B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

Rahman Rahim olan Allah\u2019\u0131n ad\u0131yla<\/strong><\/p>\n

1- Rahman (olan Allah) .<\/strong>
\n2- Kur’an’\u0131 \u00f6\u011fretti.(1)<\/strong>
\n3- \u0130nsan\u0131 yaratt\u0131.(2)<\/strong>
\n4- Ona beyan\u0131 \u00f6\u011fretti.(3)<\/strong>
\n5- G\u00fcne\u015f ve ay (belli) bir hesap iledir.(4)<\/strong>
\n6- Bitki(5) ve a\u011fa\u00e7 (O’na) secde etmektedirler.(6)<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

1. Yani, “Kur’an’daki talimatlar\u0131n kayna\u011f\u0131, bir insan de\u011fil, Rahman olan Allah’t\u0131r” Burada, bu talimatlar\u0131n nas\u0131l g\u00f6nderildi\u011finin a\u00e7\u0131klanmas\u0131na gerek duyulmam\u0131\u015ft\u0131r, zira bu talimatlar\u0131 zaten Hz. Peygamber’in (s.a) a\u011fz\u0131ndan i\u015fittikleri i\u00e7in, kendisine vahyolundu\u011fu do\u011fal olarak bilinmekteydi.
\nB\u00f6yle bir a\u00e7\u0131l\u0131\u015f\u0131n ger\u00e7ek maksad\u0131, Kur’an’\u0131n, Hz. Muhammed’in (s.a) bir eseri olmay\u0131p Allah’\u0131n nazil etti\u011fi bir vahiy oldu\u011funun vurgulanmas\u0131d\u0131r. Ayr\u0131ca Allah’\u0131n di\u011fer s\u0131fatlar\u0131 yerine “Rahman” s\u0131fat\u0131n\u0131n kullan\u0131lm\u0131\u015f olmas\u0131 da, \u00f6zel bir anlam i\u00e7erir. Yani, bu s\u00f6zleri nazil etmesi, Allah’\u0131n rahmetinin bir gere\u011fidir. \u00c7\u00fcnk\u00fc O’nun Rahmeti, kendi mahlukat\u0131n\u0131 karanl\u0131kta b\u0131rakmaya elvermez. \u0130\u015fte bu y\u00fczden Kur’an bir yol g\u00f6sterici, d\u00fcnyada ve ahirette kurtulu\u015fun bir vas\u0131tas\u0131 olmak m\u00fcnasebetiyle g\u00f6nderilmi\u015ftir.
\n2. Di\u011fer bir ifadeyle, insan\u0131 yaratan Allah oldu\u011fu i\u00e7in, insana bir gayeye mebni bir yol g\u00f6stermek de O’na d\u00fc\u015fer. Bu bak\u0131mdan, Allah’\u0131n Kur’an’\u0131 bir yol g\u00f6sterici olarak g\u00f6ndermesi, Rahman s\u0131fat\u0131 yan\u0131nda “H\u00e2l\u0131k” s\u0131fat\u0131n\u0131n bir gere\u011fidir. \u00c7\u00fcnk\u00fc bir \u015feyi yaratan, onun yarat\u0131l\u0131\u015f nedenini bilece\u011finden fonksiyonunu da belirler. Dolay\u0131s\u0131yla Kur’an’\u0131n Allah taraf\u0131ndan g\u00f6nderilmi\u015f olmas\u0131 gayet do\u011fald\u0131r.
