G\u00dcN\u00dcN AYET\u0130<\/strong><\/p>\n (Enbiya Suresi 11. Ayet)<\/p>\n<\/div>\n<\/div>\n G\u00dcN\u00dcN HAD\u0130S\u0130<\/strong><\/p>\n 17–<\/strong>Abdan \u015f\u00f6yle dedi: Bize Abdullah ibnu’I-Mub\u00e2rek haber ver\u00addi: Bize Y\u00fbnus ibn Yez\u00eed, ez-Zuhr\u00ee’den haber verdi.<\/p>\n H Bize Ahmed ibn S\u00e2iih tahd\u00ees etti: Bize Anbese tahd\u00ees etti: Bi\u00adze Y\u00fbnus tahd\u00ees etti ki, \u0130bn \u015eih\u00e2b \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: Enes dedi ki, Eb\u00fb Zerr (R) \u015f\u00f6yle tahd\u00ees ediyordu: Ras\u00fblullah (S) \u015f\u00f6yle buyurdu: “Ben<\/p>\n Mekke’de iken i\u00e7inde bulundu\u011fum evin tavan\u0131 (ans\u0131z\u0131n) yar\u0131ld\u0131. Cib\u00adril indi. G\u00f6\u011fs\u00fcm\u00fc yard\u0131ktan sonra i\u00e7ini Zemzem suyu ile y\u0131kad\u0131. Sonra hikmet ve \u00eem\u00e2n ile dolu alt\u0131n bir le\u011fen getirip i\u00e7indekini g\u00f6\u011fs\u00fcm\u00fcn i\u00e7ine bo\u015faltt\u0131. Ve g\u00f6\u011fs\u00fcm\u00fc kapad\u0131. Sonra elimden tutup beni sem\u00e2ya do\u011fru \u00e7\u0131kard\u0131. Yere en yak\u0131n sem\u00e2ya vard\u0131\u011f\u0131m\u0131zda Cibril, o sem\u00e2n\u0131n bek\u00e7isine:<\/p>\n \u2014 A\u00e7, dedi.<\/p>\n \u2014 Kimdir o? dedi. Bu:<\/p>\n \u2014 Cibril’dir, dedi.<\/p>\n \u2014 Beraberinde kimse var m\u0131? dedi.<\/p>\n \u2014 Muhammed benimle beraberdir, dedi:<\/p>\n \u2014 Ona (gelsin diye) haber g\u00f6nderildi mi? dedi.<\/p>\n \u2014 Evet g\u00f6nderildi; a\u00e7, dedi.<\/p>\n En yak\u0131n sem\u00e2n\u0131n \u00fcst\u00fcne \u00e7\u0131k\u0131nca bir de g\u00f6rd\u00fcm ki, bir kimse (otur\u00admu\u015f), sa\u011f taraf\u0131nda bir tak\u0131m karalt\u0131lar, sol taraf\u0131nda da birtak\u0131m karalt\u0131lar var. O kimse sa\u011f taraf\u0131na bakt\u0131\u011f\u0131nda g\u00fcl\u00fcyor, sol taraf\u0131na bakt\u0131\u011f\u0131nda a\u011fl\u0131yor. O z\u00e2t:<\/p>\n \u2014 Merhaba, s\u00e2lih peygamber ve s\u00e2lih o\u011ful, dedi.<\/p>\n Cibril’e:<\/p>\n \u2014 Bu kim? diye sordum.<\/p>\n \u2014 \u00c2dem(S)’dir, sa\u011f\u0131nda ve solunda olan bu karalt\u0131lar da evl\u00e2\u00add\u0131n\u0131n ruhlar\u0131d\u0131r. Sa\u011f\u0131nda olanlar\u0131 cennet ehli, sol taraf\u0131nda olan ka-, ralt\u0131lar da cehennem ehlidir. Sa\u011f\u0131na bakt\u0131k\u00e7a g\u00fcler, sol taraf\u0131na bakt\u0131k\u00e7a a\u011flar, dedi.