SEFA TAŞI NEDİR BİLİR MİSİN?

Hamd Allah’a(c.c.)mahsustur.O Allah(c.c.) ki, O’nun celal ve azametini idrak eden kalpler ve gönüller dehşete düşer.O Allah(c.c.) ki kalpleri dilediği şekilde evirir çevirir.

Salat ve selam alemlere uyarıcı olarak gönderilen müminlerin önderi olan Hz.Muhammed(s.a.v.)’e ve onun yolundan giden müminlere olsun inşallh.

    Bedenin azalarının her biri,kendisine mahsus bir fiil için yaratılmıştır.O’nun hastalığı ancak kendisi için yaratıldığı fiili yapmamasıdır.

Misal;elin hastalığı,kendisine çalışmanın zor gelmesidir hareket edememesidir.

Gözün hastalığı,görmenin kendisine zorlaşmasıdır.

Kalbin hastalığı da yapması için yaratılmış olduğu fiilin yapılmasının kendisine zor gelmesidir.

Bu bakımdan her azada bir fayda vardır.Peki biz bu azaları ne hal üzere kullanmaktayız.Onların sağlıklı kalabilmesi için ne yapmaktayız.

Kişinin eli,ayağı tutmasa,gözü görmese,kulağı duymasa bunlar faaliyetlerini kaybetse Allah(c.c.) bunun hesabını sormayacaktır.

Fakat o kalp hastalansa ve onu öylece bıraksa hiç tedavi etmese işte  bunun hesabı çok çetin olacaktır.

  Resul-ü Ekrem(s.a.v.) kalbi şu şekide vasıflandırmıştır;”kalb,rüzğarın boşlukta döndürüp durduğu bir tüy gibidir.”(ibni mace,imam ahmed)

   Yani en ufak bir şeyde yönünü değiştirebileceğinden bahsetmiştir.Gerçektende öyle değilmi halimiz bir anımız bir anımızı tutmuyor bazen.

Bir bakıyorsun günahlarına ağlıyorsun,bir bakıyorsun günah çukuruna düşmüşsün.Yada fitnelerden çok çabuk etkileniyorsun.

Peki sağlam,temiz kalpler yokmu?Elbette var işte güzel bir misal.

Resulullah(s.a.v.) diyor ki;”Fitneler kalblere peş peşe isabet ederler.Hangi kalb o fitneleri kabul eder de sindirirse,o kalb te siyah bir nokta oluşur.

  Hangi kalb de o fitneleri kabul etmezse,o kalb de beyaz bir nokta oluşur.

 Bu şekilde kalbler iki çeşit olurlar.

Beyaz olanı,beyaz ve sert sefa taşı gibidir.

Yeryüzü ve gökler yerinde kaldığı müddetçe ona fitneler zarar veremez.

Siyah olan diğeri ise,içinde olanı dökülmüş bir kap gibi kupkurudur.Ne iyiliği bilir,ne de kötülüğü inkar eder,ancak heva-i nefsiyle hareket eder.”(müslim)

Sefa taşı beyaz ve sert bir cins granittir.Kadı İyad diyor ki;Bu kalbin sefa taşına benzetilmesi sadece beyazlığını açıklamak için değil,diğer bir sıfatı olan imana şiddetle bağlılığını ve her türlü zorluktan salim olduğunu vurgulamak içindir.

Sefa taşı gibi fitneler bu kalbe yapışamaz ve etki edemez.Sefa taşı pürüzsüz bir taştır,üzerine hiç bir şey yapışamaz.(şerh-i müslim nevevi)

Bu kalbin sahipleri kulaklarını haktan gayrısına açmazlar.Fakat ona fitneler ardı ardına geldikçe ve o kalbde bu fitneleri devamlı olarak istemeyip inkar ettikçe bu beyaz nokta genişleyerek bütün kalbi örter.Sonra günahlar ve fitnelere karşı öyle bir direnç kazanır ki,o beyaz ve sert olan sefa taşı gibi olur.

  Buna rağmen bu kalbin sahipleride bazı zayıf durumlara ve anlık gafletlere düşebilirler.Bu gafleti Rasulullah (s.a.v.) buluta benzeterek şöyle demiştir.

“Kalblerden hiçbir kalb yoktur ki,ayın bulutu olduğu gibi,onun da bulutu olmasın.Ay ışık verirken,önüne bulut geldiğinde nasıl kararır.O bulut açıldığında nasıl aydınlanır ise kalb de öyledir.”(taberani)

Bu misali iyi anlamaya çalışalım.Bulutların büyüklükleri bir değildir.Bazen o etrafa ışık saçan ayı uzun ve büyük bir bulutun kapladığını görürüz.

Bazen de ayın önüne çok küçük bir bulutun geldiğini görürüz.

Bu küçük bulut ayın ışıklarını örtemez ve bir kaç saniye içinde açılır.

Bazı bulutlar simsiyahtır.Bazıları ise beyaz ve şeffaftır,arkalarından ayı görebiliriz.İşte  bu bulut çeşitleri beyaz kalblere sahib olanların maruz kaldığı engelleri temsil etmektedir.

Muhakkak ki insanoğlu kalbi olarak bir çok engele maruz kalır evet ama önemli olan bu hal üzere devam etmemektir.

Kalblerimiz sefa taşı misali pürüzsüz,üzerinde kir,günah,fitne barındırmayan bir kalb olması lazım ki imanımız sağlam olsun.

Şunu da ekleyelim ki Allah azze ve celle bir kuluna hayrı irade ettiği zaman,ona nefsinin ayıplarını gösterir.Bu bakımdan basireti keskin bir kimseye ayıpları gizli kalmaz.Ayıplarını bildiği zaman da tedavi etme imkanı olur.

Rabbim bizleride basireti keskin,kalbi selim,Allah’a yönelmiş,günahta ısrar etmeyen gaflete daldığın da tövbeye koşan kalbinde ki bulutları kaldıran kullarından eylesin inşallah.

  “İşte bu cennet Allah’a yönelen,O’nun buyruklarına riayet eden,görmediği Rahman’dan korkan,Allah’a yönelmiş bir kalbe gelen sizlere,hepinize söz verilen yerdir.(kaf-31-32)”

                        ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN