RAHMAN’DAN BİR BAĞ: SILA-i RAHİM- 2

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd göklerin ve yerin tek Hâkimi ve hükümdarı olan Yüce Rabbimize mahsustur. Salât ve Selam âlemlere rahmet olarak gönderilen, önderimiz ve örneğimiz, kendisine tabi olunmadıkça kurtuluşun mümkün olmayacağı Hz. Muhammed (sav)’e âline, ashabına, onun izinden giden tüm müminler üzerine olsun inşallah.

Akraba ziyaretinin dinimizin emri olduğu gerçeğini daima hatırlayalım.

Sıla-i Rahim dediğimiz, dinimizin önem verdiği bu hakikat, öyle bir mesele ki, aslında olmasa hayatımızda ne olur diye baktığımızda Allah Resul’ü (s.a.v)’in şu hadisi şerifi ile karşılaşıyoruz: “Bir Müslüman bir dua eder de içinde günah, sıla-i Rahim’i terk etme gibi bir şey olmazsa, mutlaka Allah ona şu 3 hasletten birini verir; “ya derhal duasını kabul eder, ya onu ahirete saklar ya da ondan o kadar bir kötülüğü defeder.” (Tirmizi Dava at 115)

Yani bu meselenin hayatımızdaki ehemmiyeti çok büyüktür. Ancak bu ziyaretin sebebinin, gayesinin ne olması gerektiğine değinelim inşallah… Allah (cc) Resulüne;  “Resulüm! Önce en yakın akrabanı uyar” (Şuara 214)  emri ilahisi ile akrabasını hak yola ve İslam a davet etmesini emretmiştir. Yani sadece Allah’ın rızasını gözetmeye gayret ederek, dünyevi maddi çıkarlar için mal, para, servet, miras gibi menfaat unsurları gütmeden,  yalnızca Allah’ın dinine davet etmek ve bu dinin toplumsal olarak yaşanmasını sağlamak amacında olmalıdır.

Ancak bugün akraba ilişkilerine şöyle bir baktığımızda, hep dünyalık çıkar için insanların aralarının daha çok açıldığını, hatta toprak için kardeşin kardeşi vurduğunu, miras için akrabaların birbirlerine düşman kesildiğine şahitlik etmekteyiz. Buda gösteriyor ki içine “ dünyanın” karıştığı hiçbir şeyde insan için huzur yoktur.

Oysaki Hz. Peygamber(s.a.v) şöyle buyurmuştur:  “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasını görüp gözetsin.”(Buhari İlim 37,) Akrabanın görülüp gözetilmesi emredildiğine göre bunun nasıl yapılacağını iyi bilmek gerekir. Bunlar derece açıklanmaktadır. En aşağı derecesi; “Akrabalarımıza karşı tatlı sözlü, güler yüzlü olmak, karşılaştığımızda selamlaşmayı, hal hatır sormayı ihmal etmemek; daima kendileri hakkında iyi şeyler düşünmek ve hayır dilemektir.”

İkinci derece de;  “Ziyaretlerine gitmek ve çeşitli konularda yardımlarına koşmaktır.”Bunlar daha çok bedeni hizmetlerdir. Özellikle yaşlıları zaman zaman yoklayarak, yapılacak işleri varsa onları takip etmek kendilerini sevindirecektir.

Üçüncü ve en önemli derecesi; “Akrabalara mali yardım ve destek sağlamaktır.”  Şu halde yakınları görüp gözetmek deyince, yukarıda belirtilen üç derecedeki yardımdan hangisine güç yetirebiliyorsa onun yapılması gerekmektedir. Bunlar cenneti arzulayan her müslümanın vazifelerindendir. Nitekim Resulullah (s.a.v): “Ey insanlar, birbirinize selam verin, akrabanızı gözetin, yemeği yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selametle cennete giresiniz.” buyurmaktadır.(Tirmizi Et’ime,45)

Ayet ve hadislerden de anlaşılacağı üzere ziyaretler akrabalar arasındaki sevgi bağlarını güçlendirir. Dargınlıkları sona erdirir. Sevinç ve üzüntülerin karşılıklı paylaşılmasını, sıkıntılara birlikte çareler aranmasına vesile olur. Rabbim bizleri de Sıla-i Rahim’i hakkıyla gözeten kullarından eylesin inşallah.(Amin)

VELHAMDULİLLAHİRRABİLÂLEMİN.