B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/p>\n

11- Do\u011frusu, uydurulmu\u015f bir yalanla gelenler,(8) sizin i\u00e7inizden birlikte davranan bir topluluktur;(9) siz onu kendiniz i\u00e7in bir \u015fer saymay\u0131n, aksine o sizin i\u00e7in bir hay\u0131rd\u0131r.(10) Onlardan her bir ki\u015fiye kazand\u0131\u011f\u0131 g\u00fcnahtan (bir ceza) vard\u0131r. Onlardan (iftiran\u0131n) b\u00fcy\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc y\u00fcklenene(11) ise b\u00fcy\u00fck bir azab vard\u0131r.<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

8. Bu, Hz. Ai\u015fe’ye at\u0131lan iftiraya e\u015fittir. Bizzat Allah bunu ilk (ger\u00e7ek d\u0131\u015f\u0131 su\u00e7lama, iftira, b\u00fchtan) olarak tan\u0131mlam\u0131\u015f ve t\u00fcmden reddetmi\u015ftir.
\nBuradan itibaren, surenin inmesine yol a\u00e7an olay\u0131n anlat\u0131m\u0131na ge\u00e7ilmektedir. Bu olay\u0131n ba\u015flang\u0131\u00e7 k\u0131sm\u0131n\u0131 bizzat Hz. Ai\u015fe’nin a\u011fz\u0131ndan giri\u015f b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde vermi\u015ftik. \u015eimdi de, kalan k\u0131sm\u0131n\u0131 aktaral\u0131m, \u015f\u00f6yle diyor Hz. Ai\u015fe:
\n“\u0130ftirayla ilgili s\u00f6ylentiler \u015fehirde bir ay kadar s\u00fcreyle yay\u0131lmaya devam etti. Hz. Peygamber’e (s.a) b\u00fcy\u00fck bir \u00fcz\u00fcnt\u00fc y\u0131k\u0131m kayna\u011f\u0131 oluyordu bu. Ben \u00e7aresizlikten a\u011flarken, anne-babam da benim \u0131zd\u0131rab\u0131mdan dolay\u0131 adeta hastalanm\u0131\u015flard\u0131. Nihayet bir g\u00fcn Hz. Peygamber (s.a) bizi ziyaret etti ve yan\u0131ma oturdu, iftira ba\u015flayal\u0131dan bu yana hi\u00e7 yapmad\u0131\u011f\u0131 bir \u015feydi bu. O g\u00fcn \u00f6nemli bir \u015feylerin olaca\u011f\u0131n\u0131 hisseden Hz. Ebu Bekir’le \u00dcmm\u00fc Ruman da (Hz. Ai\u015fe’nin annesi) yan\u0131m\u0131za oturdular. Hz. Peygamber (s.a) \u015f\u00f6yle diyerek s\u00f6ze ba\u015flad\u0131: “Ai\u015fe, ben bunu duydum, yani hakk\u0131ndakini, e\u011fer masumsan, Allah’\u0131n masumiyetini a\u00e7\u0131klayaca\u011f\u0131n\u0131 umuyorum. Yok, e\u011fer bir g\u00fcnah i\u015flediysen, tevbe et ve Allah’tan ba\u011f\u0131\u015flanma dile, bir g\u00fcnahk\u00e2r g\u00fcnah\u0131n\u0131 itirafla tevbe ederse, Allah onu affeder”. Bu s\u00f6zleri i\u015fitince g\u00f6zya\u015flar\u0131m g\u00f6zlerimde kurudu. Hz. Peygamber’e (s.a) cevap verir umuduyla babama bakt\u0131m, ama o da \u015f\u00f6yle dedi: “K\u0131z\u0131m, ne diyece\u011fimi bilmiyorum” Sonra anneme d\u00f6nd\u00fcm o da ne diyece\u011fini bilmiyordu. Sonunda ben konu\u015ftum: “Hakk\u0131mdaki her\u015feyi duydun ve ona inand\u0131n.
