B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun<\/strong><\/p>\n Rahman Rahim olan Allah\u2019\u0131n ad\u0131yla<\/strong><\/p>\n 1- G\u00f6klerde ve yerde olanlar\u0131n t\u00fcm\u00fc Allah’\u0131 tesbih etmi\u015ftir. O, \u00fcst\u00fcn ve g\u00fc\u00e7l\u00fc oland\u0131r, h\u00fck\u00fcm ve hikmet sahibidir.(1)<\/strong> A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n 1. A\u00e7\u0131klama i\u00e7in bkz. Hadid an: 1-2. Benu Nadir’in yurtlar\u0131ndan s\u00fcr\u00fclmeleri hakk\u0131nda bir yorum yap\u0131lmadan \u00f6nce, b\u00f6yle bir giri\u015fle M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n Yahudileri kendi g\u00fc\u00e7 ve yetenekleriyle yenmedikleri, bilakis bu zaferin Allah’\u0131n kudretinin bir sonucu oldu\u011fu vurgulanmaktad\u0131r. B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun Rahman Rahim olan Allah\u2019\u0131n ad\u0131yla 1- G\u00f6klerde ve yerde olanlar\u0131n t\u00fcm\u00fc Allah’\u0131 tesbih etmi\u015ftir. O, \u00fcst\u00fcn ve g\u00fc\u00e7l\u00fc oland\u0131r, h\u00fck\u00fcm ve hikmet sahibidir.(1) 2- Kitap Ehlinden k\u00fcfredenleri […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":27164,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n
\n2- Kitap Ehlinden k\u00fcfredenleri ilk s\u00fcrg\u00fcnde (2) yurtlar\u0131ndan \u00e7\u0131karan(3) O’dur. Onlar\u0131n \u00e7\u0131kacaklar\u0131n\u0131 siz sanmam\u0131\u015ft\u0131n\u0131z, onlar da kalelerinin kendilerini Allah’tan koruyaca\u011f\u0131n\u0131 sanm\u0131\u015flard\u0131.(4) B\u00f6ylece Allah(‘\u0131n azab\u0131) da, onlara hesaba katmad\u0131klar\u0131 bir y\u00f6nden geldi, (5) y\u00fcreklerine korku sal\u0131verdi; \u00f6yle ki evlerini kendi elleriyle ve m\u00fc’minlerin elleriyle tahrip ediyorlard\u0131.(6) Art\u0131k ey basiret sahibleri ibret al\u0131n.(7)<\/strong><\/p>\n
\n2. “Ha\u015fr” da\u011f\u0131lm\u0131\u015f insanlar\u0131n bir araya toplanmas\u0131 veya da\u011f\u0131lm\u0131\u015f insanlar\u0131n bir araya toplanarak, ortaya \u00e7\u0131kar\u0131lmas\u0131 demektir. Ve “lievvel’il-Ha\u015fr” ifadesi de, a) Ha\u015fr \u00f6ncesi ya da b) Ha\u015fr zaman\u0131 anlam\u0131na gelir. Bu ifadenin birinci anlam\u0131 hakk\u0131nda m\u00fcfessirler ihtilaf etmi\u015flerdir. Bu gruba g\u00f6re, bu ifade Benu Nadir’in Medine’den \u00e7\u0131kar\u0131lmas\u0131na i\u015faret etmektedir. Bu m\u00fcfessirlerin Benu Nadir olay\u0131n\u0131 birinci Ha\u015fr olarak nitelemeleri, Hz. \u00d6mer’in (r.a) Yahudi ve H\u0131ristiyanlar\u0131 Arap yar\u0131madas\u0131ndan \u00e7\u0131karmas\u0131na ikinci Ha\u015fr denilmesi nedeniyledir. Son Ha\u015fr ise k\u0131yamet g\u00fcn\u00fc vuku bulacakt\u0131r. Bir ba\u015fka gruba g\u00f6re, bu ifade, Benu Nadir’e kar\u015f\u0131 sava\u015fmalar\u0131 i\u00e7in M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n bir araya gelerek toplanmalar\u0131na i\u015faret etmektedir. Yani M\u00fcsl\u00fcmanlar bir araya topland\u0131ktan sonra, sava\u015fa gerek olmaks\u0131z\u0131n Benu Nadir Allah’\u0131n kudretiyle Medine’den \u00e7\u0131kar\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Di\u011fer ifadeyle bu,. “\u0130lk Taarruz” anlam\u0131na gelmektedir. \u015eah Veliyullah Dihlev\u00ee, kendi Fars\u00e7a terc\u00fcmesinde bu ifadeyi “\u0130lk \u00e7at\u0131\u015fma” olarak Urduca’ya terc\u00fcme etmi\u015ftir. Bize g\u00f6re \u015eah Abdulkadir’in terc\u00fcmesi daha isabetlidir.
