NEYE ALDANIYORUZ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

HAMD yerleri ve gökleri emsalsiz bir şekilde yaratan Rahman Rahim ,hesap gününün sahibi ,tek ilah tek Rabb ALLAH’a Salat ve Selam islam dininin ögreticisi, en güzel örneğimiz son peygamber Hz. Muhammed s.a.v’e aline ashabına ve onun ayak izlerini takip eden tüm müslümanların üzerine olsun .

Gerçek olan hangisi , geçici ve bir gün bitecek olan dünya haytımı yoksa ölümünde öldürüldüğü ve artık bitmeyecek olan ebedi ahiret hayatı mı?  Elbetteki gerçek olan ahiret hayatıdır. peki, bu gerçeğe rağmen bizi bu gerçekten uzaklaştıran nedir? Ahiret hayatımız için calışıp endişe etmemiz gerekirken bugün yalnızca dunyadaki yerimizi nasıl raht ettiririz onun mücadelesini vermekteyiz.

Allah c.c gönderdiği kitabın esaslarına ve peygamberimiz Hz .Muhammed’in ahlakına uymayan yaşayışı kınayan ve uyaran pek çok ayeti kerime indirmiştir. İnsanları keyfi yaşayıştan uzaklaştırmaya , onları ilahi ahlak esaslarına uygun bir hayat yaşamaya davet eder.  cünkü aldanılan  dünya insanoğlunu kötü bir sona doğru sürüklemektedir.

yüce Rabbimiz kitabında şoyle buyuruyor:

Biliniz ki, dünya hayatı oyundan, eğlenceden, süs ve gösterişten, birbirinize karşı övünmeden, mal ve evladı çoğaltma yarışından ibarettir. Bu hayat, ekini ve bitkisi çiftçisinin yüzünü güldüren bol yağmura benzer. Fakat bir süre sonra kuruyan bu bitki örtüsünün sarardığını görürsün. Arkasından da ot kırıntılarına dönüşür. ahirette ise bir yanda ağır bir azab, öbür yanda Allah’ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir hazdan başka bir şey değildir  (Hadid 20)

Seyyid Kutup bu ayetin tefsirnde şöyle söyler;

Dünya, kendi kriterlerine göre değerlendirildiğinde, kendi ölçüleri ile tartıldığında önemli bir değermiş gibi görülür, algılanır. Fakat evrenin kriterleri ile değerlendirildiğinde ve ahiret ölçüleri ile tartıldığında önemsiz ve değersiz bir şey olduğu ortaya çıkar. Dünya bu ayette ahiretin ciddiyeti yanında çocuk oyuncağına benzetiliyor. İnsanlar dünyadaki çocuk oyununun arkasından ahirete varınca böylesine bir akibetle yüzyüze gelirler.  Oradaki hayat, dünya hayatı gibi değildir, göz açıp kapayana kadar sona ermez. Oranın hayatı,   biçme mevsimi gelen sararmış ekin gibi de ot kırıntısına dönüşerek noktalanmaz. Orada hesaplaşma vardır, ödül vardır, ceza vardır, süreklilik vardır. Kısacası oradaki hayat önem verilmeye değer bir hayattır

Kendini gerçeği aramaya adayan insan kalbi, bu değerlendirmenin gerçek olduğunu kavramakta gecikmez. Fakat Kur’an’ın vurguladığı bu gerçeğin amacı insanı dünya hayatından koparmak, insanoğlunun omuzlarına yüklenen halifelik görevinin gereği olan yeryüzü kalkınmasını ihmal ettirmek, hafife aldırmak değildir. Bu gerçeğin amacı zihnin ölçülerini ve psikolojik değerleri düzeltmek, dünya ile sınırlı geçici hazzın çekiciliği üzerine yükselmeyi sağlamaktır. Bu yükseliş, bu surenin ilk muhatapları için, onların imanlarını hayatlarında gerçekleştirebilmeleri için gerekli olduğu gibi her inanç sahibi için de gereklidir. insan ancak bu “yükselme”nin sonunda inancını hayata geçirebilir. Çünkü inancı hayata geçirebilmek için kimi zaman hayatı tümü ile feda etmek, gözden çıkarmak gerekir.

Bu gerekçe ile müminler gerçek yarış alanında, yarışmaya değer bir amaç uğruna yarışmaya çağrılıyorlar. Uğrunda yarışmaya çağrıldıkları amaç, dünya hayatlarının bitiş noktası ile çakışan ve sonsuzluk aleminde de kendilerinden hiç ayrılmayacak olan amaçtır.

Allah rasulü dünyayı şöyle anlatıyor;

Peygamberimiz bir süprüntülük (çöplük)ten geçiyordu .Onun başında durdu ve “dünya hayatına gelin ” diye seslendi.Sonra bu çöplükte çürümüş bir bez parçası ve yine çürümüş bir kemik alarak” işte bu dünya hayatıdır ve bu dünyaya ait zinetlerin bu paçavra gibi çürüyeceğine yine gördüğünüz o güzel insan vucutlarının birer çürümüş kemik haline geleceğine işarettir.” buyurdular.

insanoğluna verilen dünya hayatı aslında ahiretini kazanması içindir burada ne ekerse ahirette mutlaka karşılığını alacaktır. Burada yani dünya hayatında Allah rızası için yapılmayan herşey ziyan olmuş demktir.

