B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n 041 – FUSS\u0130LET SURES\u0130<\/strong> N\u00fczul Zaman\u0131: Bu sure, muteber rivayetlerden anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131na g\u00f6re, Hz. Hamza’n\u0131n (r.a) m\u00fcsl\u00fcman olduktan sonra ve Hz. \u00d6mer (r.a) m\u00fcsl\u00fcman olmadan \u00f6nceki zaman diliminde nazil olmu\u015ftur. Nitekim kadim siyer tarih\u00e7ilerinden \u0130bn \u0130shak, me\u015fhur t\u00e2bi Muhammed b. Ka’b Kurzi’den, surenin n\u00fczul zaman\u0131 ile ilgili \u015funlar\u0131 naklediyor: “Kurey\u015f’in ileri gelenleri, bir defas\u0131nda Mescid-i Haram’da oturmu\u015f sohbet ediyorlard\u0131. Ayn\u0131 zamanda Hz. Peygamber de (s.a) bir k\u00f6\u015fede yaln\u0131z ba\u015f\u0131na oturuyordu. O d\u00f6nemde Hz. Hamza m\u00fcsl\u00fcman olmu\u015ftu ve Kurey\u015f’in ileri gelenleri \u0130sl\u00e2m’\u0131n yay\u0131l\u0131\u015f\u0131ndan tedirginlik duyuyorlard\u0131. Utbe b. Rebia (Ebu S\u00fcfyan’\u0131n kay\u0131npederi) Rasul\u00fcllah’\u0131 (s.a) bir k\u00f6\u015fede yaln\u0131z ba\u015f\u0131na oturuyor g\u00f6r\u00fcnce, yan\u0131ndaki Kurey\u015f’in ileri gelenlerine d\u00f6nerek “M\u00fcsade ederseniz \u015fayet, gidip Muhammed’le konu\u015fay\u0131m ve ona baz\u0131 tekliflerde bulunay\u0131m.<\/p>\n Bu \u015fartlar\u0131 kabul etti\u011fi takdirde bar\u0131\u015f m\u00fcmk\u00fcn olur ve belki bize muhalefet etmekten vazge\u00e7er” dedi. Kurey\u015f’in ileri gelenleri onun bu teklifini ittifakla kabul edince, o da gidip Rasul\u00fcllah’\u0131n yan\u0131na oturdu ve s\u00f6z\u00fcne “Ey ye\u011fenim” diye ba\u015flad\u0131. “Sen kendinin soy ve s\u00fclale bak\u0131m\u0131ndan ne kadar asil oldu\u011funu biliyorsun. Fakat buna ra\u011fmen kavmine musibet getirdin, topluluk i\u00e7inde ayr\u0131l\u0131k \u00e7\u0131kard\u0131n. \u00dcstelik kendi kavmini aptal kabul edyor, onun dinini ve ilahlar\u0131n\u0131 k\u00f6t\u00fcl\u00fcyor ve bizim atalar\u0131m\u0131z\u0131n kafir oldu\u011fu iddias\u0131nda bulunuyorsun. \u015eimdi beni iyi dinle, \u00e7\u00fcnk\u00fc sana baz\u0131 tekliflerde bulunaca\u011f\u0131m.” Rasul\u00fcllah (s.a) , “Konu\u015f ya Ebu’l-Velid! Seni dinliyorum” dedi. Utbe, “Ey ye\u011fenim, giri\u015fti\u011fin bu i\u015ften maksad\u0131n zengin olmaksa, hepimizden daha zengin olaca\u011f\u0131n kadar sana mal verelim. Yok e\u011fer gayen b\u00fcy\u00fckl\u00fck ve liderlikse, senin iznini almadan, hi\u00e7bir i\u015f yapmaz ve seni kendimize lider se\u00e7eriz. \u015eayet seni bir hastal\u0131k ya da cin rahats\u0131z ediyorsa, aram\u0131zda para toplay\u0131p \u00e7ok iyi bir tabib bulal\u0131m ve seni tedavi ettirelim” diye konu\u015furken Hz. Peygamber (s.a) dikkatle ve sessizce onu dinledi, sonra \u015f\u00f6yle dedi: “Ey Ebu’l-Velid, s\u00f6yleyeceklerin bitti mi?” Utbe “Evet” diye kar\u015f\u0131l\u0131k verdi. Bunun \u00fczerine Rasul\u00fcllah, “\u015eimdi sen beni dinle” dedi ve “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek Fussilet Suresi’ni okumaya ba\u015flad\u0131. Utbe arkas\u0131na yaslanm\u0131\u015f bir halde dinliyordu. Hz. Peygamber (s.a.) 38. ayeti okuduktan sonra secde etti ve “Ey Ebu’l Velid” dedi, “Cevab\u0131n\u0131 ald\u0131n, art\u0131k gerisini sen bilirsin.” Utbe Rasul\u00fcllah’\u0131n (s.a) yan\u0131ndan kalkt\u0131\u011f\u0131nda, uzaktan onu g\u00f6renler “Vallahi Utbe’nin rengi de\u011fi\u015fti” dediler. Yanlar\u0131na gitti\u011finde ise, “Sana ne s\u00f6yledi anlat bize” deyince Utbe, “Allah’a yemin ederim ki, daha \u00f6nce b\u00f6yle bir s\u00f6z i\u015fitmi\u015f de\u011filim. Vallahi bu \u015fiir de\u011fil, sihir de\u011fil ve kehanet de\u011fildir. Ey Kurey\u015f’in ileri gelenleri! Beni dinleyecek olursan\u0131z, onu kendi haline b\u0131rak\u0131n. \u0130nan\u0131yorum ki bu s\u00f6zler, bir tesir husule getirecektir. Araplar’\u0131n onu yendi\u011fini farzedelim, o takdirde sizler kendi karde\u015finizin kan\u0131na girmekten kurtulmu\u015f olursunuz. Yok e\u011fer o galip gelirse, onun iktidar\u0131 sizlerin iktidar\u0131, onun \u015ferefi sizlerin \u015ferefi demektir” dedi. Bunun \u00fczerine Kurey\u015f’in ileri gelenleri, “Ey Ebu’l-Velid, o seni de b\u00fcy\u00fclemi\u015f” deyince, Utbe, “Ben kendi kanaatimi s\u00f6yledim, yine de siz bilirsiniz” diye kar\u015f\u0131l\u0131k verdi. (\u0130bn Hi\u015fam, c. I. sh. 313-314) Utbe bu davran\u0131\u015f\u0131n\u0131, Kurey\u015f’in ileri gelenlerine \u015f\u00f6yle izah eder: “Muhammed’in her s\u00f6yledi\u011finin ger\u00e7ekle\u015fti\u011fini hepiniz biliyorsunuz. \u0130\u015fte ben de bizim \u00fczerimize azab\u0131n gelece\u011finden korktu\u011fum i\u00e7in a\u011fz\u0131n\u0131 kapatmaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131m.” (Tefsir-i \u0130bn Kesir, c. 4, sh: 90-91) El-Bidaye ve’n-Nihaye c.3, sh: 62)<\/p>\n Konu: Allah’\u0131n nazil etti\u011fi ayetlerde Utbe’ye cevap verilirken, onun s\u00f6zleri naklolunmam\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc Utbe’nin s\u00f6zleri Hz. Peygamber’i (s.a) k\u00fc\u00e7\u00fck ve hakir d\u00fc\u015f\u00fcr\u00fcc\u00fc idi. Utbe, \u00f6zet olarak \u015funlar\u0131 demek istiyordu: “Muhammed’e bu s\u00f6zlerin vahyolunmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn olmad\u0131\u011f\u0131na g\u00f6re, o, ya mal i\u00e7in, ya iktidar sahibi olmak i\u00e7in peygamberli\u011fi \u00f6ne s\u00fcrmektedir, ya da ak\u0131l hastas\u0131n\u0131n birisidir. Ger\u00e7ekten de Utbe, birinci \u015f\u0131kka dayanarak mal ve iktidar hususunda pazarl\u0131k etmi\u015ftir. \u0130kinci \u015f\u0131kka dayanarak ise, “Sen bir hastal\u0131\u011fa yakalanm\u0131\u015fs\u0131n, seni tedavi ettirelim’ demekle Hz. Peygamber’i (s.a) hakir g\u00f6rerek onunla alay etmek istemi\u015ftir. Kar\u015f\u0131s\u0131ndaki ki\u015fi terbiyesizce davrand\u0131\u011f\u0131 takdirde, \u015ferefli bir insan, do\u011fal olarak onun terbiyesizli\u011fine ald\u0131rmaz ve sadece inand\u0131klar\u0131n\u0131 s\u00f6ylemekle iktifa eder.