\n3. Benu Nadir’in Medine’den s\u00fcr\u00fclmesi olay\u0131, sonradan zihinlerde bo\u015fluklar olmamas\u0131 i\u00e7in ba\u015flang\u0131\u00e7ta iyice anla\u015f\u0131lmal\u0131d\u0131r. Hz. Peygamber (s.a) Benu Nadir ile yaz\u0131l\u0131 bir antla\u015fma yapm\u0131\u015ft\u0131r. Yahudiler, bu antla\u015fman\u0131n ge\u00e7ersiz oldu\u011funu a\u00e7\u0131k\u00e7a s\u00f6ylememelerine ra\u011fmen, antla\u015fmay\u0131 bozacak bir\u00e7ok davran\u0131\u015f ve giri\u015fimlerde bulunmu\u015flard\u0131r. Fakat en sonunda antla\u015fmaya a\u00e7\u0131k\u00e7a ayk\u0131r\u0131 olan bir davran\u0131\u015fta bulunduklar\u0131ndan Hz. Peygamber (s.a) onlara sava\u015f ilan etmi\u015ftir. Bunun nedeni, kendileriyle Medine Devleti’nin ba\u015fkan\u0131 s\u0131fat\u0131yla anla\u015fma yapan Hz. Peygamber’i (s.a) \u00f6ld\u00fcrmeye te\u015febb\u00fcs etmeleridir. Bu plan\u0131 \u00f6nceden haber alan Hz. Peygamber, bu ger\u00e7e\u011fi Yahudilere a\u00e7\u0131klad\u0131\u011f\u0131nda, onlar bunu inkar edememi\u015fler ve bunun \u00fczerine de Hz. Peygamber (s.a) 10 g\u00fcn i\u00e7erisinde, Medine’yi terketmedikleri takdirde kendilerine sava\u015f a\u00e7\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 bildirmi\u015ftir. Bu \u00fcltimatom, Enfal: 58’de vaz edilen Allah’\u0131n \u015fu h\u00fckm\u00fcne uygundur:
\n“Bir toplulu\u011fun hainlik yapmas\u0131ndan korkarsan, sen de ayn\u0131 \u015fekilde antla\u015fmay\u0131 feshet! \u00c7\u00fcnk\u00fc Allah hainleri sevmez.”
\nBu bak\u0131mdan, Benu Nadir’i Medine’den \u00e7\u0131karan asl\u0131nda Allah Te\u00e2l\u00e2 idi; zira bu davran\u0131\u015f O’nun yasalar\u0131 do\u011frultusunda ifa edilmi\u015fti. \u00dcstelik ilerideki ayetlerde Allah Te\u00e2l\u00e2, onlar\u0131n Medine’den \u00e7\u0131kar\u0131lmalar\u0131 hadisesini kendi fiili olarak nitelemi\u015ftir.
\n4. Bu ifadenin hakk\u0131yla anla\u015f\u0131labilmesi i\u00e7in, Benu Nadir’in as\u0131rlarca emniyet ve g\u00fcven i\u00e7inde ya\u015fam\u0131\u015f olduklar\u0131n\u0131n bilinmesi gerekir. Onlar, Medine’nin d\u0131\u015f\u0131na t\u00fcm kabile olarak yerle\u015fmi\u015flerdi ve aralar\u0131nda ba\u015fka kimse yoktu. Yerle\u015fim merkezleri bir kale gibiydi. Ayr\u0131ca evleri bile d\u0131\u015f g\u00f6r\u00fcn\u00fc\u015f itibariyle birer kale gibi sapasa\u011flam yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131.
