B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/p>\n

3- Zina eden erkek, zina eden ya da m\u00fc\u015frik olan bir kad\u0131ndan ba\u015fkas\u0131n\u0131 nik\u00e2hlayamaz; zina eden kad\u0131n\u0131 da, zina eden ya da m\u00fc\u015frik olan bir erkekten ba\u015fkas\u0131 nik\u00e2hlayamaz. Bu, m\u00fc’minlere haram k\u0131l\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r.(5)<\/strong>
\n4- Korunan (iffetli) kad\u0131nlara (zina su\u00e7u) atan, sonra d\u00f6rt \u015fahid getirmeyenlere de seksen de\u011fnek vurun ve onlar\u0131n \u015fahidliklerini ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar fas\u0131k olanlard\u0131r.<\/strong>
\n5- Ancak bundan sonra tevbe eden ve salih\u00e7e davrananlar hari\u00e7. \u00c7\u00fcnk\u00fc ger\u00e7ekten Allah, ba\u011f\u0131\u015flayand\u0131r, esirgeyendir.(6)<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

5. Yani, yaln\u0131zca zaniye bir kad\u0131n, tevbe etmemi\u015f zani bir erke\u011fe veya bir m\u00fc\u015frike denk bir e\u015f olabilir. M\u00fcmin ve faziletli bir kad\u0131n b\u00f6yle birine e\u015f olamaz. M\u00fcminlerden tan\u0131d\u0131klar\u0131 bu t\u00fcr ki\u015filere k\u0131zlar\u0131n\u0131 vermeleri haramd\u0131r. Ayn\u0131 \u015fekilde, zina edip (tevbe etmemi\u015f) kad\u0131nlar i\u00e7in de ancak zani veya m\u00fc\u015frik erkekler uygun e\u015f olabilir, b\u00f6ylesi kad\u0131nlar m\u00fcminlere uygun e\u015f olamazlar. M\u00fcminlerin ahl\u00e2ken d\u00fc\u015f\u00fck kad\u0131nlarla evlenmeleri haramd\u0131r. \u015eu kadar ki, bu h\u00fck\u00fcm yapt\u0131klar\u0131nda \u0131srar edip, tevbe ve \u0131slahta bulunmayanlar i\u00e7indir. \u00c7\u00fcnk\u00fc tevbe ve \u0131slahtan sonra “zani-zaniye” kabul edilmezler.
\n\u0130mam Ahmed bin Hanbel’e g\u00f6re, zina edenle evlenme yasa\u011f\u0131, yap\u0131lm\u0131\u015fsa b\u00f6yle bir evlili\u011fin yasal etkisi olmayaca\u011f\u0131 anlam\u0131 verir. Fakat bu g\u00f6r\u00fc\u015f do\u011fru de\u011fildir. Haram\u0131n yasal sonu\u00e7 ve etkileri olmaz. Yani, bu haram\u0131 i\u015fleyerek evlenen ki\u015finin evlili\u011finin ge\u00e7ersiz oldu\u011fu ve e\u015flerin evlili\u011fe ra\u011fmen zina etti\u011fi demek de\u011fildir bu. \u00c7\u00fcnk\u00fc, bu noktada Hz. Peygamber (s.a) \u015f\u00f6yle buyurmu\u015ftur:
\n“Haram, hel\u00e2l\u0131 haram yapmaz” (Taberani, Darekutni) . Bir ba\u015fka s\u00f6yleyi\u015fle, me\u015fru olmayan bir eylem me\u015fru bir eylemi gayri me\u015fru yapmaz. Bu nedenle, e\u011fer bir ki\u015fi zina eder ve sonra evlenirse, onun ahl\u00e2ks\u0131z olmayan \u00f6b\u00fcr e\u015fi de zinaya kar\u0131\u015fm\u0131\u015f say\u0131lmayacakt\u0131r. A\u00e7\u0131k isyan d\u0131\u015f\u0131nda hi\u00e7bir gayri me\u015fru eylemin, bunu yapan\u0131n bundan b\u00f6yle yapaca\u011f\u0131 her i\u015fi gayr\u0131 me\u015fru sayd\u0131racak \u015fekilde yasal haklardan mahrum bir ki\u015fi haline getiremeyece\u011fi kesin kurald\u0131r. Bu a\u00e7\u0131dan bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda ayetin a\u00e7\u0131k anlam\u0131 \u015f\u00f6yle olmaktad\u0131r: Ahl\u00e2ks\u0131z olduklar\u0131 bilinen bu t\u00fcr ki\u015fileri e\u015f olarak se\u00e7mek g\u00fcnaht\u0131r. M\u00fcminler bundan ka\u00e7\u0131nmal\u0131d\u0131r, aksi halde hukuk onlar\u0131 toplumun istenmeyen i\u011fren\u00e7 eleman\u0131 olarak ay\u0131r\u0131rken, e\u011fer m\u00fcminler kendileriyle evlenirlerse y\u00fcreklendirilmi\u015f olurlar.
\nAyn\u0131 \u015fekilde, ayet zina eden bir m\u00fcsl\u00fcman\u0131n m\u00fc\u015frik biriyle yapt\u0131\u011f\u0131 evlili\u011fi de bat\u0131l ge\u00e7ersiz k\u0131lmaz. Ayet zina eylemini vurgulamakta ve bunu yapan ki\u015finin m\u00fcsl\u00fcman da olsa, temiz ve saf \u0130sl\u00e2m toplumunda temiz evlilik yapmaya uygun olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtmektedir. B\u00f6yle bir ki\u015fi evlilik i\u00e7in kendisi gibi insanlara, ya da \u0130lahi Kanuna inanmayan m\u00fc\u015friklere yakla\u015fmal\u0131d\u0131r.
\nBu konudaki hadisler olduk\u00e7a a\u00e7\u0131k ve nettir. M\u00fcsned-i Ahmed ve Nesa\u00ee de Abdullah bin Amr el-As’dan gelen rivayete g\u00f6re, \u00dcmm\u00fc Mahzul adl\u0131 bir kad\u0131n Medine’de fahi\u015felik yapard\u0131. Hz. Peygamber (s.a) bir m\u00fcsl\u00fcman\u0131n bu kad\u0131nla evlenme iste\u011fini reddetti ve kendisine bu ayeti okudu. Tirmizi ve Ebu Davud’da ge\u00e7en bir rivayete g\u00f6re, Mersed bin Ebi Mersed adl\u0131 bir sahabi, cahiliye d\u00f6neminde Mekke’nin ahl\u00e2ks\u0131z kad\u0131nlar\u0131ndan \u0130nakl’la gayri me\u015fru ili\u015fkilerde bulunmu\u015ftu. Sonra, onunla evlenmeyi tasarlayarak izin i\u00e7in Hz. Peygamber’e (s.a) geldi. \u0130ki kez izin iste\u011finde bulunmas\u0131na ra\u011fmen Hz. Peygamber (s.a) cevap vermedi. \u0130ste\u011fini \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc kez tekrarlad\u0131\u011f\u0131nda Hz. Peygamber (s.a) kendisine bu ayeti okudu. Bunlardan ayr\u0131 olarak, Hz. Abdullah \u0130bn \u00d6mer ve Ammar bin Yasir’den de ayn\u0131 konuda ba\u015fka rivayetler vard\u0131r. S\u00f6zgelimi, bunlardan birinde Hz. Peygamber (s.a) \u015f\u00f6yle buyurmaktad\u0131r: “Kar\u0131s\u0131n\u0131n ahl\u00e2ks\u0131z oldu\u011funu bilen ve buna ra\u011fmen onunla ya\u015famaya devam eden adam cennete girmez” (Ahmed, Nesa\u00ee, Ebu Davud, et-Teyalisi) Hz. Ebu Bekir (r.a) ve Hz. \u00d6mer (r.a) zina eden bek\u00e2r bir \u00e7ift bulduklar\u0131nda, \u00f6nce kendilerine gerekli cezay\u0131 (hadd) uygularlar, sonra da onlar\u0131 evlendirirlerdi. \u0130bn \u00d6mer’in nakletti\u011fine g\u00f6re, bir g\u00fcn dalg\u0131n ve d\u00fc\u015f\u00fcnceli bir adam Hz. Ebu Bekir’e gelir. Bir\u015fey s\u00f6ylemek ister, fakat a\u00e7\u0131k\u00e7a s\u00f6yleyemez. Hz. Ebu Bekir, Hz. \u00d6mer’den adam\u0131 bir kenara \u00e7ekip, ne demek istedi\u011fini anlamas\u0131n\u0131 ister. Soru \u00fczerine, adam kendisine misafir olarak gelen birinin kendi k\u0131z\u0131yla zina halinde g\u00f6r\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc anlat\u0131r.
