TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUSUF SURESİ 71. VE 75. AYETLER

71- Yusufun kardeşleri onlara dönerek: “Ne kaybettiniz?” dediler. Yusufun kardeşleri, arkalarından bağıranlara dönerek: “Ne kaybettiniz ki bizi hırsızlıkla itham ediyosunuz?” dediler. [1][73]
72- Bunun üzerine Yusufun adamaları: “Biz, hükümdarın su kabın, kaybettik. Bulup getirene bir deve yükü mükâfaat var dediler. Başkanlar, da (Tellal da): “Ben, bu mükâfaat.n verileceğine kefilim, dem.
Ayet-i Kerimede, hükümdann su kabının kaybolduğu zikredilmektedir. Adı geçen su kabının ^ölçek olarak ta kullanıldığı ve Hz.Yusufun, hububatı bununla ölçerek verdiği rivayet edilmektedir. [2][74]
73- Yusufun kardeşleri: “Allaha yemin olsun ki, bildiğiniz gibi biz buraya, fitne fesat çıkarmak için gelmedik. Biz, hırsız da değiliz.” dediler.
Hz.Yusufun kardeşleri yemin ederek, Mısıra fitne ve fesat çıkarmak için gelmediklerini söylüyorlar ve diyorlar ki: “Siz de biliyorsunuz ki biz, fesat çıkarmak için gelmedik. Ve biz, hırsız da değiliz.” Zira onlar, daha önce yüklerine konan zahire bedellerini geri getirmişlerdir. Şayet hırsız olsaydılar bu paralan geri getirmezlerdi. Aynca onlar, Mısıra gelen diğer kafileler arasında üstün bir ahlaka sahip idiler. İşte bütün bunlar gösteriyordu ki, onlar bozguncu ve hırsız değillerdi. [3][75]
74- Yusufun adamları: “Eğer yalancıysanız, hırsızın cezası nedir?” dediler.
Yusufun adamaları, Yusufun kardeşlerine şöyle dediler: “Eğer siz “Biz hırsız değiliz” sözünüzde yalancıysanız, ölçeği çalanın, size göre cezası nedir?” Yusufun kardeşleri ise şu cevabı verdiler: [4][76]
75- Yusufun kardeşleri: “Hırsızlık yapanın cezası, yükünde çalman eşya bulunan kişinin kendisidir. İşte biz, zalimleri böyle cezalandırırız.” dediler.
Hz. İbrahim in şeriatına göre hırsızlık yapan kişi, malı çalınana teslim edilirdi, o kişi, dilerse hırsızı emrinde çalıştırır dilerse köle yapardı. Hz.Yakubun oğullan, Hz. İbhrahimin şeriaatıyla amel ettikleri için Hz.Yusufun adamlarına bu cevabı vermişlerdi. Yusuf aleyhisselam da bunu bildiği için, kardeşi Bünyamini yanında alıkoyabilmek maksadıyla bu tedbire başvurmuştu. [5][77]