ÜLFET

Yaratan, yaşatan, rızıklandıran, kendisinden başka ilah ve Rab olmayan ALLAH Teala’ya yarattıkları varlıklar sayısınca hamd olsun. Ancak O’na kulluk ederiz ve ancak O’ndan yardım dileriz.

Salat ve Selam önderimiz, liderimiz hatamül enbiya Hz. Muhammed(sav)’e, O’nun ev halkına, yetiştirmiş olduğu ashabına ve tüm mümin, muttaki kulların üzerine olsun İNŞAALLAH.

“ Hep birlikte ALLAH(CC)’ın ipine (kitabına-dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. ALLAH(CC)’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşman idiniz de O kalplerinizi ülfetlendirdi / birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarındayken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte size ALLAH(CC) ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”    (Ali İmran 103)

ALLAH(CC) kendisine iman eden fertlerin kalplerini birbirine ısındırmış onları birbirine sevdirmiştir. Bir buğz eden kalpler iman nimetiyle bir araya gelmiştir. ALLAH Teala müminlerin kalplerini birleştirmiş, onların gönlüne dostluk ve ülfet doldurmuştur. BUNUN DEVAM ETTİRİLMESİ İSE MÜSLÜMANLARIN GÖREVİDİR.

Peygamberimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde;

“Mümin ülfet eden ve kendisi ile ülfet edilendir. Ülfet etmeyen ve kendisi ile ülfet edilmeyen kimsede hayır yoktur.” Buyurmuştur. (Ahmed B. Hanbel – Müsned)

Ülfet güzel ahlaktandır. Ülfet ALLAH Teâlâ’nın verdiği iman nimetinin beraberinde getirdiği ayrı bir nimettir. Ülfet müminlerin aralarındaki kardeşlik bağıdır. Aralarındaki samimi muhabbet ve dostluktur. Ülfet müminlerin birbirlerini incitmelerine engel olan kalplerdeki sevgidir, sıcaklık ve merhamettir. Bu sevgi ve merhamet sebebiyle Müslümanlar birbirlerinin kalbini kırmaktan korkarlar. (KORKMALIDIRLAR). Zira ALLAH(CC) kalplerin hüznünü önemsiyor.

Rasulullah(sav) bir defasında Kureyş ’in ileri gelenlerini İslam’a davet etmekle meşgulken yanına âmâ

olan İbn Ümmü Mektum’ dan yüz çevirmişti. Rasulullah(sav)’tan ilgi göremeyen İbn Ümmü Mektum üzülmüştü kalbi kırıktı. Bu olay üzerine ALLAH(CC) peygamberini ayet nazil ederek ikaz etti. İnen ayet mealleri şöyle ki;

“Peygamber yüzünü ekşitti ve döndü, kendisine âmâ geldi diye. Ne bilirsin belki o temizlenecek? Veya Öğüt belleyecekte öğüt ona fayda verecek.” (Abese 1,4)

Rasulullah(sav) bu ayetlerle şiddetle sarsılıyordu. Ömrünün sonuna kadar bunu telafi etmeye çalıştı. Bu hadiseden sonra İbn Ümmü Mektum’a iltifat eder her gördüğünde her gördüğünde ona; Merhaba kendisi yüzünden Rabbimin beni itap ettiği kimse.” Derdi

Nebi (sav)’in terbiyesinden geçenler kırık kalbin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlardı. Bunun kalıcı bir maraza dönüşmemesi için çırpınıyorlardı.

Ebu Zer (ra) ile Bilal Habeşi (ra) arasında geçen şu olayda buna bir misaldir; Bilal Habeşi bir gün yine kendisi gibi ashabın büyüklerinden olan Ebu Zer ile bir meselede ayrılığa düşmüş ve tartışmışlardı. Bu sırada Ebu Zer Bilali Habeşiye; Kara kadının oğlu diyerek onu rengiyle küçümsemişti. Bu sözden alınan Bilali Habeşi Bunu Rasulullah(sav)’e haber verdi ve Müslüman olduktan sonra hala ırkımızdan dolayı suçlanacak mıyız. Dedi.

Peygamberimiz Ebu Zer’i çağırttı ve ona; Demek sende hala cahiliyeden adetler var. Siyahın beyaza beyazın siyaha hiçbir üstünlüğü yoktur. Dedi.

Yeterince pişman olan Ebu Zer r.a bu sözler üzerine doğruca Bilali Habeşi’nin evine gitti yüzünü kapının eşiğine koyarak; Ey Bilal senin ayağın bu kötü kaba Ebu Zer’in kafasına basıp geçmedikçe ben bu eşikten kafamı kaldırmayacağım. Dedi.

Bilali Habeşi şöyle cevap verdi; Kalk kalk kardeşim bu yüz basılmaya değil öpülmeye layıktır. Ben sana hakkımı helal ettim. Kalkıp kucaklaştılar ve kalplerinde birbirlerine karşı bir şey kalmadı. Sahabe böyleydi. Başlarını yere koyarak özür dilerlerdi.

Bugün kırgın ve kızgın kardeşlerimizle kalbi buluşmamız nasıl olacak? Kalbi yıkılışların önü nasıl alınacak? Herkes kendi yüreğine bakacak sevgi, merhamet, insaf diye, af diye bir duygu bir duyarlılık var mı, yok mu?

DAVET GAYRETLERİMİZ İLE UZANDIĞIMIZ, KAZANDIĞIMIZ KALPLER Mİ, YOKSA KAZANDIKTAN SONRA KIRDIĞIMIZ, YIKTIĞIMIZ KALPLER Mİ DAHA ÇOK?

Rabbim Müslümanları seven ve Müslümanlar arasında sevilenlerden olmayı nasip etsin.