B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/strong><\/p>\n

85- Hi\u00e7 \u015f\u00fcphesiz, sana Kur’an’\u0131 farz k\u0131lan,(107) seni d\u00f6n\u00fclecek yere(108) elbette d\u00f6nd\u00fcrecektir. De ki: “Rabbim, hidayetle geleni de, a\u00e7\u0131k\u00e7a bir sap\u0131kl\u0131k i\u00e7inde olan\u0131 da daha iyi bilmektedir.”<\/strong>
\n86- Kitab\u0131n sana (kalbinde vahy ile) b\u0131rak\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 umud etmezdin: (bu,) Senin Rabbinden ancak bir rahmettir.(109) \u00d6yleyse sak\u0131n k\u00e2firlere arka olma.(110)<\/strong>
\n87- Sana indirildikten sonra, sak\u0131n seni Allah’\u0131n ayetlerinden al\u0131koymas\u0131nlar.(111) Sen Rabbine \u00e7a\u011f\u0131r ve sak\u0131n m\u00fc\u015friklerden olma.<\/strong>
\n88- Ve Allah ile beraber ba\u015fka bir ilaha tapma. O’ndan ba\u015fka ilah yoktur. O’nun y\u00fcz\u00fcnden (z\u00e2t\u0131ndan) ba\u015fka her \u015fey helak olucudur. H\u00fck\u00fcm O’nundur(112) ve siz O’na d\u00f6nd\u00fcr\u00fcleceksiniz.<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

107. Yani, “O sana Kur’an’\u0131 tebli\u011f etme, onu insanlara \u00f6\u011fretme ve d\u00fcnyay\u0131 muhtevas\u0131ndaki k\u0131lavuza g\u00f6re islah etme sorumulu\u011fu vermi\u015ftir.”<\/p>\n

108. Me\u00e2d kelimesi orijinal anlam\u0131yla bir kimsenin sonunda d\u00f6nmek zorunda oldu\u011fu yer demektir. Nekra (Belirsiz isim) olarak kullan\u0131lmas\u0131, onun tarif edilmemi\u015f (edilemez) bir esenlik ve felah yeri oldu\u011funa del\u00e2let eder. Baz\u0131 m\u00fcfessirler onun cennete del\u00e2let etti\u011fi d\u00fc\u015f\u00fcncesindedir. Fakat anlam\u0131 yaln\u0131zca cennetle s\u0131n\u0131rlamak i\u00e7in bir sebeb yoktur.<\/p>\n

Bizzat Allah onu hem bu d\u00fcnyaya, hem de ahirete taalluk eden bir vaad olarak kullanm\u0131\u015fsa b\u0131rakal\u0131m belirsiz kals\u0131n. Hem sonra ayetin ba\u011flam\u0131, Hz. Ras\u00fbl’e ba\u011f\u0131\u015flanaca\u011f\u0131 vaad edilen en y\u00fcksek \u015feref ve esenli\u011fe yaln\u0131zca ahirette de\u011fil, d\u00fcnyada da ger\u00e7ekle\u015fecek bir vaad olarak bak\u0131lmas\u0131n\u0131 gerektiriyor. 57. ayetten bu yanaki ifadelerde dile gelen Mekke m\u00fc\u015friklerinin s\u00f6zleri \u015f\u00f6yleydi: “Ey Muhammed, seninle birlikte hel\u00e2k m\u0131 olal\u0131m istiyorsun? E\u011fer sana uyup da bu inanc\u0131 kabullenirsek Arabistan bize zindan olacak.” Buna cevaben Allah, peygamberine \u015f\u00f6yle diyor: “Ey Muhammed, sana mesaj\u0131 iletme g\u00f6revini veren Allah seni hel\u00e2k etmeyecek, tam aksine seni bug\u00fcn bu insanlar\u0131n hayallerinin bile eri\u015femeyece\u011fi bir mevkiye y\u00fckseltecek.” Ger\u00e7ekten de, bundan \u00fc\u00e7-be\u015f y\u0131l sonra daha bu d\u00fcnyada Allah Hz. Ras\u00fbl’e t\u00fcm Arabistan’\u0131n hakimiyetini ba\u011f\u0131\u015flad\u0131. Ne kendisine direnecek bir g\u00fc\u00e7 vard\u0131, ne de onun alternatifi olabilecek bir din. Koca bir yar\u0131mada b\u00fct\u00fcn\u00fcyle tek bir \u015fahs\u0131n kontrol\u00fcne girsin de hi\u00e7bir muhalifi ona meydan okumas\u0131n ve hi\u00e7bir kimse emirlerine isyana cesaret edemesin. Bu, tarihte \u00f6rne\u011fi g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015f bir durum de\u011fildi. Hem sonra bu salt politik de\u011fil, din\u00ee bir egemenlikti, zira t\u00fcm bir n\u00fcfus \u0130sl\u00e2m’a kazand\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n

