TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 106. VE 109. AYETLER

106- Allahı bırakıp sana fayda ve zarar veremeyecek şeylere ibadet etme. Eğer bunu yaparsan o zaman sen de zalimlerden olursun.
Allahı bırakıp ta put vb. zarar ve menfaat vermeyen şeylere kulluk etme. Şayet bunu yapacak olursan kendini Allahın azabına atarak kendine zulmedenlerden olursun.
Bu âyet-i kerime’den, bizzat Resululİahm, Allahı bırakıp ta başka bir şeye kulluk edebileceği anlaşılmamalıdır. Bu ifadeden asıl maksat, Resulullahın şahsında diğer insanları uyarmaktır. [1][135]
107- Allah, seni bir zarara uğratırsa, onu senden kaldıracak ancak O’dur. Sana bir iyilik tc dilerse lütfuna kimse mani olamaz. O, lütfunu kullarından dilediğine verir. O, çok affeden ve çok merhamet edendir.
Ey Resulüm, şayet sana Allah tarafından bir sıkıntı veya bir felaket dokunacak olursa onu senden, Allaha ortak koşulan putlar değil ancak Allah kaldırır. Şayet Allah sana bir hayır diler, herhangibir nimet verirse, Allahın lütfuna karşı gelecek te hiçbir kimse yoktur. Allah, darlık ve genişlikleri, rahmet ve felaketleri, kullarından dilediğine isabet ettirir. O, kullarından tevbe edip ona yönelenin tevbesini çokça kabul eden ve kendisine iman edip itaat edenlere de çokça merhametli davranandır.
Bu âyet-i kerime, hayınn da şerrin de, faydanın da zararın da ancak Allah katarfından olduğunu, bu hususta ona hiçbirşeyin ortak olmadığını, bu sebeple, ibadet edilmeye de sadece onun layık olduğunu beyan etmektedir.
Bu hususta Abdullah b. Abbas şu hadis-i Şerifi rivayet etmektedir: Abdullah b. Abbas diyor ki:
” Birgün Resulullah’m terkisine binmiştim. Resulullah (s.a.v.) bana şöyle dedi: “Ey genç sana bazı şeyler öğreteceğim. Sen, Alîahın emrini gözet ki Allah da seni korusun. Allahın emrini gözet ki, onu yanında bulasın. Birşey istediğinde Allah’tan iste. Bir yardım dilediğinde Allah’tan dile. Ve şunu iyi bil ki bütün ümmet bir araya gelip sana herhangi bir fayda sağlamaya çalışsa Allahın, senin için takdir ettiğinin dışında sana hiçbir fayda sağlayamazlar. Yine bütün ümmet sana herhangi bir zarar vermek için bir araya gelecek olsalar, Allahın, senin için takdir ettiği dışında sana herhangi bir zarar veremezler. Artık kalem kaldırılmış ‘ sahifeler durulmuştur[2][136]
108- Ey Muhammed, de ki: “Ey insanlar, size rabbiniz tarafından hak geldi. Kim doğru yola giderse kendi lehine doğru yola gitmiş olur.Kim de saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Ben, üzerinize vekil değilim.
Ey Muhammed de ki: “Ey insanlar, size, hak olan Kur’an geldi.Onda hidayet ve açıklamalar vardır. Kim hak yolu tutar, dosdoğru giderse, ancak kendi lehine hareket etmiş olur. Kim de Allah katından gelen hak din’den ve kitaptan sapacak olursa, kendisine zarar vermiş olur. Ben, sizi düzeltmek için üzerinize gönderilmiş bir zorba değilim. Ben, ancak tebliğ eden bir Peygamberim. [3][137]
109- Sana vahyedilene uy. Allahın hükmü gelinceye kadar sabret. Allah, üküm verenlerin en hayirhsıdır.
Ey Muhammed, Allahın sana vahyettiği şeylere uy. Bu yolda sana dokunan eziyet ve sıkıntılara karşı Allahın, seninle seni inkâr edenler arasında hüküm vermesine kadar sabret. Allah, kullan arasında en hayırlı hüküm verendir Çünkü o, adaletle hüküm verir, hakkı ortaya çıkarır. Allah, Resulü ile onunla .ayrılığa düşenler arasında Bedir savaşında hükmünü verdi ve onları kılıçlarla öldürttü. Peygamberine, sağ kalanlarına karşı da, iman etmelerine kadar aynı şekilde davranmasını emretti.
İbn- Zeyd demiştir ki: “Bu âyet-i kerimme, müşriklere karşı cihad etmeyi ve onlara sert davranmayı emreden, Enfal suresinin yetmiş üçüncü âyeti ve Tev-be suresinin yüz yirmi üçüncü âyeti gibi âyetlerle neshedümiştir. Zira, Alla teala artık müşriklere karşı cihad etme hükmünü vermiş Resulullahm sabretmesi meselesini sona erdirmiştir. [4][138]