TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 36. VE 40. AYETLER

36- Onların çoğu ancak zanna uyarlar. Zan ise haktan hiçbirşcy ifade etmez. Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını çok iyi bilendir.
Bu müşriklerin çoğu, aslı olmayan birtakım zanlara tabi olular. Şüphesiz ki zan, kesin bilgi karşısında hiçbir hüküm ifade etmez. Allah, bu müşriklerin yaptıklarım çok iyi bilendir ve onlara denetlemektedir.
Âyet-i kerime, müşriklerin, gerek Aİlaha dair olan itikadlannın gerekse putlar hakkındaki inançlarının, herhangibir delile dayanmadığmusadece atalarından işittikeri birtakım zan ve kanaatler olduğunu, zanlarm ise hiçbir zaman, kesin hüküm ifade etmediğini, bu itibarla inançlalnnın temelsiz olduğunu ifade etmektedir. [1][48]
37- Bu Kur’an, Allah’tan başkası tarafından uydurularak AHaha nis-bet edilmiş değildir. Fakat o, daha önceki kitapları doğrulayan, onlarda ya-zıiı olan hakikatleri açıklayan bir kitaptır. Âlemlerin rabbi olan Allah’tan indirildiğinde asla şüphe yoktur.
Bu Kur’anı herhanginirinin uydurması imkânsızdır. Çünkü hiçbir kimsenin bunu uydurmaya gücü yetmez. O halde bu, Allah kelamıdır. Kendinden önce gelen Tevrat ve İncil gibi kitapları tasdik eden ve Allahın müminlere farz kıldığı hükümleri açıklayan bir kitaptır. Bunun, âlemlerin rabbi olan Allah tarafından gönderildiğinden asla şüphe edilemez.
Kur’an-ı kerimin, Allah tarafından gönderildiğinin en büyük delili, bunun bir benzerinin, hatta bir suresinin dahi benzerinin, hiçbir kimse tarafından şimdiye kadar yapılamamasıdır. Kur’an-ı Kerimin gerek lehine gerekse aleyhine binlerce kitap yazılmasına rağmen, ne onu savunanların yazdıkları ne de aleyhinde bulunanların yazdıkları Kur’ana benzemektedir. Kur’an-ı Kerim’in surelerine benzeri bir sure yapmaya çalışan Müseylime gibi birçok kâfirler, Kur’anın karşısında âciz kalmışlar ve yazdıkları yazılarla gülünç hale düşmüşlerdir. [2][49]
38- Yoksa o müşrikler; ” Kur’anı Muhammcd uyydurdu.” diye mi iddia ediyorlar? Onlara de ki: “İddianızda samimi iseniz, Allah’tan başka gücünüzün yettiği herkesi yardımınıza çağırın da onun surelerinden bir benzerini meydana getirsin.”
Yoksa bu müşrikler: “Muhammed bu Kur’anı kendisi uydurdu.” mu diyorlar? Onlara de ki; “Benim bunu uydurduğu mu zannediyorsanız, siz de bunun surelerine benzeterek bir sure uydurup getirin de görelim. Ayrıca, iddianızda samimi iseniz, Allah’tan başka bütün yardımcılarınızla da yardımlasın.
Bu âyet-i kerime, Kur’an-ı kerim’in, Allah tarafından gönderilmiş bir kitap olduğunu kabul etmeyen kâfir ve müşriklere karşı meydan okumakta ve onlara: “Eğer uydurma olduğunu iddia ediyorsanız, siz de bunun surelerinden herhangi birine benzer bir sure uydurun da ondan sonra ortaya çıkın.” demektir.
Allah teala Kur’an-ı kerimde çeşitli âyetlerde, kâfirlerden, o Kur’anın bir benzerini meydana getirmelerini isteyerek onları, iddialarım ispata çağırmaktadır. Bu âyetlerde şöyle Duyuruluyor: “Ey Muhammed, de ki: “Yemin olsun ki, insanlar ve cinler, Kurana benzer bir kitap uydurmak için bir araya gelseler de, hiçbir zman onun benzerini meydana getiremeyeceklerdir. Hatta, birbirlerine yardımcı olsalar bile. [3][50]“Yoksa onlar, “Kur1 anı Muhammed uydurdu”mu diyorlar? Ey Muhammed, de ki: “Size de Kur’anın benzeri, on uydurma sure meydana getirin bakalım.” Eğer iddianızda doğruysanız, Allahtan başka, yardımını isteyebileceklerinizi de çağırın. [4][51] “Kulumuz Muhammede indirdiğimizden şüphe ediyorsanız, onun benzeri bir sure meydana getirin. Eğer iddianızda samimi iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi de çağınn.” “Eğer bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- o halde kâfiler için hazırlanmış, yakıtı insanlar ve taşlar o!an, cehennem ateşinden sakının.” [5][52]Bütün bunlardan, kâfirlerin, Kur’ân-ı kerimin bir benzerini meydana getirmekten âciz oldukları ve onun tam bir benzerini değil bir suresinin hatta birâyetinin daha benzerini meydana getiremeyecekleri anlaşılmaktadır. [6][53]
39- Daha doğrusu onlar, ilmini kavrayamadıkları ve henüz açıklaması kendilerine gelmemiş olan birşeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zalimlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bir bak.
O müşrikler, henüz ne olduğunu bilmedikleri Allanın cezalandırmasını yalanlarlar. Bu ceza henüz kendilerine gelip çatmamıştır. O azap gelince onun ne olduğunu anlayacaklardır. Bunlardan önceki ümmetler de, hak ettikleri ilahî azap kendilerine gelip çatmadan önce onu yalanlıyorlardı.Ey Muhammed,sen bu zalimlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bir bak. Bazılarını şiddetli bir sarsıntıyla, bazılarını yere geçirerek, bazılarını da suda boğarak nasıl helak ettik. Senin kavmin de inkârından vaz geçip hakka yönelmedikçe onların akıbetine uğrayacaktır. [7][54]
40- Onlardan bir kısmı Kur’ana inanacak bir kısmı ise inanmayacaktır. Rabbin, fesatçıları çok iyi bilir.
Ey Muhammed, senin, kendilerine Peygamber olarak gönderildiğin bu insanların bir kısmı Kur’ana iman edecek, sana tabi olacaktır. Bazıları ise bu Kur’ana iman etmeyecek, kâfir olarak ölüp kâfir olarak dirilecektir. Rabbin olan Allah, Kur’anı yalanlayan bozguncuların kimler olduğunu çok iyi bilmektedir. O, kimin sapıklığa lâyık olduğunu bildiği için onu sapünr.Kimin de hidayete layık olduğunu bildiği için onu hidayete erdirir. [8][55]