Baz\u0131 m\u00fcfessirler, Kasas Suresi’nin bu ayetinin, Peygamber’in (s.a) Mekke’den Medine’ye hicreti s\u0131ras\u0131nda inzal edildi\u011fi ve Allah’\u0131n bu ayetle Ras\u00fbl\u00fc’ne (s.a.) , kendisini tekrar Mekke’ye d\u00f6nd\u00fcrece\u011fi vaadinde bulundu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler. Fakat bir kere bu ayette ge\u00e7en kelimeler “me\u00e2d” kavram\u0131n\u0131n “Mekke” anlam\u0131na gelmesine m\u00fcsait de\u011fildir. \u0130kinci olarak bu sure, hem hadislere, hem de bizzat kendi mevzuunun del\u00e2letine g\u00f6re Habe\u015fistan’a hicret esnas\u0131nda vahyedilmi\u015fti. E\u011fer bu ayet birka\u00e7 y\u0131l sonra Medine hicreti d\u00f6nemlerinde inzal edilmi\u015fse, o halde neden hi\u00e7 gere\u011fi yokken araya soku\u015fturulmu\u015f olsun? Bunu anlamak m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc olarak b\u00f6yle bir ba\u011flam i\u00e7inde Hz. Ras\u00fbl’\u00fcn Mekke’ye d\u00f6nmekten s\u00f6zetmesi son derece yersiz olurdu. \u00c7\u00fcnk\u00fc ayet e\u011fer bu anlama al\u0131n\u0131rsa, m\u00fc\u015friklerin mazeretlerine cevap vermek \u015f\u00f6yle dursun, onlar\u0131n ekme\u011fine ya\u011f s\u00fcrm\u00fc\u015f olur ve ayet \u015fu anlama gelirdi: “Ey Mekke halk\u0131, \u015f\u00fcphesiz dedi\u011finiz do\u011fru. Muhammed bu \u015fehirden s\u00fcr\u00fclecek, ancak daima s\u00fcrg\u00fcn kalmayacak. Biz onu erge\u00e7 bu yere geri getirece\u011fiz.”<\/p>\n

Her ne kadar Buhari, Nese\u00ee, \u0130bn Cerir ve di\u011fer hadis\u00e7ilerce \u0130bn Abbas’dan mervi b\u00f6yle bir rivayet zikredilmi\u015fse de, asl\u0131nda \u0130bn Abbas’\u0131n \u015fahsi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcd\u00fcr, do\u011frudan Hz. Ras\u00fbl’den merv\u00ee bir hadis de\u011fildir ki ki\u015fi kabul etmek zorunda kals\u0131n.<\/p>\n