\n\u015eayet b\u00f6yle olmasayd\u0131, bu \u015fa\u015f\u0131lacak bir\u015fey olurdu; zira bir \u015feyi yaratan\u0131n onun nedenini bilmemesi ve fonksiyonunu belirlememesi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Allah, kainat\u0131n ve i\u00e7indeki her mahlukun yarat\u0131l\u0131\u015f gayesini belirlemi\u015f, ona bir yol \u00e7izmi\u015f ve bu yolda yarat\u0131l\u0131\u015f gayesine uygun y\u00fcr\u00fcmesi i\u00e7in onu g\u00f6revlendirmi\u015ftir. Hatta insan\u0131n bedenini, sa\u00e7\u0131n\u0131n her telini, k\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fck h\u00fccrelerin fonksiyonlar\u0131n\u0131 bile belirlemi\u015ftir. Bu, onlar\u0131n yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131ndan \u00f6nce takdir edilmi\u015ftir. Buna ra\u011fmen, insan gibi bir varl\u0131\u011f\u0131 yol g\u00f6stericisiz b\u0131rakmak nas\u0131l m\u00fcmk\u00fcn olabilir? Bu husus, Kur’an’da \u00e7e\u015fitli yerlerde ve \u00e7e\u015fitli konularla da a\u00e7\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r.
\n“Do\u011fru yola iletmek bize aittir” (Leyl: 12)
\n“Do\u011fru yolu g\u00f6stermek Allah’a aittir” (Nahl: 9)
\n(Firavun) “Rabbiniz kim ey Musa? dedi, (Musa) Rabbimiz, her\u015feye yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131n\u0131 verip, sonra onu do\u011fru yola iletendir dedi.” (Taha: 49-50)
\nYani, Allah bu kainat\u0131n nizam\u0131 i\u00e7erisinde her\u015feyin vazifesini tayin etmi\u015ftir. Bu, kendi ba\u015f\u0131na \u00f6yle kuvvetli bir delildir ki, \u00f6n yarg\u0131s\u0131z d\u00fc\u015f\u00fcnen herkes, “\u0130nsana Allah taraf\u0131ndan bir peygamber gelmesini ve bir kitap g\u00f6nderilmesini” gayet do\u011fal kar\u015f\u0131lamak zorunda kal\u0131r.
\n3. “el-Beyan” kelimesinin bir anlam\u0131, insan\u0131n kendi maksad\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131klamas\u0131, di\u011feri ise, hay\u0131r ve \u015fer aras\u0131ndaki fark\u0131n a\u00e7\u0131klanmas\u0131 demektir. Bu her iki anlam\u0131 da ta\u015f\u0131yan k\u00fc\u00e7\u00fck c\u00fcmle ile (Ona beyan\u0131 \u00f6\u011fretti) deliller tamamlanm\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc insanlar\u0131 hayvanlardan ay\u0131ran en \u00f6nemli \u00f6zellikler, konu\u015fmak ve a\u00e7\u0131klamakt\u0131r. Bu \u00f6zellikleri, insan\u0131n di\u011fer varl\u0131klardan \u00fcst\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc ortaya koyar. Bu sadece konu\u015fma \u00f6zelli\u011fi de\u011fildir. Zira konu\u015fman\u0131n ard\u0131nda ak\u0131l, \u015fuur, idrak, fehim gibi yenetekler vard\u0131r ki, bunlar olmaks\u0131z\u0131n konu\u015fmak m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Dolay\u0131s\u0131yla insanda konu\u015fma