sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 96. VE 100. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 96. VE 100. AYETLER
25.08.2025
4
A+
A-

96- Sizin elinizdeki şeyler sonunda biter. AHahın katındakilcr ise tükenmez. Şüphesiz ki sabredenleri, yaptıklarının en güzeliyle mükâfaatlandıracağiz.

Ey insanlar, sizin, dünyada sahibolduğunuz şeyler, ne kadar çok olursa olsun, gelip geçicidir, birgün bitiverir. Allanın, kendisine itaat eden kullarına verdiği nimetler ise sonsuzdur, bitip tükenmez. O halde bitip tükenmeyen nimetleri kazanmaya çalışın. Gelip geçici olan nimetlere aldanmayın. Şüphesiz ki biz, çeşitli darlık ve sıkıntılara karşı sabredenleri, yaptıklarının en güzeliyle mükâfaatlandıracağız. Kötülüklerini ise bağışlayacağız. [1][109]

 

97- Erkek olsun kadın olsun, her kim, mümin olarak salih amel işlerse şüphesiz ki onu, sıkıntısız, güzel bir hayat içinde yaşatacağız. Bunları, yaptıklarının en güzeliyle mükâfaatlandıracağız.

Allah teala bu âyet-i Kerimede, salih amel işleyen mümin kullarına, dünyada güzel bir hayat, ahirette de en güzel mükâfaatları vereceğini vaadediyor.

Burada zikredilen salih arael’den maksat, Allahın kitabı ve Resulullahın sünnetine uygun olan ameldir. “Güzel bir hayat” dan maksat da, bütün yönleriyle rahat bir hayattır.

Burada zikredilen “Güzel hayat” Abdullah b. Abbas tarafından “Helal nzık” Hz. Ali tarafından “Kanaat” Ali b. Ebi Talha tarafından “Saadet” Mücahid ve Katade tarafından “Cennet” Dehhak tarafından “Helal nzık ve ibadet” şeklinde izah edilmiştir.

İbn-i. Kesir ise “Güzel hayat’ın” bütün bu izah edilenleri kapsadığını söylemiştir.

Taberi de buradaki “Güzel Hayaf’ın “Kanaat” olduğu görüşünü tercih etmiştir.

Resulullah (s.a.v.) bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyuruyor:

“Şüphesiz ki Müslüman olan, ihtiyacı kadarıyla nziklandinlan ve Allahın, kendisine verdiği ile kanaat eden kimse kurtuluşa ermiştir. [2][110]

 

98- Ey Peygamber, Kur’an okumak istediğin zaman, Allahın rahmetinden kovulmuş olan Şeytandan Allaha sığın.

Allah teala bu âyet-i Celilede, Resulullaha, Kur’an okumaya başlarken “Eûzübillahimineşşeytanirracîrn” (Kovulmuş Şeytanın şerrinden Allaha sığınırım) demesini emrediyor.

Taberi, Kur’an okumaya başlarken “Eûzübillahimineşşeytanirracîm” (Kovulmuş Şeytanın şerrinden Allaha sığınırım) demenin mendup olduğu hakkında ittifak edildiğini zikretmektedir.

Şeytanın şerrinden kaçınılarak Allaha sığınılmasının emredilmesinin hikmeti, O Şeytanın iyilikten anlamaz olması ve insanoğlunun helakinden başka birşeye razı olmamasıdır. Halbuki insanlar, aynı cins yaratıklar olmaları sebebiyle birbirlerine yakındırlar ve birbirlerine karşı hoşgörülüdürler. İşte bu sebeplerdir ki Allah teala, “Kur’am okumak istediğin zaman, Allanın rahmetinden kovulmuş olan Şeytandan Allaha sığın.” buyurmuştur.

Bu hususta Peygamber efendimiz (s.a.v.) den de çeşitli Hadis-i Şerifler rivayet edilmektedir. Peygamberimiz bu Hadis-i Şeriflerinden birinde şöyle buyuruyor:

“Allanın huzurundan kovulmuş olan Şeytanın kışkırtmasından, gururlandırmasından ve vesvesesinden, herşeyi işiten ve bilen AHaha sığınınm. [3][111]

Muaz b. Cebel diyor ki:

“İki kişi Resulullahm yanında birlerine hakaret ettiler. Onlardan biri o derece kızdı ki, ben, öfkesinden, onun burnunun patlayacağını zannettim. Bu durumu gören Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben, bir kelime biliyorum ki o, bunu söylecek olsa öfkesi gidecektir.” Ben: “O kelime nedir Ya Resuîullah?” diye sordum (Ey Allahım, Kovulmuş Şeytanın şeninden sana sığınırım) demendir.” buyurdu. [4][112]

 

99- Şüphesiz ki, Şeytanın, iman edip rablerine güvenenler üzerinde hiçbir nüfuzu yoktur.

“Şeytanın, müminlerin üzerinde nüfuzu yoktur.” ifadesi, müfessirler tarafından şu şekilde izah edilmiştir:

Bazılarına göre: “Şeytanın, müminlerin üzerinde nüfuzu yoktur” demek, “Şeytanın, müminleri, affedüemeyecek bir günaha sürüklemeye gücü yetmez” demektir.

Bazılarına göre ise bu ifade: Şeytanın şerrinden Allaha sığınana, Şeytanın herhangibir şerrinin dokunamayacağı anlamına gelmektedir.

Diğer bazılarına göre ise bu ifade, İblisin, ifade ettiği şu ihîaslı kulları kastetmektedir. İşte Şeytanın, bunlara karşı bir nüfuzu sözkonusu değildir. Ayette buyuruluyor ki: “İblis: “İzzet ve şerefine yemin olsun ki, onlardan, ihlasli kulların hariç, bütün insanları yoldan çıkaracağım.” dedi[5][113]

Bazılarına göre de bu ifadeden maksat, Şeytanın, iman edenlere karşı hiçbir delilin bulunmadığının beyan edilmesidir. [6][114]

 

100- Şeytanın nüfuzu, sadece onu dost edinenlere ve onun vesvesesi ile Allaha ortak koşanlaradır.

Bu âyet-i Kerimede, Şeytanın nüfuzunun kimler için geçerli olduğu açıkça beyan edilmektedir. Bunlar da Şeytanı dost edinip onun peşinden gidenler ve Allaha ortak koşanlardır. [7][115]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.