B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

16- O’na icabet olunduktan sonra, Allah hakk\u0131nda (s\u00f6zde) ‘deliller \u00f6ne s\u00fcr\u00fcp tart\u0131\u015fanlar\u0131n, (31) delilleri, Rabbleri kat\u0131nda ge\u00e7ersizdir. Onlar\u0131n \u00fczerinde bir gazab vard\u0131r ve \u015fiddetli azab onlar i\u00e7indir.<\/strong>
\n17- Ki Allah, hak olmak \u00fczere Kitab\u0131 ve mizan\u0131 indirdi.(32) Ne bilirsin; belki k\u0131yamet-saati pek yak\u0131nd\u0131r.(33)<\/strong>
\n18- Onda acele davrananlar, (ger\u00e7ekte) ona inanmayanlard\u0131r. \u0130man edenler ise, ona kar\u015f\u0131 bir korku i\u00e7indedirler ve onun ger\u00e7ekten hak oldu\u011funu bilirler. Haberiniz olsun; k\u0131yamet-saati konusunda tart\u0131\u015fmakta olanlar, ger\u00e7ekte uzak bir sap\u0131kl\u0131k i\u00e7indedirler.<\/strong>
\n19- Allah, kullar\u0131na kar\u015f\u0131 l\u00fctuf sahibi oland\u0131r;(34) diledi\u011fini r\u0131z\u0131kland\u0131r\u0131r.(35) O, kuvvetlidir, azizdir.(36)<\/strong>
\n20- Kim ahiret ekinini isterse, biz ona kendi ekininde artt\u0131rmalar yapar\u0131z. Kim de d\u00fcnya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.(37)<\/strong>
\n21- Yoksa onlar\u0131n birtak\u0131m ortaklar\u0131 m\u0131 var ki, Allah’\u0131n izin vermedi\u011fi \u015feyleri,(38) dinden kendilerine te\u015fr\u00ee’ ettiler (bir \u015feriat k\u0131ld\u0131lar) ? E\u011fer o fas\u0131l kelimesi olmasayd\u0131, elbette aralar\u0131nda h\u00fck\u00fcm (karar) verilirdi. Ger\u00e7ekten zalimler i\u00e7in ac\u0131kl\u0131 bir azap vard\u0131r.(39)<\/strong>
\n22- (O g\u00fcn) Zalimleri kazanmakta olduklar\u0131 dolay\u0131s\u0131yla korkuyla titrerlerken g\u00f6r\u00fcrs\u00fcn; o (yapt\u0131klar\u0131) da \u00fcstlerine \u00e7\u00f6k\u00fcvermi\u015ftir. \u0130man edip salih amellerde bulunanlar ise, cennet bah\u00e7elerindedirler. Rableri kat\u0131nda her diledikleri onlar\u0131nd\u0131r. \u0130\u015fte b\u00fcy\u00fck fazl (nimet ve \u00fcst\u00fcnl\u00fck) budur.<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

31. Bu, Mekke’de herg\u00fcn cereyan eden hadiselere i\u015faret etmektedir. O zaman Mekkeliler, \u0130sl\u00e2m’\u0131 kabul edenleri s\u00fcrekli takip ederler, \u00e7evrelerindeki akrabalar\u0131, m\u00fcsl\u00fcmanlara bask\u0131 yaparak onlar\u0131 \u0130sl\u00e2m’dan vazge\u00e7irmeye ve Rasulullah’dan koparmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131rlard\u0131.<\/p>\n

32. “Mizan” kavram\u0131 ile, terazi gibi tartarak do\u011fru ve yanl\u0131\u015f\u0131n, hak ve bat\u0131l\u0131n, zul\u00fcm ve adaletin, iyilik ve k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn fark\u0131n\u0131 bildiren “\u015feriat” kastolunuyor. Allah, el\u00e7isinin a\u011fz\u0131ndan \u015funlar\u0131 s\u00f6yletmi\u015ftir. “Bana, aran\u0131zda adaletle h\u00fckmetmem, emrolunmu\u015ftur.” Burada “Kitab” ile “Mizan”\u0131n birlikte indirildi\u011fi zikrolunuyor ki, b\u00f6ylelikle adaletle h\u00fckmedebilsin.<\/p>\n

