TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA İSRA SURESİ 66. VE 70. AYETLER

66- Lütfuyla nimetler elde etmeniz için denizde gemileri yüzdüren rabbinizdir. Şüphesiz ki o, size merhametlidir.
Allah teala bu âyet-i Kerimede, kullarına verdiği nimetlerden biri olan, gemileri denizde yürütme lütfunu beyan etmekte, bundan sonra gelen âyet-i Kerimede de insanların, bu nimetin kadrini bilmediklerini, ancak denizde bir tehlike geçirince Allah’a yönelip ona yalvarmak mecburi yelinde kaldıklarını beyan ediyor, insanın nankörlükte çok ileri gittiğini açıklıyor. [1][79]
67- Denizde herhangi bîr tehlikeye maruz kaldığınızda, Allah’tan başka, yardımını istediğiniz bütün putlar hatırınızdan silinir gider. Allah sizi tehlikeden kurtarıp karaya çıkarınca da, yüz çevirirsiniz. Zaten insanoğlu nankördür.
İnsan, başka herhangi bir kimsenin yardımını temin edemeyeceği durumlarda sıkışıp kalınca hemen Allah’a yalvarmaya başlar, ona sığınır. Denizde fırtınaya yakalanan insanlar da bunun bir misalidir. Denizde ölüm tehlikesiyle karşılaşan insan, Allah’a yalvarır fakat oradan kurtulup karaya çıkınca geçirmiş olduğu tehlikeyi unutarak, kendisini kurtaran rabbinden yüzçevirir. Bu haliyle insan, gerçekten nankör bir varlıktır. [2][80]
68- Sizi, karada yerin dibine batırmayacağından veya başınıza taş yağdırmayacağından emin misiniz? Sonra kendinize bir yardımcı da bulamazsınız.
Ey insanlar denizde geçirmiş olduğunuz tehlikeden uzaklaşıp karaya çıkınca size başka bir felaketin gelmeyeceğinden emin misiniz? Allah’ın sizi, karada olduğunuz halde yerin dibine geç irmeyeceğinden veya üzerinize gökten taş yağdırmayacağından emin misiniz? Bundan emin olmayın ve bilin ki sizi Allah’ın azabından kurtaracak bir yardımcı da bulamazsınız. [3][81]
69- Yoksa sizi tekrar denize döndürerek üzerinize kasırgalar göndermemesinden, inkârınız sebebiyle sizleri bağlamamasından emin misiniz? Sonra bizden, yaptıklarımızın hesabını soracak birini de bulamazsınız.
Denizde tehlikeyle karşılaştığınızda Allah’ın birliğini ikrar edip sonra karaya çıkınca da ondan yüzçeviren insanlar, Allah’ın, kendilerini tekrar denize döndürüp üzerlerine helak edici rüzgârlar göndermeyeceğinden ve onları, inkârları yüzünden denizde boğmayacağından emin midirler? Allah bunu yaparsa onu hesaba çekecek biri mi bulunacaktır? Elbette ki hayır. Böyle bir kimsenin bulunması mümkün değildir. O halde bu insanlar, Şeytanın aldatmasından nelere güvenip te Allah’a isyan ederler? [4][82]
70- Şühhesiz ki biz, Âdemoğlunu şerefli kıldık. Karada ve denizde onları taşıttık. Helâl ve temiz şeylerle rızıklandırdik. Onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
Şüphesiz ki biz, Âdemoğlunu, diğer varlıklara hakim kılarak, diğer varlıkları onun hizmetine vererek şerefli bir varlık kıldık. Biz onları karada ve denizde çeşitli binekler üzerine bindirerek taşıttık. Diğer canlılar için böyle bir
imkân vermedik ve onları temiz ve helâl yiyecek ve içeceklerle nzıkl and irdik. Biz onlan, yarattıklarımızın birçoğundan pek üstün kıldık.
İnsanın diğer varlıklardan farklı ve üstün olan tarafları, akıl sahibi olması, konuşabilmesi, iyiyi kötüden seçebilme yeteneğine sahibolması, şeklinin güzel olması, boyca uzun olması, işlerini elleriyle görüp diğer ihtiyaçlarını onlarla gidermesi gibi meziyetlerdir. [5][83]