109. Bu ayet Hz. Muhammed’in peygamberli\u011finin bir delili olarak zikredilmektedir. T\u0131pk\u0131 Hz. Musa’n\u0131n (a.s) bir peygamber olarak tayin edilip azim bir g\u00f6revle g\u00f6nderildi\u011finin fark\u0131na varmamas\u0131 gibi -ki nitekim Hz. Musa b\u00f6yle bir \u015feyi hi\u00e7 ummam\u0131\u015f ve temenni etmemi\u015fti, ancak bir seyahat esnas\u0131nda aniden \u00e7a\u011fr\u0131ld\u0131 ve daha \u00f6nceki hayat\u0131yla hi\u00e7 ilgisi olmayan bir g\u00f6reve tayin edildi. Hz. Muhammed de (s.a) ayn\u0131 ruh hali i\u00e7indeydi. Mekke halk\u0131 Hira ma\u011faras\u0131ndan indi\u011fi bir g\u00fcn\u00fcn \u00f6ncesine kadar, onun s\u00fcrd\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc hayat bi\u00e7imini gayet iyi biliyordu. Nelerle me\u015fgul oldu\u011funu, konu\u015ftu\u011fu mevzular\u0131, ilgi ve faaliyetlerinin mahiyetini tamamen bilmekteydiler. \u015e\u00fcphesiz o hakk\u0131n, do\u011frulu\u011fun ve d\u00fcr\u00fcstl\u00fc\u011f\u00fcn tecess\u00fcm etmi\u015f bir hali, asalet, bar\u0131\u015fseverlik, ba\u015fkalar\u0131n\u0131n hakk\u0131na riayet ve insanl\u0131\u011fa hizmetin bir timsaliydi. Ancak bu hayat bi\u00e7imi hi\u00e7 kimsenin akl\u0131na b\u00f6yle do\u011fruluk timsali bir adam\u0131n ertesi g\u00fcn peygamberli\u011fini ilan edece\u011fi fikrini \u00e7a\u011fr\u0131\u015ft\u0131rmam\u0131\u015ft\u0131. En yak\u0131n dost, akraba ve kom\u015fular\u0131 aras\u0131nda bile onun bir peygamber olmaya haz\u0131rland\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyecek tek kimse yoktu. Hi\u00e7 kimse ondan Hira ma\u011faras\u0131ndaki ink\u0131lab\u00ee andan sonra birdenbire g\u00fcnl\u00fck konu\u015fmalar\u0131n\u0131n konusu haline geliveren mesele, problem ve fikirlerle ilgili tek bir kelime duymam\u0131\u015ft\u0131. Hi\u00e7 kimse Kur’an\u00ee \u015fekil i\u00e7inde i\u015fitmeye ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 bu t\u00fcr kelimelere, terimlere, bu t\u00fcr bir konu\u015fma tarz\u0131na ba\u015fvurdu\u011funa \u015fahit olmam\u0131\u015ft\u0131. Hi\u00e7bir tebli\u011f i\u00e7in k\u0131yam edip dikilmemi\u015f, bir mesaj sunmam\u0131\u015f, yahut bir hareket ba\u015flatmam\u0131\u015ft\u0131. O inkilab\u00ee andan birg\u00fcn \u00f6ncesine kadar, hayat\u0131n\u0131 d\u00fcr\u00fcst ve kanuni yollarla kazanan, ailesiyle mutlu bir hayat s\u00fcren, misafirlerini a\u011f\u0131rlayan, fakirlere yard\u0131m eden, akrabalar\u0131yla iyi ge\u00e7inen ve bazen ibadet i\u00e7in inzivaya \u00e7ekilen bir t\u00fcccar gibi ya\u015f\u0131yordu. B\u00f6yle biri i\u00e7in birdenbire d\u00fcnyay\u0131 sarsan konu\u015fmalar yapmak, ink\u0131lab\u00ee bir mesaj\u0131 tebli\u011f etmek, \u00f6zel bir literat\u00fcr, diren\u00e7li ve at\u0131l\u0131mc\u0131 bir hayat felsefesi, temelli bir d\u00fc\u015f\u00fcnce, ahl\u00e2k ve sosyal hayat sistemi getirmesi b\u00fcy\u00fck bir de\u011fi\u015fiklikti. Ayr\u0131ca psikolojik olarak da b\u00f6yle bir de\u011fi\u015fiklik haz\u0131rlanarak, zihn\u00ee gayret sarfederek olacak i\u015f de\u011fildi. B\u00f6yle bir haz\u0131rl\u0131k ve gayret her hal\u00fck\u00e2rda bir \u015fahs\u0131n, i\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 kimselerden gizleyemeyece\u011fi belirli tekam\u00fcl a\u015famalar\u0131ndan ge\u00e7mek zorundayd\u0131. E\u011fer Hz. Ras\u00fbl’\u00fcn hayat\u0131 b\u00f6yle tedrici bir geli\u015fmenin merhalelerinden ge\u00e7seydi, Mekke’de ya\u015fayan y\u00fczlerce ki\u015fi \u015f\u00f6yle derdi: “Bu adam\u0131n birg\u00fcn bu kadar ileri gidece\u011fini sana s\u00f6ylememi\u015f miydim?” Fakat tarih Mekke m\u00fc\u015friklerinin Ras\u00fbl’e kar\u015f\u0131 her t\u00fcrl\u00fc itiraz\u0131 yapm\u0131\u015f olmalar\u0131na ra\u011fmen, hi\u00e7 kimsenin Mekke’de b\u00f6yle bir itirazda bulundu\u011funu kaydetmemi\u015ftir.<\/p>\n

