VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA EN’AM SURESİ 10. VE 11. AYETLER

Alay Eden Ve Yalanlayanların Akıbeti
10- Andolsun, senden önce geçen pey- gamberlerle de alay edildi de içlerin- <*en ° maskaralık edenleri alay edegel- diMeri *ey ÇePeÇevre kuşatıverdi.
11- De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra da yalanlayanların sonunun na- sil olduğuna bir bakın.
Açıklaması
Yüce Allah yemin ile buyuruyor ki: Andolsun ki geçmiş kavimler de şerefli peygamberleriyle alay etmişlerdi. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Onlara bir peygamber geldiği her seferinde mutlaka onunla alay ediyorlardı.” (Hicr, 15/11). Onların bu alayları kötülüklerin düzeltilmesine, hak, tevhid ve doğruluk çağrılarına olan düşmanlıklarından kaynaklanıyordu. Böyle bir tavrı takınanlar yalnızca Kureyş kâfirleri değildir. Fakat bu tür tavır takınanların ve onlara benzeyen diğer alaycıların cezası, azabın kendilerini çepeçevre kuşat-masıdır.
İşte bu, Yüce Allah’ın yalanlayanlara uygulayageldiği sünnetini açıklamak üzere peygamberine bir irşadı, kalbi daralmasın, sıkılmasın diye bir tesellisi, ona güzel akibeti ve zaferi müjdelemesidir. Yüce Allah Uhud gününde Kureyş kâfirlerinin ileri gelenlerinden beş kiyişi helak etti. İşte Yüce Allah peygamberine olan bu hükmünü şu buyruğu ile dile getirmektedir: “Şüphesiz alay edip duranlara karşı muhakkak ki biz sana yeteriz.” (Hicr, 15/95)
Ve ey Muhammed, müşriklere de de ki: Kendiniz hakkında düşünün. Yüce Allah’ın peygamberlerini yalanlayan, onlara karşı inatlaşan geçmiş kavimlere indirmiş olduğu dünya hayatındaki azap, intikam ve cezalandırmalara ibret ve dikkatle bakın. Ad, Semûd, Tasm, Firavun ve Lût kavimlerinde bu tür yalanlayanların akibetinin nasıl olduğuna bakın, bunlar üzerinde ibretle düşünün. Ayrıca Yüce Allah onlara ahirette de oldukça acıklı bir azap hazırlamıştır. Buna karşılık Allah’ın peygamberlerini ve mümin kullarını nasıl kurtardığına da dikkat edin. [1][6]