\nBunun \u00fczerine Hz. \u00d6mer, “Yaz\u0131klar olsun sana, k\u0131z\u0131n\u0131n s\u0131rr\u0131n\u0131 neden gizliyorsun?” der. Sonunda, delikanl\u0131yla k\u0131z yarg\u0131lan\u0131r, cezaland\u0131r\u0131l\u0131r, evlendirilir ve ard\u0131ndan bir y\u0131ll\u0131\u011f\u0131na \u015fehirden s\u00fcr\u00fcl\u00fcr. Ayn\u0131 nitelikte daha ba\u015fka bir olay Kad\u0131 Ebu Bekir \u0130bn \u00fcl-Arabi taraf\u0131ndan Ahk\u00e2m\u00fc’l Kur’an’\u0131nda (II: 86) an\u0131lmaktad\u0131r.
\n6. Bu h\u00fckm\u00fcn amac\u0131, say\u0131s\u0131z k\u00f6t\u00fcl\u00fcklere yol a\u00e7aca\u011f\u0131ndan, insanlar\u0131n haram ba\u011flant\u0131 ve gayri me\u015fru ili\u015fkilerinin toplumda yay\u0131lmas\u0131na kar\u015f\u0131 tam bir yasak koymakd\u0131r. Bu ba\u011flamda ortaya \u00e7\u0131kabilecek en b\u00fcy\u00fck k\u00f6t\u00fcl\u00fck, derinden derine ahl\u00e2k d\u0131\u015f\u0131 bir havan\u0131n yay\u0131lmas\u0131d\u0131r. Biri \u00e7\u0131kar, do\u011fru veya yanl\u0131\u015f bir ba\u015fkas\u0131n\u0131n yapt\u0131klar\u0131n\u0131 anlat\u0131r, di\u011feri onu daha fazla \u015f\u00fcphe ve katmalarla daha ba\u015fkalar\u0131na aktar\u0131r. B\u00f6ylece, toplum i\u00e7inde k\u00f6t\u00fc ihtiras ve arzular\u0131n do\u011fmas\u0131na kap\u0131 a\u00e7\u0131lm\u0131\u015f olur. \u0130sl\u00e2m bu kap\u0131n\u0131n kapal\u0131 kalmas\u0131n\u0131 ama\u00e7lar. Bir yandan, zina halinde yakalanan ve su\u00e7u delille sabit olan ki\u015fiye, ba\u015fka bir su\u00e7 kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda verilmeyen en a\u011f\u0131r cezay\u0131 verirken, \u00f6te yandan, bir ki\u015fiyi zina ile su\u00e7lay\u0131p da bunu delillendiremeyene bir daha b\u00f6yle bir iftirada bulunmas\u0131n diye 80 kam\u00e7\u0131 vurur. E\u011fer su\u00e7layan ahl\u00e2k d\u0131\u015f\u0131 bir hareketi g\u00f6zleriyle g\u00f6rse bile, gizliyi a\u00e7\u0131\u011fa vurup kirin yay\u0131lmas\u0131na \u00e7al\u0131\u015facak yerde yerinde kalmas\u0131n\u0131 sa\u011flayacakt\u0131r. Bununla birlikte, e\u011fer yeterli \u015fahidi varsa, g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc toplumda yaymaktan ka\u00e7\u0131narak do\u011fru yetkililere ko\u015facak ve su\u00e7lular\u0131n mahkemece cezaland\u0131r\u0131lmalar\u0131n\u0131 sa\u011flayacakt\u0131r. \u015eimdi, bu konudaki yasan\u0131n ayr\u0131nt\u0131lar\u0131n\u0131 madde madde sunal\u0131m:
\n1) “” ifadesinin ge\u00e7ti\u011fi ayet, burada s\u0131radan bir su\u00e7laman\u0131n de\u011fil, temiz kad\u0131nlar\u0131n iffetine kar\u015f\u0131 zina su\u00e7lamas\u0131n\u0131n s\u00f6zkonusu edildi\u011fini a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00f6stermektedir. Sonra, su\u00e7luyanlardan d\u00f6rt \u015fahit getirmelerinin istenmesi de, bunun zina ile ilgili oldu\u011funa bir ba\u015fka delildir. \u00c7\u00fcnk\u00fc, t\u00fcm \u0130sl\u00e2m hukukunda d\u00f6rt \u015fahit getirme \u015fart\u0131 yaln\u0131zca zina ile ilgilidir. Bu bak\u0131mdan alimler, h\u0131rs\u0131zl\u0131k, i\u00e7ki, faiz alma gibi su\u00e7lamalar\u0131 kapsamas\u0131n diye, ayetin zina su\u00e7lusuyla ilgili oldu\u011funda g\u00f6r\u00fc\u015f birli\u011fine varm\u0131\u015flar ve bu t\u00fcr su\u00e7lamaya mahsus olmak \u00fczere “kazf” ad\u0131n\u0131 vermi\u015flerdir. Kazf’ten ayr\u0131 olarak, daha ba\u015fka yersiz su\u00e7lamalar\u0131n cezalar\u0131n\u0131 belirleme i\u015fi hakimin veya gerekti\u011finde iftira ve hakaret ile ilgili genel yasalar \u00e7\u0131kar\u0131labilecek olan \u0130sl\u00e2m Devleti \u015eura Meclisi’nin ictihad\u0131na b\u0131rak\u0131labilir.
\n2) Ayet, her ne kadar el-muhsanat (temiz ve namuslu kad\u0131nlar) dan s\u00f6z ediyorsa da, fakihler yaln\u0131zca kad\u0131nlar\u0131 su\u00e7lamakla s\u0131n\u0131rl\u0131 olmay\u0131p, namuslu erkeklere iftiray\u0131 da i\u00e7ine ald\u0131\u011f\u0131nda ittifak halindedirler. Ayn\u0131 \u015fekilde, iftirac\u0131lar i\u00e7in “m\u00fczekker sigas\u0131-eril kipi” kullan\u0131lm\u0131\u015fsa da, yasa yaln\u0131zca erkek iftirac\u0131larla ilgili olmay\u0131p, kad\u0131n iftirac\u0131lar\u0131 da kapsam\u0131na almaktad\u0131r. Su\u00e7un k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc ve a\u011fr\u0131l\u0131\u011f\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan, su\u00e7layan veya su\u00e7lan\u0131lan kad\u0131n olsun erkek olsun farketmez. Bu nedenle, iftira eden erkekle, faziletli ve temiz bir erkek veya kad\u0131na iftira atan kad\u0131n\u0131n her ikisi de bu yasan\u0131n kapsam\u0131 i\u00e7ine girmektedir.