\n\u00c7\u00fcnk\u00fc b\u00f6lgede h\u00fck\u00fcm s\u00fcren anar\u015fi nedeniyle b\u00f6ylesine sa\u011flam evlere gerek duyulmu\u015ftu. Onlar\u0131n n\u00fcfusu M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131nkinden az olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, ayr\u0131ca Medine’deki m\u00fcnaf\u0131klar da onlar\u0131 destekliyorlard\u0131. Bu \u015fartlar muvacehesinde M\u00fcsl\u00fcmanlar, onlar\u0131n sava\u015f olmaks\u0131z\u0131n s\u0131rf ku\u015fatma nedeniyle yurtlar\u0131n\u0131 terkedeceklerini ummuyorlard\u0131. Buna kar\u015f\u0131n Benu Nadir de hi\u00e7 bir g\u00fcc\u00fcn 6 g\u00fcn i\u00e7inde kendilerini yurtlar\u0131ndan \u00e7\u0131karabilece\u011fini hayal bile etmiyordu. Daha \u00f6nce s\u00fcrg\u00fcn edilen Benu Kaynuka’n\u0131n cesaret iddialar\u0131 her ne kadar bir i\u015fe yaramam\u0131\u015f ise de, onlar Medine’de ya\u015f\u0131yorlard\u0131 ve kale gibi savunmas\u0131 yoktu (!) Bu y\u00fczden Benu Nadir, M\u00fcsl\u00fcmanlara kar\u015f\u0131 koyacak, direnecek g\u00fc\u00e7lerinin olmad\u0131\u011f\u0131ndan dolay\u0131 Benu Kaynuka’n\u0131n yenildi\u011fini san\u0131yorlard\u0131. Oysa kendileri emin ve \u00e7ok sa\u011flam kalelerden m\u00fcte\u015fekkil bir yerle\u015fim b\u00f6lgesinde oturduklar\u0131ndan hi\u00e7 kimsenin onlar\u0131 oradan \u00e7\u0131karamayaca\u011f\u0131n\u0131 zannediyorlard\u0131 ve bu nedenle Hz. Peygamber (s.a) kendilerine 10 g\u00fcnl\u00fck bir s\u00fcre tan\u0131d\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildirince, “Ne yaparsan yap” diye cevap verdiler.
\nBu noktada, ni\u00e7in “Onlar kalelerinin kendilerini Allah’tan koruyaca\u011f\u0131n\u0131 sanm\u0131\u015flard\u0131” diye bir ifade kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclebilir. \u00c7\u00fcnk\u00fc Benu Nadir ger\u00e7ekte Abdullah o\u011flu Muhammed’e de\u011fil de Allah’a kar\u015f\u0131 sava\u015faca\u011f\u0131n\u0131 biliyor muydu? E\u011fer biliyorlarsa bu kalelerin kendilerini Allah’tan kurtaraca\u011f\u0131n\u0131 m\u0131 sanm\u0131\u015flard\u0131? Bu t\u00fcr sorular\u0131n, Yahudilerin i\u00e7tima\u00ee ruhunu bilmeyen herkesin hayal g\u00fcc\u00fcn\u00fc zorlamas\u0131 do\u011fald\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc her hangi bir insan\u0131n, Allah’a kar\u015f\u0131 m\u00fccadele edece\u011fi ve silahlar\u0131n\u0131n ve kalelerinin kendisini Allah’tan kurtaraca\u011f\u0131n\u0131 zannedece\u011fi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclemez. Fakat Benu Nadir Yahudileri, bu sa\u011flam kalelerine g\u00fcvenerek kendilerini Hz. Peygamber’in (s.a.) elinden kurtarabileceklerini zannetmi\u015flerdi. Oysa ger\u00e7ekte kar\u015f\u0131lar\u0131nda Allah vard\u0131 ve bu kaleler onlar\u0131 kurtaramad\u0131. Yahudilerin bile bile Allah’a kar\u015f\u0131 koymay\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnecek kadar acaip bir toplum oldu\u011fu bir ger\u00e7ektir. Nitekim onlar, Allah’\u0131n