\n\u015eimdi ben su\u00e7suz oldu\u011fumu s\u00f6ylesem, -Allah \u015fahidimdir ki, su\u00e7suzum- bana inanmayacaks\u0131n, yapmad\u0131\u011f\u0131m bir \u015feyi itiraf etsem, -Allah biliyor ki, yapmad\u0131m- o zaman inanacaks\u0131n.” O anda Yakup Peygamber’in ad\u0131n\u0131 hat\u0131rlamaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131m ama hat\u0131rlayamad\u0131m. Bu nedenle i\u00e7inde bulundu\u011fum k\u00f6t\u00fc durum dolay\u0131s\u0131yla \u015f\u00f6yle dedim: “Yusuf Peygamber’in babas\u0131n\u0131n s\u00f6ylediklerini tekrarlamaktan ba\u015fka yapabilece\u011fim bir \u015fey yok: “Fe-sabrun cem\u00eel”, (Yusuf: 83) . Bunu diyerek uzand\u0131m ve \u00f6b\u00fcr tarafa d\u00f6nd\u00fcm. Allah’\u0131n masumiyetimi bildi\u011fini ve ger\u00e7e\u011fi mutlaka a\u00e7\u0131klayaca\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordum, fakat, beni savunmak i\u00e7in insanlar\u0131n k\u0131yamete kadar okuyacaklar\u0131 \u0130lahi Vahy’in inece\u011fini hi\u00e7 akl\u0131mdan ge\u00e7irmemi\u015ftim. Herhalde Hz. Peygamber bir r\u00fcya g\u00f6r\u00fcr ve Allah masumiyetimi g\u00f6sterir diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordum. Fakat, o esnada birden Hz. Peygamber’in (s.a) \u00fczerinde vahy hali g\u00f6r\u00fcld\u00fc, b\u00f6yle anlarda so\u011fuk bir k\u0131\u015f g\u00fcn\u00fcnde bile y\u00fcz\u00fcnde inci gibi ter damlalar\u0131 birikirdi. Hepimiz nefesimizi tuttuk ve sessiz bekledim. Ben korkmuyordum, fakat anne-babam korkuyla \u00e7arp\u0131lm\u0131\u015f gibi g\u00f6r\u00fcn\u00fcyorlard\u0131. \u0130lahi vahyin ne y\u00f6nde gelece\u011fini bilmiyorlard\u0131. Vahy bitince Hz. Pegyamber (s.a) olduk\u00e7a memnun g\u00f6r\u00fcn\u00fcyordu. B\u00fcy\u00fck bir mutluluk i\u00e7inde ilk s\u00f6zleri \u015fu oldu: “Tebrikler Ai\u015fe, Allah masumiyetinin delilini g\u00f6nderdi” ve sonra da bu on ayeti okudu (11-21) . Bunun \u00fczerine annem bana: “Kalk ve Hz. Peygamber’e te\u015fekk\u00fcr et” dedi. Ben de, “Ben ne ona, ne de siz ikinize te\u015fekk\u00fcr ederim, ben ancak benim beraatimi g\u00f6nderen Allah’a \u015f\u00fckrederim. Siz bile hakk\u0131mdaki t\u00f6hmete bu kadar kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kmad\u0131n\u0131z” dedim” (Bu, herhangi bir rivayetin \u00e7evirisi de\u011fil, fakat, Hz. Ai\u015fe aleyhindeki iftira olay\u0131yla ilgili olarak hadis kitaplar\u0131nda yer alan rivayetlerin \u00f6z\u00fcd\u00fcr.)