\n3) Bu yasa, su\u00e7lanan yaln\u0131z “muhsan” veya “muhsana” oldu\u011fu zaman ge\u00e7erlidir. Su\u00e7lanan “muhsan(a) – ahl\u00e2k kalesi i\u00e7inde” olmad\u0131\u011f\u0131 zaman yasa ge\u00e7erlili\u011fni yitirir. “Muhsan(a) ” olmayan bir ki\u015fi ahl\u00e2k-s\u0131zl\u0131\u011f\u0131yla \u00fcnl\u00fcyse ortada iftira diye bir sorun olmayacakt\u0131r; aksi halde, hakim, su\u00e7layana herhangi bir ceza vermek i\u00e7in ictihad\u0131n\u0131 kullanabilir, ya da \u015eura Meclisi b\u00f6yle durumlar i\u00e7in gerekli yasalar\u0131 \u00e7\u0131karabilir.
\n4) Kazf’\u0131n cezaland\u0131r\u0131labilir olmas\u0131 i\u00e7in, birinin delilsiz olarak bir ba\u015fkas\u0131n\u0131 ahl\u00e2ks\u0131zl\u0131kla su\u00e7lamas\u0131 yeterli olmay\u0131p, k\u00e2zif (su\u00e7layan) , makzuf (su\u00e7lan\u0131lan) ve bizzat kazf eylemiyle ilgili yerine getirilmesi gereken bir tak\u0131m \u015fartlar vard\u0131r:
\nK\u00e2zifle ilgili \u015fartlar \u015funlard\u0131r:
\na. Yeti\u015fkin olmal\u0131d\u0131r, m\u00fckellef olmayan bir kazf su\u00e7u i\u015flerse, kendisine hadd de\u011fil tazir uygulan\u0131r.
\nb. Akl\u0131 yerinde olmal\u0131d\u0131r, deli ve anormal ki\u015filere hadd uygulanmaz; ayn\u0131 \u015fekilde, yasaklanm\u0131\u015f sarho\u015fluk vericilerin d\u0131\u015f\u0131nda, kloroform gibi sarho\u015fluk veren bir \u015feyin etkisindeki ki\u015fi de kazf su\u00e7lusu say\u0131lamaz.
\nc. Bask\u0131 alt\u0131nda de\u011fil de, kendi iradesiyle kazf’ta bulunmu\u015f olmal\u0131d\u0131r.
\nd. Makzuf’un babas\u0131 veya dedesi olmamal\u0131d\u0131r, \u00e7\u00fcnk\u00fc bunlara hadd uygulanamaz.
\nHanefilere g\u00f6re bir be\u015finci \u015fart daha vard\u0131r ki, yaln\u0131zca hep el-kol hareketleri yapan bir ki\u015fi kazfla su\u00e7lanamayaca\u011f\u0131ndan, k\u00e2zif sarho\u015f da olmamal\u0131d\u0131r. Fakat, \u0130mam \u015eafi\u00ee buna kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kar. Sarho\u015fun el-kol hareketleri a\u00e7\u0131k ve herkesin ne demek istedi\u011fini anlayabilece\u011fi \u015fekildeyse, bir kimsenin ad\u0131n\u0131 kirletmek i\u00e7in el-kol hareketi s\u00f6zden daha az zararl\u0131 olmayaca\u011f\u0131ndan o da k\u00e2zif say\u0131l\u0131r. Fakat, Hanefiler salt el-kol hareketlerini 80 kam\u00e7\u0131l\u0131k hadd cezas\u0131 i\u00e7in yeterli bulmay\u0131p, bu noktada tazir cezas\u0131 \u00f6nerirler.
\nMakzuf (su\u00e7lanan) la ilgili \u015fartlarsa \u015funlard\u0131r:
\na) Akl\u0131 ve \u015fuuru yerinde olmal\u0131d\u0131r; yani, akl\u0131 ve \u015fuuru yerindeyken zina etmi\u015f olmakla su\u00e7lanmal\u0131d\u0131r: Deli (delili\u011fi sonradan s\u00fcrs\u00fcn veya s\u00fcrmesin) zina su\u00e7unu i\u015flemi\u015f olmaz. \u00c7\u00fcnk\u00fc; deli namusunu herhalde tam olarak koruyamaz ve zina etti\u011fi delilleriyle sabit bile olsa, ne hadd cezas\u0131yla cezaland\u0131r\u0131l\u0131r, ne de \u015fahs\u0131na kar\u015f\u0131 a\u015fa\u011f\u0131lamada bulunulur. Bu nedenle, onu su\u00e7layan da kazf cezas\u0131n\u0131 haketmi\u015f olmaz. Bununla birlikte, \u0130mam Malik ve \u0130mam Leys bin Sa’d, delilsiz olarak bir ba\u015fka ki\u015fiyi zina ile su\u00e7lad\u0131\u011f\u0131ndan dolay\u0131, deliyi su\u00e7layan\u0131n ilgili hadd cezas\u0131n\u0131 haketti\u011fi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler.
\nb) Yeti\u015fkin olmal\u0131d\u0131r, yani, yasal a\u00e7\u0131dan tam ya\u015f\u0131ndayken zina ile su\u00e7lanmal\u0131d\u0131r. Bir k\u00fc\u00e7\u00fc\u011f\u00fc veya k\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcnde zina etmi\u015f bir yeti\u015fkini su\u00e7lamak hadd cezas\u0131n\u0131 gerektirmez. \u00c7\u00fcnk\u00fc t\u0131pk\u0131 bir deli gibi, bir \u00e7ocuk da \u015feref ve namusunu b\u00fct\u00fcn\u00fcyle koruyamaz. Fakat, \u0130mam Malik’e g\u00f6re, su\u00e7lanan yeti\u015fkinlik \u00e7a\u011f\u0131na yakla\u015fm\u0131\u015f bir erkek \u00e7ocu\u011fu oldu\u011funda su\u00e7layana hadd cezas\u0131 uygulanmazsa da, ayn\u0131 ya\u015ftaki bir k\u0131z \u00e7ocu\u011fu kendisini zina i\u00e7in teslim etmekle su\u00e7lan\u0131r ve kendisiyle cinsel ili\u015fki m\u00fcmk\u00fcn olursa, bu durumda su\u00e7lama yaln\u0131zca k\u0131z\u0131n ailesinin \u015ferefini lekelemekle kalmay\u0131p, k\u0131z\u0131n gelece\u011fini de harap edece\u011finden su\u00e7layan (k\u00e2zif) hadd cezas\u0131n\u0131 haketmi\u015f olur.
\nc) M\u00fcsl\u00fcman olmal\u0131d\u0131r, yani, \u0130sl\u00e2m’dayken zina etmekle su\u00e7lanmal\u0131d\u0131r. Bir gayri m\u00fcslimi veya m\u00fcsl\u00fcman de\u011filken zina etmi\u015f bir m\u00fcsl\u00fcman\u0131 su\u00e7lamaya gerekli hadd cezas\u0131 verilmez.