Peygamberlerini \u00f6ld\u00fcrd\u00fck” demi\u015flerdir. Bu toplumun tarihi \u015f\u00f6yledir: G\u00fcya onlar\u0131n en b\u00fcy\u00fck atas\u0131 Allah ile g\u00fcre\u015fmi\u015f ve t\u00fcm gece g\u00fcre\u015fmelerine ra\u011fmen Allah onu yenememi\u015f. Daha sonra sabah oldu\u011funda, Allah ona, “Beni b\u0131rak” deyince o da, “Bana bereket nasip etmen \u015fart\u0131yla seni b\u0131rak\u0131r\u0131m, yoksa b\u0131rakmam” demi\u015f. Allah, senin ad\u0131n nedir? diye sormu\u015f, o “Yakup” deyince Allah da “Senin bundan sonra ad\u0131n Yakup de\u011fil, \u0130srail’dir. \u00c7\u00fcnk\u00fc sen Allah ve insanlarla g\u00fcre\u015ftin ve galip geldin” demi\u015ftir. (Bkz. Kitab’\u0131-Mukaddes, Tekvin, 32:25-29) . H\u0131ristiyanlar, Kitab-\u0131 Mukaddes \u00e7evirilerinde, \u0130srail kelimesini dipnotlarda, “Allah ile g\u00fcre\u015fen” anlam\u0131yla vermi\u015flerdir. Yine Kitab-\u0131 Mukaddes Ansiklopedisi’nde H\u0131ristiyan bilginler “israil” kelimesinin manas\u0131n\u0131 ayn\u0131 \u015fekilde “Allah ile g\u00fcre\u015fen” anlam\u0131nda vermi\u015flerdir.
\nT\u00fcm bunlardan anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131na g\u00f6re, \u0130srailo\u011fullar\u0131’n\u0131n torunlar\u0131 da akideleri gere\u011fince Allah ile g\u00fcre\u015fmeye \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015flard\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla Benu Nadir’in, bile bile Allah’a kar\u015f\u0131 direneceklerini sanmalar\u0131nda hayret verici bir yan bulunmamaktad\u0131r. Yahudiler Allah’\u0131n peygamberlerini \u00f6ld\u00fcrd\u00fcklerini s\u00f6ylemekten \u00e7ekinmemi\u015fler ve Hz. \u0130sa’y\u0131 \u00e7arm\u0131ha g\u00f6nderdikten sonra, “Biz Allah’\u0131n el\u00e7isi Meryem’in o\u011flunu \u00f6ld\u00fcrd\u00fck” demi\u015flerdir. Bu bak\u0131mdan, Hz. Muhammed’in (s.a) Allah’\u0131n ger\u00e7ek peygamberi oldu\u011funu bile bile O’nunla sava\u015fmalar\u0131 tarihi geleneklerine uygun d\u00fc\u015fmektedir. Ger\u00e7i halk\u0131n bilmedi\u011fi kabul edilse de, Yahudi bilginlerinin Hz. Muhammed’in (s.a) Allah Rasul\u00fc oldu\u011funu bildikleri bir ger\u00e7ektir. Nitekim bunun bir\u00e7ok \u00f6rne\u011fini Kur’an vermektedir. Bkz. Bakara an: 79-95, Nisa an: 190-191, Saffat an: 70-73.
\n5. “Featahumullahu (…) ” (Allah…. geldi) ifadesinin anlam\u0131, -ha\u015fa- Allah bir yerde bulunuyordu da oradan geldi, demek de\u011fildir. Bu, mecazi bir kullan\u0131md\u0131r. Kastedilen \u015fudur: Onlar Allah’a kar\u015f\u0131 koymakla, bir ordunun kendilerine h\u00fccum edece\u011fini sanm\u0131\u015flard\u0131 ve bu y\u00fczden de gelecek olan orduya kar\u015f\u0131 koymak i\u00e7in kendi kalelerine g\u00fcveniyorlard\u0131. Fakat Allah onlara hi\u00e7 beklemedikleri bir y\u00f6nden geldi. \u00d6yle ki onlar\u0131n kalplerine korku sald\u0131 ve dolay\u0131s\u0131yla onlar\u0131n silah ve kaleleri hi\u00e7bir i\u015flerine yaramad\u0131. Sadece korkular\u0131ndan teslim oldular.
