VAHYİN KARŞISINDA İNSANLAR 3 SINIFTIR

Hamd alemlerin Rabbi olan ALLAH(Celle Celaluhu)’a olsun. Salat ve Selam son elçi ve alemlere rahmet olarak gönderilen Muhammed Mustafa (s.a.v)’e olsun İNŞAALLAH.

Bu din insanın eline tutuşturulmuş bir testi gibidir. Bu testiyi içini doldurup, götürenle yolda giderken düşünüp kıranla ya da baş götürenin karşılaşacağı sonuç aynı demek ne akla, ne nakle, ne de vicdana sığar.

“Yoksa kötülük işleyenlerle iman edip salih amel işleyen insanları hayatlarında ve ölümlerinde bir mi tutacağımızı zannettiniz? Ne kadar da kötü bir hüküm veriyorsunuz.” (CASİYE 21)

Öyleyse ahiret beklentilerimizle yaşadığımız hayat uyum içerisinde olmak zorundadır. ALLAH(Celle Celaluhu)’ın tekliflerine karşı tavrımız aslında bizim ahiretteki karşılaşacağımız hayatı belirlemektedir. ALLAH(Celle Celaluhu)’ın teklifleri karşısında tavrımızın olması gereken 4 merhalesi;

1-) İşitmek

2-) Anlamak

3-) İtaat etmek

4-) İtaat ettik diyebilmek

ALLAH(Celle Celaluhu)’ın ve Resulü(s.a.v)’nün çağrısı karşısında işittik ve itaat ettik diyebilmek.

İnsanı görünen ve görünmeyen bütün yönleriyle tertemiz ve dini bir hayata çağıran ilahi mesajlar karşısında insanoğlu tarih boyunca birbirinden farklı duruşlar sergilemiştir;

1-) İnkar ve reddedenler

2-) İki yüzlü davrananlar

3-) İnananlar ve inandığı gibi yaşayanlar

1-) İnkar edenlere örnek;

“Rabbim dedi, doğrusu ben kavmimi gece gündüz imana davet ettim. (Davetin mesajı ne) ALLAH(C.C.)’a kulluk edin. O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Fakat benim davetim kaçmalarını artırdı. Ey Rabbim doğrusu sen onları bağışlayasın diye her davet edişimde parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler.” (NUH 5, 6, 7)

Bu insanlar vahyi duymaya bile tahammül edemeyenler.

2-) İkiyüzlü davrananlar. Öyleleri de olmuş ki işittik inandık ve itaat ettik dedikleri halde işittiklerinin aksini yapmışlar;

“Hani Tur dağını tepenize dikerek sizden söz almıştık ve size verdiğimiz kitaba sımsıkı sarılın ve dinleyin demiştik. Onlarda işittik ama isyan ettiler.” (BAKARA 93)

Evet dilleriyle işittik diyorlardı fakat fiilleriyle aksini icra ediyorlardı. Onların bu hallerini ALLAH(Celle Celaluhu) işittik ve isyan olarak değerlendiriyordu.

“Bazı insanlar ALLAH(C.C.)’a ve Peygambere inandık itaat ettik diyorlar. Ondan sonra da içlerinden bir grup yüz çeviriyor. Bunlar inanmış değillerdir. (NUR 47)

“Onlar aralarında hüküm vermesi için ALLAH(C.C.)’a ve Peygambere çağrıldıklarında bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler. (NUR 48)

Bazıları da işittik denildiği halde işitmemiş olma konumunda bir vurdumduymazlık içerisinde;

“ Siz iman edenler ALLAH(C.C.)’a ve Resulüne bağlılığını gösterin. Onu mesajını işittiğiniz halde Ondan yüz çevirmeyin.” (ENFAL 20)

“ Ve biz işittik dedikleri halde işitmeyenler gibi olmayın.” (ENFAL 21)

Birde inanıp inandığı yaşayanlar var.

“Müminler ancak, ALLAH(C.C.) anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine ALLAH(C.C.)’ın ayetleri okunduğu zaman imanları artan ve yalnızca Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.” (ENFAL 2)

Yine “ Aralarında hükmetmesi için ALLAH(C.C.)’a ve Resulüne çağrıldıkları zaman müminlerin sözü ancak işittik itaat ettik demekten ibarettir.” (NUR 51)

“Her kim ALLAH(C.C.)’a ve Resulüne itaat eder. ALLAH(C.C.)’tan korkar ve sakınırsa işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir. (NUR 52)

Görüldüğü üzere insanlar ilahi vahiy karşısında 3 sınıf olmuşlar, vahye karşı davranışları neticesinde. Yani bizim için şablon niteliğinde kendimizi aramamız için.

ESSELAMU ALEYKUM