33. Yani do\u011fru yola gelmeyi isteyen bir kimse, bu konuda acele etmelidir. \u00c7\u00fcnk\u00fc sonunuzun ne zaman gelece\u011fini hatta ikinci nefesi dahi al\u0131p alamayaca\u011f\u0131n\u0131z\u0131 dahi bilemezsiniz.
\n34. Burada ge\u00e7en “lat\u00eef” kelimesinin iki anlam\u0131 vard\u0131r: Birincisi, Allah, kullar\u0131na \u00e7ok \u015fefkatli ve merhametlidir. \u0130kincisi, O, kullar\u0131n\u0131n en k\u00fc\u00e7\u00fck ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131 bile \u00f6yle dikkati nazara al\u0131r ki, kendileri bile ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131n nas\u0131l kar\u015f\u0131land\u0131\u011f\u0131n\u0131n fark\u0131nda bile olmazlar. Buradaki “kullar” ile t\u00fcm insanl\u0131k kastolunuyor. Yani Allah’\u0131n l\u00fctfu t\u00fcm d\u00fcnyaya \u015famildir.
\n35. Yani, Allah’\u0131n l\u00fctufkar olmas\u0131, t\u00fcm kullar\u0131na e\u015fit r\u0131z\u0131k da\u011f\u0131taca\u011f\u0131 anlam\u0131na gelmez. Allah, herkese verir ama O’nun verdi\u011fi e\u015fit miktarda de\u011fildir. Baz\u0131lar\u0131na ba\u015fka bir hususda, baz\u0131lar\u0131na da ba\u015fka bir hususda verir.<\/p>\n

36. Yani, nizam i\u00e7indeki t\u00fcm taksimat, Allah’\u0131n g\u00fcc\u00fcne dayan\u0131yor ve kimsenin g\u00fcc\u00fc bunu de\u011fi\u015ftirmeye yetmez. \u015eayet, Allah bir kimseye vermek istiyorsa, kimse ona engel olamaz. Vermek istemiyorsa da verdiremez.<\/p>\n

37. \u00d6nceki ayetlerde, herkes taraf\u0131ndan kolayl\u0131kla m\u00fc\u015fahade edilebilmesi m\u00fcmk\u00fcn olan iki ger\u00e7e\u011fe i\u015faret edilmi\u015ftir. Birincisi, Allah’\u0131n l\u00fctfu umumidir ve t\u00fcm kullar ondan yararlanmaktad\u0131rlar. \u0130kincisi, r\u0131z\u0131k herkes i\u00e7in e\u015fit da\u011f\u0131t\u0131lmam\u0131\u015ft\u0131r ve insanlar aras\u0131nda bu bak\u0131mdan fark vard\u0131r. Bu ayette, Allah’\u0131n kullar\u0131na verdi\u011fi l\u00fctuf ve r\u0131zk\u0131n ba\u011f\u0131\u015flanmas\u0131nda say\u0131s\u0131z farkl\u0131l\u0131klar vard\u0131r. \u00d6ncelikle bu farkl\u0131l\u0131k usuldedir. Yani ahireti taleb edenler ile d\u00fcnyay\u0131 talep edenlere ba\u015fka ba\u015fka r\u0131z\u0131klar verilecektir.
\nBu \u00f6nemli ger\u00e7e\u011fe burada k\u0131saca de\u011finilmi\u015ftir. Fakat bu ger\u00e7e\u011fi ayr\u0131nt\u0131lar\u0131 ile kavramak, insan\u0131n hayat tarz\u0131n\u0131 yeniden g\u00f6zden ge\u00e7irmesini sa\u011flar.
\nD\u00fcnya ve ahiret i\u00e7in u\u011fra\u015fanlar, tarlada \u00e7al\u0131\u015fan i\u015f\u00e7ilere benzetilmi\u015ftir. \u00c7ift\u00e7iler topra\u011f\u0131 \u00e7aba sarfederek ekerler ve ondan \u00fcr\u00fcn al\u0131rlar. Fakat maksat ve niyetlerindeki farkl\u0131l\u0131k, onlar\u0131n amellerinde de farkl\u0131l\u0131\u011fa yol a\u00e7ar. \u00d6rne\u011fin, ahiret i\u00e7in tarlada \u00e7al\u0131\u015fan kimse ile d\u00fcnya i\u00e7in tarlada \u00e7al\u0131\u015fan aras\u0131nda fark vard\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla Allah indindeki m\u00fckafatlar\u0131 da farkl\u0131 olur. Oysa her ikisi de bu d\u00fcnyada \u00e7al\u0131\u015fmaktad\u0131rlar.<\/p>\n

