ŞİDDETLİ AZAP SAHİBİ

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a CC mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

Yüce Allah CC   şiddetli sonlandıran, cezalandırması kuvvetli olan, yakalaması ve azabı çetin olandır. Allah CC inkarcıları inkarları , günahkarları günahları sebebiyle cezalandırandır.Dilediğinin cezasını bu dünyada verir dilediğininkini ahirete erteler.

Bu bağlamda Allah CC kullarını cezalandırması iki türlüdür.

** Cezayı hak eden kulların dünyada cezalandırması. Bu bela ve musibetlerle mallarının , canlarının, ticaretinin zararıyla depremler, seller gibi afetlerle vs cezalandırır. Dünyada verilen bu cezalar kafirler için azap , günahkar müminler için ise bir Rahmettir. Müminler bu azap vesilesi ile arınır günahlarına kefaret olur derecesi artar umulur ki günahlarından nefsine zulümden kötü bir yaşantıdan geri döner.        Eğer buna rağmen müminler başlarına gelen felaketten ders almaz günahlarına devam eder imanlarının gereğini yerine getirmez ise Allah dilerse onları ahirette de cezalandırır dilerse kendilerini affeder. Dünya malındaki nimetlerindeki çoklukta aslında kafirler için bir beladır. Azgınlık ve dünya tutkusu içinde aklını kullanmayan zalimler bu nimetlerle azgınlıkları ve dünya sevgileri artıkça artar ve bu şekilde ahiret azapları da çoğalır.

Peygamberler , Salihler , Allah dostlarının başına gelen musibetler ,  sıkıntılar kendileri için bir ceza değildir. Çünkü ceza kulun günah işlemesinin isyanının ardından gelir ve bunun ceza olduğu hissedilir. Peygamberler ise imtahana tutulurlar ve müminlere musibet ve imtihanlara karşı bir kulun duruşunu öğretirler örnek olurlar. Dünya hayatının hakikatini ve ahirete iman bağını musibetlere karşı tutumlarıyla öğretirler.

Allah CC kendilerini küfür nifak isyandan koruduğu kalplerine imanı sevdirdiği kimselerin başına gelen bela musibet afetler kendilerine Allah’ın ikramdır. Bunlar ile Allah CC o kullarının derecelerini arttırmakta sadakatlerini çoğaltmakta ve kendisine yakınlaştırmaktadır.

Bu yüzden Hz Peygamber şöyle buyurmuştur ‘’ İnsanlar arasında bela ve müsibeti en çok olan peygamberler , sonra onların izinden gidenlerdir’’

**Cezayı hak eden kullarının ahirette cezalandırılması : Ruhun bedenden ayrılmasıyla başlayan Azrail A.s görmek, kabir, yeniden diriliş bekleme, hesap verme ,cehennem ateşi hepsi uhrevi cezalardır. Buraya bırakılan cezalar gerçekten çok şiddetli ve çetindir elem vericidir. Herkesin işlemiş olduğu suçların karşılığı verilir. Şirkin haricinde Allahu Teala Mü’minlerin işlemiş olduğu günahları dilerse affeder dilerse de azapla karşılıklandrır. Ancak müşrik ve kafirlere şidettli ve ebedi bir azab vardır. Ahiretteki azablandırma aynı ölçüde değildir. Bazılarının azabı şiddetli, bazılarının azabı ise daha da şiddetlidir. Cehennemde azabı en hafif olanlar günahkar Mü’minlerdir. Çünkü günahkar Mü’minler cezalarını çektikten sonra cennete gireceklerdir. Kafirlerin içinde azabı en hafif olan da Ebu Talib’dir. Azabı en şiddetli olanlar da münafıklardır.

Örnek ve detayları çok fazladır dileyen sadece önce Kuran ayetleri ve İmam Gazali ölüm ve ötesi kitabına baksa samimi bir kişi için yeterlıdır.

Burada bizlere düşen nedir? Allah CC şiddetli azap sahibi olduğunu inkar edebilecek olan var mı ? o halde neden azap yokmuş gibi rahatız korkumuz yok . Bunca isyan haram günah zulüm neden ?

Yine aynı büyük sorun verilen akıl nimetini gereği gibi kullanmayarak her zerrede El Hakk olarak görünen  Allah CC  tanımadılar. Kainatın her yerinde her resminde , fiziki kimyevi biyolojik her kanununda varlığı ve birliği aşikar iken ‘’gözleri vardır fakat kördürler’’ ayeti kapsamına girdiler.

Ne kadar tanırsan o kadar korkarsın, seversin, itaat edersin Allah CC buna sonsuz derecede layık olandır.

Bilin ki, Allah’ın cezası çetindir ve Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.( Maide Suresi: 98)

Okuduğumuz bu ayet-i kerimede Allahu Teala’nın hem cezalandırmasının çok şiddetli olduğu, hem de bağışlama ve merhametinin çok olduğu birlikte zikredilmektedir. Bu durumda şu anlaşılmaktadır; cezayı hak eden kullar, henüz dünya hayatındayken tevbe ve istiğfar ettiklerinde Allah ( c.c) rahmetiyle onları affedip cezadan kurtarır. Ancak günah ve isyanlarında ısrar ederler ise Allah’ın şiddetli cezalandırmasına uğrarlar.

Rabbinin şiddetli azap sahıbı olduğunu bilen bunu kalbine yerleştiren bir kul Allah (c.c)’ın korkusunu kalbine hakim kılmak suretiyle O’nun razı olmadığı, yasaklamış olduğu şeylerden uzaklaşır. Emirlerine itaatsizlik yapmaz, ahirette Allah’ın azabına değil ebedi saadete nail olmaya çalışır.