TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 71. VE 75. AYETLER

71- Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Rızik yönünden üstün kılınanlar, elleri altındakilerin nzıklarıni veremezler. (Rızıklann ancak Allah tarafından verilmesi yönünden) bütün insanlar eşittir. Hâlâ Allanın nimetlerini inkâr mı ediyorlar?
Müfessirler bu âyet-i Celileyi iki şekilde izah etmişlerdir: Bazılarına göre bu âyeti Celiîe şu anlama gelmektedir: “İnsanın zengin veya fakir oluşu, Allahm takdiri yi edir. Zira rızkı veren ancak Allahtır, İnsanların bir kısmını diğerlerinden, dünyadaki nzık bakımından üstün kılmıştır. Kendilerine fazlaca rızık verilenler, elleri altında bulunanları nzıklandırdıklarını sanmasınlar. Çünkü Allah tarafından rızıklandırılma bakımından herkes eşittir. O halde kendilerine fazla nzık verilenler, bu verilenlerin hakkını ifa etmeyerek Allanın nimetlerine karşı nasıl nankörlük ederler? Onlar, bu nzıklan, kendi güçleriyle elde ettiklerini sanarlar. Böyle yanlış bir zanna kapılmasınlar.” Meal bu izah şekline göre hazırlanmıştır.
Diğer bir kısım müfessirlere göre ise âyetin izahı şöyledir. “Ey Allaha ortak koşan müşrikler, sizler, Allanın size nzık oiarak verdiği şeyleri, emirleriniz altında bulunan köle ve işçileriniz gibi insanlara vererek mal ve servet bakımından onlara eşit olmak istemezsiniz. O halde nasıl olur da Hz. İsa gibi Allahm yarattığı bir kulun veya cansız putların, Allaha, onun mülkünde ortak olduklarını iddia edersiniz? O halde Allahm size vermiş olduğu nimetlerin bir kısmını putlara ayırarak onun nimetlerine karşı nasıl nankörlük edersiniz?
Taberi ve İbn-i Kesir bu son görüşü tercih etmişlerdir. [1][78]
72- Allah, kendi cinsinizden eşler, o eşlerden de oğullar ve torunlar yarattı. Sizi, helal ve güzel şeylerle rıziklandırdı. Hâlâ b ataşeyi er e iman edip, Allahm nimetlerine nankörlük mü ederler?
Allah teala bu âyet-i Kerimede de, kullarına vermiş olduğu nimetleri zikrediyor. İnsanlara, kendi cinslerinden eşler verdiğini beyan ediyor. Eğer Allah, insanın eşini başka bir varlıktan yaratacak olsaydı, eşler arasındaki kaynaşma, sevgi ve merhamet meydana gelmezdi. Fakat Allah, insanoğluna lütufta bulunarak, eşini kendi cinsinden yarattığı gibi, çocuk sahibi olmasını da erkek ve dişinin evlenmesiyle sağladı. Böylece eşlerin ikisinin de kalblerine, yavrularına karşı sevgi ve merhamet kondu.
Diğer yandan Allah teala, kullarının, yeryüzünde hayatlarım sürdürebilmeleri için onlara çeşitli ve tertemiz nimetleri rızık olarak vermiştir. Artık bütün bunlardan sonra, kâfirlerin uydurdukları bâtıl şeylere inanıp Allanın, nimetlerine karşı nankörlük etmek hiç insana yakışır mı?
Ayet-i Kerimede “Torunlar” diye tercüme edilen “Hafede” kelimesinin “Hısımlar” “Yardımcılar” ve “Hizmeşçiler” anlamına geldiğini söyleyenler de vardır. Buna göre âyetin izahı şöyledir: “Allah, eşlerinizi kendi cinsinizden yarattı. O eşlerinizden de oğullar ve torunlar veya hısımlar yahut akrabalar veya hizmetçiler var etti. Artık bâtıl şeylere iman edip, Allanın nimetlerine karşı nasıl nankörlük edersiniz? Hısımlarınız da, akrabalanruz’da, hizmetçileriniz de kendi , cinsinizdendir. Onlarla anlaşıp kaynaşmanız daha kolaydır. [2][79]
73- Müşrikler, Allahı bırakıp göklerden ve yerden kendilerine verilecek rızka sahibolmayan ve vermeye de kadir olamayan şeylere taparlar.
Müşrikler, Allahı bırakıp ta bir kısım pullara taparlar. Bu putlar onlara, ne gökten yağmur yağdırarak ne de yerden ekin bitirerek nzık vermeye mâliktirler. O halde nasıl olur da insanlar böyle şeylere taparlar? [3][80]
74- Allaha ortaklar koşmayın. Muhakkak Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Ey müşrikler, Allaha eşler, benzerler ve denkjer uydurmayın. Allah, kendisinden başka hiçbir ilah olmadığını ve sizin ona ortak koşmanızın bâtıl olduğunu çok iyi bilir. Sizler ise bunları bilmez ve Cehaletinizden dolayı ortak koşarsınız. [4][81]
75- Allah, hiçbirşey yapmaya gücü yetmeyen el altındaki bir köle ile, Allah tarafından kendisine güzel rızık verilen ve o nzıktan gizli aşikâr sarf eden bir insanı misal verdi. Hiç bunlar eşit olur mu? Hamd Allaha mahsustur. Ne var ki insanların çoğu bilmezler.
Allah teala, bu âyet-i Kerimede, kendisine itaat eüneyen, hiçbir hayır yapmayan ve kendi yolunda hiçbir şey harcamayan kâfiri, emir altında bulunan ve hiçbirşeye sahip olmayan bir köleye benzetmektedir. Köle nasıl efendisinin emrindeyse kâfir de nefsinin ve Şeytanın elindedir. Dolayısıyla hayra yönelemez. Allah teala, kendisine itaat eden, hak yolda malını harcayan mümini ise, serbestçe tasarrufta bulunan hür bir kimseye benzetiyor. İradesinde hür olan bir müminle, eli kolu âdeta bağlı olan bir kâfir hiç bir olur mu? Mümini, kendisine itaat etmeye muvaffak kılan Allaha hamdolsun. Hamd, tapınılan putlara değil ancak Allaha mahsustur. Ne var ki insanların çoğu bunu bilmezler. [5][82]