B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

13- Onlar i\u00e7in \u00f6\u011f\u00fct al\u0131p-d\u00fc\u015f\u00fcnmek nerede? Onlara, a\u00e7\u0131klayan bir peygamber gelmi\u015fti.(11)<\/strong>
\n14- Sonra, ondan y\u00fcz \u00e7evirdiler ve dediler ki: “(Bu,) \u00d6\u011fretilmi\u015ftir, bir delidir.”(12)<\/strong>
\n15- Biz sizden bu azab\u0131 biraz a\u00e7\u0131p-giderece\u011fiz; (ama yine) d\u00f6necek olanlars\u0131n\u0131z siz.<\/strong>
\n16- B\u00fcy\u00fck bir \u015fiddetle yakalayaca\u011f\u0131m\u0131z g\u00fcn, elbette biz intikam alaca\u011f\u0131z.(13)<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

11. “Rasulu’n M\u00fcbin” (Apa\u00e7\u0131k Rasul) ifadesinin biri “ahlaki ya\u015fay\u0131\u015f\u0131 karakteri ve amellerinden onun Rasul oldu\u011fu a\u00e7\u0131k\u00e7a belli olmaktad\u0131r.” Di\u011feri ise “O hakk\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a beyan etmi\u015ftir” \u015feklinde iki anlam\u0131 vard\u0131r.<\/p>\n

12. “Muallemun mecnun” (kendisine \u00f6\u011fretilmi\u015f mecnun) ifadesiyle, “Muhammed asl\u0131nda sade bir kimseydi, ancak ba\u015fkalar\u0131 onu yoldan \u00e7\u0131kararak, gizlice Kur’an ayetlerini kendisine \u00f6\u011fretiyor ve o da gelip bize anlat\u0131yor. O’na ders verenler arka planda kal\u0131rken, cezay\u0131 o \u00e7ekmektedir.” \u015feklindeki bir anlam\u0131 kastederek, Hz. Peygamber’in (s.a.) t\u00fcm ciddiyetiyle tebli\u011f etti\u011fi talimatlar\u0131 hafife al\u0131yorlard\u0131. B\u00f6ylece, Kur’an’\u0131n y\u00fcce mesaj\u0131na hi\u00e7 kulak asmayarak, Kur’an’\u0131 kendilerine ula\u015ft\u0131ran kimsenin y\u00fcksek meziyetlere sahip oldu\u011funu ve iddialar\u0131n\u0131n ne kadar sa\u00e7ma temellere dayand\u0131\u011f\u0131n\u0131 hi\u00e7 d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fcyorlard\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc e\u011fer dedikleri gibi olsayd\u0131, yani Kur’an’\u0131 Rasulullah’a ba\u015fkalar\u0131 gizlice \u00f6\u011fretseydi, Hz. Hatice, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali, Hz. Zeyd ve di\u011fer m\u00fcsl\u00fcmanlardan bu olay\u0131n gizli kalmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn olur muydu? Bu insanlar ki her zaman Hz. Peygamber’in (s.a.) yan\u0131nda bulunuyorlard\u0131. \u015eayet b\u00f6yle olsayd\u0131, onlar Rasulullah’a en samimi bir \u015fekilde nas\u0131l inanabilirlerdi? E\u011fer Hz. Peygamber’i (s.a.) perde arkas\u0131ndan bir ba\u015fkas\u0131 idare etseydi ve b\u00f6yle bir y\u00f6ntemle, o peygamberlik iddias\u0131nda bulunsayd\u0131, yine en \u00f6nce bu insanlar ona kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131karlard\u0131. \u0130zah i\u00e7in bkz. Nahl an: 107, Furkan an: 12.<\/p>\n