Ahiret i\u00e7in tarla eken kimseye Allah, d\u00fcnyadaki nasibini verir ve o, d\u00fcnyadayken kendine az-\u00e7ok bir k\u0131smet bulur. \u00c7\u00fcnk\u00fc, Allah’\u0131n lutfu herkese \u015famildir. O, iyi ve k\u00f6t\u00fc herkesi r\u0131z\u0131kland\u0131r\u0131r. Fakat Allah, ahiret i\u00e7in tarlas\u0131n\u0131 ekenin tarlas\u0131n\u0131 bereketlendirmekle m\u00fcjdeliyor. \u00c7\u00fcnk\u00fc o, buna talibtir ve bunun i\u00e7in \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r.
\nOnun tarlas\u0131na bereket vermenin pek\u00e7ok \u015fekli vard\u0131r. \u00d6rne\u011fin, o ne kadar iyi ve halis niyet ile \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015f ve ahiret i\u00e7in ne kadar salih amel i\u015flemi\u015fse m\u00fckafat\u0131 da o nispette y\u00fcksek olur. Bunun yan\u0131s\u0131ra d\u00fcnyada ahiret niyetiyle salih amel yaparsa, Allah ona iyilik yapmak i\u00e7in daha \u00e7ok f\u0131rsatlar tan\u0131r. Yani, Allah t\u00fcm iyilik kap\u0131lar\u0131n\u0131n kapanmas\u0131na ve \u015fer kap\u0131lar\u0131n\u0131n a\u00e7\u0131lmas\u0131na m\u00fcsaade etmez. \u00dcstelik ahirette bu d\u00fcnyada yapt\u0131\u011f\u0131 amellerin kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 fazlas\u0131yla bulacakt\u0131r. En az\u0131ndan 10 kat\u0131yla, binlerce fazlas\u0131yla (hatta s\u0131n\u0131rs\u0131z) derecede m\u00fckafat al\u0131rlar.
\n“Sadece bu d\u00fcnya i\u00e7in tarla eken kimsenin-ki onun t\u00fcm \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131 bu d\u00fcnya i\u00e7indir- akibetini Allah \u015f\u00f6yle bildiriyor: Birincisi, o ne kadar \u00e7aba sarfederse sarfetsin, Allah’\u0131n kendisi i\u00e7in tayin etti\u011finden fazlas\u0131n\u0131 alamaz. \u0130kincisi, bu d\u00fcnyada ne bulduysa sadece onunla yetinmek zorundad\u0131r.<\/p>\n

38. “\u015e\u00fcrekau” (ortaklar) ifadesi ile sadece insanlar\u0131n kendilerine yalvard\u0131klar\u0131, m\u00fcracaatta bulunduklar\u0131, dua ettikleri, ibadet edip adak kestirdikleri ve bu \u015fekilde ortak ko\u015ftuklar\u0131 tanr\u0131lar kastedilmi\u015f de\u011fildir. Burada ‘ortaklar’ ile insanlar\u0131n kendilerine Allah ile beraber h\u00fck\u00fcm koymada ortak kabul etti\u011fi kimseler kastolunmaktad\u0131r. \u00d6yle ki, onlar\u0131n ortaya att\u0131klar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcncelere, akidelere, nazariyelere iman edilir ve ahl\u00e2k\u00ee kaideler, k\u00fclt\u00fcrel normlar \u015feklinde ihdas ettikleri de\u011ferler \u00f6l\u00e7\u00fc olarak kabul edilir. Onlar\u0131n icad ettikleri kanunlara, dini t\u00f6renlere, \u00f6rf ve adetlere uyulur. Ki\u015fisel ve toplumsal hayat\u0131 d\u00fczenlemede, al\u0131\u015f veri\u015fte, mahkemelerde, siyasette, y\u00f6netimde hep onlar\u0131n kararlar\u0131 esas al\u0131n\u0131r. \u0130\u015fte bu, o insanlar\u0131n tabi olduklar\u0131 \u015feriatlar\u0131d\u0131r. Yine bu, Allah’\u0131n dininin kar\u015f\u0131s\u0131nda kendi ba\u015f\u0131na m\u00fcstakil bir dindir. Onlar nas\u0131l ki Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131 olmadan bir ‘din’ ortaya koymu\u015flarsa, onlara uyanlar da Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131 olmadan uymu\u015flard\u0131r. \u0130\u015fte Allah’dan gayr\u0131s\u0131na kulluk nas\u0131l \u015firkse, bu da \u00f6yle \u015firktir. Daha fazla izah i\u00e7in bkz. Bakara an: 172 ve 288, Al-i \u0130mran an: 57, Nisa an: 90, Maide an: 1-5 ve 104-105, En’am an: 86-87, 106-107, Tevbe an: 31, Yunus an: 60-61, \u0130brahim an: 30-32, Nahl an: 114-116, Kehf an: 49-50, Meryem an: 27, Kasas an: 86, Sebe: 41 ve an: 63, Yasin: 60 ve an: 53.
\n39. Yani, bu o kadar b\u00fcy\u00fck bir c\u00fcr\u00fcmd\u00fcr ki, \u015fayet Allah son h\u00fckm\u00fcn\u00fc vermeyi k\u0131yamete kadar ertelememi\u015f olsayd\u0131, bunlar\u0131 d\u00fcnyada da azaba \u00e7arpt\u0131r\u0131rd\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc onlar Allah’\u0131n kulu olduklar\u0131 halde ortaya bir ‘din’ atm\u0131\u015flar ve onlara uyanlar da Allah’\u0131n dinini b\u0131rakarak onlara tabi olmu\u015flard\u0131r.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 16- O’na icabet olunduktan sonra, Allah hakk\u0131nda (s\u00f6zde) ‘deliller \u00f6ne s\u00fcr\u00fcp tart\u0131\u015fanlar\u0131n, (31) delilleri, Rabbleri kat\u0131nda ge\u00e7ersizdir. Onlar\u0131n \u00fczerinde bir gazab vard\u0131r ve \u015fiddetli azab onlar i\u00e7indir. […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":23268,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n