\nd) H\u00fcr olmal\u0131d\u0131r, bir k\u00f6le ve cariyeyi, ya da k\u00f6le veya cariyeyken zina yapm\u0131\u015f h\u00fcr bir kimseyi su\u00e7lamak gerekli hadd cezas\u0131n\u0131 gerektirmez. \u00c7\u00fcnk\u00fc k\u00f6lenin \u00e7aresizlik ve zay\u0131fl\u0131\u011f\u0131 \u015feref ve namusunu korumaktan kendisini al\u0131koyabilir. Bizzat Kur’an k\u00f6leli\u011fi ihsan (ahl\u00e2k kalesinde olma) durumunun d\u0131\u015f\u0131nda tutmu\u015ftur. (Nisa: 25) Fakat Davud el-Zahiri buna kat\u0131lmaz, k\u00f6le veya cariye iftira atan\u0131n da k\u00e2zif olup, kazf ceas\u0131yla cezaland\u0131r\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 savunur.
\ne) Temiz ve lekesiz bir karakteri olmal\u0131d\u0131r. Yani, zinadan ve onu and\u0131ran her\u015feyden uzak bulunmal\u0131d\u0131r. Ne eskiden zina ile su\u00e7lam\u0131\u015f olmal\u0131, ne yasa d\u0131\u015f\u0131 bir evlilikte cinsel ili\u015fkide bulunmu\u015f olmal\u0131, ne a\u00e7\u0131k\u00e7a m\u00fclkiyetinde bulunmayan bir cariyeyle ne de kar\u0131s\u0131 sand\u0131\u011f\u0131 bir kad\u0131nla yatmam\u0131\u015f olmal\u0131d\u0131r. Her g\u00fcnk\u00fc hayat\u0131 kimsenin kendisini ahl\u00e2ks\u0131zl\u0131kla su\u00e7lamayaca\u011f\u0131 \u015fekilde ge\u00e7meli ve daha \u00f6nce zinadan k\u00fc\u00e7\u00fck su\u00e7larla su\u00e7lanmam\u0131\u015f bulunmal\u0131d\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc, b\u00fct\u00fcn bu durumlar ki\u015finin ahl\u00e2k\u00ee temizli\u011finde leke getirir ve b\u00f6yle birini su\u00e7layan ki\u015fi de 80 kam\u00e7\u0131l\u0131k hadd cezas\u0131n\u0131 haketmi\u015f olmaz. \u00d6yle ki, su\u00e7lanan\u0131n zina su\u00e7u, su\u00e7layana haddin uygulanmas\u0131ndan hemen \u00f6nce delille sabit olursa, birincinin ahl\u00e2k\u00ee temizli\u011fi ve iffeti kaybolmu\u015f olaca\u011f\u0131ndan su\u00e7layan affedilir.
\nBu be\u015f durumda her ne kadar hadd cezas\u0131 uygulanmazsa da, bu t\u00fcr bir deliyi, bir \u00e7ocu\u011fu, bir gayri m\u00fcslim, bir k\u00f6le veya iffetsiz birini delilsiz zina ile su\u00e7layana tazir cezas\u0131 da verilmeyecek demek de\u011fildir.
\n\u015eimdi de kazfla ilgili \u015fartlara bakal\u0131m. Bir su\u00e7lama, e\u011fer su\u00e7layan herhangi bir ki\u015fiyi gerekli delillerle ispatland\u0131\u011f\u0131nda su\u00e7lanan\u0131 ilgili hadd cezas\u0131na \u00e7arpt\u0131racak bir cinsel eylemle su\u00e7lar, ya da su\u00e7layan su\u00e7lanan\u0131 yasa d\u0131\u015f\u0131 do\u011fumla su\u00e7larsa kazf olur. Fakat, her iki durumda da su\u00e7lama a\u00e7\u0131k ve net olmal\u0131d\u0131r, zina veya yasa d\u0131\u015f\u0131 do\u011fum su\u00e7lamalar\u0131n\u0131n su\u00e7layan\u0131n niyetine ba\u011fl\u0131 oldu\u011fu kapal\u0131 ifadeler g\u00fcvenilir olmaktan uzakt\u0131r. S\u00f6zgelimi, bir adam i\u00e7in zani, g\u00fcnahk\u00e2r, k\u00f6t\u00fc, ahl\u00e2ks\u0131z ve bir kad\u0131n i\u00e7in fahi\u015fe, orospu, kahpe gibi s\u00f6zc\u00fcklerin kullan\u0131lmas\u0131 yaln\u0131zca bir i\u015faret olup, kazf de\u011fildir. Ne var ki, fakihler aras\u0131nda i\u015faretin de kazf olup olmad\u0131\u011f\u0131 konusunda g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131\u011f\u0131 vard\u0131r. \u0130mam Malik’e g\u00f6re, e\u011fer i\u015faret a\u00e7\u0131ksa ve kar\u015f\u0131dakine zina veya gayri me\u015fru do\u011fum isnat etme anlam\u0131na geliyorsa, bu kazft\u0131r ve k\u00e2zif hadd cezas\u0131n\u0131 hak etmi\u015f olacakt\u0131r. Fakat, \u0130mam Ebu Hanife ve arkada\u015flar\u0131yla \u0130mam \u015eafi\u00ee, S\u00fcfyan es-Sevr\u00ee, \u0130bn \u015e\u00fcbr\u00fcme ve Hasan bin Salih, her ne \u015fekilde olursa olsun i\u015faretin \u015f\u00fcphe ve kapal\u0131l\u0131k ifade etti\u011fi ve \u015f\u00fcphenin oldu\u011fu her yerde haddin d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler. \u0130mam Ahmed ve \u0130shak bin Rahaveyh’e g\u00f6re, i\u015faret, bir kavga ve d\u00f6\u011f\u00fc\u015fte k\u0131zg\u0131nl\u0131k an\u0131nda yap\u0131lm\u0131\u015fsa, kazf, alay ve e\u011flence olsun diye yap\u0131lm\u0131\u015fsa kazf degildir. Halifelerden Hz. \u00d6mer ve Hz. Ali, i\u015faret i\u00e7in de hadd cezas\u0131 uygulam\u0131\u015flard\u0131r. Hz. \u00d6mer zaman\u0131nda kavgaya tutu\u015fan iki ki\u015fiden biri di\u011ferine “Ne babam zaniydi, ne de annem zaniyeydi” demi\u015f ve olay Hz. \u00d6mer’e gitmi\u015fti. Hz. \u00d6mer, olaya \u015fahit olanlara onunla diyenin neyi kasdetti\u011fini sormu\u015f ve baz\u0131lar\u0131 adam\u0131n yaln\u0131zca anne-babas\u0131n\u0131 \u00f6vd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc ve kar\u015f\u0131s\u0131ndakinin anne-babas\u0131na herhangi bir y\u00fcklemede bulunmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylerken, di\u011ferleri buna kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131karak, bu s\u00f6zlerle a\u00e7\u0131k\u00e7a kar\u015f\u0131s\u0131ndakinin anne-babas\u0131n\u0131n zinak\u00e2r olduklar\u0131n\u0131 ima etti\u011fini belirtmi\u015flerdir. Hz. \u00d6mer bu ikincilerin g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcne kat\u0131larak adama hadd uygulam\u0131\u015ft\u0131r. (El-Cessas, III: 330) . Bir ba\u015fkas\u0131n\u0131 e\u015fcinsellikle su\u00e7laman\u0131n kazf olup olmayaca\u011f\u0131 konusunda da g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131\u011f\u0131 vard\u0131r. \u0130mam Ebu Hanife bunu kazf saymaz, fakat \u0130mam Ebu Yusuf, \u0130mam Muhammed, \u0130mam Malik ve \u015eafi\u00ee bunu da kazf olarak kabul ederek, gerekli haddin uygulanmas\u0131n\u0131 \u00f6nerirler.