13. Bu ayetin tefsiri hakk\u0131nda bir\u00e7ok ihtilaf vuku bulmu\u015ftur. Hatta bu ihtilaf sahabe d\u00f6neminde bile vard\u0131. \u0130bn Me’sud’un talebesi Mesruk \u015f\u00f6yle bir olay anlat\u0131r: “Bir g\u00fcn Kufe’de bir camiye girdik. Orada vaizin biri konu\u015fuyordu. “G\u00f6\u011f\u00fcn a\u00e7\u0131k bir duman halinde gelece\u011fi g\u00fcn\u00fc g\u00f6zetle” ayetini okuyup dedi ki: “O duman kafir ve m\u00fcnaf\u0131klar\u0131n g\u00f6zlerini k\u00f6r, kulaklar\u0131n\u0131 sa\u011f\u0131r edecektir. Ama iman edenler \u00fczerindeki tesiri bir nezle kadar hafif olacakt\u0131r.” Bunun \u00fczerine hemen, bu ayetin tefsiri hakk\u0131nda soru sormak i\u00e7in \u0130bn Mes’ud’un yan\u0131na gittik. \u0130bn Mes’ud yat\u0131yordu, bizim s\u00f6z\u00fcm\u00fcz\u00fc i\u015fitince aya\u011fa f\u0131rlad\u0131 ve k\u0131zg\u0131n bir \u015fekilde “\u0130lmi olmayanlar sorsunlar” dedi. Bu ayetin as\u0131l tefsiri \u015f\u00f6yledir: Kurey\u015fliler Rasulullah’a inanmamakta \u0131srar edince, Rasulullah, Allah’a, “Ya Rabbi! Yusuf’a k\u0131tl\u0131k g\u00f6ndermek suretiyle yard\u0131m etti\u011fin gibi, bana da k\u0131tl\u0131k g\u00f6ndererek yard\u0131m et” diye dua etti. Allah, el\u00e7isinin duas\u0131n\u0131 kabul etti ve Kurey\u015fliler k\u0131tl\u0131kla kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kald\u0131lar. Vaziyet o kadar vahim bir hal ald\u0131 ki, insanlar kemik, deri, hatta hayvan le\u015fi bile yemeye ba\u015flad\u0131lar. B\u00f6yle bir halde karn\u0131 a\u00e7 olanlar g\u00f6ky\u00fcz\u00fcne bak\u0131nca, duman g\u00f6r\u00fcrlerdi. Bu k\u0131tl\u0131\u011f\u0131n devam etti\u011fi bir zamanda Ebu S\u00fcfyan Rasulullah’a gelerek akraba olu\u015flar\u0131n\u0131 hat\u0131rlatt\u0131 ve “Allah’a dua et de bizi bu afetten kurtars\u0131n, kabilen a\u00e7l\u0131k i\u00e7inde k\u0131vran\u0131yor” diye ricada bulundu. Bu d\u00f6nemde Kurey\u015fliler Allah’a, Ey Allah’\u0131m! Bizi bu afetten kurtar\u0131rsan do\u011fru yola gelece\u011fiz” diye yalvar\u0131yorlard\u0131. \u0130\u015fte bu ayetlerde bu olaya i\u015faret edilmektedir. \u015eiddetli bir darbe ile Bedir Sava\u015f\u0131’nda Kurey\u015flilere indirilen darbe kastolunmaktad\u0131r.” Bu rivayeti \u0130mam Ahmed, Buhari, Tirmizi, Nesei, \u0130bn Cerir ve \u0130bn Ebi Hatim \u00e7e\u015fitli senetlerle Mesruk’dan nakletmi\u015flerdir. Bunlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda \u0130brahim Nehai, Katade, As\u0131m ve Amir, “Abdullah ibni Mes’ud’un tefsiri buydu” demektedirler. Dolay\u0131s\u0131yla \u0130bni Mes’ud’un tefsirinin b\u00f6yle oldu\u011funda hi\u00e7 bir \u015f\u00fcphe yoktur. Tabiinden M\u00fccahid, Katade, Ebu