\nBurada anla\u015f\u0131lmas\u0131 gereken ince bir nokta var, \u015f\u00f6yle ki, Hz. Ai\u015fe’nin (r.a) beraati an\u0131lmadan \u00f6nce, ayetler bir tak\u0131m halinde, zina, kazf ve Li’anla ilgili h\u00fck\u00fcmleri a\u00e7\u0131klamakta ve zinan\u0131n bir toplant\u0131da bulunanlar\u0131 e\u011flendirme arac\u0131 olarak kullan\u0131labilecek basit bir \u015fey olmad\u0131\u011f\u0131 konusunda Allah’\u0131n uyar\u0131s\u0131n\u0131 ihtiva etmektedir. Zina \u00e7ok ciddi bir olayd\u0131r. E\u011fer su\u00e7layan, su\u00e7lamas\u0131nda do\u011fruysa \u015fahit getirmesi ve zani ile zaniyeye en korkun\u00e7 bir ceza verilmesi gereklidir. E\u011fer su\u00e7layan yalanc\u0131ysa, kimse bir ba\u015fkas\u0131na yalan yere su\u00e7 isnad\u0131nda bulunmas\u0131n diye 80 kam\u00e7\u0131 yiyecektir. Ve e\u011fer su\u00e7layan koca ise, sorunun \u00e7\u00f6z\u00fcm\u00fc i\u00e7in bir hukuk mahkemesinde Li’anda bulunacakt\u0131r. \u00d6yle ki, b\u00f6yle bir su\u00e7lamada bulunan kimsenin rahat\u0131 yoktur. Yery\u00fcz\u00fcnde iyili\u011fi ve takvay\u0131 yerle\u015ftirmek amac\u0131yla olu\u015fturulan \u0130sl\u00e2m toplumu ne bir e\u011flence arac\u0131 olarak zinaya izin verir, ne de bir e\u011flence ve oyun olarak zina hakk\u0131nda dillerin gev\u015fekli\u011fine m\u00fcsaade eder.
\n9. Rivayetlerde, s\u00f6ylentileri birka\u00e7 ki\u015finin yayd\u0131\u011f\u0131 ifade olunmaktad\u0131r. Bunlar da Abdullan b. \u00dcbeyy, Zeyd b. Rifa (muhtemelen Yahudi m\u00fcnaf\u0131k Rifaa b. Zeyd’in o\u011flu) , Mistah b. \u00dcsase, Hassan b. Sabit ve Hanne bint-i Cah\u015f’t\u0131. Bunlardan ilk ikisi m\u00fcnaf\u0131k, kalan \u00fc\u00e7\u00fc ise yanl\u0131\u015f anlama ve zay\u0131fl\u0131ktan dolay\u0131 \u015ferre kar\u0131\u015fm\u0131\u015f m\u00fcsl\u00fcmanlard\u0131. \u015eerre az veya \u00e7ok bula\u015fm\u0131\u015f ba\u015fka ki\u015filerin adlar\u0131na Hadis ve Siyer kitaplar\u0131nda rastlanmamaktad\u0131r.
\n10. Yani, “Gev\u015fememelisiniz. Her ne kadar m\u00fcnaf\u0131klar kendi varsay\u0131mlar\u0131nca \u00fczerinize en k\u00f6t\u00fc sald\u0131r\u0131da bulunmu\u015flarsa da, sonunda kaybeden onlar ve temelde kazanan siz olacaks\u0131n\u0131z.”
\nGiri\u015fte belirtildi\u011fi gibi, m\u00fcnaf\u0131klar m\u00fcsl\u00fcmanlara ger\u00e7ek \u00fcst\u00fcnl\u00fck alan\u0131 ve her cephede kar\u015f\u0131tlar\u0131na kar\u015f\u0131 zaferlerinin as\u0131l fakt\u00f6r\u00fc olan maneviyat cephesinden vurmay\u0131 planl\u0131yorlard\u0131. Fakat Allah bunu m\u00fcsl\u00fcmanlar i\u00e7in bir g\u00fc\u00e7lenme arac\u0131na d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrd\u00fc. Bu vesileyle Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir’le ailesi ve genelde m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n benimsedi\u011fi tutum ve davran\u0131\u015f, onlar\u0131n ahl\u00e2ken en temiz, tabiaten adaletli, ho\u015fg\u00f6r\u00fcl\u00fc ve karakter olarak da soylu ve sab\u0131rl\u0131 insanlar olduklar\u0131n\u0131 hi\u00e7bir \u015f\u00fcpheye imkan tan\u0131mayacak \u015fekilde g\u00f6sterdi. E\u011fer Hz. Peygamber (s.a) istemi\u015f olsayd\u0131, \u015ferefine kar\u015f\u0131 giri\u015filen sald\u0131r\u0131n\u0131n sorumlular\u0131n\u0131n kellelerini derhal u\u00e7urtabilirdi. Fakat, tam bir ay her\u015feye sab\u0131rla katland\u0131 ve Allah’tan il\u00e2h\u00ee h\u00fck\u00fcm gelince, kazf cezas\u0131n\u0131 yaln\u0131zca su\u00e7lar\u0131 sabit olan \u00fc\u00e7 m\u00fcsl\u00fcmana uygulad\u0131 ve m\u00fcnaf\u0131klara dokunmad\u0131. Hz. Ebu Bekir’in s\u00fcrekli olarak destekledi\u011fi kendi yak\u0131nlar\u0131 bile \u00fczerine leke ya\u011fd\u0131rmaya devam ederken, bu soylu adam ne onlarla ailevi ili\u015fkilerini kesti, ne de Mistah’\u0131n ailesine ge\u00e7imleri i\u00e7in yapageldi\u011fi para yard\u0131m\u0131ndan vazge\u00e7ti. Hz. Peygamber’in han\u0131mlar\u0131ndan hi\u00e7biri iftirada en ufak bir rol almad\u0131klar\u0131 gibi, onu tasvip edici en ufak bir s\u00f6z bile s\u00f6ylemediler. O kadar ki, u\u011fruna k\u0131z karde\u015fi Hanne bint-i Cah\u015f’\u0131n iftirada rol oynad\u0131\u011f\u0131 Hz. Zeyneb bile rakibesi (Hz. Ai\u015fe) hakk\u0131nda ancak iyi s\u00f6zler etti. Bizzat Hz. Ai\u015fe (r.a) bunu \u015f\u00f6yle a\u00e7\u0131klar: “Hz. Peygamber’in han\u0131mlar\u0131 i\u00e7inde Zeynep benim en g\u00fc\u00e7l\u00fc rakibimdi. Fakat, iftira olay\u0131yla ilgili olarak Hz. Peygamber kendisine g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc sordu\u011funda, o \u015f\u00f6yle cevap vermi\u015fti: “Ey Allah’\u0131n Ras\u00fbl\u00fc, Allah’a yemin ederim ki, onda takvadan ba\u015fka bir \u015fey g\u00f6rm\u00fc\u015f de\u011filim.” Hz. Ai\u015fe’nin kendi karakter y\u00fcceli\u011fi ise, Hassan bin Sabit’e davran\u0131\u015f\u0131yla \u00f6l\u00e7\u00fclebilir. Hassan b. Sabit, aleyhindeki iftira kampanyas\u0131nda \u00f6nemli bir rol oynam\u0131\u015f olmas\u0131na ra\u011fmen, Hz. Ai\u015fe kendisine gerekli de\u011fer ve itibar\u0131 g\u00f6stermekde devam etmi\u015ftir. Bir defas\u0131nda, kendisine Hassan’\u0131n iftirada bulunan ki\u015fi olud\u011fu hat\u0131rlat\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda, o, “Hay\u0131r, Hassan, Hz. Peygamber (s.a) ve \u0130sl\u00e2m ad\u0131na \u0130sl\u00e2m d\u00fcman\u0131 \u015fairlere cevap veren ki\u015fiydi” kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 vermi\u015ftir. \u0130ftiradan do\u011frudan etkilenen ki\u015filerin tav\u0131r ve davran\u0131\u015flar\u0131 da b\u00f6yleydi. Di\u011fer m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n tutumlar\u0131 ise \u015fu tek bir \u00f6rnekle a\u00e7\u0131klanabilir: Hz. Ebu Eyyub el-Ensari’nin kar\u0131s\u0131 iftira s\u00f6ylentilerinden s\u00f6z etti\u011finde, bu b\u00fcy\u00fck sahabi \u015f\u00f6yle demi\u015ftir: “Ey Eyyub’un annesi, Ai\u015fe’nin yerinde orada sen olsayd\u0131n b\u00f6yle bir \u015fey yapar m\u0131yd\u0131n?” Kar\u0131s\u0131n\u0131n “Allah’a yemin olsun ki asla yapmazd\u0131m.” demesi \u00fczerine de \u015funu s\u00f6ylemi\u015ftir: “O halde Ai\u015fe senden daha iyi bir kad\u0131nd\u0131r. Bana gelince, Safvan’\u0131n yerinde ben olsayd\u0131m, b\u00f6ylesine k\u00f6t\u00fc bir d\u00fc\u015f\u00fcnceyi akl\u0131mdan bile ge\u00e7irmezdim.
\nSafvan ise benden daha iyi bir m\u00fcsl\u00fcmand\u0131r.” B\u00f6ylece, m\u00fcnaf\u0131klar\u0131n d\u00fczd\u00fc\u011f\u00fc \u015ferrin sonucu, varmak istediklerinin tam tersine oldu ve m\u00fcsl\u00fcmanlar bu imtihandan manevi y\u00f6nden daha da g\u00fc\u00e7lenmi\u015f olarak \u00e7\u0131kt\u0131lar.
\n\u00dcstelik, bu olay\u0131n m\u00fcsl\u00fcmanlara daha ba\u015fka yararlar\u0131 da oldu. Bu olay nedeniyle, \u0130sl\u00e2m’\u0131n sosyal hukuk kurallar\u0131na \u00f6nemli eklemelerde bulunuldu. M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n bu alanda Allah’tan ald\u0131klar\u0131 yeni h\u00fck\u00fcmlerle, \u0130sl\u00e2m toplumu ahl\u00e2k\u00ee k\u00f6t\u00fcl\u00fcklerin ba\u015f g\u00f6sterip yay\u0131lmas\u0131na kar\u015f\u0131 koruma alt\u0131na al\u0131n\u0131yor, daha da ar\u0131n\u0131yor ve k\u00f6t\u00fcl\u00fckler ortaya \u00e7\u0131kacak olsa bile, derhal \u00f6nlenme \u00e7areleri getiriliyordu.
\nBirba\u015fka yarar\u0131 daha oldu bu olay\u0131n. M\u00fcsl\u00fcmanlar Hz. Peygamber’in (s.a) gayb\u0131 bilmedi\u011fini b\u00fct\u00fcn\u00fcyle anlam\u0131\u015f oldular. Onun bildi\u011fi, ancak Allah’\u0131n kendisine \u00f6\u011fretti\u011fiydi. Bunun d\u0131\u015f\u0131nda, onun bilgisi normal bir insan\u0131n bilgisiyle ayn\u0131yd\u0131. Tam bir ay Hz. Ai\u015fe ile ilgili olarak b\u00fcy\u00fck endi\u015fe i\u00e7inde kald\u0131. Konuyu bazen hizmet\u00e7iden bazan di\u011fer han\u0131mlardan, bazan de Hz. Ali ve Hz. \u00dcsame’den soru\u015fturuyordu. Nihayet, Hz. Ai\u015fe’yle konu\u015fmu\u015f ve ancak \u015funu s\u00f6ylemi\u015fti: “E\u011fer bu g\u00fcnah\u0131 i\u015flemi\u015fsen t\u00f6vbe et, e\u011fer su\u00e7suzsan umar\u0131m ki, Allah su\u00e7suzlu\u011funu a\u00e7\u0131klayacakt\u0131r.” E\u011fer o gayb bilgisine sahip olmu\u015f olsayd\u0131, b\u00f6ylesine alt \u00fcst olmaz, soru\u015fturmada bulunmaz ve t\u00f6vbe tavsiye etmezdi. Bununla birlikte, il\u00e2h\u00ee mesaj ger\u00e7e\u011fi a\u00e7\u0131klay\u0131nca, bir aydan fazla bir s\u00fcredir sahip olmad\u0131\u011f\u0131 bilgiyi edindi. B\u00f6ylece Allah, halk\u0131n a\u015f\u0131r\u0131 ve k\u00f6r inan\u00e7lar nedeniyle din\u00ee liderleri hakk\u0131nda d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc a\u015f\u0131r\u0131 nosyonlara kar\u015f\u0131 do\u011frudan tecr\u00fcbe ve g\u00f6zlemle m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 korumu\u015f oldu. Belki de vahy’in bir ay sonra gelmesinin nedeni buydu. \u00c7\u00fcnk\u00fc Vahy hemen ilk g\u00fcnde gelseydi, b\u00f6yle faydal\u0131 bir etki yapmam\u0131\u015f olurdu.
\n11. Yani, yalan su\u00e7lama ve \u015ferrin ger\u00e7ek kayna\u011f\u0131 olan Abdullah b. \u00dcbeyy, baz\u0131 rivayetlerde bu ayetin Hz. Hassan b. Sabit’le ilgili oldu\u011fu ileri s\u00fcr\u00fclm\u00fc\u015fse de, bu bizzat ravilerin yanl\u0131\u015f anlay\u0131\u015f\u0131na dayanmaktad\u0131r. Ger\u00e7ekte Hz. Hassan bin Sabit’in tek zaaf\u0131, m\u00fcnaf\u0131klar\u0131n \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131 bir \u015ferre kat\u0131lm\u0131\u015f olmakt\u0131. Haf\u0131z \u0130bn Kesir hakl\u0131 olarak, bu rivayet Buhari’de ge\u00e7memi\u015f olsayd\u0131 hi\u00e7 dikkat \u00e7ekmezdi g\u00f6zleminde bulunmaktad\u0131r. Fakat, bu konudaki en b\u00fcy\u00fck sahtek\u00e2rl\u0131k, hatta iftira, Emeviler’in bu ayette i\u015faret edilenin Hz. Ali oldu\u011fu iddialar\u0131d\u0131r. Buhari, Taberan\u00ee ve Beyhak\u00ee’de Hi\u015fam b. Abd\u00fclmelik’in “onun b\u00fcy\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc \u00e7evirip i\u015fleyen”le Hz. Ali’nin kasdedildi\u011fi s\u00f6z\u00fc yer almaktad\u0131r (Oysa, Hz. Ali’nin bu \u015ferrde hi\u00e7 mi hi\u00e7 eli yoktur. Yaln\u0131zca, Hz. Ali, Hz. Peygamber’i kar\u0131\u015f\u0131k bir zihin halinde g\u00f6rm\u00fc\u015f ve Hz. Peygamber’in kendisine dan\u0131\u015fmas\u0131 \u00fczerine, “Allah bu konuda sana s\u0131n\u0131r koymad\u0131, sana uygun kad\u0131n \u00e7oktur, istersen Ai\u015fe’yi bo\u015fayabilir ve bir ba\u015fka kad\u0131nla evlenebilirsin” demi\u015fti. Fakat, bu hi\u00e7bir zaman onun Hz. Ai\u015fe aleyhindeki su\u00e7lamay\u0131 destekledi\u011fi anlam\u0131na gelmez. Onun amac\u0131, sadece Hz. Peygamber’in (s.a) zihn\u00ee \u0131zd\u0131rab\u0131n\u0131 teskin etmekti.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 11- Do\u011frusu, uydurulmu\u015f bir yalanla gelenler,(8) sizin i\u00e7inizden birlikte davranan bir topluluktur;(9) siz onu kendiniz i\u00e7in bir \u015fer saymay\u0131n, aksine o sizin i\u00e7in bir hay\u0131rd\u0131r.(10) Onlardan her […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":15779,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n