(Alak Suresi 8. Ayet)<\/p>\n<\/div>\n<\/div>\n
G\u00dcN\u00dcN HAD\u0130S\u0130<\/strong><\/p>\n 67.-\u2026….. \u00c2i\u015fe (R) \u015f\u00f6yle dedi: Peygamber (-S-Cibr\u00eel kendisi\u00adne vahy getirdikten sonra H\u0131r\u00e2’dan) korkuyla y\u00fcre\u011fi titreyerek Ha-d\u00eece’ye d\u00f6nd\u00fc. Bundan sonra Had\u00eece, Peygamber’i birlikte al\u0131p amca o\u011flu olan Varaka ibn Nevfel’in yan\u0131na g\u00f6t\u00fcrd\u00fc. Bu z\u00e2t (puta tap\u0131c\u0131-l\u0131\u011f\u0131 terkedip) Hr\u0131stiyan D\u00eeni’ne girmi\u015f, \u0130ncil’i Arab diliyle okuyan bir kimse idi. Varaka, Peygamber’e:<\/p>\n \u2014 Ne g\u00f6r\u00fcyorsun? dedi.<\/p>\n Peygamber g\u00f6rd\u00fcklerini ona haber verdi. Bunun \u00fczerine Varaka:<\/p>\n \u2014 Bu g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn, Allah’\u0131n M\u00fbs\u00e2 Peygamber’e indirdi\u011fi N\u00e2m\u00fbs’tur (y\u00e2n\u00ee vahy s\u0131rr\u0131n\u0131n sahibidir). E\u011fer senin da’vet g\u00fcnlerine yeti\u015firsem, sana kuvvetli bir \u015fekilde yard\u0131m ederim, dedi.<\/p>\n “en-N\u00e2m\u00fbs”, Allah’\u0131n ba\u015fkalar\u0131ndan gizlemekte oldu\u011fu \u015feyleri kendisine bildirmekte oldu\u011fu s\u0131r sahibidir [100]<\/a>.<\/p>\n “Musa’n\u0131n haberi geldi mi sana? Hani o, b\u00eer ate\u015f g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fc de ailesine: ‘Siz (burada) durun. Hakikat ben bir ate\u015f g\u00f6rd\u00fcm. Belki ondan size bir kor getirir y\u00e2hud ate\u015fin yan\u0131nda bir yol (g\u00f6sterici) bulurum’ demi\u015fti. \u0130\u015fte M\u00fbs\u00e2; ona gelince kendisine \u015f\u00f6yle nida olundu: ‘Ey M\u00fbs\u00e2! \u015e\u00fcbhesiz benim ben senin Rabb ‘in! Haydi pabu\u00e7lar\u0131n\u0131 \u00e7\u0131kar. \u00c7\u00fcnk\u00fc sen mukaddes bir v\u00e2d\u00eede T\u00fbv\u00e2’das\u0131n” (T\u00e2h\u00e2: 9-12) [101]<\/a><\/p>\n \u00c2nestu absartu naran”, “Bir ate\u015f g\u00f6rd\u00fcm, belki ondan size bir kor getiririm” ma’n\u00e2s\u0131nad\u0131r.<\/p>\n \u0130bn Abb\u00e2s \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: “Mukaddes”, “M\u00fcbarek” demektir. “T\u00fbv\u00e2”, v\u00e2d\u00eenin ismidir; “S\u00eereteh\u00e2”, “H\u00e2leteh\u00e2”; “en-Nuh\u00e2” “et-Tukaa”, “Bi-melkin\u00e2”, “Bi-emrin\u00e2”; “Hev\u00e2>\\ “\u015eakiye”, “F\u00e2r\u0131\u011fan ill\u00e2 min zikri M\u00e2s\u00e2”, “Musa’n\u0131n anas\u0131n\u0131n kalbi M\u00fbs\u00e2 d\u00fc\u015f\u00fcncesinden ba\u015fka her\u015feyden bo\u015f olarak sabahlad\u0131”; “Rid’en key yusadd\u0131kan\u00ee…” “Karde\u015fim H\u00e2r\u00fbn lis\u00e2nca benden daha fasihtir, onu da benimle, beni tasdik edecek bir yard\u0131mc\u0131 yap”. “Rid’en”in tefsirinde “Mug\u00eesen” y\u00e2hud “Mu\u00eenen” denilir. “Yebtu\u015fu” ve “Yebt\u0131\u015fu” fiili birinci ve ikinci b\u00e2blardan s\u00f6ylenir. “Ye’temir\u00fbn”, “\u0130sti\u015fare ediyorlar”; “el-Cezvetu”, kendisinde alev bulunmayan odundan kal\u0131n bir ate\u015f par\u00e7as\u0131, “Sene\u015fuddu”, “Senu\u00eenuke” (y\u00e2n\u00ee sana yard\u0131m edece\u011fiz); Ne zaman bir \u015feyi kuvvetlendirirsen, ona kuvvet verecek bir pazu yapm\u0131\u015fs\u0131nd\u0131r.<\/p>\n25- Aziz Ve Cel\u00eel Allah’\u0131n \u015eu Kavli Bab\u0131:<\/h3>\n