TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 96. VE 100. AYETLER

96-97- Üzerlerine rabbinin hükmü hak olanlar iman etmezler. Onlara her türlü delil gelse de can yakıcı azabı görmedikçe İman etmezler.
Ey Muhammed, senin rabbinin lanet ve gazabının hak edenlere bütün ibret ve Öğütler gelse de can yakıcı azabı bizzat gözleriyle görmedikçe iman etmezler. Nitekim Firavun ye kavmi böyle olmuştur. Onlar tam boğulma anında iman etmeye kalkmışlardır. Amma bunun bir faydası olmamıştır.
Bu âyet-i Kerime, Resulullahı ve müminleri inatçı kâfirlerin iman etmemelerinden dolayı üzülmemeleri için teselli etmekte ve maneviyat!annı bozmamalarını Öğütlemektedir. [1][126]
98- Keşke bir memleket halkı iman etseydi de, imanları kendilerine fayda verseydi. Yunusun kavmi müstesna. Onlar iman edince, biz onları dünya hayatında rüsvayhktan kurtardık ve onları belirli bir zamana kadar yaşattık.
Ey Muhammed, keşke senden önce kendilerine Peygamber gönderdiğimiz ümmetlerden herhangi bir şehir halkı bütünüyle iman etmiş olsalardı da imanları kendilerine fayda vermiş olsaydı. Senden önce gönderdiğimiz Peygamberlerin kavimlerinin tamamı veya çoğunluğu onları yalanladılar ve cezalarını da gördüler. Yunus Peygamberin kavmi müstesna. Onlar hep birlikte iman ettiler. Biz de onlardan, dünya hayatmdayken rüsvay edici azabı kaldırdık ve vadeleri yetinceye kadar onları yalattık.
Bazı Müfessirler bu âyet-i kerimeyi şu şekilde izah etmişlerdir:
Hiçbir memleket halkı yoktur ki azap gelip kendilerine çattığında iman etmiş olsunlar da imanları kendilerine fayda vermiş olsun. Yani, azap gelip çatınca yapılan iman fayda vermez. Yunusun kavmi hariç. Bunlar, kendilerine azap gelip çatınca iman etmişler ve imanları da kendilerine dünya hayatında fayda vermiştir. Bunlar iman edince biz bunlardan dünya hayatında rüsvay edici azabı kaldırdık ve onları, Ömürleri bitinceye kadar yaşattık.
Bu son izah şekli Abdullah b. Abbas, Katade, İbn-i Mes’ud, Mücahid, Sa-id b. Cübeyyr ve benzeri âlimler tarafından zikredilen izah şeklidir. Taberi de bu görüşü tercih etmiştir.
Yunus aîeyhisleîam kavmini, kendisine iman etmedikleri takdirde azaba uğrayacakları tehdidiyle uyarmış sonra aralarından ayrılıp gitmiştir. Yunusun kavmi oîan Ninovalılar (Musul) azap belirtilerini görünce pişman olarakiman etmişler. Allaha boyun eğip yalvarmışlar, çoculanni, hayvanlarını da yanlarına alarak, Allah’tan gelecek olan azabın kendilerinden uzaklaştınlması için kırk gün dua etmişler ve bunun üzerine Allah teala onlara acmîîş ve gelecek olan azabı onlardan kaldırmıştır. [2][127]
99- Ey Muhammed, eğer rabbin dileseydi yeryüzündckilerin hepsi iman ederdi. O halde iman etsinler dîye insanları zorluyor musun?
Ey Muhammed, eğer rabbin dilemiş olsaydı yeryüzündeki bütün insanlar, ister istemez iman etmiş olurlardı. Fakat rabbin, hikmetinin gereği, herkesi iman edip etmemekte, kendi iradesiyle başbaşa bıraktı. O halde sen onları zorla iman ettiremezsin. Senin vazifen sadece tebliğ etmektir. [3][128]
100- Allanın izni olmadıkça hiçbir nefis iman edemez. Allah, aklını kullanmayanlara murdarlığı verir.
Alla izin vermedikçe hiçbir kimse iman edemez. O halde ey Muhammed, kâfirlerin hidayete kavuşması için kendini zorlama. Allah, kendi birliğini ve Peygamberinin hak olduğunu gösteren delilleri düşünüp Öğüt almayan kimseleri gazabına ve azabına uğratır.
Mealde “Murdarlık” diye tercüme edilen “Rics” kelimesini Taberi, Allanın azabı ve gazıbı şeklinde almış ve âyeti ona göre izah etmiştir. Abdullah b. Abbasın da bu görüşte olduğunu beyan etmiştir. [4][129]