B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/p>\n

25- Onlar ma\u011faralar\u0131nda \u00fc\u00e7 y\u00fcz y\u0131l kald\u0131lar ve dokuz (y\u0131l) daha katt\u0131lar,(25)<\/strong>
\n26- Dedi ki: “Ne kadar kald\u0131klar\u0131n\u0131 Allah daha iyi bilir. G\u00f6klerin ve yerin gayb\u0131 O’nundur. O, ne g\u00fczel g\u00f6rmekte ve ne g\u00fczel i\u015fitmektedir. O’nun d\u0131\u015f\u0131nda onlar\u0131n bir velisi yoktur. Kendi h\u00fckm\u00fcnde hi\u00e7 kimseyi ortak k\u0131lmaz.”<\/strong>
\n27- Sana(26) Rabbinin Kitab\u0131ndan vahyedileni oku. O’nun s\u00f6zlerini de\u011fi\u015ftirici yoktur ve O’nun d\u0131\u015f\u0131nda kesin olarak bir s\u0131\u011f\u0131nacak (makam) bulamazs\u0131n.(27)<\/strong>
\n28- Sen de sabah ak\u015fam O’nun r\u0131zas\u0131n\u0131 isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. D\u00fcnya hayat\u0131n\u0131n (aldat\u0131c\u0131) s\u00fcs\u00fcn\u00fc isteyerek g\u00f6zlerini onlardan kayd\u0131rma.(28) Kalbini bizi zikretmekten gaflete d\u00fc\u015f\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz, kendi ‘istek ve tutkular\u0131na (hevas\u0131na) ‘ uyan ve i\u015finde a\u015f\u0131r\u0131l\u0131\u011fa gidene(29) itaat etme.(30)<\/strong>
\n29- Ve de ki: “Hak Rabbinizdendir; art\u0131k dileyen iman etsin, dileyen k\u00fcfre saps\u0131n.(31) \u015e\u00fcphesiz biz zalimlere bir ate\u015f haz\u0131rlam\u0131\u015f\u0131z, onun duvarlar\u0131 kendilerini \u00e7epe\u00e7evre ku\u015fatm\u0131\u015ft\u0131r.(32) E\u011fer onlar yard\u0131m isterlerse, kat\u0131 bir s\u0131v\u0131(33) gibi y\u00fczleri kavurup-yakan bir su ile yard\u0131m edilirler. Ne k\u00f6t\u00fc bir i\u00e7kidir o ve ne k\u00f6t\u00fc bir destektir.<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

25. Bu c\u00fcmle, parantez i\u00e7i b\u00f6l\u00fcmden hemen \u00f6nceki konu ile ilgilidir. “Baz\u0131lar\u0131 ‘onlar be\u015f ki\u015fidir alt\u0131nc\u0131lar\u0131 k\u00f6pektir’ derler….” Baz\u0131lar\u0131 ‘onlar ma\u011farada \u00fc\u00e7y\u00fcz y\u0131l kald\u0131 derler’, baz\u0131lar\u0131 da (bu hesaplanan s\u00fcreye) dokuz y\u0131l ilave ederler.” Biz 300 ve 309 y\u0131ll\u0131k s\u00fcrelerin Allah’\u0131n kendi s\u00f6z\u00fc olarak de\u011fil, ba\u015fkalar\u0131n\u0131n bu konuyla ilgili kendi g\u00f6r\u00fc\u015fleri olarak Kur’an’da belirtildi\u011fi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndeyiz. Bu g\u00f6r\u00fc\u015f bir sonraki c\u00fcmleye dayanmaktad\u0131r: “Onlar\u0131n ne kadar kald\u0131klar\u0131n\u0131 Allah daha iyi bilir.” E\u011fer 25. ayetteki s\u00f6zler Allah’\u0131n kendi s\u00f6z\u00fc olsayd\u0131, bu c\u00fcmle anlams\u0131z olurdu. Hz. Abdullah ibn Abbas (r.a) da bunun Allah’\u0131n s\u00f6z\u00fc de\u011fil, hikayenin bir par\u00e7as\u0131 olarak burada yer ald\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemi\u015ftir.