Aliye, Mukatil, \u0130brahim Nehai, Dahhak ve Atiye’l-Avf, \u0130bn Mes’ud’un bu tefsiri \u00fczerinde ittifak etmi\u015flerdir. Di\u011fer bir yanda, Hz. Ali, \u0130bn \u00d6mer, \u0130bn Abbas, Ebu Said Hudri, Zeyd b. Ali ve Hasan Basri gibi, baz\u0131 kimseler, bu ayetin k\u0131yamete yak\u0131n bir zamanda o duman\u0131n yay\u0131laca\u011f\u0131 \u015feklinde yorumlam\u0131\u015flard\u0131r. Ayr\u0131ca Hz. Huzeyfe b. Esed el-Gifari taraf\u0131ndan Rasulullah’tan rivayet edilen bir hadis, bu yorumu desteklemektedir. Huzeyfe’nin anlatt\u0131\u011f\u0131 olay \u015fu \u015fekildedir: “Bir g\u00fcn k\u0131yamet hakk\u0131nda konu\u015ftu\u011fumuz bir esnada, Rasulullah yan\u0131m\u0131za geldi ve \u015f\u00f6yle buyurdu: Bu on al\u00e2met zahir olmadan k\u0131yamet gelmez. G\u00fcne\u015fin bat\u0131dan do\u011fmas\u0131, duman\u0131n yay\u0131lmas\u0131 (duhan) , dabbet’\u00fcl-arz, yec\u00fcc-me’c\u00fcc’\u00fcn \u00e7\u0131kmas\u0131, Hz. \u0130sa’n\u0131n g\u00f6ky\u00fcz\u00fcnden inmesi, Do\u011fuda arz\u0131n \u00e7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fc, bat\u0131da Arabistan’dan Aden’den ate\u015fin y\u00fckselmesi.” (M\u00fcslim)<\/p>\n

\u0130bn Cerir ve Taberi’nin naklettikleri, Ebu Malik el-E\u015fari’nin rivayeti de bu hususu teyid etmektedir. Yine \u0130bn Ebi Hatim’in, Ebu Said Hudri’den naklettikleri iki rivayete g\u00f6re de Rasulullah “Duhan”\u0131 k\u0131yametin alametlerinden saym\u0131\u015ft\u0131r. Rasulullah \u015f\u00f6yle buyurmu\u015ftur: “Duman yay\u0131ld\u0131\u011f\u0131 zaman m\u00fc’minlere adeta nezle gibi hafif bir \u015fekilde tesir edecek, ancak kafirlerin i\u00e7ine dolarak, derilerinin her yerinden duman \u00e7\u0131kacakt\u0131r.”<\/p>\n

Bu iki tefsir aras\u0131ndaki fark \u00fczerine dikkatlice d\u00fc\u015f\u00fcnecek olursak, s\u00f6z konusu ihtilaf\u0131n giderilmesinin m\u00fcmk\u00fcn oldu\u011fu g\u00f6r\u00fcl\u00fcr. Rasulullah’\u0131n duas\u0131 \u00fczerine Allah’\u0131n Arabistan’a k\u0131tl\u0131k g\u00f6ndermesi ve kafirlerin \u00e7ok peri\u015fan olmalar\u0131 \u00fczerine, Rasulullah’\u0131n Allah’a dua etmesi \u015feklindeki \u0130bn Mes’ud’un tefsirine Kur’an’\u0131n bir\u00e7ok yerinde i\u015faret olunmaktad\u0131r.(\u0130zah i\u00e7in bkz. En’am an: 29, A’raf an: 77, Yunus an: 14-15, Mu’minun an: 72) \u0130lgili ayetlerden anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131na g\u00f6re, “Azab\u0131 \u00fczerimizden def edersen, do\u011fru yola geliriz” \u015feklindeki s\u00f6zleri \u00fczerine, Allah’\u0131n “Bunlar sap\u0131kl\u0131ktan vazge\u00e7mezler, onlara apa\u00e7\u0131k bir Rasul gelmi\u015f olmas\u0131na ra\u011fmen, onun davetine kulak asmam\u0131\u015flard\u0131r.” diye