MÜMİN ALTIN KÜLÇESİ GİBİDİR

Hamd sena alemleri yoktan var eden Rahman Rahim Aziz Cebbar olan Allah (cc)’a mahsustur. Salat son Rasul hatemul enbiya Hz.Muhammed (sav)’e selam ailesine ashabına ve bütün müminlerin üzerine olsun.

Rasulullah (sav) Beyhaki de geçen bir hadisinde şöyle vasvediyor, tarif ediyor; ”mümin altın külçesi gibidir, ısıya maruz kalırsa parlar, tarttığın zaman bir miskal bile düşmez.” Rasulullah (sav)’in verdiği bu eşsiz misal gerçekten düşünülüp iman ettikten sonra kişiye verilen değeri gözler önüne sermektedir.

Altın diğer maddelerden değişiktir, çok az bulunur ve çok değerlidir. Müminde böyledir, zira gerçek manada iman etmiş kimseleri bulmak zordur, zira Allah (cc) şöyle buyurmaktadır; “Doğrusu (malı güçlerini) birleştirip katan (ortaklardan çoğu) birbirlerine karşı tecavüz ederler. Ancak iman edip salih amel işleyenler hariç onlarda ne kadar azdır.” (Sad suresi 24. ayet)

Amenna sadak’na inandık sadık kaldık bugün bu ayetin tecellisini çevremizde görmekteyiz, hiç kimsenin başkasına zerre güveni yok, nereden aldatırım kandırırım kuşkusu insanları birbirinden uzaklaştırıyor. Sebebi basit, iman esaslarının içinden olan Ahiret gününe inanmak, hesap vereceğine inanmak, onun korkusundan dünya kaygısıda kalpten çıkar ama bu vasfı iman, gerçek imanı herkes kabul etmeyeceği bildirilmiştir.

“Sen şiddetle arzu etsen bile insanların çoğu iman etmez.” (Yusuf suresi 103. ayet)

Bu azınlığın ve kaliteli olmanın gerçeği Allah (cc) , sahteyi gerçekten ayırt etmek için bir takım meseleler halk etmiş, buna Kuran fitne, denenme, sınanma diyor imtihan diyor.

“İnsanlar yanlızca iman ettik diyerek denenmeden bırakılacaklarını mı sandılar. Andolsun onlardan öncekilerini imtihan ettik. Allah (cc) gerçekten doğruları, yalancıları bilir.” (Ankebut suresi 2-3.ayet)

İmtihan sözlükte; altın, gümüş gibi değerli madenleri ateşte eritmek, saf olanı elde etmektir.

Istılahta; Allah (cc) kuluna denemek için bela, musibet, azap, nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle karşılaştırmasıdır ve bunun sonucunda kim iman ehli inanmış, kimde yalan beyanla inandım demiş açığa çıkmaktadır.

“Andolsunki mal ve canlarla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerle Allah (cc) ‘a şirk koşanlardan pek çok eziyet işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah (cc)’a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki bunlar azmi gerektiren işlerdendir.” (Ali-imran suresi 186. ayet)

Dikkat edersek imtihana tabi tutulanlar müjdelenmiyor, imtihan sonucunda sabredenler mükafatlandırılıyor. Allah (cc) birçok ayette cihad eder ve sabrederseniz buyuruyor. Mesele işe başlamakla birlikte asıl mesele işi teslim edip tamamlamaktır. İşte bu da az olan o altın külçesine benzetilen müslümanlardan hüküm   Allah(cc)’ın ilkesine iman etmiş Muhammedur Rasulullah inkılabını hayatına geçiren müminlerin vasfıdır. Çünkü altın hangi ısıdan, sıcaklıktan geçerse geçsin onun topları bir araya gelir yine değerli bir hal alır. Altın eritilince buharlaşmaz, eksilmez ne kadar eritilirse eritilsin sonucunda aynı kilo yerinde kalır.

Allah(cc) bizleri çeşit çeşit derecelerden sınayarak test etmektedir. İmanımızın ağırlığını, O’na güvenimizi;

“Şüphesiz ki sizi biraz korku, açlık, mal ve can, ürünlerden eksiltmekle deneyeceğiz sabredenleri müjdele.” (Bakara suresi 155. ayet)

Bu ayeti anlamanın en keskin yolu yine Allah (cc)’ın kelamına bakmaktır. Bir sonraki ayet müjdelelenleri, vasıflarını, şuurlarını, imanlarının kaliteliliklerini ortaya koymaktadır;

“Onlar başlarına bir musibet gelince, biz şüphesiz her şeyimizle Allah (cc)’a aitiz ve şüphesiz yine O’na döneceğiz.” (Bakara suresi 156. ayet)

İşte bu inanç sahipleri saflığını, kaliteliliğini, paha biçilemezliğini koruyabilir. Herşey senden yine sana dönecektir. Bizlere her ne isabet ederse etsin açlık, korku, sıkıntı, malların eksilmesi, çocuğumuzun hastalığı, vefatı, ticaretimizin kesadı hepsi O’nun O dilediğini yapar ve karşılığında sadece isyan etmeden sabretmek, sebat etmek. Bu dünyada ne kadar imtihan o kadar kalite artar, ağırlık artar. Yarın mizanda götüreceğimiz ameller saf ve temiz olması imanımızın saf ve temiz olmasına bağlıdır.

Yüce Rabbimiz müminleri kalitesizlerden ayıran şu dört özelliğini, düşüncelerimizi sunarak yazımı sonlandırıyorum;

Asır suresi; “Asra yemin olsun ki insanlar hüsrandadır ancak

İman edip

Salih amel işleyen

Hakkı tavsiye eden

Sabrı tavsiye eden müstesna.”

Rabbim bu dört özelliği ölene kadar taşımayı nasip eylesin bizlere AMİN…