\n26. Kur’an ma\u011farada uyuyanlar k\u0131ssas\u0131n\u0131 anlatt\u0131ktan sonra, surenin nazil oldu\u011fu d\u00f6nemde Mekke’li m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n durumunu yorumlamaya ba\u015flar.
\n27. Bu, asla Peygamber’i (s.a) Mekke’li m\u00fc\u015frikleri memnun etmek i\u00e7in Kur’an’da baz\u0131 de\u011fi\u015fiklikler yapmaya niyetlendi\u011fi (Allah korusun) ve onun b\u00f6yle \u015feye yetkisi olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirten bir uyar\u0131 almas\u0131na neden olacak \u015fekilde Kurey\u015f liderleri ile bir uzla\u015fma yapmay\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fc anlam\u0131na gelmez. Bu uyar\u0131, g\u00f6r\u00fcn\u00fc\u015fte Peygamber’e (s.a) hitap ediyor olmas\u0131na ra\u011fmen ger\u00e7ekte kafirlere b\u00f6yle bir uzla\u015fma \u00fcmidi beslememelerini s\u00f6ylemektedir: “G\u00f6nderdi\u011fimiz Ras\u00fbl\u00fcn Kur’an’da herhangi bir de\u011fi\u015fiklik yapmakla yetkili olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 kesinlikle anlamal\u0131s\u0131n\u0131z, \u00e7\u00fcnk\u00fc o ancak kendisine vahyolunan\u0131 aktarmakla sorumludur. E\u011fer onu kabul etmek istiyorsan\u0131z, Alemlerin Rabbinden vahyolundu\u011fu \u015fekliyle t\u00fcm\u00fcn\u00fc kabul etmek zorundas\u0131n\u0131z.
\nE\u011fer inkar etmek istiyorsan\u0131z, edebilirsiniz, fakat sizi memnun etmek i\u00e7in onda en ufak bir de\u011fi\u015fiklik yap\u0131lmayaca\u011f\u0131n\u0131 anlamal\u0131s\u0131n\u0131z.” Bu, kafirlerin s\u00fcrekli tekrarlad\u0131klar\u0131 \u015fu soruya verilen cevapt\u0131r: “Ey Muhammed! E\u011fer senin davetinin t\u00fcm\u00fcne inanmam\u0131z gerekti\u011fi konusunda \u0131srar ediyorsan, onda atalar\u0131m\u0131z\u0131n adet ve inan\u00e7lar\u0131n\u0131 destekler nitelikte baz\u0131 de\u011fi\u015fiklikler yap ki senin davetini kabul edelim. Bu bir uzla\u015fma teklifidir ve ancak bu halk\u0131m\u0131z\u0131 b\u00f6l\u00fcnmelerden kurtaracakt\u0131r.” Kafirlerin bu iste\u011fine Kur’an’\u0131n \u00e7e\u015fitli yerlerinde de\u011finilmi\u015f ve bu iste\u011fe ayn\u0131 cevap verilmi\u015ftir: “Apa\u00e7\u0131k ayetlerimiz onlara okundu\u011funda, bize kavu\u015fmay\u0131 ummayanlar derler ki: “Ba\u015fka bir Kur’an getir veya onda baz\u0131 de\u011fi\u015fiklikler yap’ ….” (Yunus: 15)