Allah Rasulü bir hadisinde şoyle buyuruyor;

-Şaşılacak şeylerin en şaşılanı o kimsenin halidir ki, ahiret hayatını tastik eder de dünya hayatını Allah’ın koyduğu ahlak esaslarına uygun geçirmez.

bugünde oyle olmuyormu ahirete inandığımızı söyleriz  , hesabın çetin olacağını , cennet ve cehennemin nasıl bir yer olduğunu biliriz fakat yinede imanımızdan şirki ,hayatımızdan haramları çıkarmayız , Allah’ ın emir ve yasaklarına uymak yerine kendi menfaatimize göre yada başkalrın uydurduğu emir ve yasaklara uyarak dünya hayatımızı öyle şekillendiriyoruz.herhangi bir hususata dünyalık bir menfaat uğruna islam cizgisinden cıkabiliyoruz ama asla kendi dünyevi arzularımızdan vaz geçmiyoruz. geçici olanı ebedi olana tercih etmekteyiz .

bir defasında Allah rasulü yanında bulunan ashab topluluğuna şunları soyledi;

-kıyamet günü bir kısım insanlar gelirler , dağ gibi amelleri vardır .Cehenneme atılmaları emrolunur

ashab sorar:

-onlar namaz kılarlarmıydı?

Allah Rasulü buyurdu

-evet namaz kılarlar oruç tutarlar ve geceleri ağlarlardı.fakat dunyevi bir mesele olduğunda hemen atılırlar ve Allah’ı unuturlardı.

mümin bir kimsenin dünyaya meyletmesi zamanla onun imanından soğumasına  ve uzaklaşmasına sebep olur, gerçek hayatını önemsemez geçici olan dünya için yaşamaya başlar ve bir gün öleceğini unutur.

.İsa a.s şöyle der

-Yazık o dünyaya tapanlara nasıl ölecekler dünyayı ve içindekileri nasıl terkedecekler.Dünya hayatı onları aldatır, rezil eder.Onlar ise dünyaya güvenip itimat ederler.Yazık dünya hayatına mağrur olanlara. Dünya onları sevmedikleri ile karşılaştırıyor , sevdiklerinden ayırıyor.Vadolundukları şeyleri onlara getiriyor. İşi gücü dünyalık peşinde koşmak olan ve butun amelleri hatalarla dolu bulunan kimseye yazık.Yarın Allah’ın huzurunda  günahları yüzünden  nasıl rezil olacak.

yine Allah rasulü s.a.v şöyle buyurdu;

–  Kim ki sabahleyin kalktığı zaman en büyük kaygısı dünya olursa onun Allah yanında hiç bir değeri yoktur .Ayrıca Allah c.c onun KALBİNE dört şeyi musallat eder.

-kalbine kederli bir düşünce verir ondan ebediyyen kurtulamaz

-bir meşkale verir ondan kurtulup hayırlı işer yapmaya vakit bulamaz.

-içine fakirlik duygusu verir nekadarda kazansa tatmin olamaz.

-uzun bir emel verir asla sonuna ulaşamaz.

dünyaya  dalmak kişiyi haktan uzaklaştırır ve cimrileştirir Allah kendi yolunda kullanması  için vermiş olduğu nimetleri , yalnızca kendi menfaati için kullanır. Haddini aşar herşeyde kendisinin söz sahibi olduğunu savunur.böylece Allah’a isayan etmye başlar. Halbuki cennet nimetlerinin yanında dunyada bulunanlar zerre miktarı kıymetli değildir.cunku cennetteki nimetler ebedi dunyadakilerin süresi ise bir gün dolacaktır.

Hz Ali ; dünya hayatı altı şeyden ibarettir buyuruyor :

-yenilenler

-içilenler

-giyilenler

-binilenler

-nikahlananlar

-koklanılanlar

Yiyeceklerin en güzeli baldır oda arı artığıdır,içilenlerin en kıymetlisi su’dur bunu içmede iyilerde kötülerde musavidir,giyeceklerin en kıymetlisi ipektir oda bir kurdun imalatıdır,binecekelrin en şereflisi attır onun da üzerine savaşta insanlar öldürülür,nikahlananların en şereflisi kadındır oda süslenmeler ve zinetlenmeler sebebiyle bir çok çirkin fiillere sebep olur,kokuların en kıymetlisi misktir onunda aslı kandan ibarettir.

Neye aldanıp neleri unuttuğumuzu , kime isyan ettiğimizi düşünmek zorundayız çunku bu dünyada nasılki bizler yaşıyorsak ahirettede hesaba çekilecek ve ebedi bir hayatı yaşayacak olan bizleriz.

Allah cc imtihan yeri olan dünyaya dalmamayı ve asıl yurt olan ahiret yurdu için mücadele edebilmeyi nasip etsin .

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN