NEDEN GAFLETTEYİZ?

Alemlerin Rabbine hamd olsun. Salat ve selam Peygamberlerin en şefeflisine, Peygamberimiz Hz. Muhammed’e ailesine ve tüm ashabına olsun.

Gaflet nefsin arzularına uymak zamanı boşa geçirmek önemli bir şeyin önemini kavramamak değerli bir şeyin kıymetini takdir edememek Allah (c.c) emir ve yasaklarını unutarak kalbin hak ve hakikatten habersiz olmasıdır. Gaflet büyük bir hastalıktır, kişiye hakim olursa kişiyi hüsrana uğratır. Allah azze ve celle şöyle buyurmakta;

Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ında kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın işte onlar fasık kimselerin ta kendileridir. (Haşr 19)

İbni Kesir bu ayetin tefsirinde; Sizler Allah’ı anmayı unutmayın eğer unutursanız oda sizlere onun huzuruna  döneceğiz zaman size fayda sağlayacak sizin maslahatınıza iyiliğinize olan ameller işlemeyi unutur. Yani Allah’a itaatin dışına çıkmış kıyamet gününde helak olacak Allah’ın huzuruna çıkacakları günde zarar ve hüsrana uğrayacak kimselerdir.

Gaflet kulun Rabbini unutup onun rızasını aramayı bırakıp nefsinin esiri olmasıdır. Dünya için süslenen kendisine bir fayda ve zarar vermeye gücü yetmeyen kimselere insanlara karşı gösteriş yapmasıdır.

Şuan birçok insan Allah’ın açık ayetlerinden emir ve yasaklarından habersiz bir şekilde sadece kendi istek ve arzuları doğrultusunda yaşamakta bu insanların dünya nimetlerine sahip olmak, mutlu olmak nefseni arzularını tatmin etmekten başka bir istekleri yoktur. Sadece dünyanın çekici süsüne ilgi duyarlar ve istedikleri şeylere sahip olmak için yaşamları boyunca caba harcarlar.

İnsanların Allah’ın açık delillerine emir ve uyarılarına rağmen gösterdikleri bu şuursuzlukları sadece gaflet içinde bir yaşam sürmeleridir. Şu unutulmamalıdırki, gaflet asla küçük görülmemelidir. O günahların başlangıcıdır. Gafil olan kimse haktan sapar boş amellerine aldanır. Ne kadar gaflet içinde yuvarlanırsa o kadar ilim ve Rabbini tanımaktan mahrum kalır. İnsan dünyayı sevdiği kadar gaflete düşer. Heva ve hevesine ne kadar düşkünse o kadar dünyayı sever. Kişinin gafletinin artması kalbinin Allah tarafından mühürlenmesinden ve manevi hastalıklardan kaynaklanır. Dışa yansıyan gaflet ise içeride kalbin örtülmesi ve kilitlenmesidir. Kalbin mühürlenmesi devamlı günah işlemekten kaynaklanır.

Bu konuda Allah azze ve celle şöyle buyurmuştur; ‘’Hayır! Aksine onların islemekte olduğu günahlar kalplerine hakim olmuş ve onu kirletmiştir. (mutaffifin 14)

Baktığımızda günahların ard arda devam etmesinin sebebi kişinin kendini denetlemekten gafil olması nefsi muhasabesini ihmal etmesi, tövbeyi geciktirmesi, günahlarından dolayı af dilememesi, pişmanlık duymamasıdır. Bütün bunların sebhebi ise Rablerini tanımamaları ve dünyaya olan bağlılıklarıdır. Gafler Allah’ı ve Ahiret gününü unutmuş olan insanları çepeçevre sarmış sinsi bir hastalıktır. Bu insanın zihnini uyuşturan aklını örten bir hastalık bu uyuşukluk ve şuursuzluk içinde insan kendisini kuşatan ve bekleyen gerçeklerin farkına varamaz. Bu sebeble gaflette olan insanlar görebilme, duyabilme, gibi duyulara sahip olmalarına rağmen gördüklerini ve duyduklarını muhakeme etme yeteğini kaybetmişlerdir.

Allah (c.c) ayeti kerimesinde;

Allah’ı anmak hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun. İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler. (zümer 22)

Gaflet neticesinde meydana gelen günahlar hak ve hakikate perde olur. İnsanlık şeref ve haysiyetine halel getirir. Ruh karanlığa bürünür Allah (c.c) unutur gaye ve amaç kaybolur gider. Gaflet uykusundan uyanmak isteyen amaç kaybolur gider. Gafle uykusundan uyanmak isteyen kişi İmam Gazali (Rh.a) şu sözlerine kulaklarını kabartıp hayatına geçirmesi gerekir. İmam Gazali derki; ‘’Kalpten şeytanın vesvesesini ancak o vesveseyi veren şeyden başkasını kalbe koymakla mümkündür. Allah (c.c)’ın zikrinden başka’da kalbe her ne korsan şeytanın vesvesesine yardımcı olabilir. Kalbi şeytanın vesvesesinden koruyan ancak Allah’ı anmaktır. Allah’ı anmakta şeytanın nasibi yoktur. Her şey ancak zıddıyla tedavi edilir. Şeytan vesvesesinin zıddı’da Allah’ı anmak ve ondan yardım dilemektir. En önemli olan zikir insanı gafletten koruyan manevi bir zırhtır.

Zikir gafleti kovmaktır. Gaflettn kurtulmaktır. Zikir kalbin hayatıdır, tadıdır, ilacıdır gayesidir. Zikirsiz kalp zayıflar, hastalanır, kararır, katılaşır ve sonunda’da ölür. Kalplerimizi Allah’tan gafil olma tehlikesinden ancak Allah’ın zikriyle koruyabiliriz.

Rabbim Hakkıyla onu tanıyıp kulluk yapabilmeyi ve yolda sabit kalabilmeyi nasip etsin İNŞALLAH.

Selam ve Dua ile…