<\/p>\n Bu surede de, Utbe’nin s\u00f6ylediklerine hi\u00e7 ald\u0131r\u0131\u015f edilmeden, sadece iddialar\u0131n\u0131n cevapland\u0131r\u0131lmas\u0131yla yetinilmi\u015ftir. Kafirler ise y\u00fcce Kur’an’\u0131 etkisiz k\u0131labilmek i\u00e7in, inatla \u015funlar\u0131 s\u00f6ylemektedirler: “Sen, ne dersen de seni dinlemeyiz. S\u00f6ylediklerine kar\u015f\u0131 kalbimizi kapatt\u0131\u011f\u0131m\u0131z gibi, sana kulak da vermeyiz. Aram\u0131zda beraber olmam\u0131z\u0131 engelleyen bir duvar bulunmaktad\u0131r.” Hz. Peygamber (s.a) ve arkada\u015flar\u0131 Kur’an okuduklar\u0131nda, onlar\u0131 kimse duymas\u0131n diye bir plan dahilinde g\u00fcr\u00fclt\u00fc \u00e7\u0131kar\u0131yorlard\u0131. Ayr\u0131ca Kur’an’\u0131n ayetlerini siyak ve sibak\u0131 i\u00e7inden s\u0131y\u0131rarak ba\u015fkalar\u0131n\u0131n \u0130slam’\u0131n mesaj\u0131n\u0131 anlamalar\u0131n\u0131 engellemeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorlard\u0131.<\/p>\n Yine, “Arap\u00e7a ifade edilen bir s\u00f6z, ni\u00e7in mucize olsun? Fakat bir kimse durup dururken, yabanc\u0131 bir dille fasih ve beli\u011f s\u00f6zler s\u00f6ylerse e\u011fer, i\u015fte o zaman mucize s\u00f6zkonusu olur. Arap\u00e7a, herkesin anadili oldu\u011fu i\u00e7in herkes onun s\u00f6yledi\u011fi s\u00f6zler gibi bir s\u00f6z s\u00f6yleyebilir?” demek suretiyle acaib itirazlarda bulunuyorlard\u0131. 1) Allah’\u0131n inzal etti\u011fi ve ger\u00e7ekleri \u00e7ok a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde beyan eden bu kelam Arap\u00e7a’d\u0131r. Cahiller bu kelamda bir \u0131\u015f\u0131k g\u00f6rm\u00fcyorlar belki ama, ak\u0131l sahipleri ondan istifade etmektedirler. Allah’\u0131n bu kelam\u0131 nazil etmesi, O’nun rahmetinin bir delilidir. Halbuki baz\u0131 kimseler, bunu eziyet ve zahmet zannediyorlar. 4) Sizler kime ortak ko\u015ftu\u011funuzu ve yine neyi inkar etti\u011finizi hi\u00e7 d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fcyor musunuz? O Allah ki sonsuz b\u00fcy\u00fckl\u00fckteki kainat\u0131, yeri ve g\u00f6\u011f\u00fc yaratm\u0131\u015ft\u0131r. Yery\u00fcz\u00fcndeki bereket dolu \u00fcr\u00fcnlerden yararlanmakta ve O’nun verdi\u011fi r\u0131z\u0131klar sayesinde ya\u015famaktas\u0131n\u0131z. Fakat t\u00fcm bunlara ra\u011fmen, O’nun yaratt\u0131klar\u0131n\u0131, O’na ortak ko\u015fuyor ve size tebli\u011f etti\u011finde Hz. Peygamber’den (s.a) y\u00fcz \u00e7eviriyorsunuz.<\/p>\n 5) \u0130nkar\u0131n\u0131zda \u0131srar etti\u011finiz takdirde, Ad ve Semud kavimlerine gelen azab\u0131n bir benzerini bekleyin. Su\u00e7lar\u0131n\u0131za kar\u015f\u0131l\u0131k verilen en b\u00fcy\u00fck azab bu olacakt\u0131r. Ayr\u0131ca \u00f6b\u00fcr d\u00fcnyada da cehennem ate\u015fi sizleri beklemektedir.<\/p>\n 6) Cinlerden ve insanlardan olan \u015feytanlar\u0131n, her k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc g\u00fczel g\u00f6sterdi\u011fi ve d\u00fc\u015f\u00fcnmelerine f\u0131rsat vermedi\u011fi kimseler, ne kadar da talihsizdirler! \u00dcstelik bu \u015feytanlar, onlar\u0131n ba\u015fkalar\u0131n\u0131n s\u00f6zlerini de dinlemelerini istemezler. Bu ak\u0131ls\u0131zlar, bug\u00fcn k\u00fcstahl\u0131kta adeta birbirleriyle yar\u0131\u015f etmektedirler. Oysa k\u0131yamet g\u00fcn\u00fcnde birbirlerine d\u00fc\u015fman kesilerek, dal\u00e2lete d\u00fc\u015f\u00fcrd\u00fckleri i\u00e7in biri di\u011ferini su\u00e7layacak ve f\u0131rsat bulabilseler, neredeyse birbirlerini ayaklar alt\u0131na almaya \u00e7al\u0131\u015facaklard\u0131. 