\n5) Fakihler, kazfin mutlaka cezaland\u0131r\u0131lmas\u0131 gereken bir su\u00e7 olup olmad\u0131\u011f\u0131nda da g\u00f6r\u00fc\u015f birli\u011fi i\u00e7inde de\u011fildirler. \u0130bn Ebi Leyla, bunun Allah’\u0131n hakk\u0131 oldu\u011funu ve dolay\u0131s\u0131yla makzuf talep etsin etmesin, k\u00e2zife mutlaka hadd uygulanmas\u0131 gerekti\u011fini s\u00f6yler. \u0130mam Ebu Hanife ve arkada\u015flar\u0131, su\u00e7un sabit olmas\u0131yla haddin uygulanmas\u0131n\u0131n \u015f\u00fcphesiz Allah’\u0131n hakk\u0131 oldu\u011fu, fakat su\u00e7lunun ilgili kanun \u00e7er\u00e7evesinde yarg\u0131lanmas\u0131n\u0131n su\u00e7lanan\u0131n talebine ba\u011fl\u0131 bulunmakla insan\u0131n hakk\u0131 oldu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler. \u0130mam \u015eafi\u00ee ve \u0130mam Evza\u00ee de ayn\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015ftedir. \u0130mam Malik’e g\u00f6re ise, e\u011fer kazf su\u00e7u y\u00f6neticinin huzurunda i\u015flenirse mutlaka cezaland\u0131r\u0131lmas\u0131 gerekli bir su\u00e7, aksi halde cezaland\u0131r\u0131l\u0131p cezaland\u0131r\u0131lmamas\u0131 su\u00e7lanan\u0131n talebine ba\u011fl\u0131 bir su\u00e7tur.
\n6) Kazf tel\u00e2fi edilir bir su\u00e7 de\u011fildir. E\u011fer su\u00e7lanan davay\u0131 mahkemeye getirmezse durum farkl\u0131 olacakt\u0131r; fakat dava mahkemeye getirilecek olursa su\u00e7layan\u0131n su\u00e7lamas\u0131n\u0131 ispatlamas\u0131 istenir, e\u011fer ispatlayamazsa kendisine gerekli hadd uygulan\u0131r. Sonra, mahkeme de su\u00e7layan da onu ba\u011f\u0131\u015flayamaz ne sorun para vermekle \u00e7\u00f6z\u00fcmlenebilir, ne de su\u00e7layan tevbe ve \u00f6z\u00fcrle cezaladan kurtulabilir. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a) \u015f\u00f6yle buyurmu\u015flard\u0131r: “Haddi gerektiren su\u00e7lar\u0131 aran\u0131zda ba\u011f\u0131\u015flay\u0131n, fakat dava bana geldi\u011finde ceza vacip olacakt\u0131r.”
\n7) Hanefilere g\u00f6re, kazf i\u00e7in hadd istemi su\u00e7lanan taraf\u0131ndan yap\u0131labilece\u011fi gibi, su\u00e7lanan yoksa, baba, anne, \u00e7ocuklar ve torunlar gibi vurulan lekeden etkilenen soyundan biri taraf\u0131ndan da yap\u0131labilir. Fakat, \u0130mam Malik’e g\u00f6re, bu hak varislere de intikal edebilir, \u0130mam \u015eafi\u00ee de ayn\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015ftedir. E\u011fer su\u00e7lanan \u00f6l\u00fcrse, yasal varislerinden herbiri hadd isteminde bulunabilir. Fakat, ilgin\u00e7tir ki, \u00f6l\u00fcmle ba\u011flar kopaca\u011f\u0131 ve e\u015flerden birine yap\u0131lan su\u00e7laman\u0131n kar\u015f\u0131 taraf\u0131n soyuna leke getirmeyece\u011fi gerek\u00e7esiyle, \u0130mam \u015eafi\u00ee kar\u0131 ve kocay\u0131 bu hakk\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda tutar. Ama, bu delillerin ikisi de zay\u0131ft\u0131r. Bir kere hadd isteminin verasetle intikal edebilece\u011fi kabul edildikten sonra, evlilik ba\u011flar\u0131n\u0131n \u00f6l\u00fcmle koptu\u011fu gerek\u00e7esiyle kar\u0131 ve kocay\u0131 bu haktan yoksun etmek Kur’an’a ters d\u00fc\u015fecektir, \u00e7\u00fcnk\u00fc bizzat Kur’an \u00f6l\u00fcm halinde e\u015flerden birini di\u011ferine varis\u00e7i yapm\u0131\u015ft\u0131r. Su\u00e7laman\u0131n, e\u015flerin soyuna leke getirmeyece\u011fi iddias\u0131na gelince, koca i\u00e7in bu do\u011fru olabilirse de, kad\u0131n i\u00e7in kesinlikle yanl\u0131\u015ft\u0131r. \u00d6te yandan, kazf cezas\u0131n\u0131n yaln\u0131zca ki\u015filerin neseplerini korumak i\u00e7in konmu\u015f oldu\u011fu d\u00fc\u015f\u00fcncesi de do\u011fru de\u011fildir, neseple birlikte \u015feref de ayn\u0131 derecede \u00f6nemlidir. Bu y\u00fczden e\u015finin zina ile su\u00e7lanmas\u0131 bir beyefendi veya han\u0131mefendi i\u00e7in hi\u00e7 de k\u00fc\u00e7\u00fcmsenecek bir haysiyet k\u0131r\u0131c\u0131l\u0131k de\u011fildir. O halde, kazf haddinin uygulanmas\u0131n\u0131 isteme hakk\u0131 verasetle intikal edebiliyorsa kar\u0131 ve kocay\u0131 bundan yoksun b\u0131rakmak do\u011fru olmaz.
\n8) Bir ki\u015finin kazf su\u00e7unu i\u015fledi\u011fi sabit olduktan sonra, onu gerekli hadd cezas\u0131ndan kurtarabilecek tek \u015fey, mahkemede su\u00e7lanan ki\u015finin falancayla zina halinde g\u00f6rd\u00fcklerini belirtecek d\u00f6rt \u015fahit getirmesidir. Hanefilere g\u00f6re, d\u00f6rt \u015fahidin d\u00f6rd\u00fc de mahkemede ayn\u0131 anda haz\u0131r bulunmal\u0131 ve hep birlikte \u015fahitlik yapmal\u0131d\u0131rlar. \u00c7\u00fcnk\u00fc, ayn\u0131 zamanda ve bir arada ifade vermeyecek olurlarsa, her biri k\u00e2zif durumuna d\u00fc\u015fece\u011finden, kendisini destekleyecek d\u00f6rt \u015fahit getirmesi gerekecektir.
