sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA İBRAHİM SURESİ 16. VE 20. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA İBRAHİM SURESİ 16. VE 20. AYETLER
17.07.2025
3
A+
A-

16-  Peşinden   de  cehennem  vardır.   Orada   ona  irinli  sudan ıçirilecektir. Evet, inatçı zorbaları, âhirette cehennem azabı beklemektedir. Orada layık oldukları cezayı göreceklerdir. [1][19]

 

17- O, suyu yutkunur, bir türlü yutamaz. Ölüm her yönden kendisine gelir ama, ölüp kurtulamaz. Peşinden de çetin bir azap vardır.

Ayet-i Kerimede, cehennemliklerin görecekleri azabın bir kısmı beyan edilmektedir. Cehennemliklerin nasıl azap görecekleri, birçok âyet-i Kerimede zikredilmiştir. O âyetlerde şöyle buyurulmaktadır; “Ey Muhammed, sen onlara şöyle de: “Benim size getirdiklerim, rabbiniz nezdinden indirilmiş bir hak ve gerçektir. Dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. ” Şüphesiz biz zalimlere, çevrelerini ateşten duvarlarla kuşatan korkunç bir ateş hazırlamışızdır. Susuzluktan kavrulup yardım istediklerinde onlara erimiş maden gibi bir su verilir ki, yüzleri haşlar. O, ne kötü bir içecektir. O cehennem ne kötü bir yerdir! [2][20]Bu böyle… Şüphesiz, haddi aşan azgınlar için de kötü döşektir o.” “İşte kaynar su ve irin. Tatsınlar onu.” “Buna benzer daha başka çeşit çeşit azaplar! [3][21]“Şüphesiz zakkum ağacı, günahkârların, cehennemdeki yiye­cekleridir.” “Zakkum ağacı erimiş maden gibidir. İnsanların karnında, tıpkı sıcak suyun kaynaması gibi kaynar.” “O gün, cehennem zebanilerine şöyle denecektir: “Bu günahkârları tutup cehennemin ortasına sürükîeyin. Sonra da başına, azabını artırmak için kaynar su dökün.” “O günahkârlara da şöyle denecektir: “Azabı tat bakalım. Çünkü sen dünyada çok kuvvetli ve üstün bir kimseydin. İşte bu, dünyada şüphe ettiğin o azapptır. [4][22]İşte bunlar, rableri hakkında münakaşa eden, mümin ve kâfir, iki hasım zümredir. İnkâr edenlere ateşten elbiseler biçilir. Başlarının üstünden kaynar sular dökülür.” “Onunla kannlarındakiler ve derileri eritilir.” “Ayrıca onlar için, demirden topuzlar vardır.” “Onlar, ne zaman, cehennem azabının sıkıntısından çıkmak isteseler, her defasında oldukları yere döndürülürler. Onlara: “İnkârınızın cezası olarak yakıcı azabı tadın.” denilir.’[5][23]

 

18- Rablcrini inkâr edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde, rüzgârın savurduğu küle benzer. Kazandıklarını ellerinde tutamazlar, İşte en büyük sapıklık budur.

Allah teala, kendisine kuiluk etmeyen, Peygamberlerini yalanlayan ve amellerini sağlam temellere oturtmayan kâfirlerin, dünyada yapmış oldukları amelleri, şiddetli bir fırtınanın savurduğu küle benzetiyor. Rüzgâr nasıl bu külden hiçbir zerre bırakmaz, savurup götürürse, işte âhirette kâfirlerin amellerinden de hiçbirşey ellerinde kalmaz.

Ayet-i Kerimeden anlaşılmaktadır ki, kâfirlerin dünyada yaptıkları hayır gibi görünen işlerin, âhirette kendilerine hiçbir faydası yoktur. Bu husus, çeşitli âyet-i Kerimelerde çeşitli benzetmelerle beyan edilmiştir. O âyetlerde şöyle Duyurulmaktadır: “Kavminin, inkâr eden, âhirete kavuşmayı yalanlayan ileri gelenleri -Ki biz onları dünyada refah içinde yaşatmıştık- Şöyle dediler: “Bu, sizin gibi beşerden başka birşey değildir. Yediklerinizden yer, içtiklerinizden içer. [6][24]

“Onların bu dünya hayatında sarfettikleri şeyin durumu; Kendilerine zulmeden bir kavmin ekinlerine isabet edip onu yok eden çok soğuk bir rüzgârın durumuna benzer. Onlara Allah zulmetmedi fakat onlar, kendi kendilerine zulmettiler. [7][25]“Ey iman edenler, malını, insanlara gösteriş için harcayan ve Allaha, âhiret gününe iman etmeyen kimse gibi, başa kakarak ve eziyet yaparak sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Böyle bir kimsenin durumu, üzerinde toprak bulunan kaygan bir kayaya benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet eder. Üzerindekini götürüp çıplak bir taş bırakır. İşte bunlar da kazandıklarından birşey elde edemezler. Allah, kâfir bir topluluğu hidayete erdirmez. [8][26]

 

19- Ey Peygamber, Allanın, gökleri ve yeri, yerli yerince yarattığını görmezmisin? Eğer dilerse sizi yok eder, yerinize yeni bir kavim getirir.

Allah teala bu âyet-i Kerimede, gökleri ve yeri, takdir ettiği bir Ölçüyle ve pek düzenli bir şekilde yarattığını beyan ediyor ve emirlerine uymayan insanları tehdit ederek, dilerse onları yok edip yerlerine yepyeni bir nesil getirebileceğini açıklıyor. Zira, gökleri ve yeri yaratan Allah için bunu yapmak, hiç te güç bir iş değildir. Bu hususta diğer âyetlerde de şöyle buyuruluyor: “Gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya kadir değil midir? Elbette kadirdir. Herşeyi yaratan ve herşeyi hakkıyla bilen o’dur.” “Bir şeyin olmasını dilediği zaman onun emri sadece “01” demektir. O da hemen oluverir. [9][27]“Ey iman edenler, sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah, onların yerine, kendisinin onları, onların da kendisini sevdiği, müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise güçlü ve şerefli olan, Allah yolunda cihad eden ve kınayanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir. İşte bu, Ailahın bir lütfudur. Onu, dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir. Herşeyi çok iyi [10][28]

 

20- Bu, Allah için asla zor değildir.

Ey insanlar, sizleri yok edip yerinize başka kavimler getirmesi, Allah için asla zor değildir. Zira o, dilediğini yapmaya kadirdir. [11][29]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.