TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 91. VE 95. AYETLER

91- Ahitlcştiğiniz zaman, Allanın ahdini yerine getirin. Allahı kefil tutarak kuvvetlendirdikten sonra yeminleri bozmayın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı bilir.
Allah teala bu âyet-i Kerimede, yapılan muahadelerin, sözleşmelerin ve yapılan yeminlerin, yerine getirilmesini emretmektedir. Zira bir Müslümanın, yaptığı sözleşmeyi tek taraflı olarak bozması, karşı tarafa bir ihanettir. İhanet ise İslam dini tarafından yasaklanmıştır.
Ancak, herhangibir kimsenin hak ve hukukuyla ilgili olmayan, Mesela: “Vallahi yarın falan yere gideceğim.” gibi yeminleri, keffaret ödeyerek bozmak caizdir. [1][104]
92- Kendileriyle ahitlcştiğiniz ümmetten, sayıca daha üstün olan diğer bir ümmetle iyi geçinmek için, yeminlerini aldatma vasıtası yaparak, ipliğini sağlam eğirip te sonra onu söküp bozan şaşkın kadın gibi olmayın. Allah, sizi bununla imtihan eder. Şüphesiz ki o, kıyamet gününde ihtilaf ettiğiniz şeylerin gerçek yüzünü size açıklayacaktır.
Mücahid, bu âyet-i Kerimeyi şöyle izah etmektedir: Cahiliye döneminde insanlar birbirleriyle muahede yapıp taraftarlar edinirlerdi. Muahadeyi yaptıktan sonra, kendileriyle muahade yaptıkları topluluklardan daha güçlü ve sayıca da daha çok olanlarını bulunca, öncekilerle olan muahadelerini bozup o güçlü ve sayıca çok olanlarla muahade yaparlardı. Böylece, kendileriyle daha önce muahaade yaptıkları insanları, Allaha söz verdikleri halde aldatmış olurlardı. Allah teala onların bu hallerini, ipliğini iyice eğirdikten sonra onu tekrar çözen kadının haline benzetmiştir. Ve Müslümanlara, yaptıkları mauhadeyi, başkalarına yaranmak için bozmamalarını emretmiştir.
Katade, Dehhak.ve İbn-i Zeyd, âyet-i Kerimeyi bu şekilde izah etmişlerdir.
İbn-i Kesir ise bu âyet-i Kerimeyi şöyle izah etmektedir: “Sizler bir ümmeti, kendinizden daha güçlü gördüğünüz zaman onları kendinize güvendirmek için onlarla muahade yapıyor sonra da ihanet etme imkânı bulunca anlaşmanızı bozup onlara ihanet ediyorsunuz. Bunu yapmayın. İpliğini sağlamca eğirdikten sonra onu çözen kadın gibi olmayın. Nitekim Kureyşliler, Resulullaha karşı böyle yapmışlardır.
İbn-i Kesir diyor ki: “Allah, müminlere, güçlü olan düşmanlarıyla yapmış oldukları muahadeyi, imkân bulunca tek taraflı olarak bozmayı yasaklamıştır. Güçlü olan düşmanla yapılan muahadenin durumu böyle olunca, zayıf olan düşmanla yapılan muahadenin de tek taraflı olarak bozulamayacağı muhakkaktır. [2][105]
93- Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola sevkeder. Şüphesiz ki kıyamet gününde yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz.
Ey insanlar, eğer rabbiniz dileseydi, sizleri tek bir ümmet yapardı da ihtilafa ve ayrılığa düşmezdiniz. Fakat Allah, sizleri çeşitli ümmetlere ayırdı. Bazılarınız iman etti bazılarınız da kâfir oldu. Allah, sizlerin hepinizin, amellerinizden dolayı hesaba çekecek, itaat edene sevabını, isyan edene de cezasını verecektir. [3][106]
94- Yeminlerinizi aranızda aldatma vasıtası yapmayın. Sonra sağlamca basan ayak kayar. AHahın yolundan alıkoymanız sebebiyle, dünyada kötülüğü tadarsınız. Ahircttc de sizlere büyük bir azajp vardır.
Ey insanlar, yeminlerinizi aranızda, birbirinizi aldatma vasıtası yapmayın. Aksi takdirde güven içindeyken güvensizliğe düşersiniz. Emniyette iken tehlikeye girer helak olursunuz. Yeminlerinizi bozmanız sebebiyle, insanların, Allaha ve Peygamberine iman etmelerine engel olmanız yüzünden, Allanın, sizin için hazırlamış olduğu azabı tadarsınız. Ahirette ise size cehennem azabı vardır.
Ayet-i Kerimede geçen “Sağlamca basan ayak kayar” ifadesi, emniyet içindeyken tehlikeye gimıek, doğru yolda iken yolunu şaşırmak anlamına gelir. Mesela: “Falanın ayağı kaydı.” demek “Kötü duruma düştü” demektir.
Allah teala bu âyet-i Kerimede müminleri, yaptıkları yeminlere bağlı kalmaya davet etmekte ve yeminlerini, bir kısım insanları aldatmak için vasıta yapmaktan sakındırmaktadır. Aksi takdirde, insanlar arasındaki güvenin sarsılacağını ve istikrarsızlığın hâkim olacağını ve Müminlerin, yeminlerini bozmaları neticesinde kâfirlerin de onlara güvenmeyerek İslama girmekten kaçınacaklarını, böylece müminlerin, insanları, AHahın yolundan alıkoymuş olacaklarını beyan etmektedir. Bunun cezası ise dünyada perişan olmak ahirette de büyük bir azaba uğramaktır. [4][107]
95- Allahn ahdini basit değerlerle değişmeyin. Eğer bilirseniz. Alllah katındaki, sizin için daha hayırlıdır.
İman ettiğinize dair Allaha verdiğiniz sözü, sakın, az bir maddi değer karşılığında satmayın. İmandan çıkıp, geçici dünya menfaatlari için inkâra sapmayın. Zira, dünya menfaatleri pek değersiz, Allah katında bulunan mükâfaatlar ise, değeri biçilemeyecek kadar büyüktür. Ve sizin için daha hayırlıdır. Yeter ki siz, bu iki nimetin mukayesesini yapabilin. [5][108]