tas\u0131yla Allah’\u0131n Kitab\u0131’n\u0131 \u00fcmmete anlatmak idi. \u00d6yleyse hadis ve s\u00fcnneti te\u015fri kaynaklar\u0131ndan saymamak demek, Allah’\u0131n bu y\u00fck\u00fcml\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc yerine getiremedi\u011fini ileri s\u00fcrmek demektir. (Bundan Allah’a s\u0131\u011f\u0131n\u0131r\u0131z) . Buna kar\u015f\u0131l\u0131k e\u011fer bir kimse, bir\u00e7ok hadisin mevzu (uydurma) oldu\u011funu s\u00f6ylerse, ona \u015f\u00f6yle cevap veririz; Bu da kendili\u011finden g\u00f6stermektedir ki \u0130sl\u00e2m’\u0131n ilk d\u00f6neminde b\u00fct\u00fcn \u00fcmmet Allah Rasul\u00fc’n\u00fcn s\u00f6z ve eylemlerini kanun olarak kabullenmi\u015fti ve bu y\u00fczden sap\u0131kl\u0131\u011fa yol a\u00e7mak isteyenler yalan hadisler uydurmak gere\u011fini duymu\u015flard\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc ancak de\u011ferli paran\u0131n sahtesi bas\u0131l\u0131r, zira g\u00fcvenilir ve sa\u011flam parad\u0131r. Ge\u00e7meyen, de\u011fersiz bir paran\u0131n sahtesini hangi bir zekal\u0131 basar ki. Hadisler konusunda b\u00f6yle iddialarda bulunanlar bilmiyorlar ki bu \u00fcmmet ba\u015flang\u0131\u00e7tan beri, o Zat-\u0131 Pak’\u0131n s\u00f6zleri ve eylemlerinin kanun h\u00fckm\u00fcnde odu\u011funu bilmi\u015fler ve dolay\u0131s\u0131 ile onun uydurma ve tahrifi kar\u015f\u0131s\u0131nda bir dizi tedbirler alm\u0131\u015flard\u0131r. Bu gibi ki\u015filer ne kadar Allah Rasul\u00fc’ne kar\u015f\u0131 yalan yanl\u0131\u015f \u015feyler nisbet etmeye \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015flarsa, \u00fcmmet bir o kadar da kar\u015f\u0131 tedbirler alm\u0131\u015ft\u0131r. Do\u011fru ve yanl\u0131\u015f haberleri temyiz etmek i\u00e7in ve rivayetlerin d\u00fcr\u00fcstl\u00fck ve g\u00fcvenirli\u011fini kontrol etmek i\u00e7in muhte\u015fem bir ilim dal\u0131 olu\u015fturmu\u015flard\u0131r. D\u00fcnyada m\u00fcsl\u00fcmanlardan ba\u015fka hi\u00e7bir millette b\u00f6yle bir ilim yoktur. Bu ilmi bilmeden baz\u0131 Bat\u0131l\u0131 oryantalistlerin oyunlar\u0131na gelip hadise ve s\u00fcnnete itimats\u0131zl\u0131k iddia ederek, itibar olunamaz olduklar\u0131n\u0131 ileri s\u00fcren nasibsizler bilmezler ki bu cahilane hareketleriyle \u0130sl\u00e2m’a ne kadar zarar vermekteler.<\/p>\n

14. Burada, ara c\u00fcmleden sonra \u00f6nceki konuya kal\u0131nd\u0131\u011f\u0131 yerden devam edilmektedir. “Hay\u0131r asla de\u011fil”in manas\u0131 \u015fudur. Yani sizin k\u0131yameti ink\u00e2r etmenizin as\u0131l sebebi bu kainat\u0131n yarat\u0131c\u0131s\u0131n\u0131n k\u0131yameti getirmeye ve \u00f6l\u00fcmden sonra sizi diriltmeye muktedir olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 zannetmeniz de\u011fildir. As\u0131l sebep yukar\u0131da ayette verildi\u011fi gibidir.<\/p>\n