\n6. Bu tahribat \u015fu iki \u015fekilde oldu. \u00d6nce M\u00fcsl\u00fcmanlar, onlar\u0131 abluka alt\u0131na alarak kalelerini y\u0131kmaya ba\u015flay\u0131nca, onlar da M\u00fcsl\u00fcmanlara mani olabilmek i\u00e7in kendi evlerindeki ta\u015f ve tu\u011flalar\u0131 k\u0131rmaya ba\u015flad\u0131lar. Daha sonra yurtlar\u0131n\u0131 terkedeceklerini anlay\u0131nca, zevkle yapt\u0131klar\u0131 evlerinin M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n ellerine ge\u00e7memesi i\u00e7in kendi elleriyle kendi evlerini y\u0131kt\u0131lar. Sonunda da Hz. Peygamber (s.a) ile, silahlar\u0131 d\u0131\u015f\u0131ndakileri yanlar\u0131na alarak bu yurdu terketmeleri \u015fart\u0131yla anla\u015f\u0131nca, evlerin kap\u0131lar\u0131n\u0131, pencerelerini, \u00e7at\u0131lar\u0131n\u0131 hatta \u00e7ivilerini bile s\u00f6k\u00fcp, develere y\u00fcklediler ve \u00e7ekip gittiler.
\n7. Bu ibret verici hadisenin dikkat edilmesi gereken bir\u00e7ok y\u00f6n\u00fc vard\u0131r ve onlara burada k\u0131sa bir c\u00fcmleyle de\u011finilmi\u015ftir: Yahudiler, \u00f6nceki peygamberlerin \u00fcmmetindendiler. Allah’a, \u00f6nceki peygamberlere, indirilenlere ve Ahiret’e inan\u0131yorlard\u0131. Bu bak\u0131mdan asl\u0131nda onlar da M\u00fcsl\u00fcmand\u0131lar ama ahl\u00e2k ve dinlerini bir kenara iterek, nefisleri ve d\u00fcnyevi menfaatleri dolay\u0131s\u0131yla hakka d\u00fc\u015fman olup, ahidlerine ihanet ettikten sonra, Allah’\u0131n m\u00fckafat\u0131ndan mahrum olmu\u015flard\u0131. Yoksa Allah’\u0131n onlara \u00f6zel bir d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 yoktur. Binaenaleyh M\u00fcsl\u00fcmanlar da, kendilerini Allah’\u0131n se\u00e7kin kullar\u0131 zanneden Yahudiler gibi, Allah’\u0131n son Nebisi’nin \u00fcmmeti olduklar\u0131na g\u00fcvenerek Din’in ve ahl\u00e2k\u0131n gereklerini yerine getirmekten ka\u00e7\u0131nd\u0131klar\u0131 halde, Allah’\u0131n kendilerine yard\u0131m edece\u011fi \u015feklinde bir zaaf i\u00e7erisinde olmamal\u0131d\u0131rlar.