melekesinin olmas\u0131, onun \u015fuur ve irade sahibi olmas\u0131n\u0131n delilidir. Kendisine b\u00f6ylesine yetenekler ba\u011f\u0131\u015fland\u0131ktan sonra, elbette insan\u0131n hidayeti \u015fuursuz varl\u0131klar\u0131nki gibi olacak de\u011fildir. Ayr\u0131ca insano\u011flunun bir di\u011fer \u00f6zelli\u011fi de ahl\u00e2k duygusudur. \u0130\u015fte bu y\u00fczdendir ki, insan gayet do\u011fal olarak iyi-k\u00f6t\u00fc, hakl\u0131-haks\u0131z, zul\u00fcm-adalet, do\u011fru-yanl\u0131\u015f aras\u0131ndaki farklar\u0131 anlar ve ahl\u00e2ks\u0131zl\u0131k batakl\u0131\u011f\u0131na g\u00f6m\u00fclse dahi, bu \u00f6zelli\u011fini tamamen yitiremez. Bu \u00f6zelliklerinin gere\u011fi olarak, insanl\u0131\u011f\u0131n hidayeti, cebr\u00ee ve tabii kanunlara g\u00f6re de\u011fil de vicdana ve \u015fuura dayal\u0131 olarak d\u00fczenlenmi\u015ftir. \u00d6rne\u011fin bal\u0131\u011f\u0131n y\u00fczmesi, ku\u015fun u\u00e7mas\u0131 ve insan\u0131n organlar\u0131n\u0131n faaliyeti i\u00e7in her hangi bir e\u011fitime ve \u00f6\u011fretime gerek yoktur. \u00c7\u00fcnk\u00fc f\u0131traten nas\u0131l g\u00f6revlendirilmi\u015flerse, o \u015fekilde hareket etmek zorundad\u0131rlar. \u0130nsanlar, kendi hayatlar\u0131 i\u00e7in kitaplar\u0131, tebli\u011f ve telkinleri, okuma ve yazmay\u0131, mant\u0131\u011f\u0131, e\u011fitim ve \u00f6\u011fretimin bir vesilesi olarak kabul edip do\u011fal yeneteklerini bu konuda yeterli kabul etmezler. O halde insan\u0131 yaratan\u0131n, kendilerine verdi\u011fi bu g\u00f6revi daha iyi yerine getirebilmeleri i\u00e7in insanlara yol g\u00f6sterici olarak peygamberler ve kitaplar g\u00f6ndermesine ni\u00e7in hayret edilsin? \u0130nsan i\u00e7in hidayetin en uygun yolu budur. \u00c7\u00fcnk\u00fc “beyan” gibi bir nimet ile \u015fereflendirilmi\u015f bir varl\u0131\u011fa, en uygun yol g\u00f6stericilik vazifesini Kur’an yerine getirebilir.
\n4. Yani, G\u00fcne\u015f, Ay ve y\u0131ld\u0131zlar\u0131n do\u011fu\u015f ve bat\u0131\u015f\u0131, de\u011fi\u015fmeyen, muazzam bir kanuna tabidir. Bu kanunun sayesinde insanlar, mevsimlerin vaktini, g\u00fcnlerin say\u0131s\u0131n\u0131, \u00fcr\u00fcnlerin olgunla\u015fma zamanlar\u0131n\u0131 tespit edebilmektedirler. Bunca varl\u0131\u011f\u0131n yery\u00fcz\u00fcnde ya\u015fayabilmesinin nedeni, G\u00fcne\u015fin yery\u00fcz\u00fcnden belli bir mesafede tutulmu\u015f olmas\u0131d\u0131r. \u015eayet G\u00fcne\u015f \u00f6l\u00e7\u00fcs\u00fcz hareket etseydi ve yery\u00fcz\u00fcne yakla\u015fsa, ya da uzakla\u015fsa idi, bunca varl\u0131k yok olurdu. Ayr\u0131ca G\u00fcne\u015f ve Ay birbirleriyle uyum i\u00e7indedirler ve bizlerin kulland\u0131\u011f\u0131 takvimler onlar\u0131n hareketlerine ba\u011fl\u0131d\u0131r.