Sonra bir\u015fey daha: Hz. Ras\u00fbl’\u00fcn bizzat kendisi bir peygamber olarak tayin edilece\u011fini ne bekliyor, ne umuyor, ne de temenni ediyordu. Fakat hi\u00e7 beklenmedik \u015fekilde bu tecr\u00fcbeyle kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kald\u0131.<\/p>\n

Bu, vahyin ba\u015flang\u0131c\u0131 ile ilgili hadislerde zikredilen olayla da desteklenmi\u015ftir: Cebrail ile ilk kar\u015f\u0131la\u015fmas\u0131ndan ve Al\u00e2k Suresi’nin ilk ayetlerinin inzalinden sonra Hz. Muhammed (s.a) korkudan titreyerek Hira’dan h\u0131zla evine d\u00f6ner ve e\u015fine “Beni \u00f6rt\u00fcn, beni \u00f6rt\u00fcn” der. Bu endi\u015fe krizinden birazc\u0131k kurtuldu\u011fu bir s\u0131rada ba\u015f\u0131ndan neler ge\u00e7ti\u011fini e\u015fine anlat\u0131r ve \u015f\u00f6yle der: “Galiba hayat\u0131m tehlikede.” E\u015fi \u015f\u00f6yle cevaplar: “Hay\u0131r! Asla! Allah seni asla \u00fczmez. Sen akraba haklar\u0131n\u0131 g\u00f6zetirsin, yoksula destek olur, zavall\u0131lara yard\u0131m edersin, hep iyilik etmeye haz\u0131rs\u0131n sen…” Sonra onu ye\u011feni Ehl-i Kitab i\u00e7inde salih ve alim bir zat olan Varaka b. Nevfel’e g\u00f6t\u00fcr\u00fcr. Olup biteni dinleyen Varaka hi\u00e7 teredd\u00fcd etmeden \u015funlar\u0131 s\u00f6yler: “Sana gelen kimse, Musa’ya da gelen N\u00e2m\u00fbs (\u00f6zel olarak tayin edilmi\u015f il\u00e2h\u00ee el\u00e7i) ile ayn\u0131, ke\u015fke gen\u00e7 biri olsayd\u0131m da, kavminin seni s\u00fcrece\u011fi zamana kadar ya\u015fasayd\u0131m.” Y\u00fcce Ras\u00fbl sorar: “Kavmim beni s\u00fcrecek mi?” Varaka cevab verir: “Evet, senin getirdi\u011fin \u015feyi getirip de kavminin d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131na maruz kalmam\u0131\u015f bir tanesi ge\u00e7medi bu d\u00fcnyadan.”<\/p>\n

B\u00fct\u00fcn bir olay, bu t\u00fcr beklentileri olmayan sade bir ki\u015finin birdenbire ola\u011fan\u00fcst\u00fc bir tecr\u00fcbeyle kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kald\u0131\u011f\u0131nda i\u00e7ine d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc durumu t\u00fcm tabiili\u011fiyle ortaya koymaktad\u0131r. E\u011fer Ras\u00fblullah (s.a) s\u00fcrekli bir peygamber olma hevesi ta\u015f\u0131sayd\u0131, “peygamber olacak adam\u0131m” diye d\u00fc\u015f\u00fcnseydi, akl\u0131, fikri hep bir mesajla gelecek olan mele\u011fin belirece\u011fi zamanda olsayd\u0131, ma\u011fara tecr\u00fcbesinden sonra i\u00e7i sevin\u00e7le dolar ve da\u011fdan o halde inerek kavminin huzuruna \u00e7\u0131k\u0131p peygamberli\u011fini ilan ederdi. Fakat bunun tam aksine o g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc \u015fey kar\u015f\u0131s\u0131nda ne yapaca\u011f\u0131n\u0131 \u015fa\u015f\u0131r\u0131p korkudan titreyerek eve ko\u015ftu ve tamamen \u00fcst\u00fc \u00f6rt\u00fcl\u00fc, yata\u011f\u0131na uzand\u0131 kald\u0131. Birazc\u0131k kendine geldi\u011finde e\u015fine ma\u011faradaki inzivas\u0131 s\u0131ras\u0131nda ba\u015f\u0131na geleni bir bir anlatt\u0131 ve endi\u015fe ve g\u00fcvensizlik hislerini dile getirdi. Bu, bir peygamber aday\u0131 oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnen kimsenin durumundan ne kadar farkl\u0131 de\u011fil mi?<\/p>\n

