ÜSTÜNLÜK SEBEBİ 2

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd yerleri, gökleri ve ikisinin arasındakileri emsalsiz bir şekilde yaratan, bizlere hidayet olarak kitabı vahiy eden, kâinatın efendisi, tek ve yegane İlah, Rab, ibadet ve itaat edilmeye layık olan Allah Azze ve Celle’ ye mahsustur. Salât ve selam Peygamberlerin sonuncusu, yaşayan Kur’an, kendisine tabi olunmadıkça cennetin imkânsız olduğu, müminlere karşı şefkatli, kâfirlere karşı ise şiddetli olan Hz. Muhammed Mustafa (sav)’ ya, Aline, Ashabına, bugüne kadar yaşamış, bugün yaşayan ve bugünden kıyamete kadar yaşayacak olan tüm Müslümanların üzerine olsun.

Gerek kainat kitabında gerekse teşri kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’de, insanların sadece Allah’a kulluk yapmaları ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamaları gerektiğine dair sayısız deliller mevcuttur. Allah’ın sıfatlarının ve fiillerinin maddi ve manevi hayatımızdaki tecellileri bizim sadece O’na kulluk yapmamız gerektiğinin bir delilidir. Durum böyle iken insanlar neden Allah’tan başkasına kulluk yapmaktadırlar? Hiç şüphesiz cevap Allah2ı tanımamaktan kaynaklanmaktadır. İnsanoğlu kendisine verilen aklı, bu cevheri istenilen şekilde yani yaratılış amacına uygun kullanmadığından Allah’tan başkasına kulluk etmektedir. Dikkat edilirse akıl; kalpte bulunan, faydalı ile zararlıyı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini birbirinden ayırmaya yarayan nurdur. Bu Ulemanın akıl hakkındaki tarifidir. İşte bu açıdan bakıldığında insanlar Allah’tan başkasına kulluk etmekle aslında kendisi için faydalı ve zararalının ne olduğunu bilmediğini göstermekte. Hatta akıl iki faydalı arasında daha faydalıyı seçmek olarakta tarif edilmiştir. Rivayet edildiğine göre Cüneyd-i Bağdadi, İbrahim Bin Ethem’e akıl nedir diye soruyor. İbrahim Bin Ethem ; Faydalı olan ile zararlı olanı birbirinden ayırmaktır. Bu cevap üzerine Cüneyd-i Bağdadi,  senin bu dediğinden hayvanlarda da var. Ata sopa ile otu gösterirsen o otu tercih eder dediğinde İbrahim Bin Ethem peki akıl nedir o zaman diye sorduğunda Cüneyd-i Bağdadi Akıl; İki faydalı arasında daha faydalı olanı tercih etmektir. Evet insanlar Allah’ı tanımadıkları, kendileri için en faydalı, en yararlı, en güzel hatta tek faydalı, tek yararlı, tek güzel olanın ancak Allah’ın insanlar için emrettiğinin farkında olmadıkları için Allah’tan başkasına kulluk etmektedirler. Allah’a ait isim, sıfat ve fiilleri bilmediklerin, bunların tecellilerini görmeye çalışmadıklarından dolayı Allah’tan başkasına kulluk edilmektedir. Allah’ı tanımakta ancak Allah cc kendisini nasıl tanıtmışsa, Kur’an ve Sünnet’te ne şekilde tanıtmışsa öyle tanımak gerekir. Doğru tanımak ancak bu şekilde gerçekleşir. Dikkat edilirse Kur’an arapça olarak indirilmiştir. Aynı zamanda Kur’an cihanşumul yani evrenseldir. Bütün insanlar yeryüzünde yaşayan bütün insanlar bu kitaptan, içindekilerden sorumludur. Ve bu kıyamete kadar geçerli olan bir durumdur. Yapılan son araştırmalara göre şuan dünyada tespit edilen dil sayısı 7 binin üzerindedir. Dikkat edin Kur’an arapça indirilmiş ve bütün insanlara hitap edip hepsini sorumlu tutmuştur. 7 binden fazla dil konuluşan dünyada tek bir dillde kitap hepsini sorumlu tutmuş. Kur’an- ı Kerim’in bütün insanlar için bir hidayet bir rehber olabilmesi için ortak bir dile ihtiyaç vardır oda akıldır. Yani Kur’an-ı Kerim’in bir çok ayetinde de görüldüğü gibi Kur’an dillere değil, kulaklara değil, akıllara hitap etmektedir.

Allah cc insanı değil, aklı muhatap almıştır. Örn; Deliler insandır ama ilahi emirlerle mükellef değildir. Kur’an ve Sünnet’in hidayete davet eden, tahkiki imana çağıran, düşünmeye teşvik eden delilleri kişilerin anlayacağı yani kullandıkları dilde onlara izah edildi mi muhakkak Allah’ın ayetlerdeki muradı anlaşılacaktır çünkü ortak dil akıldır, Allah cc akla hitap etmektedir.

Gerek Kur’an ayetlerini gerekse kainattaki Allah’ın diğer ayetlerini akıl ile görmeyenler kesinlikle bunları anlayamazlar, hikmetini kavrayamazlar. Ve özellikle aklı kullanma yeteneği, herhengi bir dalında kişinin kendisini geliştirmesi gibi geliştirilen ya da gerektiği gibi kullanmayınca körelen bir yetenektir. Sporu bırakırsanız geliştirmiş olduğunuz kaslarınız zamanla sıkılığı yitirir. Düşünmeyi , tefekkür etmeyi bırakırsanız akıl kullanılmayan bir uzuv olduğu için körelir. Her ne kadar akıl bizi diğer canlılardan ayıran bir özellik ise de doğru bir şekilde kullanmadıkça var olmasının bir değeri yoktur. Allah’ın verdiği akıl nimeti ve eşrefi mahlukat olan insanoğlunun üstünlüğü kendisine verilen bu özellikleri kullanmasıyla gerçekleşiyor. Geçen ki yazımda paylaştığım gibi akıl Kur’an’da isim olarak değil, fiil olarak geçmektedir… Allah cc aklımızı doğru bir şekilde kullanıp ayetleri fıkh edip hayatını buna göre düzenleyen kullarından eylesin. Amin