B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

11- Ve e\u011fer e\u015flerinizden (k\u00e2firlere ka\u00e7malar\u0131ndan dolay\u0131) herhangi bir \u015fey k\u00e2firlere ge\u00e7er, b\u00f6ylece siz de (sava\u015fta onlar\u0131 yenip) ganimete kavu\u015fursan\u0131z, e\u015fleri (ka\u00e7\u0131p) gidenlere (mehir olarak) harcama yapt\u0131klar\u0131n\u0131n bir mislini verin.(17) Kendisine iman etmekte oldu\u011funuz Allah’tan korkup-sak\u0131n\u0131n.<\/strong>
\n12- Ey Peygamber! \u0130nanm\u0131\u015f kad\u0131nlar biat i\u00e7in(18) gelirlerse, sana; Allah’a hi\u00e7bir \u015feyi ortak ko\u015fmamalar\u0131, h\u0131rs\u0131zl\u0131k etmemeleri,(19) zina etmemeleri, \u00e7ocuklar\u0131n\u0131 \u00f6ld\u00fcrmemeleri,(20) elleriyle ayaklar\u0131 aras\u0131nda iftira uydurup getirmemeleri,(21) marufta sana kar\u015f\u0131 gelmemeleri(22) hususunda biat etsinler. Sen de onlar\u0131n biatlar\u0131n\u0131 al.(23) Ve onlar i\u00e7in Allah’tan ma\u011ffiret dile. \u015e\u00fcphesiz Allah, \u00e7ok ba\u011f\u0131\u015flayan, \u00e7ok esirgeyendir.<\/strong>
\n13- Ey iman edenler, Allah’\u0131n kendilerine kar\u015f\u0131 gazabland\u0131\u011f\u0131 gibi kavmi veli (dost ve m\u00fcttefik) edinmeyin;(24) ki onlar, k\u00e2fir olanlar\u0131n mezar halk\u0131ndan umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmi\u015flerdir.<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

17. Bu meselede iki g\u00f6r\u00fc\u015f vard\u0131r. Ve her iki g\u00f6r\u00fc\u015f de ayete uygundur.
\nBirincisi, M\u00fcsl\u00fcmanlar, kendileriyle anla\u015fmal\u0131 olmad\u0131klar\u0131 kafirlere, “Hicret edip bize gelen M\u00fcsl\u00fcman erkeklerin mehirlerini iade edin” diye bir teklifte bulunmu\u015flar ama onlar bu teklifi kabul etmemi\u015flerdir. \u0130mam Z\u00fchr\u00ee, Allah’\u0131n h\u00fckm\u00fc mucibince M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n hicret edip gelen m\u00fcmine kad\u0131nlar\u0131n mehirlerini, onlar\u0131n m\u00fc\u015frik kocalar\u0131na iadeye haz\u0131r olduklar\u0131n\u0131 s\u00f6ylemektedir. Fakat kafirler, kocalar\u0131 Medine’ye hicret etmi\u015f olan ve kendileri Mekke’de kalan m\u00fc\u015frik kad\u0131nlar\u0131n mehirlerini M\u00fcsl\u00fcmanlara iade etmeyi reddetmi\u015flerdir. Bu nedenle de Allah, Mekkeli m\u00fc\u015friklere iade edilecek olan Muhacir kad\u0131nlar\u0131n mehirlerinin toplanarak, Mekke’de b\u0131rakt\u0131klar\u0131 m\u00fc\u015frik e\u015flerinin mehirleri kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda erkek Muhacirlere da\u011f\u0131t\u0131lmas\u0131n\u0131 emretmi\u015ftir.
