B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

23- \u0130\u015fte Allah; iman edip de salih amellerde bulunan kullar\u0131na b\u00f6yle m\u00fcjde vermektedir. De ki: “Ben, buna kar\u015f\u0131l\u0131k sizden hi\u00e7bir \u00fccret istemiyorum,(40) ancak akrabal\u0131k sevgisi hari\u00e7.”(41) Kim bir iyilik kazan\u0131rsa, biz ondaki iyili\u011fi artt\u0131r\u0131r\u0131z. Ger\u00e7ekten Allah, ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r, \u015f\u00fckredene kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 verendir.(42)<\/strong>
\n24- Yoksa onlar: “Allah’a kar\u015f\u0131 yalan d\u00fcz\u00fcp-uydurdu”mu diyorlar? (43) Oysa e\u011fer Alah dilerse, senin de kalbini m\u00fch\u00fcrler.(44) Allah, bat\u0131l\u0131 yok edip-ortadan kald\u0131r\u0131r ve kendi kelimeleriyle hakk\u0131 hak olarak peki\u015ftirir(45) (ger\u00e7ekle\u015ftirir) . \u00c7\u00fcnk\u00fc O, sinelerin \u00f6z\u00fcnde olan\u0131 bilendir.(46)<\/strong>
\n25- Kullar\u0131ndan tevbeyi kabul eden, k\u00f6t\u00fcl\u00fckleri affeden ve i\u015flemekte olduklar\u0131n\u0131z\u0131 bilen O’dur.(47)<\/strong>
\n26- O, iman edip salih amelerde bulunanlara icabet eder ve onlara kendi fazl\u0131ndan artt\u0131r\u0131r. K\u00e2firlere gelince; onlar i\u00e7in \u015fiddetli bir azap vard\u0131r.<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

40. Bu ifade ile Hz. Peygamber’in (s.a) , insanlar\u0131 Allah’\u0131n azab\u0131ndan korumak i\u00e7in g\u00f6sterdi\u011fi \u00e7abaya i\u015faret olunuyor. O peygamber ki, insanlara cenneti m\u00fcjdeliyor.<\/p>\n

41. Yani, “Ben sizden bu yapt\u0131klar\u0131m i\u00e7in bir kar\u015f\u0131l\u0131k beklemiyorum. Ben sizden sadece yak\u0131nlar\u0131ma (kurb\u00e2) sevgi istiyorum.” “Kurb\u00e2” (akrabalar ve yak\u0131nlar) kelimesi \u00fczerinde m\u00fcfessirler aras\u0131nda b\u00fcy\u00fck ihtilaflar vard\u0131r.<\/p>\n

Bir grup m\u00fcfessir bu ayetten Rasulullah’\u0131n (s.a) Kurey\u015flilere, “\u015eayet benim s\u00f6zlerimi dinlemiyorsan\u0131z, hi\u00e7 olmazsa kabile hat\u0131r\u0131 i\u00e7in bana di\u011fer Araplar’dan daha fazla d\u00fc\u015fmanl\u0131k g\u00f6stermeyin” demek istedi\u011fi \u015feklinde bir anlam \u00e7\u0131karmaktad\u0131r. \u0130bn Abbas’\u0131n, ayeti bu \u015fekilde yorumlad\u0131\u011f\u0131 bir\u00e7ok raviden nakledilmi\u015ftir. (\u0130mam Ahmed, Buhari, M\u00fcslim, Tirmizi, \u0130bn Cerir, Taber\u00e2n\u00ee, Beyhak\u00ee ve \u0130bn Sad) Ayn\u0131 yorumu M\u00fccahid, \u0130krime, Katade, Suddi, Ebu Malik, Abdurrezzak b. Zeyd b. Eslem, Dahhak, Ata b. Dinar ve daha bir\u00e7ok m\u00fcfessir de yapm\u0131\u015ft\u0131r.
\n\u0130kinci grup bu ayeti, “Ben sizden hi\u00e7bir \u015fey istemiyorum, yeter ki sadece Allah’a yak\u0131n olun” Yani, do\u011fru yola gelmeniz benim i\u00e7in yeterli bir kar\u015f\u0131l\u0131kt\u0131r. Bu yorum Hasan Basri’den rivayet edilmi\u015ftir. Katade’nin bir kavli, bu yorumu do\u011frulad\u0131\u011f\u0131 gibi, ayr\u0131ca Taberan\u00ee’nin de \u0130bn Abbas’tan ayn\u0131 do\u011frultuda bir rivayeti vard\u0131r. Nitekim Kur’an’da konuyla yak\u0131ndan ilgili bir ayet bulunmaktad\u0131r: “Ben buna kar\u015f\u0131l\u0131k sizden bir \u00fccret de\u011fil, sadece Rabbine do\u011fru bir yol tutmak isteyen kimseler olman\u0131z\u0131 istiyorum, de” (Furkan: 57)<\/p>\n

\u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc grup ise, “Kurb\u00e2” kelimesini “akraba” olarak kabul ediyor ve ayeti \u015fu \u015fekilde anl\u0131yorlar. “Ben sizden bir \u00fccret (m\u00fckafat) istemiyorum, sizden istedi\u011fim sadece akrabalar\u0131ma sevgi g\u00f6stermenizdir.” Bu grup i\u00e7inde baz\u0131lar\u0131 “akrabalar” kelimesiyle, “Abd\u00fclmuttalibo\u011fullar\u0131n\u0131n” kastedildi\u011fini s\u00f6ylerken, baz\u0131lar\u0131 da”Hz. Ali, Hz. Fatma ve o\u011fullar\u0131 Hz. Hasan ile Hz. H\u00fcseyin’in” kastedildi\u011fini iddia etmektedirler. Bu yorum Said b. C\u00fcbeyr ve \u00d6mer b. \u015euayb’dan rivayet edildi\u011fi gibi ayr\u0131ca \u0130bn Abbas’a ve Ali b. H\u00fcseyin’e de (Zeynelabidin) nispet olunmaktad\u0131r. Fakat bu yorumun birtak\u0131m ciddi nedenler dolay\u0131s\u0131yla kabul edilmesi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Birinci neden, bu sure Mekke’de nazil oldu\u011funda Hz. Ali ve Hz. Fat\u0131ma hen\u00fcz evlenmemi\u015flerdi ve dolay\u0131s\u0131yla da \u00e7ocuklar\u0131 yoktu. Bunun yan\u0131s\u0131ra Abdulmuttalibo\u011fullar\u0131n\u0131n hepsi m\u00fcsl\u00fcman olmad\u0131\u011f\u0131 gibi i\u00e7lerinde \u0130sl\u00e2m’\u0131n \u00e7ok a\u00e7\u0131k d\u00fc\u015fmanlar\u0131 vard\u0131. Nitekim Ebu Leheb bu konuda \u00e7ok net bir \u00f6rnektir.
\nDi\u011fer bir neden, Hz. Peygamber’in (s.a) akrabalar\u0131 sadece Abd\u00fclmuttalipo\u011fullar\u0131ndan ibaret de\u011fildi. Hz. Peygamber (s.a) anne taraf\u0131, baba taraf\u0131 ve e\u015fi Hz. Hatice dolay\u0131s\u0131yla hemen hemen Kurey\u015f’in hepsiyle akraba idi. Bu insanlar\u0131n ileri gelenlerinden baz\u0131lar\u0131 Rasulullah’\u0131n (s.a) saf\u0131nda bulunurken, baz\u0131lar\u0131 da onun (s.a) en b\u00fcy\u00fck d\u00fc\u015fman\u0131 idiler. Dolay\u0131s\u0131yla hi\u00e7bir mant\u0131k, Hz. Peygamber’in (s.a) , akrabalar\u0131 olan Abd\u00fclmuttalibo\u011fullar\u0131na sevgi g\u00f6sterilmesi i\u00e7in ricada bulunabilece\u011fini kabul etmez. \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc neden ise \u00e7ok daha \u00f6nemlidir. \u0130nsanlar\u0131 Allah’a \u00e7a\u011f\u0131ran ve y\u00fcce bir makamda bulunan Hz. Peygamber (s.a) nas\u0131l olur da, sadece kendi akrabalar\u0131 i\u00e7in kafirlerden sevgi talebinde bulunur? Hi\u00e7bir ak\u0131l sahibi, Allah’\u0131n, peygamberine kafirlerden b\u00f6ylesine hakir bir talebte bulunmas\u0131 i\u00e7in vahyedebilece\u011fini tasavvur edemez. Kur’an’daki peygamber k\u0131ssalar\u0131n\u0131n t\u00fcm\u00fcn\u00fc inceledi\u011fimizde hepsinin de toplumlar\u0131n\u0131 hakka davet ederken tebli\u011flerine kar\u015f\u0131l\u0131k hi\u00e7bir \u00fccret istemediklerini, bilakis \u00fccretlerinin sadece Allah’a ait oldu\u011funu s\u00f6ylediklerini g\u00f6r\u00fcr\u00fcz (Bkz. Yunus: 72, Hud: 29-51, \u015euara: 109-127, 145-146, 180) Yasin Suresi’nde bir peygamberin “hak” olu\u015funun, onun hi\u00e7bir \u00e7\u0131kar g\u00f6zetmeyi\u015fiyle \u00f6l\u00e7\u00fclebilece\u011fi vurgulanm\u0131\u015ft\u0131r. (Bkz. Yasin: 21) . Yine Hz. Peygamber’e (s.a) Kur’an’da tekrar tekrar \u015f\u00f6yle s\u00f6ylemesi emredilmi\u015ftir: “Ben sizden hi\u00e7bir \u00fccret istemiyorum.” (En’am: 90, Yusuf: 104, M\u00fcminun: 72, Furkan: 57, Sebe: 47, Sad: 86, T\u00fbr: 40, Kalem: 46.)<\/p>\n

Art\u0131k bu kadar a\u00e7\u0131k delillerden sonra bir peygamberin yapt\u0131\u011f\u0131 \u00e7a\u011fr\u0131ya kar\u015f\u0131l\u0131k, akrabalar\u0131na sevgi isteyebilece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnmek m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Bunun yan\u0131s\u0131ra, burada muhatab\u0131n kafirler oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrsek \u015fayet, s\u00f6zkonusu “istek” daha anlams\u0131z gelir. \u00c7\u00fcnk\u00fc ayetin siyak ve sibak\u0131nda, hitab hep kafirlere oldu\u011fu i\u00e7in onlardan kar\u015f\u0131l\u0131k beklemenin hi\u00e7bir anlam\u0131 yoktur. Ayr\u0131ca kafirler Hz. Peygamber’in (s.a.) risaletini kabul etmediklerine g\u00f6re ni\u00e7in ona m\u00fckafat versinler? \u00dcstelik Rasulullah’\u0131 (s.a) itham etme durumunda bulunuyorlarken!…
\n42. Yani, isyan eden kullar\u0131n\u0131n aksine, Allah’\u0131n, iyilik yapma gayreti i\u00e7inde olan kullar\u0131na davran\u0131\u015f\u0131 farkl\u0131d\u0131r:
\na) Onlar az veya \u00e7ok iyilik yapmak i\u00e7in ne kadar \u00e7aba sarfederlerse, Allah’da onlara daha fazla iyilik nasip eder.
\nb) Onlar\u0131n t\u00fcm iyi niyetlerine ra\u011fmen, birtak\u0131m noksanlar\u0131 olsa bile, Allah onlar\u0131 g\u00f6rmemezlikten gelir.
\nc) Onlar az veya \u00e7ok sermaye olarak ne kadar iyi amel getirirlerse, Allah onu art\u0131r\u0131r.<\/p>\n

43. Bu c\u00fcmlede \u015fiddetli bir sitem vard\u0131r. Adeta \u015f\u00f6yle s\u00f6ylenmektedir: “Ey Nebi! Bunlar o derece k\u00fcstahla\u015fm\u0131\u015flard\u0131r ki, senin durumunda olan bir insana iftira etmektedirler. Onlar sana iftira atmakla yetinmedikleri gibi, seni bir kitap uydurmakla su\u00e7luyor ve b\u00f6ylece Allah’a da iftira at\u0131yorlar.”<\/p>\n