<\/p>\n Sonra Cibril beni t\u00e2 ikinci sem\u00e2ya \u00e7\u0131kard\u0131. Bek\u00e7isine:<\/p>\n \u2014A\u00e7, dedi.<\/p>\n Bek\u00e7isi de evvelkinin s\u00f6ylediklerini s\u00f6yledikten sonra kap\u0131y\u0131 a\u00e7t\u0131”.<\/p>\n Enes dedi ki: Eb\u00fb Zerr, Ras\u00fblullah’m sem\u00e2larda \u00c2dem, \u0130dr\u00ees, M\u00fb-s\u00e2, \u00ees\u00e2, \u0130br\u00e2h\u00eem Peygamberleri buldu\u011funu s\u00f6ylediyse de, herbirerle-rinin menzillerinin nerelerde oldu\u011funu ayr\u0131 ayr\u0131 s\u00f6ylemeyip, yaln\u0131z \u00c2dem’i en yak\u0131n sem\u00e2da, \u0130brahim’i alt\u0131nc\u0131 sem\u00e2da bulmu\u015f oldu\u011fu\u00adnu s\u00f6yledi. __”\u00a0\u00a0 Yine Enes dedi ki <\/a>: Cibril, Ras\u00fblullah ile birlikte \u0130dr\u00ees Peygam-<\/p>\n ber’e u\u011frad\u0131klar\u0131nda, \u0130dr\u00ees:<\/p>\n \u2014 “Merhaba s\u00e2lih peygamber ve s\u00e2lih karde\u015f” demi\u015f. (Peygamber demi\u015f ki:)<\/p>\n \u2014 “Bu kim? diye sordum.<\/p>\n Cibril:<\/p>\n \u2014 Bu \u0130dr\u00ees’tir, dedi.<\/p>\n Sonra Musa’ya u\u011frad\u0131m. O da:<\/p>\n \u2014 Merhaba s\u00e2lih peygamber ve s\u00e2lih karde\u015f! dedi.<\/p>\n \u2014 Bu kimdir? diye sordum. Cibril:<\/p>\n \u2014 Bu Musa’d\u0131r, dedi. Sonra isa’ya u\u011frad\u0131m. O da:<\/p>\n \u2014 Merhaba s\u00e2lih peygamber ve s\u00e2lih karde\u015f, dedi.<\/p>\n \u2014 Bu kim? dedim. Cibril:<\/p>\n \u2014 Bu isa’d\u0131r, dedi.<\/p>\n Sonra \u0130brahim’e u\u011frad\u0131m. O da:<\/p>\n \u2014 Merhaba s\u00e2lih peygamber ve s\u00e2lih o\u011ful, dedi.<\/p>\n \u2014 Bu kim? dedim. Cibril: _<\/p>\n \u2014 Bu \u0130brahim’dir, dedi”.<\/p>\n Muhammed ibn \u015eih\u00e2b dedi ki<\/a>: Ve bana \u0130bn Hazm haber ver\u00addi ki, \u0130bn Abb\u00e2s ile Eb\u00fb Habbe el-Ens\u00e2r\u00ee \u015f\u00f6yle diyorlard\u0131: Peygamber (S) \u015f\u00f6yle buyurmu\u015ftur:<\/p>\n ‘ ‘Sonra Cibril, beni yukar\u0131ya g\u00f6t\u00fcre g\u00f6t\u00fcre nihayet kaza ve tak-d\u0131r kalemlerinin c\u0131z\u0131rt\u0131lar\u0131n\u0131 duyacak y\u00fcksek bir yere \u00e7\u0131kt\u0131m”.<\/p>\n Yine \u0130bn Hazm ile Enes ibn M\u00e2lik (R) \u015f\u00f6yle demi\u015flerdir: Pey\u00adgamber (S) \u015f\u00f6yle buyurdu:<\/p>\n “(O zaman) Allah benim \u00fczerime ve \u00fcmmetim \u00fczerine elli na\u00admaz farz k\u0131ld\u0131. Bu farziyetiy\u00fcklenerek d\u00f6nd\u00fcm. Derken Musa’ya rast-geldim, M\u00fbs\u00e2 bana:<\/p>\n \u2014 \u00dcmmetine ne farz edildi? dedi.<\/p>\n \u2014 \u00dcmmetim \u00fczerine elli namaz farz etti, dedim. M\u00fbs\u00e2:<\/p>\n \u2014 Rabb’ine d\u00f6n (de \u015fefaat et). \u00c7\u00fcnk\u00fc \u00fcmmetin buna takat ge\u00adtiremez, dedi.<\/p>\n Ben de d\u00f6n\u00fcp Rabb’ime m\u00fcracaat ettim. Allah bir k\u0131sm\u0131n\u0131 in\u00addirdi. Ben de Musa’n\u0131n yan\u0131na d\u00f6n\u00fcp:<\/p>\n \u2014 Bir k\u0131sm\u0131n\u0131 indirdi, dedim.<\/p>\n O yine yukar\u0131dakinin benzerini zikredip:<\/p>\n \u2014 Rabb’ine m\u00fcracaat et, \u00e7\u00fcnk\u00fc \u00fcmmetin takat getiremez, de\u00addi.<\/p>\n Bu defa da Allah bir k\u0131sm\u0131n\u0131 indirdi. Ben yine Musa’ya d\u00f6n\u00fcp bunu kendisine haber verdim. M\u00fbs\u00e2 yine:<\/p>\n \u2014 Rabbine m\u00fcracaat et, \u00e7\u00fcnk\u00fc \u00fcmmetin buna takat getiremez, dedi.<\/p>\n D\u00f6n\u00fcp bir daha Rabb’ime m\u00fcracaat ettim. Allah:<\/p>\n \u2014 Onlar be\u015ftir, yine onlar ellidir. Benim nezdimde s\u00f6z (y\u00e2n\u00ee h\u00fc\u00adk\u00fcm ve kaza) tebdil olunmaz, buyurdu.<\/p>\n Musa’n\u0131n yan\u0131na d\u00f6nd\u00fcm. O yine:<\/p>\n \u2014 Rabb’ine d\u00f6n, dedi. Ben de:<\/p>\n \u2014 Art\u0131k Rabb’imden utan\u0131r oldum, dedim.<\/p>\n Sonra Cibril t\u00e2 Sidretu’l-Munteh\u00e2’ya (birlikte var\u0131ncaya) kadar gitti. Sidre’yi \u00f6yle (ac\u00eeb ve gar\u00eeb) birtak\u0131m renkler kaplam\u0131\u015ft\u0131 ki, on\u00adlar nedir, bilemem. Sonra cennete girdirildim ki, i\u00e7inde bir\u00e7ok inci kubbeler vard\u0131, topra\u011f\u0131 da misk idi”<\/a>.<\/p>\n <\/p>\n <\/p>\n “\u00c2d’a da biraderleri H\u00fbd’u (g\u00f6nderdik): Ey kavmim, dedi, Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan ba\u015fka hi\u00e7bir tanr\u0131n\u0131z yok. Siz (Allah’a kar\u015f\u0131) yalan d\u00fczenlerden ba\u015fka kimseler de\u011filsiniz* Ey kavmim, ben buna (bu tebli\u011fime) mukadbil sizden hi\u00e7bir \u00fccret istemiyorum.<\/p>\n Benim m\u00fck\u00e2fat\u0131m beni yaratandan ba\u015fkas\u0131na \u00e2id de\u011fildir. H\u00e2l\u00e2 ak\u0131llanmayacak m\u0131s\u0131n\u0131z? Ey kavmim,<\/p>\n Rabb’inizden ma\u011ffiret isteyin. Sonra yine O’na tevbe edin ki, \u00fcst\u00fcn\u00fcze g\u00f6kten bol bol (feyzini) g\u00f6ndersin, kuvvetinize daha fazla kuvvet kats\u0131n. G\u00fcnahk\u00e2rlar olarak y\u00fcz \u00e7evirmeyin. Dediler ki: Ey H\u00fbd, sen bize a\u00e7\u0131k bir mu ‘cize getirmedin. Biz de senin s\u00f6z\u00fcnle tanr\u0131lar\u0131m\u0131z\u0131 b\u0131rak\u0131c\u0131 de\u011filiz. Sana inan\u0131c\u0131lar da de\u011filiz.