8) Bu Kur’an, anlayabilesiniz diye kendi lisan\u0131n\u0131z olan Arap\u00e7a ile indirilmi\u015ftir. \u015eayet bu ba\u015fka bir dilde inzal edilmi\u015f olsayd\u0131, o takdirde sizler Araplara yabanc\u0131 dilden bir kitab\u0131n nazil olmas\u0131n\u0131 acaib kar\u015f\u0131layacak ve itiraz edecektiniz. \u0130\u015fte bu, sizin k\u00f6t\u00fc niyetinizin ve bahanelerinizin bir ispat\u0131d\u0131r.<\/p>\n 9) Sizler, Kur’an’\u0131n ger\u00e7ekten Allah taraf\u0131ndan nazil olabilece\u011fi ve o takdirde ald\u0131\u011f\u0131n\u0131z tav\u0131r dolay\u0131s\u0131yla halinizin ne olaca\u011f\u0131 ihtimalini hi\u00e7 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcn\u00fcz m\u00fc? Muhaliflere bu cevaplar verilirken, ayn\u0131 zamanda da m\u00fc’minlerin ve peygamberin (s.a) ya\u015fad\u0131klar\u0131 o zor g\u00fcnlerin sorunlar\u0131 \u00fczerinde durulmu\u015ftur. M\u00fc’minler i\u00e7in, tebli\u011f etmek bir yana dursun, imanlar\u0131 \u00fczerinde direnmek bile \u00e7ok zordu. \u00d6yle ki m\u00fcsl\u00fcman oldu\u011funu ilan eden herkes bask\u0131 ve zul\u00fcm alt\u0131ndayd\u0131. Kafirlerin sald\u0131r\u0131lar\u0131na kar\u015f\u0131 \u00e7aresiz ve savunmas\u0131z bir durumdayd\u0131lar. Bu durum hakk\u0131nda \u015f\u00f6yle denilmi\u015ftir: “Sizler asl\u0131nda \u00e7aresiz ve yaln\u0131z de\u011filsiniz. Allah, iman eden ve iman\u0131 \u00fczerinde direten kimseleri ahirete kadar korumalar\u0131 i\u00e7in melekleri g\u00f6revlendirir.” Ayr\u0131ca m\u00fcsl\u00fcmanlara, “En hay\u0131rl\u0131 insan, kendisi salih amellerde bulundu\u011fu halde, ba\u015fkalar\u0131na iyili\u011fi tavsiye eden ve m\u00fcsl\u00fcman oldu\u011fundan \u00f6t\u00fcr\u00fc \u015feref duyan kimsedir,” diye bildirilmi\u015ftir. B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 041 – FUSS\u0130LET SURES\u0130 G\u0130R\u0130\u015e Ad\u0131: Bu surenin ad\u0131 “Hamim” ve “Secde” olmak \u00fczere iki kelimeden m\u00fcrekkebtir. Sure, “Hamim” ile ba\u015flad\u0131 ve bir yerinde “Secde ” ayeti […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":22847,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n
\nG\u0130R\u0130\u015e<\/strong>
\nAd\u0131: Bu surenin ad\u0131 “Hamim” ve “Secde” olmak \u00fczere iki kelimeden m\u00fcrekkebtir. Sure, “Hamim” ile ba\u015flad\u0131 ve bir yerinde “Secde ” ayeti ge\u00e7ti\u011fi i\u00e7in “Hamimsecde” ad\u0131n\u0131 alm\u0131\u015ft\u0131r <\u00dcstad Mevdudi, Pakistan’da sure, “Hamimsecde” ad\u0131yla bilindi\u011fi i\u00e7in bu kavli tercih etmi\u015ftir. Ancak T\u00fcrkiye’deki Kur’an, Mushaf ve Meallerde, sure “Fussilet” ad\u0131yla bilindi\u011fi i\u00e7in ve \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc ayetinden dolay\u0131 b\u00f6yle an\u0131ld\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in biz, bu ismi koymay\u0131 uygun g\u00f6rd\u00fck. Bu sure ayr\u0131ca Secde, Mesabih ve Ak\u00e2t isimleriyle de an\u0131l\u0131r. (\u00c7ev.) ><\/p>\n