44. Yani, “B\u00f6ylesine bir iftiray\u0131 s\u0131rf kalbleri m\u00fch\u00fcrlendi\u011fi i\u00e7in at\u0131yorlar. \u015eayet Allah dilerse, senin de onlar gibi kalbini m\u00fch\u00fcrleyebilir, ancak seni onlardan ay\u0131rmas\u0131 Allah’\u0131n bir l\u00fctfudur.” Bu ifade ile, Hz. Peygamber’e (s.a) iftira atanlarla gizli bir \u015fekilde alay ediliyor. Yani, “Ey Nebi! Onlar seni kendi seviyelerinde kabul etmektedirler. Kendi \u00e7\u0131karlar\u0131 i\u00e7in nas\u0131l yalan, iftira ve hileye ba\u015fvuruyorlarsa, senin de onlar gibi kendi \u00e7\u0131kar\u0131n i\u00e7in bir yalan uydurdu\u011funu ve sonra da Allah’a nispet etti\u011fini zannediyorlar. Fakat Allah’\u0131n, kafirlerin kalbini m\u00fch\u00fcrledi\u011fi gibi senin kalbini m\u00fch\u00fcrlememesi onun bir l\u00fctfudur.<\/p>\n

45. Yani, k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn daim olmamas\u0131 ve sonu\u00e7ta Hakk\u0131n galip gelmesi Allah’\u0131n bir s\u00fcnnetidir. Bu y\u00fczden Ey Nebi! Sen onlar\u0131n yalan ve iftiralar\u0131na ald\u0131rmadan yapmakta oldu\u011fun i\u015fe devam et. Sonunda hak yerini bulur. Bu yalan, iftira ve hileler kaybolur gider.
\n46. Yani, Allah onlar\u0131n sana kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kmalar\u0131n\u0131n ard\u0131ndaki ger\u00e7ek niyetlerini iyi bilir.<\/p>\n

47. Bir \u00f6nceki ayetin hemen akabinde “tevbe edilmesi” i\u00e7in \u00e7a\u011fr\u0131da bulunulmaktad\u0131r. Bu usluptan ortaya \u015f\u00f6yle bir anlam \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Yani, “Ey zalimler! Sizler Hak bir Nebi’ye kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kmakla Allah’\u0131n azab\u0131na daha \u00e7ok m\u00fcstehak olmaktas\u0131n\u0131z. Fakat \u015fimdi yapt\u0131klar\u0131n\u0131zdan vazge\u00e7er, tevbe ederseniz e\u011fer, Allah da sizleri affeder. “Tevbe”, ki\u015finin yapt\u0131\u011f\u0131 k\u00f6t\u00fcl\u00fckten utanmas\u0131, pi\u015fman olmas\u0131 ve yapt\u0131\u011f\u0131 k\u00f6t\u00fcl\u00fckten vazge\u00e7erek bir daha yapmamaya karar vermesidir. Ancak yap\u0131lan k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc telafi etmeye \u00e7al\u0131\u015fmak da, samimi bir tevbenin gere\u011fidir. Fakat telafi etmek m\u00fcmk\u00fcn de\u011filse, tevbe eden ki\u015fi Allah’dan af diler ve ne kadar iyilik yapmak m\u00fcmk\u00fcnse o kadar iyilik yapar ve b\u00f6ylece \u00f6nceden i\u015fledi\u011fi su\u00e7lar\u0131 temizlemeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131r. \u015eayet “tevbe”nin gayesi Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 kazanmak de\u011filse o, “tevbe” de\u011fildir. \u00c7\u00fcnk\u00fc bir k\u00f6t\u00fc i\u015ften ve davran\u0131\u015ftan vazge\u00e7mek Allah’\u0131n “tevbe” hakk\u0131nda yapt\u0131\u011f\u0131 tarife uymaz. K\u0131saca “tevbe” Allah r\u0131zas\u0131 i\u00e7in k\u00f6t\u00fc bir i\u015fi yapmay\u0131 terketmektir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 23- \u0130\u015fte Allah; iman edip de salih amellerde bulunan kullar\u0131na b\u00f6yle m\u00fcjde vermektedir. De ki: “Ben, buna kar\u015f\u0131l\u0131k sizden hi\u00e7bir \u00fccret istemiyorum,(40) ancak akrabal\u0131k sevgisi hari\u00e7.”(41) Kim […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":23281,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n