\n28. Bu s\u00f6zler Peygamber’e (s.a) hitap eder g\u00f6r\u00fcnmektedir, fakat asl\u0131nda Kurey\u015f ulular\u0131n\u0131 kastetmektedir. \u0130bn Abbas’tan rivayet edilen bir hadise g\u00f6re Kurey\u015fli b\u00fcy\u00fckler, Peygamber’e (s.a) , \u00e7o\u011funlukla onun yan\u0131nda bulunan Bilal, S\u00fcheyb, Ammar, Habbab, \u0130bn Mesud ve benzeri kimselerle oturmalar\u0131n\u0131n \u015fereflerini d\u00fc\u015f\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc ve onlar\u0131 yan\u0131ndan g\u00f6nderirse davetini \u00f6\u011frenmek i\u00e7in Peygamber’in meclisine kat\u0131labileceklerini s\u00f6ylerlerdi. Bunun \u00fczerine Allah (c.c) \u015fu ayeti indirdi.: “Nefsini sabah ak\u015fam r\u0131zas\u0131n\u0131 isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber tut. G\u00f6zlerin onlardan ba\u015fka yana sapmas\u0131n.” (Kurey\u015f b\u00fcy\u00fcklerinin, zenginlerinin gelip senin yan\u0131na oturabilmesi i\u00e7in bu samimi, fakat fakir insanlardan y\u00fcz \u00e7evirmek mi istiyorsun?) Bu ayet Kurey\u015flilere \u015f\u00f6yle demektedir: “Sizin zenginli\u011finiz, ihti\u015fam\u0131n\u0131z ve gururland\u0131\u011f\u0131n\u0131z debdebenizin Allah ve Ras\u00fbl\u00fc kat\u0131nda hi\u00e7 bir de\u011feri yoktur. Bilakis bu fakir insanlar onlar\u0131n g\u00f6z\u00fcnde daha de\u011ferlidir. \u00c7\u00fcnk\u00fc onlar samimidirler ve her an Allah’\u0131 anarlar.” Nuh’un (a.s) g\u00f6nderildi\u011fi kavmin b\u00fcy\u00fcklerinin tutumu da ayn\u0131 idi.” Hz. Nuh’u kavmi b\u00f6yle tenkit etmi\u015ftir: “Sana bizim basit g\u00f6r\u00fc\u015fl\u00fc ayaktak\u0131mlar\u0131m\u0131zdan ba\u015fkas\u0131n\u0131n uydu\u011funu g\u00f6rm\u00fcyoruz.” Hz. Nuh’ta onlara \u015f\u00f6yle cevap vermi\u015fti: “Ben iman edenleri yan\u0131mdan kovacak de\u011filim. Sizlerin g\u00f6zlerinizin hor g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc kimseler i\u00e7in ‘Allah onlara bir hay\u0131r vermeyecek’ de demem. Allah onlar\u0131n i\u00e7lerinde olan\u0131 daha iyi bilir” \u0130zah i\u00e7in bkz. Hud: 27-31, En’am: 52, Hicr: 88.
\n29. Yani, “onun s\u00f6ylediklerine ald\u0131rma, ona itaat etme, onun isteklerini yerine getirme ve onun emirlerine uyma.”
\n30. Arap\u00e7a metin “Haktan d\u00f6nen, b\u00fct\u00fcn s\u0131n\u0131rlar\u0131 a\u015fan ve burnunun do\u011frultusunda giden” anlam\u0131na da gelebilir. Her iki durumda da sonu\u00e7 \u015fudur: “Allah’tan gafil olan ve arzular\u0131n\u0131n k\u00f6lesi olan bir kimse ka\u00e7\u0131n\u0131lmaz bir \u015fekilde b\u00fct\u00fcn s\u0131n\u0131rlar\u0131 a\u015facak ve a\u015f\u0131r\u0131l\u0131\u011f\u0131n kurban\u0131 olacakt\u0131r. Bu nedenle ona itaat eden kimse de ayn\u0131 yolu izleyecek ve onun arkas\u0131ndan sap\u0131kl\u0131\u011fa devam edecektir.