\nFakat, bu delilin zay\u0131fl\u0131\u011f\u0131 ortadad\u0131r. Bu konuda do\u011frusu \u0130mam \u015eafi\u00ee ve Osman el-Bett\u00ee’nin g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcd\u00fcr; bunlara g\u00f6re, \u015fahitler birlikte gelsin, ayr\u0131 ayr\u0131 gelsin farketmez, hatta ayr\u0131 ayr\u0131 hakim huzuruna \u00e7\u0131kmalar\u0131 daha iyidir. Hanefiler, \u015fahitlerin dindar ve takva sahibi olmalar\u0131n\u0131 \u015fart ko\u015fmaz, k\u00e2zif, d\u00f6rt fas\u0131k \u015fahit getirirse hem kendisi, hem de makzuf zina haddinden kurtulur. Bununla birlikte, e\u011fer k\u00e2zif k\u00e2fir, k\u00f6r, k\u00f6le, veya daha \u00f6nce kazf’ten h\u00fck\u00fcm giymi\u015f d\u00f6rt \u015fahit getirecek olursa cezadan kurtulamaz. \u0130mam \u015eafi\u00ee bu konuda fas\u0131k \u015fahitler getiren k\u00e2zifin de \u015fahitlerin de haddi hak edecekleri g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedir, \u0130mam Malik de buna kat\u0131l\u0131r. Fakat, bu noktada Hanefiler’in g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc do\u011fruya daha yak\u0131n g\u00f6r\u00fcn\u00fcyor. Onlara g\u00f6re, e\u011fer \u015fahitler takva sahibi iseler, k\u00e2zif kazf t\u00f6hmetinden kurtulur ve su\u00e7lanan\u0131n zina etti\u011fi sabit olmu\u015f olur. Ama, \u015fahitler takva sahibi (adil) de\u011fillerse, k\u00e2zif’in kazf su\u00e7u, makzuf’un zina su\u00e7u ve \u015fahitlerin delili hep \u015f\u00fcpheli hale gelir ve \u015f\u00fcphe \u00fczerine kimseye ceza uygulanmaz.
\n9) Kur’an, kazf su\u00e7undan kurtulabilmesi i\u00e7in gerekli \u015fehadeti sa\u011flamayan ki\u015fi hakk\u0131nda \u00fc\u00e7 h\u00fck\u00fcm getirir:
\na. Kendisine 80 kam\u00e7\u0131 vurulur.
\nb. Art\u0131k hi\u00e7bir \u015fehadeti kabul edilmez.
\nc. Bizzat fas\u0131k olur.
\nBundan sonra \u015f\u00f6yle der Kur’an:
\n“…. ancak bundan sonra tevbe ve \u0131slah edenler (gidi\u015fat\u0131n\u0131 d\u00fczeltenler) hari\u00e7, \u015f\u00fcphesiz, Allah \u00e7ok ba\u011f\u0131\u015flay\u0131c\u0131d\u0131r, \u00e7ok merhametlidir.”
\nBurada \u015fu soru ortaya \u00e7\u0131kar: “Ayette an\u0131lan tevbe ve \u0131slaha ba\u011fl\u0131 ba\u011f\u0131\u015flama bu \u00fc\u00e7 h\u00fck\u00fcmden hangisiyle ilgilidir?” Fakihler, birinciyle ilgili olmad\u0131\u011f\u0131nda m\u00fcttefiktirler. Yani, tevbe cezay\u0131 kald\u0131rmaz ve ne olursa olsun su\u00e7luya gerekli kam\u00e7\u0131 cezas\u0131 uygulan\u0131r. Fakihler ba\u011f\u0131\u015flaman\u0131n \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc h\u00fck\u00fcmle de ilgili oldu\u011funda m\u00fcttefikler, yani, tevbe ve \u0131slahtan sonra su\u00e7lu daha fazla g\u00fcnahk\u00e2r olmay\u0131p, fas\u0131kl\u0131ktan \u00e7\u0131kacak ve Allah kendisini affedecektir. (Burada tek bir g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131\u011f\u0131 vard\u0131r ki, o da \u015fudur: Su\u00e7lu bizzat kazf su\u00e7u nedeniyle mi fas\u0131k olur; yoksa mahkemece mahkum olduktan sonra m\u0131? \u0130mam \u015eafi\u00ee ve Leys bin Sa’d bizzat kazf su\u00e7u nedeniyle fas\u0131k olaca\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc savunduklar\u0131ndan, bir daha onun \u015fahitli\u011fini kabul etmezler. Buna kar\u015f\u0131, \u0130mam Ebu Hanife, arkada\u015flar\u0131 ve \u0130mam Malik, cezan\u0131n uygulanmas\u0131ndan sonra fas\u0131k olaca\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcne dayanarak, cezan\u0131n uygulanmas\u0131na de\u011fin \u015fehadetinin ge\u00e7erli olaca\u011f\u0131 fikrindedirler. Fakat, Allah kat\u0131nda su\u00e7lunun bizzat karar ve h\u00fckm\u00fcn uygulanmas\u0131ndan sonra halk\u0131n kendisine fas\u0131k g\u00f6z\u00fcyle bakaca\u011f\u0131 ger\u00e7ektir.)
\n\u0130kinci h\u00fckme, yani k\u00e2zifin \u015fahitli\u011finin bir daha kabul edilmeyece\u011fi” h\u00fckm\u00fcne gelince, “… ancak bundan sonra tevbe ve \u0131slah edenler…” c\u00fcmlesinin bunu da kapsam\u0131na al\u0131p almad\u0131\u011f\u0131nda fakihler aras\u0131nda b\u00fcy\u00fck g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131klar\u0131 vard\u0131r. Bir grup bu c\u00fcmlenin yaln\u0131zca son h\u00fck\u00fcmle ilgili oldu\u011funu s\u00f6yler. Yani, tevbe edip gidi\u015fat\u0131n\u0131 d\u00fczelten ki\u015fi art\u0131k Allah’\u0131n ve m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n g\u00f6z\u00fcnde fas\u0131k olmaz. Fakat ilk iki h\u00fck\u00fcm ge\u00e7erlili\u011fini korur. Yani gerekli hadd kendisine uygulan\u0131r ve bir daha \u015fahitli\u011fi kabul edilmez. Kad\u0131 \u015e\u00fcreyh, Said bin M\u00fcseyyeb, Said bin C\u00fcbeyr, Hasan Basr\u00ee, \u0130brahim Neha\u00ee, \u0130bn Sir\u00een, Mekhul, Abdurrahman bin Zeyd, Ebu Hanife, Ebu Yusuf, \u0130mam Z\u00fcfer, \u0130mam Muhammed, S\u00fcfyan es-Sevr\u00ee ve Hasan bin Salih gibi se\u00e7kin fakihler bu gruba dahildir. Kar\u015f\u0131 grup, “ancak tevbe edip…” c\u00fcmlesinin ilk h\u00fck\u00fcmle de\u011fil de, son iki h\u00fck\u00fcmle ilgili oldu\u011fu, yani tevbeden sonra kazf su\u00e7uyla cezaland\u0131r\u0131lan su\u00e7lunun \u015fahitli\u011finin kabul edilece\u011fi gibi, g\u00fcnahk\u00e2r olarak da say\u0131lmayaca\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedir. Bu grup, Ata, Tavus, M\u00fccahid, \u015ea’b\u00ee, Kas\u0131m bin Muhammed, Salim, Zuhr\u00ee, \u0130krime, \u00d6mer bin Abd\u00fclaziz, \u0130bn Ebi N\u00fcceyh, S\u00fcleyman bin Yesar, Mesruk, Dahhak, Malik bin Enes, Osman el-Bett\u00ee, Levs bin Sa’d, \u015eafi\u00ee, Ahmed \u0130bn Hanbel ve \u0130bn Cerir et-Taber\u00ee gibi fakihlerden