TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA İSRA SURESİ 41. VE 45. AYETLER

41- Şüphesiz kî biz, düşünüp ibret almaları için bu Kur’anda misâller verdik. Fakat bu misaller onların ancak nefretini artırıyor.
Biz bu Kur’anda, bize karşı çeşitli iftiralarda bulunan müşriklere, çeşitli misaller, çeşitli deliller ve âyetler zikrettik. Bunları düşünüp öğüt alsınlar diye onlan uyardık. Ne var ki onlar, bu misal ve ibretlerden öğüt almadılar. Aksine inatlaştılar. Böylece bu âyetler onların ancak nefretini artırdı, haktan uzaklaşmalarını hızlandırdı. [1][52]
42- Ey Peygamber, şöyle de: “Eğer.iddia ettikleri gibi Allah ile beraber başka ilahlar da olsaydı, o takdirde arşın sahibi olan Allaha üstün gelmenin yollarını ararlardı.
Taberi bu âyet-i Kerimeyi şöyle izah ediyor “Ey Muhammed, Allah ile birlikte başka ilahlar bulunduğunu iddia eden o müşriklere de ki: “Şayet iddia ettiğiniz gibi Allah ile baraber başka ilahlar olsaydı, onlar da Allahın yüceliğini ve azametini takdir eder, ona yaklaşmak için bir yol ararlardı. O halde sizler, aracı kıldığınız putları bıraksıp sadece Allaha yönelin. [2][53]
43- Allah onların iddialarından münezzehtir, çok yücedir.
Allah teala kendisine ortak koşanları tekzib ederek, kendisinden başka hiçbir ilahın bulunmadığını, onun, böyle şeylerden münezzeh olduğunu ve herşeyin üstünde bir güç ve kudrete sahibolduğunu beyan ediyor. İlahhğına gölge düşürecek olan her türlü iddiaları reddediyor. [3][54]
44- Yedi gök, yer ve onlarda bulunan varlıklar Allahı teşbih ve tenzih ederler. Aslında hiçbirşey yoktur ki ha m d île Allahı tebih etmesin. Ne var ki siz onların teşbih etmesini anlamazsınız. Şüphesiz ki Allah, çok yumuşak davranan ve çok affedendir.
Bir kısım âlimler burada, Allahı teşbih eden bütün varlıklardan maksadın, ruh sahibi varlıklar olduklarını söylemişler, diğerleri ise canlı veya cansız bütün varlıkların Allahı teşbih ettiklerini söylemişler ve delil olarak ta şunları söylemişlerdir:
Abdullah b. Mes’ud diyor ki:
“Ben, Resulullahın parmaklarının arasından su kaynadığını gördüm. Şüphesiz ki bizler, yenirken yemeğin teşbih ettiğini işittik.’[4][55]
Cabir b. Abdullah diyor ki:
“Resulullah (s.a.v.) önceleri bir hurma kütüğünün üzerine çıkarak hutbe okuyordu. Ensardan bir kadının, Resulluha bir minber yapılmasını teklif etmesi üzerine Resulullaha minber yapıldı. Cuma günü olunca Resulullah minberin üzerine çıktı. Hurma kütüğü, çocuğun ağlaması gibi ağlamaya başladı. Resulullah (s.a.v.) minberden aşağı inip onu kucakladı. Kütük hâlâ çocuğun inlemesi gibi inliyordu. Resululah ise onu teskin etmek istiyordu. [5][56]
Bu Hadis-i Şerif birçok sahabi tarafından rivayet edilmiştir ve mütevatir hadislerdendir.
Bütün mevcudatın kendi lisanlanyla ve kendi halleriyle Allahı teşbih ettikleri gibi hayvanlar da kendi lisanlanyla Allahı teşbih ederler. [6][57]
45- Ey Peygamber, Kur’ani okuduğun zaman, seninle âhirete iman etmeyenlerin arasına gizli bir perde çekeriz.
Allah teala bu âyet-i Kerimede Resulullah (s.a.v.) e hitaben: “Ey Muhammed, Sen, Allaha ortak koşan müşriklere, onların iddialarını çürüten
Kur’anı okuduğun zaman biz, seninle onların arasına, sizleri birbirinizden ayıran bir perde çekeriz.” buyuruyor.
Katade ve İbn-i Zeyd, bu perdenin, şu âyet-i Kerimede zikredilen perde olduğum söylemişlerdir: “Kâfirler, Peygambere şöle dediler: “Bizi davet ettiğin dine karşı kalblerimizde bir kapalılık, kulaklarımızda bir ağırlık ve bizimle senin arand anlaşmamıza engel bir perde vardır. Sen, istediğini yap, biz de istediğimizi yapacağız. [7][58]
Taberi, kâfirlerle müminlerin arasına konan bu perdenin, gözle görülemeyen bir perde olduğunu söylemiştir. Bundan sonra gelen âyette de bu husus şöyle beyan ediliyor: [8][59]