TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA HUD SURESİ 81. VE 85. AYETLER

81- Melekler şöyle dediler: “Ey Lût, bizler, rabbinin elçileriyiz. Bunlar sana il işemeyecekler. Sen, ailenle beraber gecenin bir bölümünde yürü git. Hiçbiriniz arkasına dönüp bakmasın. Ancak hanımın kalsın. Çünkü kavminin uğrayacağı azaba mutlaka o da uğrayacaktır. Onların yok olma vakitleri bu sabahtır. Sabah da yakın değil mi?
Lût’un sıkıntıya düştüğünü gören Melekler ona şöyle dediler: “Bizler rabbinin elçileriyiz. Kavmini helak etmek için gönderildik. Onlar, sana ve misafirlerine herhangi bir kötülük yapamacaklardır. Bu hususta müsterih ol. Ancak gecenin bir bölümünde ailenle birlikte burayı terkedip git. Sizden hiçbiriniz dönüp geri bakmasın. Ailenden kann hariçtir. O, seninle gelmesin. Kavminin helak olma vakti sabah vaktidir. Sabah ise çok yakın bir vakittir.
Meleklerden, kavminin helak olacağını Öğrenen Hz. Lût, sabaha kadar bile kavminin cezalandırılmamasını uzun bir zaman olarak görmüş ve daha erken cezalandırılmalarım istemiş, bunun üzerine Melekler de ona: “Sabah yakın değil midir?” cevabını vermişlerdir. [1][90]
82-83- Azap emrimiz gelince, yaşadıkları ülkenin üstünü altına çevirdik. Üzerine, rabbin tarafından işaretlenmiş kızgın taşlan sağanak halinde yağdırdık. Bu azap, zalimlerden hiçbir zaman uzak değildir.
Lût kavminin helak edilmesi için, azap emrimiz gelince, onların bulundukları beldenin üstünü altına çevirdik. Biz onların üzerine, rabbin tarafından işaretlenmiş kızgın taşlan yağmur gibi yağdırdık.
Ey Muhammed, senin kavminin müşriklerinin üzerine de bu şekilde taşlar yağdırmak uzak bir ihtimal değildir.
Lût kavminin üzerine Allahın azabı bir sabah güneş doğarken gelmiş, memleketleri olan Sodom şehrinin üstü altına çevirilmiş, ayrıca üzerlerine, topraktan pişirilerek taşlaşmış, işaretli parçalar yağmıştır. Lût kavminin, şehirlerde yaşayanları da köylerde yaşayanları da helak olup gitmiştir.
Allah teala, kadınları bırakarak, erkeklerle cinsi temasta bulunan Lût kavmini bu şekilde cezalandırmıştır. Bu çirkin işi yapanlar hakkında Peygamber efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: [2][91]
“Lût kavminin yaptığı işi yapan bir kimseyi ele geçirirseniz yapanı da yaptıranı da öldürün.
Diğer bir Hadis-i Şerifte de şöyle buyurulmuştur:
“Lût kavminin yaptığı işi yapan kimse mel’undür[3][92]Bir başka Hadis-i Şerifte de:
“Ümmetim için en çok korktuğum şey, Lût kavminin yaptığı işi yapmasıdır’[4][93]buyurulmuştur.
İmam Şafii, İmam Malik ve İmam Ahmed b. Hanbel bu Hadis-i Şerife dayanarak livata yapanın, ister evli olsun ister bekâr olsun, recm edilmesi gerektiğini söylemişlerdir.
Hasan-ı Basrî, Ata b. Ebi Rebah ve İbrahim en-Nehaî ise livata yapanın cezasının zina cezası olduğunu söylemişlerdir. Yani bu işi yapan kimse evli ise recm edilir bekâr ise yüz sopa vurulur.
Ebu Hanife ise bu işi yapan kişinin, yüksek bir uçurumdan aşağı atılması ve arkasından da taşlanması gerektiğini söylemiştir. Buna gerekçe olarak da Allah Tealarun Lût kavmine bu şekilde ceza verdiğini göstermiştir.
Yine Ebu Hanifeden nakledilen başka bir görüşe göre ise böyle bir işi yapana tazir cezası verilir. [5][94]
84- Medyen halkına da kardeşleri Şuay’i Peygamber olarak gönderdik. Şöyle dedi: “Ey kavmim, Allaha kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Ölçü ve tartıyı eksik tutmayın. Ben sizi, bolluk ve bereket içerisinde görüyorum. Şüphesiz ki ben, sizin için, çepeçevre kuşatacak bir günün azabından korkarım”.
Medyen halkına da, kendilerinden biri olan Şuaybı Peygamber olarak gönderdik. Şuayb onlara şöyle dedi: “Ey kavmim, Allaha kulluk edin, ona itaat edip ona boyun eğin. Sizin için ondan başka, hakkıyla ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Ölçü ve tartılan eksik yapmayın. İnsanların hakkını yemeyin. Şüphesiz ki ben, sizleri bolluk ve bereket içinde yaşıyor görüyorum. Allahın emirlerine karşı gelmeniz halinde, ben sizlerin, çepeçevre kuşatacak bir günün azabına uğramanızdan korkuyorum.
Medyen: Medyen, aslında bir kabilenin ismidir. Bu kabile Hicaz bölgesiyle Şam arasında Maun şehri yakınında yaşıyordu. Bunların yaşadığı yere, kendi adları verilerek “Medyen” denmiştir. Allah teala bu kavme, en şerefi i lenrinden olan Şuayb aleyhisselami Peygamber olarak göndermiştir.
Şuayb aleyhi s sel amin, kavmini ilk önce ölçü ve tartıyı doğru tutmaları hususunda uyarmasının sebebi, çeşitli şekillerde izah edilmiştir. Bir kısım âlimler, Şuayb aleyhisselamın, Peygamber olarak gönderildiği zamanda, kavminin yaşadığı bölgede çok pahalılık olduğunu, Şuayb aleyhi sselamın, bu emir ve tavsiyeleriyle, fiyatları düşürmelerini istediğini söylemişlerdir. Bu görüş, Abdullah b. Abbas ve Hasan-ı Basrî’den nakledilmektedir.
Diğer bir kısım âlimler ise Şuayb aleyhisselamın kavminin, çokça mal ve süs eşyası biriktirdiğini görmüş ve fakirlere merhametli davranıp onların haklarım tam olarak vermelerini tavsiye etmiştir. [6][95]
85- “Ey kavmim, ölçü ve tartıyı adaletle ve tam olarak yapın. İnsanlara eşyalarını eksik vermeyin. Yeryüzünde bozgunculuk, karışıklık çıkarmayın.
Bundan önceki âyet-i Kerimede, Şuayb aleyhisselamın kavmine, ölçü ve tartıyı eksik yapmamalarının emredildiği beyan edilmiş, bu âyet-i Kerimede ise ölçü ve tartıyı tam olarak yapmalarının, insanların mallarını eksik vermemelerinin, aynca yeryüzünde bozgunculuk ç ıkarmam al arının emredildiği haber verilmiştir, zira bunlar, yol kesmek suretiyle de yeryüzünde bozgunculuk çıkarı yorlarm iş. [7][96]