\n\u0130kincisi, M\u00fcsl\u00fcmanlar ile m\u00fc\u015frikler aras\u0131nda antla\u015fma vard\u0131 ve onlar\u0131n yan\u0131ndaki baz\u0131 kimseler \u0130sl\u00e2m’\u0131 kabul ederek Daru’l-\u0130sl\u00e2m’a hicret edip kafir han\u0131mlar\u0131n\u0131 orada b\u0131rakm\u0131\u015flard\u0131. Yine baz\u0131 kad\u0131nlar da M\u00fcsl\u00fcman olup, Daru’l-\u0130sl\u00e2m’a gelmi\u015f ve kafir kocalar\u0131 orada kalm\u0131\u015ft\u0131. Dolay\u0131s\u0131yla bu meselenin, di\u011fer meseleler gibi Daru’l-\u0130sl\u00e2m’da \u00e7\u00f6z\u00fcme kavu\u015fturulmas\u0131 kararla\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Burada da ayn\u0131 y\u00f6ntem uygulanarak kafir e\u015fleri Mekke’de kald\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in verdikleri mehirleri alamayan Muhacir erkeklere, Muhacir kad\u0131nlar\u0131n kafirlere iade edilmeyen mehirlerinden verilmesi istenmi\u015ftir. \u015eayet bu hesapta bir denge sa\u011flanamazsa, kafirlerden sava\u015f s\u0131ras\u0131nda ele ge\u00e7en ganimetten bu a\u00e7\u0131\u011f\u0131n kapat\u0131lmas\u0131 emri verilir. \u0130bni Abbas’tan rivayet edildi\u011fine g\u00f6re, mehri kendine iade edilmeyen bir kimse hakk\u0131nda, Hz. Peygamber (s.a) “Onun hakk\u0131n\u0131 ganimet mal\u0131ndan telafi edin” diye emir vermi\u015ftir. (\u0130bn Cerir) Ayn\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc Ata, M\u00fccahid, Z\u00fchri, Mesruk, \u0130brahim En-Neha\u00ee, Katade, Mukatil ve Dahhak da payla\u015f\u0131yor. Bu kimselere g\u00f6re, kafirlerde mehir hakk\u0131 kalan kimselere, kafirlerden ele ge\u00e7en ganimet mal\u0131ndan, taksimat \u00f6ncesi haklar\u0131 verilmeli ve sonra ganimet payla\u015ft\u0131r\u0131lmal\u0131d\u0131r. Baz\u0131 fakihler, sadece ganimet mal\u0131ndan de\u011fil, Fey’den de bu hakk\u0131n telafi edilmesi gerekti\u011fi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndelerse de, alimlerin \u00e7o\u011fu bu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc kabul etmemi\u015flerdir.<\/p>\n

18. Daha \u00f6nce de beyan etti\u011fimiz gibi, bu ayet Mekke’nin fethinden az bir zaman \u00f6nce nazil olmu\u015ftur. Mekke’nin fethinden sonra ise, Kurey\u015fliler biat etmek i\u00e7in kitleler halinde Hz. Peygamber’e (s.a) gelmi\u015flerdir.
\nHz. Peygamber (s.a) Safa da\u011f\u0131nda erkeklerden biat alm\u0131\u015f ve kad\u0131nlardan biat almas\u0131 i\u00e7in de Hz. \u00d6mer’i vekil tayin ederek, O’na “Bu ayette beyan edilen hususlar \u00fczerine o kad\u0131nlardan biat al” demi\u015ftir. (\u0130bn Cerir, \u0130bn Abbas’tan; \u0130bn Hatim, Katade’den nakletmi\u015ftir.) Daha sonra Medine’ye gelen Hz. Peygamber, Ensar’\u0131n kad\u0131nlar\u0131n\u0131n bir eve toplanmalar\u0131n\u0131 emretmi\u015f ve yine biat almas\u0131 i\u00e7in Hz. \u00d6mer’i g\u00f6revlendirmi\u015ftir. (\u0130bn Cerir, \u0130bn Merduye, Bezzar, \u0130bn Hibban; \u00dcmm\u00fc Atiyye’den nakletmi\u015flerdir.) Bir bayram g\u00fcn\u00fcnde erkeklere hutbe verdikten sonra, Hz. Peygamber (s.a) kad\u0131nlar\u0131n yan\u0131na gitmi\u015f, onlara da bir hutbe verdikten sonra bu ayeti okuyarak, ayetteki hususlar \u00fczerine ahid alm\u0131\u015ft\u0131r. (Buhar\u00ee, \u0130bn Abbas’tan rivayet etmi\u015ftir) . Bu vak’alar d\u0131\u015f\u0131nda, -bir\u00e7ok hadislerde belirtildi\u011fi gibi- kad\u0131nlar tek tek yahut toplu olarak Hz. Peygamber’in (s.a.) huzuruna gelerek biat etmi\u015flerdir.<\/p>\n

19. Mekke’de Hz. Peygamber (s.a) kad\u0131nlardan biat al\u0131rken, Hind binti Utbe bir konuda a\u00e7\u0131klama isteyerek, Hz. Peygamber’e (s.a) , “Ya Ras\u00fblallah! Ebu S\u00fcfyan biraz cimridir. Benim ve \u00e7ocuklar\u0131m\u0131n ihtiyac\u0131 i\u00e7in onun izni olmadan mal\u0131ndan alabilir miyim?” diye sordu. Hz. Peygamber de (s.a) “Yetecek kadar alabilirsin” diye cevap verdi. Yani “Ancak ger\u00e7ekten ihtiyac\u0131n oldu\u011fu kadar alabilirsin” demek istedi. (Ahkamu’l-Kur’an, \u0130bnu’l-Arab\u00ee)<\/p>\n

20. Yani, “Me\u015fru ve gayri me\u015fru \u00e7ocuk d\u00fc\u015f\u00fcrmemeleri…”<\/p>\n

21. Burada iki t\u00fcr b\u00fchtana (iftira) i\u015faret edilmektedir.Birincisi, bir kad\u0131n\u0131n ba\u015fka bir kad\u0131n hakk\u0131nda iftira at\u0131p bunu yaymas\u0131. (\u00e7\u00fcnk\u00fc kad\u0131nlarda bu t\u00fcr dedikodular\u0131 yaymak bir hastal\u0131kt\u0131r.) \u0130kincisi, ba\u015fkas\u0131ndan olan bir \u00e7ocu\u011fu ailesi i\u00e7ine sokmak. Yani bir kad\u0131n\u0131n gayrime\u015fru \u00e7ocu\u011funu kocas\u0131na nispet etmesi. Ebu Davud’un Ebu Hureyre’den nakletti\u011fine g\u00f6re, Hz. Peygamber (s.a) “Ba\u015fka birinden olan gayrime\u015fru \u00e7ocu\u011funu kocas\u0131na nispet edip, onu ailesine dahil eden bir kad\u0131na, Allah Te\u00e2l\u00e2 tevecc\u00fch etmedi\u011fi gibi, ona hi\u00e7bir surette Cennet’i de nasip etmez” buyurmu\u015ftur.<\/p>\n

22. Bu k\u0131sa c\u00fcmlede iki \u00f6nemli ilke beyan edilmi\u015ftir.
\na) Hz. Peygamber’e (s.a.) itaat konusunda ilk prensip, O’na maruf \u00fczere biat edilmesidir. Oysa Hz. Peygamber’in (s.a.) m\u00fcnkeri emretmesi gibi ufak bir \u015f\u00fcphe bile s\u00f6zkonusu de\u011fildir. Demek ki hi\u00e7bir mahluka, Allah’a itaatin d\u0131\u015f\u0131nda itaat caiz de\u011fildir. \u00c7\u00fcnk\u00fc Allah Peygamberine itaati dahi, maruf \u015fart\u0131na ba\u011fl\u0131 k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. O halde Hz. Peygamber’e (s.a.) itaat bile, maruf \u015fart\u0131na ba\u011fl\u0131 k\u0131l\u0131nm\u0131\u015fken, ba\u015fkas\u0131na, Allah’\u0131n kanunlar\u0131 d\u0131\u015f\u0131ndaki \u00f6rflere, gelene\u011fe kay\u0131ts\u0131z-\u015farts\u0131z itaat beklemeye kimin hakk\u0131 vard\u0131r?
\nHz. Peygamber bu ilkeyi \u015fu \u015fekilde izah etmi\u015ftir: “Allah’a kar\u015f\u0131 gelmede itaat yoktur. \u0130taat ancak maruf \u00fczeredir.” (M\u00fcslim, Ebu Davud, Nese\u00ee) Ayn\u0131 konuyla ilgili olarak ileri gelen baz\u0131 alimler, bu ayetten birtak\u0131m prensipler \u00e7\u0131karm\u0131\u015flard\u0131r.
\nAbdurrahman bin Zeyd bin Eslem, “Allah Te\u00e2l\u00e2, bu ayette, “Sana itaatsizlik yapmamak \u00fczere” de\u011fil, “Sana maruf i\u015flerde itaatsizlik yapmamak \u00fczere…” buyurmu\u015ftur. Yani Allah Peygamberine itaati bile \u015farta ba\u011fl\u0131 k\u0131lm\u0131\u015fken, ba\u015fka birinin insanlardan kendisine marufun d\u0131\u015f\u0131nda itaat beklemeye nas\u0131l hakk\u0131 olabilir?” demi\u015ftir. (\u0130bn Cerir)
\n\u0130mam Ebu Bekir El-Cassas \u015f\u00f6yle yazmaktad\u0131r: “Allah, Peygamberleri’nin maruftan ba\u015fka bir emir vermeyece\u011fini biliyordu. Buna ra\u011fmen, Nebi’sine itaat hususunda dahi marufu \u015fart ko\u015fmu\u015ftur. B\u00f6ylelikle hi\u00e7 kimseye, Allah’\u0131n emirlerine kar\u015f\u0131 olmas\u0131na ra\u011fmen sultanlar\u0131n emirlerine itaat etme imkan\u0131 b\u0131rakmam\u0131\u015ft\u0131r. Ayr\u0131ca Hz. Peygamber (s.a) “Hal\u0131k’a isyan edip, mahluka itaat eden bir kimseye, Allah itaat etti\u011fi mahluku musallat eder” buyurmu\u015ftur. (Ahkamu’l-Kur’an)
\nAllame Alusi; bu emrin, cahillerin, “Ulu’l-emre mutlak itaat gerekir” \u015feklindeki d\u00fc\u015f\u00fcncelerini reddetti\u011fini s\u00f6ylemektedir. Allah, Peygamberi’ne itaat edilirken bile, bunun maruf \u00fczere olmas\u0131n\u0131 \u015fart ko\u015fmu\u015ftur. Oysa Hz. Rasul (s.a) maruftan ba\u015fkas\u0131n\u0131 emretmez. Bunun amac\u0131, mahluka masiyet \u00fczere itaatin caiz olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 vurgulamakt\u0131r. Yani Allah’a isyan olan yerde, kula itaat yoktur. (Ruhu’l-Mean\u00ee)
\nGer\u00e7ekte bu emir, \u0130sl\u00e2m anayasas\u0131n\u0131n temel ilkelerinden biridir. \u0130sl\u00e2m’a ters bir davran\u0131\u015f ilke itibariyle bir su\u00e7tur. Dolay\u0131s\u0131yla hi\u00e7kimse gayri me\u015fru bir i\u015fin yap\u0131lmas\u0131 hakk\u0131nda emir verme hak ve yetkisine sahip de\u011fildir. \u0130sl\u00e2m h\u00fck\u00fcmlerinin aksine emir veren de, bu emri yerine getiren de su\u00e7ludur. Hi\u00e7bir memur, gayrime\u015fru bir i\u015fi yapmas\u0131n\u0131 kendisine amirinin emretti\u011fini bahane ederek, ceza almaktan kurtulamaz.
\nb) Bu ayette, m\u00fcmine kad\u0131nlar be\u015f hususta nehyedildikten sonra, bir hususta kad\u0131nlar aras\u0131nda yayg\u0131nla\u015fm\u0131\u015f bulunan ahl\u00e2k\u00ee olmayan birtak\u0131m davran\u0131\u015flar belirtilerek, bu davran\u0131\u015flardan uzak durmalar\u0131 konusunda kendilerinden s\u00f6z al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Ancak m\u00fcsbet bak\u0131mdan, “\u015eu \u015fu iyilikleri yap\u0131n” \u015feklinde bir liste verilmemi\u015ftir. Sadece, Rasul’e maruf i\u015flerde uymalar\u0131 istenmi\u015ftir. Burada maruf i\u015flerin Allah’\u0131n, sadece Kur’an’da bildirdikleri olmad\u0131\u011f\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a ortadad\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc o takdirde bu c\u00fcmle “Allah’a itaatsizlik yapmayacaks\u0131n\u0131z” \u015feklinde olmal\u0131yd\u0131, ama ayette Rasul’e maruf i\u015flerde itaat edilmesi emredilmektedir. Bu ifadeden, toplumun \u0131slah\u0131 ile ilgili olarak Hz. Peygamber’e (s.a.) geni\u015f bir yetki tan\u0131nd\u0131\u011f\u0131 ve O’nun t\u00fcm emirlerine Kur’an’da bildirilsin, bildirilmesin uyulmas\u0131n\u0131n vacip oldu\u011fu anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r.
\nBu yasal yetkisine dayanarak, Hz. Peygamber (s.a) sadece Kur’an’da zikredilen o d\u00f6nem Arap toplumunda kad\u0131nlar aras\u0131nda yayg\u0131n k\u00f6t\u00fc davran\u0131\u015flardan vazge\u00e7meleri hususunda biat almakla yetinmeyip, Kur’an’da belirtilmeyen hususlarda da biat alm\u0131\u015ft\u0131r. Buna \u00f6rnek olarak a\u015fa\u011f\u0131daki hadisleri g\u00f6sterebiliriz.
\n\u0130bn Abbas, \u00dcmm\u00fc Seleme, \u00dcmm\u00fc Atiyye’den rivayet olundu\u011funa g\u00f6re, Hz. Peygamber (s.a) kad\u0131nlardan biat al\u0131rken, \u00f6l\u00fclerinin ard\u0131ndan ba\u011f\u0131rarak a\u011flamamalar\u0131 hususunda s\u00f6z alm\u0131\u015ft\u0131r. (Buhar\u00ee, M\u00fcslim, Nese\u00ee, \u0130bn Cerir)
\n\u0130bn Abbas’\u0131n rivayetindeki baz\u0131 ayr\u0131nt\u0131lar \u015fu \u015fekildedir: Hz. Peygamber’e (s.a) Hz. \u00d6mer’i kad\u0131nlardan biat almas\u0131 i\u00e7in g\u00f6revlendirdi\u011finde O’na, biat al\u0131rken, kad\u0131nlar\u0131 \u00f6l\u00fclerinin ard\u0131ndan ba\u011f\u0131rarak a\u011flamaktan men etmesini s\u00f6ylemi\u015ftir. \u00c7\u00fcnk\u00fc cahiliye d\u00f6neminde kad\u0131nlar \u00f6l\u00fclerinin ard\u0131ndan ba\u011f\u0131ra ba\u011f\u0131ra a\u011flarlar, elbiselerini y\u0131rtarlard\u0131. Hz. \u00d6mer, kad\u0131nlar\u0131 y\u00fczlerini t\u0131rmalay\u0131p, elbiselerini par\u00e7alamaktan men etmi\u015ftir. (\u0130bn Cerir)
\nAyn\u0131 anlamda ba\u015fka bir hadisi, \u0130bn Cerir ve \u0130bn Ebi Hatim, biata kat\u0131lan kad\u0131nlar\u0131n birinden rivayet etmi\u015flerdir. Katade ve Hasan Basri’nin rivayet ettiklerine g\u00f6re, Hz. Peygamber (s.a) kad\u0131nlardan biat al\u0131rken, ayr\u0131ca onlardan kendileriyle evlenmeleri haram olmayan erkeklerle konu\u015fmamalar\u0131 hususunda da biat alm\u0131\u015ft\u0131r.
\n\u0130bn Abbas’\u0131n rivayetinde, bir kad\u0131n\u0131n mahrem olmayan bir erkekle yaln\u0131z ba\u015f\u0131na konu\u015famayaca\u011f\u0131 belirtilirken, Katade’nin rivayetinde bu konu daha da nettir. Hz. Peygamber’in (s.a) bu s\u00f6z\u00fc \u00fczerine, Abdurrahman bin Avf’ “Ya Rasulallah! Baz\u0131 zamanlar ben evde de\u011filken, beni g\u00f6rmeye misafir gelir” dedi. Hz. Peygamber, “Ben bunu kasdetmiyorum. Bir kad\u0131n\u0131n eve gelen bir misafire “Evin erke\u011fi yok” demesinde bir sak\u0131nca g\u00f6r\u00fclmez.” (\u0130bn Cerir, \u0130bn Ebi Hatim)
\nAbdullah bin Amr bin El-As’n, Hz. Fat\u0131ma’n\u0131n halas\u0131 Umeyme Binti Rukeyka’dan rivayet etti\u011fine g\u00f6re, kendisinden \u00f6l\u00fcn\u00fcn ard\u0131ndan ba\u011f\u0131rarak a\u011flamamak, cahiliyye kad\u0131nlar\u0131n\u0131n yapt\u0131\u011f\u0131 gibi kendini g\u00f6stermek i\u00e7in makyaj yapmamak \u00fczere s\u00f6z alm\u0131\u015ft\u0131r. (M\u00fcsned-i Ahmed, \u0130bn Cerir)
\nHz. Peygamber’in (s.a.) halas\u0131 Selma Binti Kays \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor: “Ben Ensardan birka\u00e7 kad\u0131nla birlikte Hz. Peygamber’e (s.a.) biat etmek i\u00e7in gittim. Hz. Peygamber (s.a) Kur’an’\u0131n bu ayetine g\u00f6re bizden biat ald\u0131 ve “Kocalar\u0131n\u0131z\u0131 aldatmay\u0131n” dedi. Tam geri d\u00f6necekken, bir kad\u0131n “kocalar\u0131 aldatmamak” ile ne demek istedi\u011fini Hz. Peygamber’e (s.a.) sordu. Rasul\u00fcllah ise, Kocan\u0131z\u0131n mal\u0131n\u0131 bir ba\u015fkas\u0131na sarfetmeniz” diye a\u00e7\u0131klad\u0131. (M\u00fcsned-i Ahmed)
\n\u00dcmm\u00fc Atiyye \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor: Rasulullah (s.a) bizden biat ald\u0131ktan sonra, ‘iki bayram namaz\u0131nda cemaata kat\u0131l\u0131n, ama Cuma namaz\u0131 farz de\u011fildir’ dedi ve ayr\u0131ca bizi cenaze namaz\u0131na gitmekten menetti.” (\u0130bn Cerir)
\nBaz\u0131 kimseler Hz. Peygamber’e (s.a.) bu yetkiyi, “Rasul” s\u0131fat\u0131yla de\u011fil, “Devlet Ba\u015fkan\u0131” s\u0131fat\u0131yla atfedebilir ve “Rasul\u00fcllah, d\u00f6neminin Devlet Ba\u015fkan\u0131 olmas\u0131 hasebiyle bu emri vermi\u015ftir ve bu emir o d\u00f6nem i\u00e7in ge\u00e7erlidir” derler. Bu gibi kimseler asl\u0131nda \u00e7ok cahilce d\u00fc\u015f\u00fcnmektedirler. Oysa yukardaki t\u00fcm emirlere dikkat edecek olursak, bu emirlerin, sadece o d\u00f6nem kad\u0131nlar\u0131n\u0131 \u0131slah etmek amac\u0131yla de\u011fil, t\u00fcm nesillerin kad\u0131nlar\u0131n\u0131 \u0131slah amac\u0131yla verildi\u011fini g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. Yani O, sadece Devlet Ba\u015fkan\u0131 olarak de\u011fil de “Rasul” olarak bu talimatlar\u0131 vermi\u015ftir. Oysa hangi M\u00fcsl\u00fcman Devlet Ba\u015fkan\u0131n\u0131n verdi\u011fi \u015fifahi bir talimat, d\u00fcnyan\u0131n her yerindeki M\u00fcsl\u00fcmanlar taraf\u0131ndan kabul g\u00f6rerek uygulanm\u0131\u015ft\u0131r? (Bkz. Ha\u015fr an: 15)<\/p>\n

23. Muteber bir\u00e7ok hadisten anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131na g\u00f6re, Hz. Peygamber’in (s.a.) kad\u0131nlardan ald\u0131\u011f\u0131 biat \u015fekli ile erkeklerden ald\u0131\u011f\u0131 biat \u015fekli farkl\u0131d\u0131r. Erkekler biat ederken Hz. Peygamber’in (s.a.) eline ellerini vererek s\u00f6z veriyorlard\u0131. Bu konuda bir\u00e7ok rivayetler yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Bunlardan birka\u00e7\u0131n\u0131 a\u015fa\u011f\u0131ya ald\u0131k.
\nHz. Ai\u015fe, “Allah’a yemin ederim ki, Rasul\u00fcllah kad\u0131nlardan biat al\u0131rken, onlar\u0131n ellerine dokunmazd\u0131. Onlardan sadece s\u00f6zle biat al\u0131r ve “Biat\u0131n\u0131z\u0131 kabul ettim” derdi,” diye rivayet etmektedir. (Buhari, \u0130bn Cerir)
\nUmeyme binti Rukeyka \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor: “Biat i\u00e7in ba\u015fka kad\u0131nlarla Rasulullah’a gitti\u011fimizde, O, bizden Kur’an’\u0131n bu ayeti \u00fczerine ahid ald\u0131. Biz “Maruf i\u015flerde sana itaatsizlik yapmayaca\u011f\u0131z” dedi\u011fimizde, Rasul\u00fcllah, “M\u00fcmk\u00fcn oldu\u011fu kadar” dedi. Bu sefer biz, “Allah’\u0131n Rasul\u00fc, bize, bizden daha merhametlidir. Ya Rasulallah! Uzat elini biat edelim” dedi\u011fimizde, O “Ben kad\u0131nlarla el s\u0131k\u0131\u015fmam. Sizlerden sadece s\u00f6z alaca\u011f\u0131m” diyerek bizden biat ald\u0131. (Di\u011fer bir rivayette) Rasul\u00fcllah bizden hi\u00e7 kimseyle el s\u0131k\u0131\u015fmad\u0131.” (M\u00fcsned-i Ahmed, Tirmizi, Nesei, \u0130bn Mace, \u0130bn Cerir, \u0130bn Ebi Hatim)
\nEbu Davud’un \u015ea’bi’den m\u00fcrsel olarak rivayet etti\u011fi bir hadiste, Hz. Peygamber (s.a) kad\u0131nlardan biat al\u0131rken bir beze dokunarak, “Onlar da beze dokunsunlar, \u00e7\u00fcnk\u00fc ben kad\u0131nlarla el s\u0131k\u0131\u015fmam” demi\u015ftir. (Ayn\u0131 hadisi \u0130bn Ebi Hatim, \u015ea’b\u00ee’den; Abdurrezzak, ibrahim En-Nehai’den ve Said bin Mansur, Kays bin Ebi Nazm’dan nakletmi\u015ftir.)
\n\u0130bn \u0130shak Me\u011fazi’sinde Aban bin Salih’den \u015f\u00f6yle nakletmi\u015ftir. “Hz. Peygamber (s.a) elini, su dolu bir le\u011fene sokar, daha sonra da ayn\u0131 le\u011fene kad\u0131nlar el sokarlard\u0131.”
\n\u0130bn Abbas’tan rivayet edildi\u011fine g\u00f6re, Hz. Peygamber (s.a) bayram hutbesini verdikten sonra, erkeklerin aralar\u0131ndan ge\u00e7erek kad\u0131nlar\u0131n bulundu\u011fu mahalle gidip, orada Kur’an’\u0131n bu ayetini okudu ve bunun \u00fczerine onlardan ahid ald\u0131. Cemaat ad\u0131na bir kad\u0131n aya\u011fa kalkarak, “Evet Ya Rasulallah…” diye kar\u015f\u0131l\u0131k verdi. (Buhari) .
\n\u00dcmm\u00fc Atiyye’den rivayet edildi\u011fine g\u00f6re, O, ‘Rasulullah evin i\u00e7ine elini uzatt\u0131, biz de evin i\u00e7inden ellerimizi uzatt\u0131k” demi\u015ftir. (\u0130bn Hibban, \u0130bn Cerir ve Bezzar) Bu rivayetten, Hz. Peygamber’in (s.a.) ellerini, kad\u0131nlar\u0131n ellerine dokundurdu\u011fu anlam\u0131 \u00e7\u0131kmaz, zira \u00dcmm\u00fc Atiyye, Hz. Peygamber’in (s.a.) kendi ellerine dokundu\u011funu s\u00f6ylememi\u015ftir. Muhtemelen Hz. Peygamber (s.a) biat al\u0131rken d\u0131\u015far\u0131da ellerini uzatm\u0131\u015f onlar da i\u00e7eriden ellerini -dokundurmadan- O’na do\u011fru uzatm\u0131\u015flard\u0131r.<\/p>\n

24. Bu ayet iki \u015fekilde de anla\u015f\u0131labilir. Birincisi, “Kafirler kabirlerde yatan akrabalar\u0131n\u0131n yeniden dirileceklerinden \u00fcmidi kestikleri gibi, ahiretteki iyilikten ve sevaptan da \u00f6yle \u00fcmidi kesmi\u015flerdir; zira onlar \u00f6l\u00fcmden sonraki hayat\u0131 inkar etmektedirler.” Bu yorum \u0130bn Abbas’tan, Hasan Basri, Katade ve Dahhak’a aittir.
\n\u0130kincisi, “Onlar kabirde yatan kafirlerin \u00fcmitsiz olduklar\u0131 gibi, ahiretteki rahmet ve ma\u011ffiretten \u00f6ylece \u00fcmitsizdirler; zira onlar azaba yakalanma konusunda bilgi sahibi olmu\u015flard\u0131r.” \u0130bn Mesud, M\u00fccahid, \u0130krime, \u0130bn Zeyd, Kelb\u00ee, Mukatil ve Mansur ise bu yorumu tercih etmi\u015flerdir.
\nM\u00dcMTAH\u0130NE SURES\u0130N\u0130N SONU<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 11- Ve e\u011fer e\u015flerinizden (k\u00e2firlere ka\u00e7malar\u0131ndan dolay\u0131) herhangi bir \u015fey k\u00e2firlere ge\u00e7er, b\u00f6ylece siz de (sava\u015fta onlar\u0131 yenip) ganimete kavu\u015fursan\u0131z, e\u015fleri (ka\u00e7\u0131p) gidenlere (mehir olarak) harcama yapt\u0131klar\u0131n\u0131n […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":27418,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n