buyurmu\u015f olmas\u0131 ve yine kafirlerin “Bu, kendisine \u00f6\u011fretilmi\u015f ve yoldan \u00e7\u0131km\u0131\u015f bir mecnundur” diye nitelemelerine kar\u015f\u0131l\u0131k, Allah’\u0131n “Biz azab\u0131 kald\u0131rsak bile, onlar yine de ayn\u0131 sap\u0131kl\u0131kta \u0131srar ederler” diye belirtmesi, olay\u0131n Rasulullah’\u0131n zaman\u0131nda ge\u00e7ti\u011fini do\u011frulamaktad\u0131r. Oysa, bu ifadeleri k\u0131yametin yakla\u015ft\u0131\u011f\u0131 bir zamana \u0131tlak ederek anlamak \u00e7ok uzak bir tevil olur. Dolay\u0131s\u0131yla \u0130bn Mes’ud’un bu konudaki yorumunun isabetli oldu\u011fu anla\u015f\u0131l\u0131yor. Ancak bu rivayetin “duman” ile ilgili k\u0131sm\u0131, yani, “B\u00f6yle bir halde karn\u0131 a\u00e7 olanlar, g\u00f6ky\u00fcz\u00fcne bak\u0131nca duman g\u00f6r\u00fcrlerdi” ifadesi Kur’an’\u0131n zahiri beyan\u0131na uymaz. Ayr\u0131ca hadislerdeki ifadeler de bunun aksini ispatlar. \u00d6rne\u011fin, Kur’an’\u0131n olay\u0131 ifade edi\u015fi \u015f\u00f6yledir: “G\u00f6\u011f\u00fcn a\u00e7\u0131k bir duman haline getirilece\u011fi g\u00fcn\u00fc g\u00f6zetle.” Sonraki ayetlere de dikkatle bak\u0131lacak olursa, \u015f\u00f6yle denmek istendi\u011fi anla\u015f\u0131l\u0131r: “Ey kafirler! Siz Allah’\u0131n el\u00e7isine inanm\u0131yor ve k\u0131tl\u0131ktan ders alm\u0131yor musunuz? O zaman bekleyin, k\u0131yamet geldi\u011finde hak ve bat\u0131l\u0131n ne oldu\u011funu anlars\u0131n\u0131z.” G\u00f6r\u00fcld\u00fc\u011f\u00fc gibi bunun k\u0131tl\u0131k zaman\u0131na de\u011fil, k\u0131yametin alametlerinden birine i\u015faret etti\u011fi a\u00e7\u0131k\u00e7a bellidir. Nitekim ayn\u0131 husus hadislerle de teyid edilmektedir. Ne kadar gariptir ki \u0130bn Mes’ud’un tefsirini kabul eden m\u00fcfessirler, onun yorumuna tamamen kat\u0131lm\u0131\u015flar, reddedenler ise yine tamamen kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131km\u0131\u015flard\u0131r. Oysa ilgili ayetler ve hadisler \u00fczerine dikkatlice d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fczde, yorumun hangi b\u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fcn do\u011fru hangi b\u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fcn yanl\u0131\u015f oldu\u011funu a\u00e7\u0131k\u00e7a anlar\u0131z.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 13- Onlar i\u00e7in \u00f6\u011f\u00fct al\u0131p-d\u00fc\u015f\u00fcnmek nerede? Onlara, a\u00e7\u0131klayan bir peygamber gelmi\u015fti.(11) 14- Sonra, ondan y\u00fcz \u00e7evirdiler ve dediler ki: “(Bu,) \u00d6\u011fretilmi\u015ftir, bir delidir.”(12) 15- Biz sizden bu […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":23771,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n