\nAyr\u0131ca bu, g\u00fc\u00e7 ve yeteneklerine g\u00fcvenerek Allah’a kar\u015f\u0131 gelen herkes i\u00e7in de ibrettir. \u00c7\u00fcnk\u00fc ne kadar g\u00fc\u00e7l\u00fc olursa olsun, hi\u00e7kimse Alah’\u0131n elinden kurtulamaz. Ayr\u0131ca Medine’deki Yahudiler, Hz. Muhammed’in (s.a) bir kabile m\u00fccadelesi vermedi\u011fini, O’nun bir dava adam\u0131 olup, t\u00fcm insanlara seslendi\u011fini biliyorlard\u0131. Onun davetini kabul eden herkesin ayn\u0131 \u00fcmmetin bir bireyi oldu\u011funu, bizzat kendi g\u00f6zleriyle g\u00f6rmekteydiler. Habe\u015fli Bilal, Rumlu S\u00fcheyl, \u0130ranl\u0131 Selman bu M\u00fcsl\u00fcman \u00fcmmetin i\u00e7inde s\u0131n\u0131f ve itibar bak\u0131m\u0131ndan di\u011ferleriyle, hatta Hz. Peygamber’in (s.a.) ailesiyle ayn\u0131 seviyedeydiler. Dolay\u0131s\u0131yla Yahudiler \u0130sl\u00e2m’\u0131 kabul ettikleri takdirde, Kurey\u015f, Evs ve Hazre\u00e7 kabilelerinin kendi \u00fczerlerinde egemen olmalar\u0131 gibi bir tehlikenin bulunmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 gayet iyi biliyorlard\u0131. Bunun yan\u0131s\u0131ra onlar, Hz. Peygamber’in (s.a.) davetinin, \u00f6nceki peygamberlerin davetiyle ayn\u0131 oldu\u011funu da biliyorlard\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc Hz. Peygamber (s.a) yeni bir din getirdi\u011fi iddias\u0131nda de\u011fildi. Yine O, Yahudilere dinlerini b\u0131rak\u0131p, kendi getirdi\u011fi dini kabul etmeleri gibi bir teklifte de bulunmam\u0131\u015ft\u0131. Aksine Hz. Peygamber, getirdi\u011fi dinin insanl\u0131\u011f\u0131n yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131ndan bu yana Allah’\u0131n t\u00fcm peygamberleriyle g\u00f6nderdi\u011fi dinin ayn\u0131s\u0131 oldu\u011funu s\u00f6yl\u00fcyordu. \u00dcstelik onlar, Hz. Peygamber’in (s.a.) getirdi\u011fi dinin di\u011ferleriyle ayn\u0131 oldu\u011fu \u015feklindeki iddias\u0131n\u0131, Tevrat’tan dahi tetkik edebilirlerdi. Bu din ile \u00f6nceki peygamberlerin getirdi\u011fi din aras\u0131nda esas itibariyle bir fark yoktur. Bu y\u00fczden Kur’an’da \u015f\u00f6yle buyurulmu\u015ftur:
\n“Sizin yan\u0131n\u0131zda bulunan\u0131 do\u011frulay\u0131c\u0131 olarak indirmi\u015f bulundu\u011fum Kur’an’a iman edin ve onu inkar edenlerin ilki olmay\u0131n” (bakara: 41)
\nAyr\u0131ca Hz. Peygamber’in (s.a) hayat\u0131 g\u00fczel bir \u00f6rnek olarak g\u00f6zlerinin \u00f6n\u00fcndeydi ve onun davetini kabul edenlerin hayatlar\u0131nda vuku bulan devrimi de m\u00fc\u015fahede ediyorlard\u0131. Medine’deki M\u00fcsl\u00fcmanlar (Evs-Hazre\u00e7) onlar\u0131n uzun bir s\u00fcredir kom\u015fular\u0131yd\u0131. Dolay\u0131s\u0131yla \u0130sl\u00e2m’dan \u00f6nceki hayatlar\u0131n\u0131 bildikleri gibi \u0130sl\u00e2m’\u0131 kabul ettikten sonra da hayatlar\u0131nda nas\u0131l bir de\u011fi\u015fim oldu\u011funu g\u00f6rm\u00fc\u015flerdi. K\u0131saca daveti, davet\u00e7iyi ve davet edilenleri bizzat g\u00f6rmelerine ra\u011fmen milli gururlar\u0131 ve d\u00fcnyevi \u00e7\u0131karlar\u0131 nedeniyle Hak oldu\u011funu bildikleri halde bu davete t\u00fcm g\u00fc\u00e7leriyle kar\u015f\u0131 koydular ve yine Hakka kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kt\u0131klar\u0131n\u0131 bilmelerine ra\u011fmen de, kalelerinin kendilerini koruyaca\u011f\u0131n\u0131 sand\u0131lar. Oysa insanl\u0131\u011f\u0131n t\u00fcm tarihi, Allah’a kar\u015f\u0131 koyanlar\u0131 hi\u00e7bir silah\u0131n koruyamad\u0131\u011f\u0131na \u015fahittir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"