\n5. “en-Necm” kelimesi genellikle y\u0131ld\u0131zlar i\u00e7in kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gibi, ayr\u0131ca g\u00f6vdesiz a\u011fa\u00e7lar (\u00f6rne\u011fin, kavun, karpuz, kabak vs.) i\u00e7in de kullan\u0131l\u0131r. M\u00fcfessirler, bu kelimenin anlam\u0131 hakk\u0131nda ihtilaf etmi\u015flerdir. \u0130bn Abbas, Said b. C\u00fcbeyr, S\u00fcddi ve S\u00fcfyan es-Sevri, bu kelimeyi “Nebatat” anlam\u0131nda kabul etmi\u015flerdir. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu kelimenin hemen ard\u0131ndan “a\u011fa\u00e7lar” kelimesi gelmektedir. B\u00f6ylece burada uyum sa\u011flam\u0131\u015flard\u0131r. Bu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn aksine, M\u00fccahid, Katade ve Hasan Basri, bu kelimenin “y\u0131ld\u0131zlar” anlam\u0131na geldi\u011fi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler. \u00c7\u00fcnk\u00fc maruf mana budur ve “necm” kelimesinden herkes bu manay\u0131 anlar. Zaten g\u00fcne\u015f ve ay’dan sonra y\u0131ld\u0131zlar\u0131n zikredilmesi de gayet do\u011fald\u0131r. \u00c7o\u011fu m\u00fcfessir ve m\u00fctercim ilk g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc tercih etmekle birlikte, ikincisini yanl\u0131\u015f kabul etmi\u015ftir. Biz ise, \u0130bn Kesir’in “ikinci anlam\u0131 y\u0131ld\u0131zlar, dil ve konu itibar\u0131yla daha uygundur” \u015feklindeki tercihine kat\u0131l\u0131yoruz. \u00c7\u00fcnk\u00fc Kur’an’\u0131n di\u011fer b\u00f6l\u00fcmlerinde de y\u0131ld\u0131zlar ve a\u011fa\u00e7lar\u0131n secde etme olay\u0131 bir arada zikredilmi\u015f ve Necm kelimesinden ba\u015fka bir anlam \u00e7\u0131karmak m\u00fcmk\u00fcn olmam\u0131\u015ft\u0131r. \u00d6rne\u011fin:
\n“G\u00f6rmedin mi, g\u00f6klerde, yerde bulunan kimseler, G\u00fcne\u015f, Ay, y\u0131ld\u0131zlar, da\u011flar, a\u011fa\u00e7lar, hayvanlar ve insanlar bir \u00e7o\u011fu hep Allah’a secde etmektedirler” (Hac: 18)
\nBu ayette y\u0131ld\u0131zlar g\u00fcne\u015f ve ay ile birlikte zikrolunmu\u015fken, a\u011fa\u00e7lar, da\u011flar ve hayvanlarla birlikte zikredilmi\u015ftir.
\n6. Yani, g\u00f6ky\u00fcz\u00fcndeki y\u0131ld\u0131zlar\u0131n ve yery\u00fcz\u00fcndeki a\u011fa\u00e7lar\u0131n hepsi de Allah’a tabidirler ve O’nun koydu\u011fu s\u0131n\u0131rlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131na bir santim bile \u00e7\u0131kmazlar.
\nBu iki ayette kainat\u0131n nizam\u0131n\u0131 Allah’\u0131n yaratt\u0131\u011f\u0131na ve bu nizam\u0131n O’na tabi oldu\u011funa i\u015faret edilmektedir. Yery\u00fcz\u00fcnden g\u00f6ky\u00fcz\u00fcne kadar her\u015feyin hakimi Allah’t\u0131r ve yetkiler O’nun elindedir. O’nun yetkilerinde hi\u00e7kimse kendisine ortak de\u011fildir. Yegane mabud O’dur ve herkes O’na tabidir. Ve O’nun kuludur. Her\u015feyin tek sahibi ve Hakimi O’dur. B\u00f6ylece Tevhidi d\u00fc\u015f\u00fcnce hakt\u0131r ve Kur’an i\u015fte bu d\u00fc\u015f\u00fcnceyi tebli\u011f eder. Bu d\u00fc\u015f\u00fcnceye ra\u011fmen k\u00fcfr\u00fcn ve \u015firkin i\u00e7inde ya\u015fayan bir kimse, t\u00fcm kainat nizam\u0131na ayk\u0131r\u0131 ve onunla \u00e7eli\u015fkili bir halde ya\u015f\u0131yor demektir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. Rahman Rahim olan Allah\u2019\u0131n ad\u0131yla 1- Rahman (olan Allah) . 2- Kur’an’\u0131 \u00f6\u011fretti.(1) 3- \u0130nsan\u0131 yaratt\u0131.(2) 4- Ona beyan\u0131 \u00f6\u011fretti.(3) 5- G\u00fcne\u015f ve ay (belli) bir hesap […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":26324,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n