NİMETİN FARKINA VAR!

Alemlerin Rabbi, kendisinden başka ilah olmayan Rahman ve Rahim olan Allah c.c.’ya sonsuz hamd olsun.

Salat ve Selam kendisine iman ve itaat edilmedikçe kurtuluşun mümkün olmadığı, son Nebi Hz. Muhammed s.a.v’in üzerine ehi beytine, ashabına ve bütün müminlerin üzerine olsun.

‘’Rahman olan Allah, Kur’an öğretti, insanı yarattı. O’na düşüncesini açıklamayı öğretti, güneşin ve ayın konumları ve hareketleri belirli bir hesaba göredir, Bitkiler ve ağaçlar o’nun buyruğuna boyun eğerler, o göğü yükseltti ve mizanı koydu, Allah yeryüzünü canlıların ayaklarına serdi, orada türlü türlü meyveler, salkımlı hurma ağaçları var, yine orada yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler var.’’ (Rahman 1-12)

‘’Allah hayvanlarıda yarattı. Bunlar size soğuktan koruyucu yünler, kullar ile başka birçok yarar sağlarlar ve etlerini de yersiniz.’’ (Nahl 5)

‘’Size gökten su indiren o’dur. Hayvan otlattığınız çayırlar onun sayesinde gelişir.

Allah bu su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler, çeşit çeşit meyveler bitirmektedir. Bunda düşünen kimseler için ibretler vardır.

Allah gece ile gündüzü güneş ile ayı yararınıza sundu. Yıldızlarda O’nun emri ile canlılara hizmet sunmaktadır. Bunlarda düşünen kimseler için ibret verici ders vardır.

O denizi de yararınıza sundu oradan elde edilen taze etler yiyesiniz, diplerinden takınacağınız takılar çıkarasanız diye, nimetlerini araştırırsanız ve umulurki şükrederseniz diye Allah denizi yararınıza sundu.

Allah yeryüzünde sarsılmayasınız diye köklü dağlar, yolunuzu şaşırmayasanız diye nehirler ve yollar meydana getirdi.

Yaratan, yaratamayan gibi olurmu? Hiç düşünmüyormusunuz?

Eğer Allah’ın nimetlerini sayacak olursanız, bitiremezsiniz. Hiç kuşkusuz Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.’’ (Nahl 10-18)

‘’Ey İnsanlar, Allah’ın size yönelik nimetlerini hatırlayınız. Size gökten ve yerden rızık sağlayan Allah’tan başka bir yaratıcı varmı?’’ (Fatır 3)

‘’Ey insanlar siz Allah’a muhtaçsınız, oysa Allah hiç kimseye muhtaç değildir ve övgüye layıktır.’’ (Fatır 15)

Hergün kapına para veya erzak bırakılsa, hemen merak eder kim olduğunu araştırmaya koyulursun. Peki  ey insan sana hayat veren ve bu hayatın içinde sayamayacağın kadar nimeti ile seni donatan  ‘’Allah azze ve celle’yi hiç tanımaya çalıştın mı? O’na şükredebilmek için O’nu razı etmenin yollarını araştırdın mı? Hiç cömert olan Rabbine karşı sorumluluklarını öğrenmeye vakit ayırdınmı?

Şöyle bir düşünelim. Şu evrendeki tüm canlıları hayalimizden geçirmeye çalışalım. Yeryüzü, gökyüzü, güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar, kuşlar, dağlar, denizler, hayvanlar, hava, su ve daha sayamadıklarımız…

Düşünebiliyormusun hepsi senin için!

İnsanları hidayete çağırırken, onları içinde yüzdükleri karanlıklardan Allah’ın doğru yoluna çıkarmaya çalışırken onlara bu gerçeği hatırlatmaya ve insanlarında bu gerçeği hatırlamaya ihtiyaçları vardır.

Gerçekten şu zavallı küçük önemsiz yetersiz güçsüz ve bilgisiz insan yüce Allah’ın bunca yoğun ilgisine ve gözetimine mazhar olunca, Allah’ın bu bağışı, bu lütfu ve bu karşılıksız keremi karşısında başı dönüyor.

Oysa insan şu yeryüzünün küçük bir konuğudur. İnsanın içinde yaşadığı bu dünya güneşin küçük bir uydusudur. Güneş ise uzayda ışık saçan sayısız yıldızlardan biridir. Yıldızlara gelince; onlarda bütün görkemli iriliklerine rağmen sınırlarını yüce Allah’tan başka hiç kimsenin bilmediği engin uzay boşluğunda serpiştirilmiş birer küçük noktadırlar. Engin uzay ise yüce Allah’ın yarattıklarının sadece bir bölümünden ibarettir.

İnsanlar bu gerçeği kavramalıdırlar. Ancak o zaman yüce Allah’ın kendilerine yönelik lütfunun merhametinin çapını kavrayabilirler.

Ancak o zaman bu katıksız lütufkarlığa bu ilgiye bu engin merhamete yüz çevirme ile inkarcılıkta ve nankörlükte karşılık vermenin utancını içlerinde hissedebilirler.

‘’Şüphesiz Allah insanlara karşı büyük ihsan sahibidir. Ancak onların çoğu şükretmezler. (Yunus 60)