\nBu k\u0131ssa, \u00e7e\u015fitli muhaddisler taraf\u0131ndan, Hz. Cabir b. Abdullah’tan (r.a) mervi olarak baz\u0131 farkl\u0131l\u0131klarla nakledilmi\u015ftir. Nitekim baz\u0131 rivayetlerde, Rasul\u00fcllah’\u0131n “E\u011fer y\u00fcz \u00e7evirirlerse de ki: Ben sizi Ad ve Semud (kavimlerinin ba\u015f\u0131na gelen) y\u0131ld\u0131r\u0131ma benzer bir y\u0131ld\u0131r\u0131m ile uyard\u0131m.” ayetini okurken Utbe’nin, tela\u015fla Hz. Peygamber’in (s.a) a\u011fz\u0131n\u0131 kapatmaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 ve “Allah hakk\u0131 i\u00e7in kavmine merhamet et!” dedi\u011fi zikredilir.<\/p>\n
\nKafirler, Hz. Peygamber’e a\u00e7\u0131k a\u00e7\u0131k, ellerinden geldi\u011fince kendisinin davetine kar\u015f\u0131 muhalefet edeceklerini bildirmi\u015flerdi.<\/p>\n
\nB\u00f6ylesine k\u00f6r\u00fck\u00f6r\u00fcne yap\u0131lan muhalefete kar\u015f\u0131 verilen cevaplar\u0131n \u00f6zeti \u015fudur:<\/p>\n
\nBu Kur’an, kendisini kabul ve istifade edenler i\u00e7in bir m\u00fcjde, y\u00fcz \u00e7evirenler i\u00e7inse bir uyar\u0131d\u0131r.
\n2) Sizlerin kalbleri kapanm\u0131\u015f, kulaklar\u0131 \u00f6rt\u00fclm\u00fc\u015f ise e\u011fer, Hz. Peygamber’in (s.a.) inanman\u0131z\u0131 sa\u011flamak gibi bir zorunlulu\u011fu yoktur. O’nun g\u00f6revi sadece, inanmak isteyenlere tebli\u011f etmektir.
\n3) Ne kadar inkar ederseniz edin, yine de sizleri yaratan Allah’\u0131n bir oldu\u011fu ger\u00e7e de\u011fi\u015fmez. Fakat do\u011fruyu kabul eder ve amellerinizi d\u00fczeltirseniz, bu sizlerin yarar\u0131na olur. Yok e\u011fer inkar etmekte \u0131srar ederseniz, kendi kendinize felaketi davet etmi\u015f olursunuz.<\/p>\n
\n7) Bu Kur’an, ayetleri tahkim edilmi\u015f bir kitabt\u0131r. Yalan ve iftira atarak kar\u015f\u0131 koymakla sizler, onun mesaj\u0131n\u0131n yay\u0131lmas\u0131na mani olamazs\u0131n\u0131z. Yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131z gizli ve a\u00e7\u0131k planlar bir yarar sa\u011flamayacakt\u0131r.<\/p>\n
\n10) Bu g\u00fcn sizler belki inkar ediyorsunuz ama k\u0131sa bir s\u00fcre sonra bu Kur’an davetinin yay\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 ve yenilgiye u\u011frayaca\u011f\u0131n\u0131z\u0131 g\u00f6receksiniz. \u0130\u015fte o zaman, size bug\u00fcn anlat\u0131lanlar\u0131n hak oldu\u011funu anlayacaks\u0131n\u0131z.<\/p>\n
\nHz. Peygamber’in (s.a) her d\u00f6nemde en b\u00fcy\u00fck problemi, \u015fiddetli muhalefet y\u00fcz\u00fcnden \u00f6n\u00fc t\u0131kanan \u0130sl\u00e2m’\u0131n, bu engellerin aras\u0131ndan nas\u0131l kurtulaca\u011f\u0131 sorusu idi. S\u00f6zkonusu problem hakk\u0131nda \u015f\u00f6yle buyurulmu\u015ftur: “Bu muhalefet ve engeller, g\u00fczel ahl\u00e2k\u0131n\u0131z ve tebli\u011f \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131z sonucunda ortadan kalkacakt\u0131r. Sizler, \u015feytan\u0131n k\u0131\u015fk\u0131rtmalar\u0131na alet olmadan Allah’a s\u0131\u011f\u0131n\u0131n ve g\u00fczel ahl\u00e2k ile tebli\u011finize devam edin.”<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"