\n31. Bu ayet, Ma\u011farada Uyuyanlar k\u0131ssas\u0131n\u0131n kafirlere \u015fu dersi vermek i\u00e7in anlat\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131karmaktad\u0131r. Bu Rabbinizden gelen ger\u00e7ektir: Dileyen kabul eder, dileyen reddeder. Fakat insanlar, Ma\u011farada Uyuyanlar\u0131n inan\u00e7lar\u0131ndan hi\u00e7 bir taviz vermedikleri gibi Hak’dan da hi\u00e7 bir taviz verilmeyece\u011fini anlamal\u0131d\u0131rlar. Onlar inand\u0131k ve “Bizim Rabbimiz, yerlerin ve g\u00f6klerin Rabbidir” diye ilan ettikten sonra Tevhid ilkesinden hi\u00e7 bir taviz vermemi\u015flerdir. Bu a\u00e7\u0131klamadan sonra onlar kavimleriyle hi\u00e7 bir uzla\u015fma giri\u015fiminde bulunmam\u0131\u015flar, aksine \u015f\u00f6yle demi\u015flerdir: “Biz O’nu b\u0131rak\u0131p da ba\u015fka ilahlar\u0131 kabul etmeyiz. \u00c7\u00fcnk\u00fc b\u00f6yle yaparsak biz sa\u00e7ma bir \u015fey s\u00f6ylemi\u015f oluruz.” Bundan sonra kavimlerinden ve onlar\u0131n ilahlar\u0131ndan ayr\u0131l\u0131p yanlar\u0131na hi\u00e7 bir az\u0131k almaks\u0131z\u0131n ma\u011faraya s\u0131\u011f\u0131nm\u0131\u015flard\u0131r. Bundan sonra uyand\u0131klar\u0131nda tedirgin olduklar\u0131 tek nokta, kavimlerinin kendilerini inan\u00e7lar\u0131ndan d\u00f6nmeye zorlamalar\u0131 idi. Bunlara de\u011findikten sonra Kur’an Peygamber’e (s.a) \u015f\u00f6yle hitap eder. (Asl\u0131nda bu s\u00f6zler \u0130slam d\u00fc\u015fmanlar\u0131n\u0131 hedef almaktad\u0131r) : “M\u00fc\u015friklerle ve kafirlerle bir uzla\u015fma yapmak s\u00f6z konusu de\u011fildir. Kabul etsinler, etmesinler, sen onlara Hakk\u0131 tebli\u011f et. E\u011fer kabul etmezlerse kendileri k\u00f6t\u00fc bir sonla kar\u015f\u0131la\u015facaklard\u0131r. Hakk\u0131 kabul edenlere gelince, onlar (ister gen\u00e7, ister fakir ve zay\u0131f kimseler, ister k\u00f6le, isterse i\u015f\u00e7i olsunlar) Allah kat\u0131nda ger\u00e7ek de\u011fere sahip olan kimselerdir ve sadece onlara ikram olunacakt\u0131r. Bu nedenle sen onlardan y\u00fcz \u00e7evirip, d\u00fcnya nimetlerinin \u00e7o\u011funa sahip olsalar bile Allah’dan gafil ve arzular\u0131n\u0131n k\u00f6lesi olan zenginleri tercih etmemelisin.”
\n32. ” ” kelimesi s\u00f6zl\u00fckte bir \u00e7ad\u0131r\u0131n kenarlar\u0131 anlam\u0131na gelir. Fakat burada cehennem hakk\u0131nda kullan\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda duman ve s\u0131cakl\u0131\u011f\u0131n ula\u015ft\u0131\u011f\u0131 cehennemin d\u0131\u015f s\u0131n\u0131rlar\u0131 anlam\u0131na gelmektedir. Baz\u0131 m\u00fcfessirlere g\u00f6re bu, gelecek zamana delalet etmektedir. “… Onun duman\u0131 onlar\u0131 \u00e7epe\u00e7evre ku\u015fatacakt\u0131r.” Yani ahirette cehennemin duman\u0131 onlar\u0131 ku\u015fatacakt\u0131r. Fakat biz onun duman\u0131n\u0131n, hakdan sapan zalimlerin bu d\u00fcnyada iken ku\u015fatt\u0131\u011f\u0131 ve onlar\u0131n bu dumandan kurtulamayacaklar\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndeyiz.
\n33. ” ” kelimesinin bir \u00e7ok s\u00f6zl\u00fck anlam\u0131 vard\u0131r. Baz\u0131lar\u0131na g\u00f6re bu “kal\u0131n ya\u011f tortusu”; baz\u0131lar\u0131na g\u00f6re yery\u00fcz\u00fcndeki \u015feylerin buharla\u015fmas\u0131 sonucu olu\u015fan “lav”; baz\u0131lar\u0131na g\u00f6re de “eritilmi\u015f maden” baz\u0131lar\u0131na g\u00f6re ise “irin ve kan” anlam\u0131na gelir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 25- Onlar ma\u011faralar\u0131nda \u00fc\u00e7 y\u00fcz y\u0131l kald\u0131lar ve dokuz (y\u0131l) daha katt\u0131lar,(25) 26- Dedi ki: “Ne kadar kald\u0131klar\u0131n\u0131 Allah daha iyi bilir. G\u00f6klerin ve yerin gayb\u0131 O’nundur. […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":13045,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n