B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

24- K\u0131yamet g\u00fcn\u00fc o k\u00f6t\u00fc azabtan kendini y\u00fcz\u00fc ile kim koruyabilecek?(44) Ve zalimlere “Kazanmakta oldu\u011funuzu tad\u0131n”(45) denmi\u015ftir.<\/strong>
\n25- Onlardan \u00f6ncekiler de yalanlad\u0131; b\u00f6ylece azab onlara hi\u00e7 \u015fuurunda olmad\u0131klar\u0131 bir yerden gelip-\u00e7att\u0131.<\/strong>
\n26- Art\u0131k Allah, onlara d\u00fcnya hayat\u0131nda ‘horlu\u011fu ve a\u015fa\u011f\u0131lanmay\u0131’ tadd\u0131rd\u0131. E\u011fer bilmi\u015f olsalard\u0131, ahiretin azab\u0131 ger\u00e7ekten daha b\u00fcy\u00fckt\u00fcr.<\/strong>
\n27- Andolsun, biz bu Kur’an’da, belki \u00f6\u011f\u00fct al\u0131p-d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrler diye, insanlar i\u00e7in her bir \u00f6rnekten verdik.<\/strong>
\n28- (Bu) Arap\u00e7a(46) bir Kur’an, ki O’nda \u00e7arp\u0131kl\u0131k(47) yoktur. Umulur ki korkup-sak\u0131n\u0131rlar.<\/strong>
\n29- Allah bir \u00f6rnek verdi: Kendisi hakk\u0131nda uyumsuz ve ge\u00e7imsiz bulunan, sahipleri de \u00e7ok ortakl\u0131 olan (k\u00f6le) bir adam ile yaln\u0131zca bir ki\u015fiye teslim olmu\u015f bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu?(48) Hamd, Allah’\u0131nd\u0131r.(49) Hay\u0131r onlar\u0131n \u00e7o\u011fu bilmiyorlar.(50)<\/strong>
\n30- Ger\u00e7ek \u015fu ki, sen de \u00f6leceksin, onlar da \u00f6leceklerdir.(51)<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

44. Bu kimseler “y\u00fczleriyle korunacaklar\u0131na” g\u00f6re, \u00e7ok \u00e7aresiz olacaklard\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc ancak \u00e7ok \u00e7aresiz olan insanlar y\u00fczlerine darbe al\u0131rlar. G\u00fc\u00e7l\u00fc insanlar, di\u011fer uzuvlar\u0131na darbe alsalar da, y\u00fczlerini korumaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131rlar. Yukar\u0131da zikri ge\u00e7en kimseler y\u00fczlerini a\u00e7\u0131kta b\u0131rakacaklar\u0131na ve b\u00f6ylece korunmaya \u00e7al\u0131\u015facaklar\u0131na g\u00f6re hi\u00e7bir \u00e7areleri kalmam\u0131\u015f demektir. \u0130\u015fte k\u00e2firlerin k\u0131yamet g\u00fcn\u00fcndeki \u00e7aresizliklerinin manzaras\u0131 mecazen b\u00f6yle \u00e7iziliyor.<\/p>\n

45. “Kesb”, Kur’an \u0131st\u0131lah\u0131na g\u00f6re, bir kimsenin amelleri neticesinde elde etti\u011fi ceza veya m\u00fckafatt\u0131r. Bu sonu\u00e7 o kimsenin amelleri neticesinde elde etti\u011fi ceza veya m\u00fckafatt\u0131r. Bu sonu\u00e7, o kimsenin kesbidir.<\/p>\n

46. Yani, bu Kur’an yabanc\u0131 bir dille indirilmemi\u015ftir ki, Mekke’deki ve di\u011fer araplar\u0131n onu anlamas\u0131 i\u00e7in bir m\u00fctercim gereksin. Bu onlar\u0131n kendi ana dilleri oldu\u011fu i\u00e7in do\u011frudan do\u011fruya Kur’an’\u0131 anlayabiliyorlard\u0131.<\/p>\n

47. Yani, bunda hi\u00e7bir e\u011frilik olmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in, s\u0131radan bir insan\u0131n bile anlamas\u0131 g\u00fc\u00e7 de\u011fildir. Bu kitabta, yanl\u0131\u015f\u0131n ve do\u011frunun ne oldu\u011fu, neyin reddedilip neyin redddedilemeyece\u011fi, neyin yap\u0131l\u0131p neyin yap\u0131lamayaca\u011f\u0131, her insan\u0131n anlayabilece\u011fi \u015fekilde anlat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n

48. B\u00f6yle bir misal ile Allah Te\u00e2l\u00e2, \u015firk ve tevhid akidelerini ve onlar\u0131n insan hayat\u0131 \u00fczerindeki etkilerini k\u0131sa ve tesirli bir \u015fekilde a\u00e7\u0131klam\u0131\u015ft\u0131r. Bir\u00e7ok efendisi olan ve her efendinin kendisine hizmet etmesini istedi\u011fi bir k\u00f6lenin, hi\u00e7birini memnun edemeyece\u011fi ve devaml\u0131 surette, her efendisinden ayr\u0131 ayr\u0131 ceza ve cefa \u00e7ekece\u011fi ka\u00e7\u0131n\u0131lmazd\u0131r. Fakat bu k\u00f6lenin aksine, tek bir efendisi olan k\u00f6le, bu \u015fekilde bir \u0131zd\u0131rab \u00e7ekmeyece\u011fi gibi, o tek efendisine huzur i\u00e7inde hizmet eder. Bu o kadar net bir ger\u00e7ektir ki, idrak edebilmek i\u00e7in fazla d\u00fc\u015f\u00fcnmeye bile gerek yoktur. Bir tek il\u00e2ha kulluk etmek, bir\u00e7ok il\u00e2ha kulluk etmekten daha iyidir ve insano\u011flu ancak o zaman huzur bulur.<\/p>\n

Burada, bu misalle ta\u015f ve topraktan yap\u0131lm\u0131\u015f tanr\u0131lar\u0131n kastolunmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131klamakta fayda mulahaza ediyoruz. \u0130\u015faret edilmek istenen, insanlara \u00e7eli\u015fkili emirler veren ve kendilerine kulluk etmeleri i\u00e7in, onlar\u0131 kendi yanlar\u0131na \u00e7ekmeye \u00e7al\u0131\u015fan canl\u0131 ma’budlard\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla bu misalin ta\u015f ve topraktan yap\u0131lm\u0131\u015f putlara \u0131tlak edilmesi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. \u0130\u015faret edilmek istenen ma’budlardan biri, insan\u0131 tatmin etmesi i\u00e7in \u00e7e\u015fitli heveslere sevk eden kendi nefsidir. Di\u011feri ki\u015finin ailesidir, kabilesidir, milletidir, toplumudur, din adamlar\u0131d\u0131r, liderlerdir, kanun koyuculard\u0131r, ticari ve iktisadi g\u00fc\u00e7lerdir v.s. T\u00fcm bunlar insan\u0131 kendi yanlar\u0131na \u00e7ekmek ve etkileri alt\u0131na almak i\u00e7in \u00e7\u0131rp\u0131nmakta ve \u00e7o\u011fu zaman birbirlerine ters d\u00fc\u015fen isteklerde bulunmaktad\u0131rlar.
\nHerhangi birinin iste\u011fi kar\u015f\u0131lanmad\u0131\u011f\u0131nda, hemen ceza vermeye kalk\u0131\u015f\u0131r. Elbette herbirisinin de ceza verme y\u00f6ntemi farkl\u0131d\u0131r. Biri kalbe s\u0131k\u0131nt\u0131 verirken, di\u011feri zelil etmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131r, ba\u015fka biri ili\u015fkileri kesmekle tehdit ederken, di\u011feri iflasa s\u00fcr\u00fcklemekle korkutur, biri dini silah olarak kullan\u0131r, \u00f6b\u00fcr\u00fc kanunlarla korkutmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131r, velhas\u0131l insan\u0131n bu \u00e7\u0131kmazdan kurtulabilmesi i\u00e7in bir tek \u00e7\u0131k\u0131\u015f yolu vard\u0131r. Bu da halisane bir kalble tevhide sar\u0131lmakt\u0131r. Yani, sadece bir tek olan Allah’a kulluk etmek ve O’nun d\u0131\u015f\u0131ndaki her\u015feyden kesilmek.
\nTevhid inanc\u0131, \u015fu iki durumda da varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00fcrd\u00fcr\u00fcr:<\/p>\n

1) Bir kimse tevhidi d\u00fc\u015f\u00fcnceyi samimiyetle kabullendi\u011finde, toplum kendisine kar\u015f\u0131 tav\u0131r al\u0131r ve \u00fczerindeki s\u0131k\u0131nt\u0131 ve zorluklar artar. Ancak t\u00fcm bunlara ra\u011fmen o \u015fah\u0131s bir i\u00e7 huzura kavu\u015fur ve ba\u015f\u0131na gelen hi\u00e7bir musibet, s\u0131k\u0131nt\u0131 ve zorluk, onun bu i\u00e7 huzurunu bozamaz, onu d\u00fc\u015f\u00fcncelerinden vazge\u00e7iremez. O kimse, nefsinin, yerine getirdi\u011fi takdirde, Allah’\u0131n r\u0131zas\u0131na ters d\u00fc\u015fecek her iste\u011fini \u015fiddetle reddeder. \u00d6yle ki ailesinin, kabilesinin, milletinin, h\u00fck\u00fcmetin, din adamlar\u0131n\u0131n ve sermaye \u00e7evrelerinin isteklerini dahi, Allah’\u0131n emirlerine ters d\u00fc\u015ft\u00fckten sonra geri \u00e7evirir. Sonu\u00e7ta o, belki s\u0131k\u0131nt\u0131 ve zorluklarla kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kalacakt\u0131r ama, yine de huzur i\u00e7inde olacakt\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc o, iman\u0131n\u0131n do\u011frultusunda davranmakta ve sahibinin isteklerini yerine getirmektedir. O, kendilerini Allah’\u0131n yerine koyan ve insanlar\u0131 kendilerine itaat ettiren otoritelere kulluk etmiyor ki, bir rahats\u0131zl\u0131k duysun. Onun kalbindeki huzur ve s\u00fck\u00fbnu d\u00fcnyadaki hi\u00e7bir kuvvet elinden alamaz. Hatta onu idam sehpas\u0131na g\u00f6t\u00fcrseler bile, seve seve \u00f6l\u00fcme gider ama asla sahte otoritelere boyun e\u011fmez.<\/p>\n

2) T\u00fcm toplum tevhid\u00ee \u00f6\u011fretiden etkilenir ve ahl\u00e2k\u0131n\u0131, k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fc, medeniyetini, e\u011fitimini, din anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131, kanunlar\u0131n\u0131, \u00f6rf ve adetlerini, siyaset ve ekonomisini k\u0131saca hayat\u0131n her cephesini bu inan\u00e7 \u00fczerine kurar ve uygulamaya ge\u00e7irir. Hayat\u0131 Allah’\u0131n Kitab\u0131’na Rasul\u00fc’n\u00fcn S\u00fcnneti’ne g\u00f6re d\u00fczenler. Allah’\u0131n dininde haram k\u0131l\u0131nan hususlar\u0131, kanunlarda su\u00e7 olarak niteler ve y\u00f6netimin gayesi e\u011fitim ve \u00f6\u011fretimi, insanlar\u0131n bu su\u00e7lardan korunmalar\u0131n\u0131 sa\u011flamak amac\u0131yla zihinlerini ve ahl\u00e2klar\u0131n\u0131 terbiye edecek \u015fekilde tanzim etmek olur. Minberlerden haram\u0131n zararlar\u0131 hakk\u0131nda hutbeler verilir, t\u00fcm toplum haram\u0131 su\u00e7 olarak telakki etti\u011fi gibi, ekonomik kurumlar da harama y\u00f6nelik ili\u015fkileri yasaklar.<\/p>\n

Dolay\u0131s\u0131yla Allah’\u0131n dininde h\u00fcsn\u00fc kabul g\u00f6ren davran\u0131\u015flar salih amel say\u0131l\u0131r ve kanunlar bu amelleri te\u015fvik ve himaye ederken, idari g\u00fc\u00e7ler de korur ve geli\u015ftirirler. E\u011fitim ve \u00f6\u011fretim kurumlar\u0131, bu davran\u0131\u015flar\u0131 zihinlere ve ahl\u00e2ka yerle\u015ftirir, camiler bunlar\u0131 halka telkin eder ve sonu\u00e7ta toplum salih amelleri benimser, \u00f6rf ve adetlerini buna g\u00f6re ayarlar ve al\u0131\u015fveri\u015f de bu esaslar \u00e7er\u00e7evesinde yap\u0131l\u0131r. \u0130\u015fte b\u00f6yle bir toplumda m\u00fc’min bir kimse, i\u00e7 ve d\u0131\u015f huzuru bulur. Maddi ve manevi hayat\u0131n\u0131 geli\u015ftirecek t\u00fcm kap\u0131lar a\u00e7\u0131l\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc tevhidi bir toplumda, Allah’\u0131n d\u0131\u015f\u0131ndaki t\u00fcm sahte otoriteler birer birer devrilmi\u015ftir.<\/p>\n

\u0130sl\u00e2m, her iki durumda da bulunsa, her ferdi halis bir tevhid akidesine sahip olmaya, her zorluk ve tehlikeye ra\u011fmen sadece Allah’a kulluk etmeye \u00e7a\u011f\u0131r\u0131r. Ancak, \u0130sl\u00e2m\u0131n as\u0131l gayesinin, ikinci durumu olu\u015fturmak oldu\u011fu g\u00f6zden uzak tutulamaz. \u00c7\u00fcnk\u00fc t\u00fcm peygamberlerin as\u0131l hedefi; insanlar\u0131 k\u00fcf\u00fcr ve ilhaddan kurtararak bir toplum halinde dini Allah’a halis k\u0131lmalar\u0131n\u0131, sadece O’na kulluk etmelerini sa\u011flamak ve b\u00f6ylece m\u00fcsl\u00fcman bir toplum meydana getirmektir.<\/p>\n

Kur’an ve s\u00fcnnete vak\u0131f olan herhangi bir kimse bile, peygamberlerin as\u0131l hedeflerinin insanlar\u0131 bireysel olarak \u0131slah etmek olmay\u0131p, dini toplumsal hayata hakim k\u0131lmak oldu\u011funu bilir.
\n49. Buradaki “elhamd\u00fclillah” ifadesi, t\u0131pk\u0131 bir konu\u015fmac\u0131n\u0131n; muhatab\u0131na soru y\u00f6neltip cevap almad\u0131\u011f\u0131nda, kar\u015f\u0131s\u0131ndaki kimsenin suskunlu\u011fundan olumlu bir anlam \u00e7\u0131kararak, “Bir tek efendi yerine, daha \u00e7ok efendiye kulluk etmek daha iyidir” deme cesaretini g\u00f6steremedikleri i\u00e7in Allah’a \u015f\u00fckretmesi gibidir.
\n50. Yani, bir efendiye kulluk ile, bir\u00e7ok efendiye kulluk etmenin aras\u0131ndaki fark\u0131 \u00e7ok iyi idrak ediyorsunuz ama i\u015f di\u011fer ilahlar\u0131 terkedip, bir tek Allah’a kulluk etmeye gelince, anlamaktan acizmi\u015f gibi davran\u0131yorsunuz.<\/p>\n

51. \u00d6nceki ayetle bu ayet aras\u0131nda latif bir bo\u015fluk vard\u0131r. Fakat ak\u0131l sahibi herkes bu bo\u015flu\u011fu doldurabilir. Bu ince bo\u015flukta adeta \u015f\u00f6yle bir anlam sakl\u0131d\u0131r: “Sen bu k\u00e2firlere \u00e7ok basit bir meseleyi anlatmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorsun ve onlar s\u0131rf inat\u00e7\u0131l\u0131klar\u0131 y\u00fcz\u00fcnden anlamamakta \u0131srar ediyor, \u00fcstelik seni azarl\u0131yorlar. Onlara “Ben de \u00f6lece\u011fim, sizler de \u00f6leceksiniz. \u0130\u015fte o zaman kimin hakl\u0131 oldu\u011funu hep birlikte g\u00f6rece\u011fiz” de.”<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 24- K\u0131yamet g\u00fcn\u00fc o k\u00f6t\u00fc azabtan kendini y\u00fcz\u00fc ile kim koruyabilecek?(44) Ve zalimlere “Kazanmakta oldu\u011funuzu tad\u0131n”(45) denmi\u015ftir. 25- Onlardan \u00f6ncekiler de yalanlad\u0131; b\u00f6ylece azab onlara hi\u00e7 \u015fuurunda […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":22209,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n