Dahas\u0131, bir kocan\u0131n hayat\u0131n\u0131, tutku ve d\u00fc\u015f\u00fcncelerini, e\u015finden daha iyi kim bilebilir? E\u011fer kocas\u0131n\u0131n bir peygamber aday\u0131 oldu\u011funu, mele\u011fin geli\u015fini d\u00f6rt g\u00f6zle bekledi\u011fini daha \u00f6nceden bilmi\u015f olsayd\u0131, cevab\u0131 Hz. Hatice’nin s\u00f6zlerinden \u00e7ok farkl\u0131 olurdu ve mesel\u00e2 \u015f\u00f6yle derdi: “Sevgili kocac\u0131\u011f\u0131m. Niye bu kadar tela\u015fa kap\u0131l\u0131yorsun. \u0130\u015fte uzun s\u00fcredir bekledi\u011fine kavu\u015ftun. \u015eimdi bir aziz gibi davran. Ben de hediye ve ikramlar\u0131 toplamak i\u00e7in kollar\u0131 s\u0131vayaca\u011f\u0131m.” Fakat o, 15 y\u0131ll\u0131k hayat arkada\u015fl\u0131\u011f\u0131 boyunca kocas\u0131n\u0131 tan\u0131d\u0131\u011f\u0131 kadar\u0131yla \u015feytan\u0131n onun gibi salih ve fedak\u00e2r birine tasallut edebilece\u011fine bir an bile ihtimal vermedi\u011fi gibi, Allah’\u0131n onu kasvetli bir imtihana tabi tutaca\u011f\u0131n\u0131 da akl\u0131ndan ge\u00e7irmedi. Demek ki kocan\u0131n g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc hak ve ger\u00e7ekti.<\/p>\n

Ayn\u0131 izlenim Varaka b. Nevfel i\u00e7in de ge\u00e7erlidir. O bir yabanc\u0131 de\u011fildi, aksine Hz. Ras\u00fbl’\u00fcn kabilesinden biriydi ve onunla kay\u0131nbiraderi olarak yak\u0131n bir akrabal\u0131k i\u00e7indeydi. Hem sonra alim bir H\u0131ristiyan olarak risaleti, kitab ve vahyi, uydurma ve sahtesinden ay\u0131rabilirdi. Hz. Ras\u00fbl’den ya\u015f\u00e7a da \u00e7ok b\u00fcy\u00fckt\u00fc ve \u00e7ocuklu\u011fundan beri t\u00fcm hayat\u0131 g\u00f6zleri \u00f6n\u00fcnde ge\u00e7mi\u015fti. Bu y\u00fczden Hz. Ras\u00fbl’\u00fcn Ma\u011fara’daki tecr\u00fcbesi hakk\u0131nda, s\u00f6ylediklerini dinleyince hi\u00e7 teredd\u00fcts\u00fcz, gelenin Hz. Musa’ya (a.s) il\u00e2h\u00ee mesaj\u0131 getiren melekle ayn\u0131 varl\u0131k oldu\u011funu s\u00f6yledi. \u00c7\u00fcnk\u00fc ayn\u0131 \u015fey Hz. Musa’n\u0131n (a.s) ba\u015f\u0131na da gelmi\u015fti. O da temiz ve salih kimseydi. Temiz d\u00fc\u015f\u00fcnceliydi ve peygamberlik konusunda hi\u00e7bir beklentisi yoktu. O ayn\u0131 tecr\u00fcbeyi hi\u00e7 beklemedi\u011fi bir tarzda ve ne olup bitti\u011fini anlamadan ya\u015fam\u0131\u015ft\u0131. Bu y\u00fczden hi\u00e7 teredd\u00fcd g\u00f6stermeden, hi\u00e7bir yan\u0131lman\u0131n ve \u015feytan\u00ee tasallutun olmad\u0131\u011f\u0131 \u015feklinde kesin bir sonuca vard\u0131. Bu dosdo\u011fru adam\u0131n herhangi bir arzu ve istek izhar etmeden g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc \u015fey kesinlikle bir hakikat tecr\u00fcbesiydi.<\/p>\n

Bu, Hz. Muhammed’in risaletine \u00f6ylesine apa\u00e7\u0131k delil te\u015fkil eder ki, realist bir kimse onu kolay kolay inkar edemez. Onun bir risalet delili olarak Kur’an’\u0131n \u00e7e\u015fitli yerlerinde zikredilmesinin nedeni budur. Mesel\u00e2, Yunus Suresi’nde \u015f\u00f6yle demektedir: “Ey peygamber onlara de ki, E\u011fer Allah dileseydi bu Kur’an’\u0131 size asla okumazd\u0131m, ne de O size (onun varl\u0131\u011f\u0131 hakk\u0131nda) herhangi bir\u015fey bildirirdi. Onun vahyedili\u015finden \u00f6nce bir \u00f6m\u00fcr boyu aran\u0131zda ya\u015fad\u0131m. Akl\u0131n\u0131z\u0131 kullan\u0131yor musunuz?” (16. ayet) Ve \u015eura suresi’nde de \u015funlar zikredilmektedir: “Ey Muhammed, B\u00f6ylece sana emrimizle vahyi g\u00f6nderdik. Sen kitab nedir, iman nedir bilmiyordun. Fakat Biz onu kullar\u0131m\u0131zdan diledi\u011fimize yol g\u00f6sterdi\u011fimiz bir nur k\u0131ld\u0131k.” (Ayet: 52) Daha fazla izah i\u00e7in, Yunus Suresi’nin 21., Ankebut Suresi’nin 88-92. ve \u015eura Suresi’nin 84. a\u00e7\u0131klama notuna bak\u0131n\u0131z.<\/p>\n

110. Yani, “Allah, sen istemeksizin bu nimeti sana ihsan etti\u011fi zaman bu sanca\u011f\u0131 y\u00fcksekte tutmak, mesaj\u0131 ba\u015fkalar\u0131na iletmek ve hedefe do\u011fru ilerletmek i\u00e7in t\u00fcm \u00e7aban\u0131 harcamak, t\u00fcm enerjini kullanmak gibi bir y\u00fck\u00fcml\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn alt\u0131na girmemi\u015f oldun. Bu konuda g\u00f6sterece\u011fin herhangi bir gev\u015feklik, m\u00fc\u015friklere yard\u0131m etti\u011fin anlam\u0131na gelecektir. Bu demek de\u011fildir ki, -h\u00e2\u015f\u00e2- Hz. Ras\u00fbl\u00fc’n g\u00f6revinde herhangi bir gev\u015fekli\u011fe rastlanm\u0131\u015ft\u0131r. Asl\u0131nda Allah \u015f\u00f6yle bir iman ile y\u00fcce Ras\u00fbl’\u00fc y\u00fcceltmi\u015f olmaktad\u0131r: “M\u00fc\u015friklerin d\u00fc\u015fmanl\u0131k ve \u015famatalar\u0131na ra\u011fmen g\u00f6revine devam et, hakikat d\u00fc\u015fmanlar\u0131n\u0131n, kendilerine sundu\u011fun mesaj\u0131n kavmi \u00e7\u0131karlar\u0131na zarar verece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnerek izhar ettikleri korkuya da ald\u0131rma!”<\/p>\n

111. “Seni al\u0131koymas\u0131n”: O ayetleri ba\u015fkalar\u0131na iletmekten onlara g\u00f6re hayat\u0131n\u0131 d\u00fczenlemekten al\u0131koymas\u0131n.
\n112. Di\u011fer anlam \u015fu olabilir: “H\u00fck\u00fcm O’nundur. Yaln\u0131zca O, hakk\u0131yla bu yetkiye sahiptir.”
\nKASAS SURES\u0130N\u0130N SONU<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 85- Hi\u00e7 \u015f\u00fcphesiz, sana Kur’an’\u0131 farz k\u0131lan,(107) seni d\u00f6n\u00fclecek yere(108) elbette d\u00f6nd\u00fcrecektir. De ki: “Rabbim, hidayetle geleni de, a\u00e7\u0131k\u00e7a bir sap\u0131kl\u0131k i\u00e7inde olan\u0131 da daha iyi bilmektedir.” […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":18908,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n