15. Bu, ahireti ink\u00e2r\u0131n ikinci sebebidir. Birincisi 5. ayette beyan edilmi\u015fti. O ayette, insan\u0131n fisk\u00fc-f\u00fccur i\u00e7in serbestlik ve ahl\u00e2k\u00ee kay\u0131tlardan kurtulmak istedi\u011fi ve e\u011fer ahirete inan\u0131rsa bir tak\u0131m ahl\u00e2k\u00ee kurallarla kay\u0131tlanaca\u011f\u0131, bu y\u00fczden de nefsani \u015fehvetlerinin ona ahireti ink\u00e2r etmesi i\u00e7in bask\u0131 yapt\u0131\u011f\u0131 ve daha sonra bir tak\u0131m akl\u00ee deliller ileri s\u00fcrerek bu ink\u00e2r\u0131n gayet mant\u0131kl\u0131 oldu\u011funu ona g\u00f6stermeye \u00e7al\u0131\u015fmakta oldu\u011fu s\u00f6ylenilmekteydi. \u015eimdi burada da ikinci sebep olarak ahireti ink\u00e2r edenlerin dar ve k\u0131s\u0131r g\u00f6r\u00fc\u015fl\u00fc olduklar\u0131 beyan edilmektedir. Onlar i\u00e7in, bu d\u00fcnyadaki i\u015fler ve bu i\u015flerin sonu\u00e7lar\u0131 \u00f6nemlidir.
\nAhirette kendilerinin ne sonu\u00e7lar elde edecekleri hususuna hi\u00e7 \u00f6nem vermiyor, hep bu d\u00fcnyan\u0131n lezzet ve faydalar\u0131 i\u00e7in \u00e7al\u0131\u015fmak gerekti\u011fini san\u0131yorlar. Bunlara g\u00f6re ne pahas\u0131na olursa olsun, bu d\u00fcnyada ba\u015far\u0131 kazanmak gerekir. Bunun ahiretteki neticesi ne kadar k\u00f6t\u00fc olursa olsun onlar i\u00e7in \u00f6nemli de\u011fildir. Kar\u015f\u0131l\u0131klar\u0131 ahirette ne kadar g\u00fczel olsa bile bu d\u00fcnyadaki kaybetme, me\u015fakkat ve kederden muhakkak ka\u00e7mal\u0131d\u0131r diyorlar. Pe\u015fin al\u0131\u015fveri\u015f istiyorlar. Ahiret gibi uzak bir olay i\u00e7in, bug\u00fcnk\u00fc k\u00e2rlar\u0131ndan vazge\u00e7mek i\u015flerine gelmiyor. Oradaki bir m\u00fckafaat i\u00e7in burada bir zarara u\u011framay\u0131 g\u00f6ze alamazlar. B\u00f6yle bir d\u00fc\u015f\u00fcnme tarz\u0131na sahip insan ahiret konusundaki tart\u0131\u015fmada asl\u0131nda akl\u00ee deliller ileri s\u00fcr\u00fcyorsa da saf ak\u0131l y\u00fcr\u00fctmemektedir. Bunlar\u0131n akl\u00ee delillerinin arkas\u0131nda yukar\u0131da bahsetti\u011fimiz zihniyet yatmaktad\u0131r. Bu y\u00fczden her ne kadar onun vicdan\u0131 ahiretin meydana gelmesi m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr ve de gereklidir diyorsa ve Kur’an’daki mant\u0131k\u00ee deliller kar\u015f\u0131s\u0131nda onun zihniyeti bir hi\u00e7 mesabesinde ise de, o yine ahirete inanmayacakt\u0131r.<\/p>\n

16. Yani, sevin\u00e7ten y\u00fczleri parlayacakt\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc onlar ahirete iman etmi\u015flerdi ve \u015fimdi bu inan\u00e7lar\u0131na g\u00f6re ahirete \u015fahit olmaktalar. Bu, ahirete iman etmekle d\u00fcnyadaki gayri me\u015fru bir tak\u0131m faydalardan vazge\u00e7tiler ve Hakk i\u00e7in bir tak\u0131m zararlara girmek zorunda kald\u0131lar, ama kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda ahirette m\u00fckafata nail oldular ve g\u00f6zleriyle o ahiret olay\u0131n\u0131 tema\u015fa ederek d\u00fcnyadayken bu \u015fekilde bir hayat\u0131 ve zihniyeti tercih etmelerinin ne kadar isabetli oldu\u011funu g\u00f6rd\u00fcler. \u015eimdi ise onlar i\u00e7in en g\u00fczel m\u00fckafatlara lay\u0131k olma vaktidir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 19- Sonra muhakkak onu a\u00e7\u0131klamak bize ait (bir i\u015f) tir.(13) 20- Hay\u0131r;(14) siz \u00e7ar\u00e7abuk ge\u00e7mekte olan (d\u00fcnya) \u0131 seviyorsunuz. 21- Ve ahireti terkedip-b\u0131rak\u0131yorsunuz.(15) 22- O g\u00fcn […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":29458,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n