olu\u015fmaktad\u0131r. Daha ba\u015fka delillerin yan\u0131s\u0131ra bu alimler Hz. \u00d6mer’in Mu\u011fire bin \u015eu’be olay\u0131nda, baz\u0131 rivayetlere g\u00f6re, cezay\u0131 uygulad\u0131ktan sonra Ebu Bekre ve iki arkada\u015f\u0131na “E\u011fer tevbe eder (veya yalan\u0131n\u0131z\u0131 itiraf ederseniz) bundan b\u00f6yle \u015fahitli\u011finizi kabul ederim, aksi halde etmem” dedi\u011fini anarlar. Arkada\u015flar\u0131 kabul ederken, Ebu Bekre bunu kabul etmemi\u015f (yani iddias\u0131nda diretmi\u015ftir) . G\u00fc\u00e7l\u00fc bir delil gibi g\u00f6r\u00fcnmektedir bu. Fakat, olay\u0131n ayr\u0131nt\u0131lar\u0131na bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda, Hz. \u00d6mer’in bu s\u00f6z\u00fcn\u00fcn bu noktada delil olamayaca\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcr\u00fcz. \u00c7\u00fcnk\u00fc, bu olayda, cinsel birle\u015fmenin meydana geldi\u011fi konusunda ayr\u0131l\u0131k ortaya \u00e7\u0131kmam\u0131\u015f ve bizzat Mu\u011fire bin \u015eu’be bunu ink\u00e2r etmemi\u015ftir. Anla\u015fmazl\u0131k konusu kad\u0131n\u0131n kim oldu\u011fu konusundad\u0131r. Mu\u011fire, su\u00e7lay\u0131c\u0131lar\u0131n \u00dcmm\u00fc Cemil sand\u0131klar\u0131 kad\u0131n\u0131n kendi kar\u0131s\u0131 oldu\u011funu s\u00f6ylemi\u015ftir. Sonra, Hz. Mu\u011fire’nin kar\u0131s\u0131n\u0131n uzaktan ve g\u00f6r\u00fcnd\u00fckleri \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131n alt\u0131nda farkedilmeyecek kadar \u00dcmm\u00fc Cemil’e benzedi\u011fi ve yanl\u0131\u015fl\u0131kla \u00dcmm\u00fc Cemil san\u0131ld\u0131\u011f\u0131 da sabit olmu\u015ftur. Bu noktada deliller b\u00fct\u00fcn\u00fcyle Mu\u011fire bin \u015eube lehine olup, olay\u0131 g\u00f6ren bir \u015fahit de kad\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a se\u00e7emedi\u011fini kabul etmi\u015ftir. Bu y\u00fczden Hz. \u00d6mer, davay\u0131 Mu\u011fire bin \u015eu’be lehine \u00e7\u00f6zm\u00fc\u015f ve Ebu Bekre’yi cezaland\u0131rd\u0131ktan sonra, yukar\u0131da an\u0131lan s\u00f6zleri s\u00f6ylemi\u015ftir. Bu da, Hz. \u00d6mer’in ger\u00e7ek niyetinin su\u00e7lay\u0131c\u0131lar \u00fczerinde, yersiz bir \u015f\u00fcpheye yol a\u00e7t\u0131klar\u0131n\u0131 itiraf etmeleri ve bir daha b\u00f6yle \u015f\u00fcphelere dayanarak halk\u0131 su\u00e7lamayacaklar\u0131na dair tevbe etmeleri, aksi halde \u015fahitliklerinin kabul edilmeyece\u011fi i\u00e7in bask\u0131 yapmak oldu\u011funu g\u00f6sterir. Buradan Hz. \u00d6mer’e g\u00f6re yalanc\u0131l\u0131\u011f\u0131 sabit olmu\u015f bir ki\u015finin \u015fahitli\u011finin tevbe ettikten sonra kabul edilebilece\u011fi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc \u00e7\u0131karmak zordur.
\nBu bak\u0131mdan, bu konuda \u00f6nceki grubun g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc daha do\u011frudur. Allah’tan ba\u015fka kimse herhangi bir ki\u015finin ger\u00e7ekten samimi olarak tevbe edip etmedi\u011fini bilemez. E\u011fer \u00f6n\u00fcm\u00fczde bir kimse tevbe ederse, onu art\u0131k “fas\u0131k” sayamay\u0131z, fakat yalanc\u0131l\u0131\u011f\u0131 bir kez sabit oldu mu, o zaman da tevbe etti diye gelecekte kendisine g\u00fcvenemeyiz. \u00dcstelik, ayetin ifadesi de “… ancak t\u00f6vbe edenler…”in yaln\u0131zca “… onlar fas\u0131kt\u0131rlar”la ilgili oldu\u011funu g\u00f6stermektedir. \u00c7\u00fcnk\u00fc c\u00fcmledeki ilk iki ifade “onlara seksen kam\u00e7\u0131 vurun ve bundan b\u00f6yle \u015fahitliklerini hi\u00e7 kabul etmeyin” emir kipinde gelmi\u015fken, \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc ifade olan “onlar fas\u0131klard\u0131r” bir haber-bilgi c\u00fcmleci\u011fidir. Sonra, bizzat haber-bilgi c\u00fcmleci\u011finden sonra gelen “… ancak tevbe edenler hari\u00e7…” ifadesi, istisnan\u0131n ilk iki emir c\u00fcmlesiyle de\u011fil de, haber-bilgi c\u00fcmleci\u011fiyle ilgili oldu\u011funu g\u00f6stermektedir. Bununla birlikte, istisnan\u0131n yaln\u0131zca son c\u00fcmleyle s\u0131n\u0131rl\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131 kabul edilecek olursa, o zaman neden bunun “onlara seksen kam\u00e7\u0131 vurun” emriyle de\u011fil de, yaln\u0131zca “bir daha \u015fahidliklerini hi\u00e7 kabul etmeyin” emriyle ilgili oldu\u011funu anlamak zorla\u015facakt\u0131r.
\n10) Burada b\u00f6yle bir soru sorulabilir: “… ancak t\u00f6vbe edenler hari\u00e7…”teki istisna birinci h\u00fckme de neden uygulanmas\u0131n? Kazf, eninde-sonunda, bir t\u00fcr hakaret, bir lekelemedir. Bizzat Allah “… ancak t\u00f6vbe edenler ve \u0131slah edenler, hari\u00e7, Allah ba\u011f\u0131\u015flay\u0131c\u0131d\u0131r ve merhametlidir” derken, neden su\u00e7unu itiraf eden, \u00f6z\u00fcr dileyen ve t\u00f6vbe eden bir ki\u015fi sal\u0131verilmez? Allah affederken insanlar\u0131n affetmemesi tuhaf de\u011fil midir? Bu sorulara cevab\u0131m\u0131z \u015f\u00f6yle olacakt\u0131r: Tevbe, yaln\u0131zca tevbe s\u00f6z\u00fcn\u00fc dille s\u00f6ylemek demek de\u011fildir. Tevbe, pi\u015fmanl\u0131k, d\u00fczelme karar\u0131 ve salih amellerle bulunma e\u011filimidir bir ki\u015finin i\u00e7ten tevbe edip etmedi\u011fini bilebilecek de yaln\u0131zca Allah’t\u0131r. Bu y\u00fczden, tevbeyle d\u00fcnyev\u00ee cezalar de\u011fil de, ancak Ahiret cezas\u0131 kalkar ve yine bu y\u00fczden, Allah, “su\u00e7lular tevbe ederlerse affedilebilirler” de\u011fil de “tevbe edenler i\u00e7in Allah ba\u011f\u0131\u015flay\u0131c\u0131 ve merhametlidir” demektedir. E\u011fer tevbeyle d\u00fcnyev\u00ee cezalar da ba\u011f\u0131\u015flanacak olsayd\u0131, cezadan kurtulmak i\u00e7in tevbe etmeyecek su\u00e7lu bulunmazd\u0131.