<\/p>\n Biz, tanr\u0131lar\u0131m\u0131zdan kimi seni fena \u00e7arpm\u0131\u015f demekten ba\u015fka bir \u015fey s\u00f6ylemeyiz. (H\u00fbd) dedi: Allah’\u0131 hak\u00eek\u00ee \u015f\u00e2hid g\u00f6steririm ve siz de \u015f\u00e2hid olun ki, ben sizin Allah’\u0131 b\u0131rak\u0131p da O’na ortak tutmakta devam etti\u011finiz \u015feylerden katHyen uza\u011f\u0131m. Art\u0131k bana topyek\u00fbn istedi\u011finiz tuza\u011f\u0131 kurun, sonra bana m\u00fchlet de vermeyin. \u015e\u00fcbhesiz ki ben, kendimin de sizin de Rabb’iniz olan Allah’a g\u00fcvenip dayand\u0131m.<\/p>\n Y\u00fcr\u00fcr hi\u00e7bir mahl\u00fbk h\u00e2ri\u00e7 olmamak \u00fczere hepsinin aln\u0131ndan tutan OJdur. Benim Rabb Hm hak\u00eekaten do\u011fru bir yol \u00fczerindedir. E\u011fer \u015fimdi y\u00fcz \u00e7evirirseniz (ne diyeyim), ben size ne ile g\u00f6nderilmi\u015fsem, i\u015fte size onu tebli\u011f ettim. Rabb Hm sizin yerinize di\u011fer bir kavmi getirir de ona hi\u00e7bir \u015feyle zarar yapamazs\u0131n\u0131z. \u015e\u00fcbhesiz ki, benim Rabb’im, her\u015feyin \u00fcst\u00fcnde bir nigehb\u00e2nd\u0131r. Vakt\u00e2 ki, az\u00e2b emrimiz geldi, H\u00fbd’u da, maiyyetindeki m\u00fczminleri de bizden bir rahmet olarak sel\u00e2mete erdirdik, onlar\u0131 a\u011f\u0131r az\u00e2bdan kurtar dik. \u0130\u015fte \u00c2d (kavmi)! Onlar Rabb Herinin \u00e2yetlerini bilerek ink\u00e2r ettiler, peygamberlerine \u00e2s\u00ee oldular, inat\u00e7\u0131 her zorban\u0131n emri ard\u0131nca gittiler. Onlar bu d\u00fcny\u00e2da da, k\u0131yamet g\u00fcn\u00fcnde de la’net cezas\u0131na t\u00e2bi’ tutuldular.<\/p>\n Haberiniz olsun ki%\u00c2d kavmi, Rabb Herine k\u00fcfrettiler. G\u00f6z\u00fcn\u00fcz\u00fc a\u00e7\u0131n ki, H\u00fbd’un kavmi olan Ad’a (il\u00e2h\u00ee rahmetten ebed\u00ee) uzakl\u0131k verildi” (H\u00fbd: so-60)<\/p>\n “\u00c2d’\u0131n biraderini -ki ondan evvel de, ondan sonra da bir\u00e7ok peygamberler gelip ge\u00e7mi\u015fti- hat\u0131rla. Hani o,<\/p>\n Ahkaaftaki kavmini: Allah’tan ba\u015fkas\u0131na kulluk etmeyin. Hakikat ben \u00fczerinize gelecek b\u00fcy\u00fck bir g\u00fcn\u00fcn azab\u0131ndan korkuyorum, diye tehd\u00eed etmi\u015fti.<\/p>\n Dediler ki: Sen bize tanr\u0131lar\u0131m\u0131zdan d\u00f6nd\u00fcrmen i\u00e7in mi geldin? \u00d6yleyse bizi tehd\u00eed etmekte oldu\u011fun \u015feyi, e\u011fer<\/p>\n do\u011fru s\u00f6yleyenlerden isen, getir bize. (H\u00fbd) dedi: \u0130lim ancak Allah nezdindedir. Ben size g\u00f6nderildi\u011fim \u015feyi tebli\u011f ediyorum. Bununla beraber ben sizi bilmezler g\u00fcruhu olarak g\u00f6rmekteyim. Art\u0131k vakt\u00e2 ki onu, vadilerine do\u011fru gelen bir bulut h\u00e2linde g\u00f6rm\u00fc\u015flerdi.<\/p>\n Dediler ki:<\/p>\n Bu bize ya\u011fmur verici bir buluttur. (H\u00fbd:) Hay\u0131r, bu, \u00e7ar\u00e7abuk gelmesini istedi\u011finiz \u015feydir; bir r\u00fczg\u00e2rd\u0131r ki, onda elem verici bir az\u00e2b vard\u0131r. O, Rabb ‘imin emriyle helak edecektir, dedi. \u0130\u015fte onlar o h\u00e2le geldiler ki, meskenlerinden ba\u015fka bir\u015fey g\u00f6r\u00fcnmez oldu. \u0130\u015fte g\u00fcnahk\u00e2rlar g\u00fcruhunu biz b\u00f6yle cezaland\u0131r\u0131r\u0131z. And olsun ki size bile vermedi\u011fimiz cihetlerden biz onlara kudret vermi\u015ftik. Onlara kulaklar, g\u00f6zler, g\u00f6n\u00fcller de vermi\u015ftik. Fakat ne kulaklar\u0131, ne g\u00f6zleri, ne g\u00f6n\u00fclleri onlara hi\u00e7bir \u015feyle faide vermedi. \u00c7\u00fcnk\u00fc onlar Allah’\u0131n \u00e2yetlerini bilerek ink\u00e2r ediyorlard\u0131 Nihayet e\u011flenegeldikleri \u015fey \u00e7ep\u00e7evre kendilerini ku\u015fat\u0131verdi”<\/p>\n {el-Ahkaaf: 21-26).<\/p>\n Ve bu b\u00e2bda At\u00e2 ibn Eb\u00ee Reb\u00e2h’tan ve S\u00fcleyman ibn Yes\u00e2r’dan; bu ikisinin de \u00c2i\u015fe(R)’den rivayet ettikleri<\/p>\n\u0648\u064e\u0643\u064e\u0645\u0652<\/a>\u00a0\u0642\u064e\u0635\u064e\u0645\u0652\u0646\u064e\u0627<\/a>\u00a0\u0645\u0650\u0646\u0652<\/a>\u00a0\u0642\u064e\u0631\u0652\u064a\u064e\u0629\u064d<\/a>\u00a0\u0643\u064e\u0627\u0646\u064e\u062a\u0652<\/a>\u00a0\u0638\u064e\u0627\u0644\u0650\u0645\u064e\u0629\u064b<\/a>\u00a0\u0648\u064e\u0627\u064e\u0646\u0652\u0634\u064e\u0623\u0652\u0646\u064e\u0627<\/a>\u00a0\u0628\u064e\u0639\u0652\u062f\u064e\u0647\u064e\u0627<\/a>\u00a0\u0642\u064e\u0648\u0652\u0645\u064b\u0627<\/a>\u00a0\u0627\u0670\u062e\u064e\u0631\u06ea\u064a\u0646\u064e<\/a><\/span><\/h1>\n
Biz, zulmeden \u00fclkelerden nicesini k\u0131r\u0131p ge\u00e7irdik ve bunun ard\u0131ndan bir ba\u015fka kavmi meydana getirdik.<\/h3>\n
8- Y\u00fcce Allah’\u0131n \u015eu Kavli Bab\u0131<\/h3>\n