\n11) Sorunun bir di\u011fer yan\u0131 da, su\u00e7lamas\u0131n\u0131 destekleyici \u015fahit getiremeyen bir ki\u015finin mutlaka yalanc\u0131 say\u0131lmayaca\u011f\u0131 noktas\u0131d\u0131r. Evet, isbat edemese bile, o, su\u00e7lamas\u0131nda do\u011fru olamaz m\u0131? Sonra, \u015fahit getiremedi diye, yaln\u0131zca insanlar taraf\u0131ndan de\u011fil, ayr\u0131ca Allah taraf\u0131ndan da bir fas\u0131k olarak nas\u0131l mahkum edilebilir. Bunun cevab\u0131 da \u015fudur: Bir ki\u015fi, bir ba\u015fkas\u0131n\u0131n ahl\u00e2ks\u0131zl\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcr ve gerekli \u015fahidi olmadan hemen su\u00e7lamada bulunur ve g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc yayarsa g\u00fcnahk\u00e2r say\u0131l\u0131r. \u0130lah\u00ee Hukuk, gizlice kire bula\u015fan bir ki\u015finin kirini, bir ba\u015fkas\u0131n\u0131n t\u00fcm toplumda yaymas\u0131n\u0131 istemez. B\u00f6yle bir kire \u015fahit olan ki\u015finin \u00f6n\u00fcnde a\u00e7\u0131k iki yol vard\u0131r:
\nYa, g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc yerde b\u0131rakmak, ya da \u0130sl\u00e2m Devleti g\u00f6revlilerince temizlenmesi i\u00e7in g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc delillendirmek. Bunlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc bir yol yoktur. E\u011fer yaymaya kalkarsa, ki\u015fi her tarafa yayma su\u00e7unu i\u015flemi\u015f olacakt\u0131r ve konuyu yeterli delil olmadan g\u00f6revlilerin \u00f6n\u00fcne getirecek olursa, o zaman da g\u00f6revliler etkin bir \u015fey yapamayacaklard\u0131r. Sonu\u00e7ta kir yay\u0131ld\u0131\u011f\u0131yla kalacak, mesele kirin yay\u0131lmas\u0131na vas\u0131ta olacak ve toplumun kirli \u00f6\u011fesi y\u00fcreklendirilecektir. Bu nedenle, gerekli delil ve \u015fahidi olmadan kazf’de bulunan ki\u015fi, su\u00e7lamas\u0131nda do\u011fru da olsa, g\u00fcnah i\u015flemekten kurtulamayacakt\u0131r.
\n12) Hanefi fakihler, k\u00e2zifin cezas\u0131n\u0131n, zina su\u00e7lusuna g\u00f6re daha hafif bir \u015fekilde uygulanmas\u0131 gerekti\u011fi fikindedirler. Yani, kendisine seksen kam\u00e7\u0131 vurulacak, fakat kam\u00e7\u0131lama daha az \u015fiddette olacakt\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc, cezaland\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131 su\u00e7 hakk\u0131nda yalanc\u0131 oldu\u011fu kesin de\u011fildir.
\n13) Hanefiler de i\u00e7inde olmak \u00fczere, fakihlerin \u00e7o\u011funlu\u011fu su\u00e7lamay\u0131 cezan\u0131n uygulanmas\u0131ndan \u00f6nce veya uygulama s\u0131ras\u0131nda ka\u00e7 kez tekrarlarsa tekrarlas\u0131n k\u00e2zife tek bir ceza uygulanaca\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler. K\u00e2zif uygulamadan sonra da ayn\u0131 su\u00e7lamay\u0131 tekrarlarsa bile, kendisine verilen ceza k\u00e2fi gelecektir. \u015eu kadar ki, haddin uygulanmas\u0131ndan sonra, e\u011fer su\u00e7lanana kar\u015f\u0131 bir ba\u015fka zina t\u00f6hmetinde bulunursa, o zaman yeni bir kazf su\u00e7uyla yarg\u0131lanacakt\u0131r. Mu\u011fire bin \u015eu’be aleyhindeki olayda Ebu Bekre cezan\u0131n uygulanmas\u0131ndan sonra da a\u00e7\u0131k\u00e7a Mu\u011fire’nin zina etti\u011fine \u015fahit oldu\u011funu tekrarlam\u0131\u015f, bunun \u00fczerine Hz. \u00d6mer onu yeniden yarg\u0131lamak istemi\u015f, fakat Hz. Ali ayn\u0131 su\u00e7lamay\u0131 tekrarlad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in yeniden yarg\u0131lanamayaca\u011f\u0131n\u0131 belirtmi\u015f ve Hz. \u00d6mer de buna uymu\u015ftur. Buna dayanarak fakihler, kendisine hadd cezas\u0131 uygulanan k\u00e2zifin yeni bir kazf su\u00e7u i\u015flemedik\u00e7e tekrar yarg\u0131lanamayaca\u011f\u0131ndan nerdeyse g\u00f6r\u00fc\u015f birli\u011fine varm\u0131\u015flard\u0131r.
\n14) Bir gruba kar\u015f\u0131 i\u015flenen kazf su\u00e7uyla ilgili olarak fakihler aras\u0131nda g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131\u011f\u0131 vard\u0131r.Hanefilere g\u00f6re, e\u011fer bir ki\u015fi bir toplulu\u011fu bir s\u00f6zle veya ayr\u0131 ayr\u0131 s\u00f6zlerle su\u00e7larsa, ilk cezan\u0131n uygulanmas\u0131ndan sonra yeni bir kazf su\u00e7u i\u015flemedik\u00e7e yaln\u0131zca bir haddle cezaland\u0131r\u0131l\u0131r.”m\u00fbhsan kad\u0131nlara (iftira) atanlar” ifadesi, bir veya birden fazla ki\u015fiyi su\u00e7layan\u0131n yaln\u0131zca bir cezay\u0131 hak edece\u011fini g\u00f6stermektedir. Hem, iki ki\u015fi su\u00e7lanmadan zina olmaz, buna ra\u011fmen kanun koyucu, biri kad\u0131n\u0131, di\u011fer de erke\u011fi su\u00e7lama kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda iki de\u011fil, tek bir ceza \u00f6ng\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr. Buna kar\u015f\u0131, \u0130mam \u015eafi\u00ee, bir toplulu\u011fu bir veya birden fazla s\u00f6zle su\u00e7layan ki\u015finin, su\u00e7lanan ki\u015fi say\u0131s\u0131nca cezaland\u0131r\u0131laca\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedir. Osman el-Bett\u00ee de ayn\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015fe sahiptir. Fakat \u015ea’bi ve Evzan\u00ee’nin de kat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 \u0130bn Ebi Leyla’n\u0131n fetvas\u0131 ise, bir toplulu\u011fu bir s\u00f6zle su\u00e7layana bir ceza, ayr\u0131 ve ayr\u0131 ayr\u0131 s\u00f6zlerle su\u00e7layana ise, su\u00e7lad\u0131\u011f\u0131 ki\u015filer say\u0131s\u0131nca ceza verilece\u011fi \u015feklindedir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 3- Zina eden erkek, zina eden ya da m\u00fc\u015frik olan bir kad\u0131ndan ba\u015fkas\u0131n\u0131 nik\u00e2hlayamaz; zina eden kad\u0131n\u0131 da, zina eden ya da m\u00fc\u015frik olan bir erkekten ba\u015fkas\u0131 […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":15733,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n