sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

‘’MUHAKKAK Kİ O APAÇIK BİR DÜŞMANDIR’’

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

‘’MUHAKKAK Kİ O APAÇIK BİR DÜŞMANDIR’’

Gerçekten Hamd Allah (c.c)’a mahsustur. O’na Hamd ederiz ve O’ndan yardım dileriz. Mağfireti O’ndan ister, doğru yola iletilmemizi O’ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin fenalıklarından Allah’a sığınırız. Allah (c.c kimi hidayette kılmış ise, o gerçekten hidayete erişmiştir. Kimi de dalâlette ve sapıklıkta kılmış ise, artık o kendisi için bir dost ve yol gösteren bulamaz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir tek ilah yoktur ve O’nun eşi ve benzeri de yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın kulu ve Resulüdür. Salât ve selam O’na, Ehli Beytine, ashabına ve O’nun yolunu izleyenlere ve onun gösterdiği çizgide yürüyenlere olsun.

Kuranda kıssasının geçtiği ayetler;

Araf 11-27 arası

Bakara 30-38 arası

Bakara suresinde aralarında geçen hadise anlatılırken Araf suresinde daha detaylı bulgular vardır.

Şeytan asıl itibariyle cinlerdendir ve onlar gibide ateşten yaratılmıştır. Yalnız dumansız ateşten. Allah’a uzun süre itaatte bulunduğu için melekler seviyesinde bulunmuştur. Adem’e kıble emrine itiraz etmiştir. Kendisinin ateşten Adem’in topraktan yaratılması sebebiyle kendinin hayırlı olduğunu belirtmiştir. Emre itiraz etmesi yani itaatsizlik yapması, Allah’ın emrini hikmetsiz ve manasız bulması kendisini Allahu Teala’dan daha iyi hükme vardığını iddia etmesi durumu onu ebediyen ilahi rahmetten çıkmaya sevketmiştir.

-Demekki bizlerde bir emre itaatsizlik edince Allah’ın emrini hikmetsiz ve manasız bulmuş oluyoruz. Daha iyisini biliyoruz daha iyi kanaate varıyoruz manasına geliyor.-

Şeytan rahmeti ilahiyeden kovulması sonucunda Allahu Teala’dan insanların tekrar dirilecekleri güne kadar ölmemek üzere mühlet istemiş bu isteği kabul edilincede insanları azdırmak için türlü çarelere başvuracağını sonunda da onları şükreden kullar olarak bulmayacağını bildirmiştir.  Şeytanın insanlığa ilk darbesi Hz. Adem ile eşi Havvayı yenilmesi yasak olan ağaçtan yedirerek cennetten çıkarılmarına sebep olmasıdır.

Şeytanın Hz. Adem ile Havvaya söylediği şu sözler:

Şeytan, kendilerinden ‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: ‘Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.’

Araf 20

Şeytan daha sonra sözlerinde samimi olduğu ve her ikisininde iyiliğini istediğine dair Allah adına yemin etti.

Ve: ‘Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim’ diye yemin de etti.

Araf 21

Bunun üzerine cennet elbiseleri üzerlerinden hemen döküldü.

Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: ‘Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?’

Araf 22

-İnsan için hayırlı olan takva elbisesidir. Her bir itaatsizlikte bizlerinde takva elbiseleri dökülür.-

Ey Ademoğulları, biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size ‘süs kazandıracak bir giyim’ indirdik (varettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah’ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

Araf 26

Bunun üzerine Allah onları ihtar etti ve cennetten inmelerini söyledi. Kovmadı. Kovulan şeytandır. İnsan zaten kainatta yeryüzü için yaratılmıştı.

‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.’ Demişti.

Evrende Adem (as)’dan önce yaratılmış melek ve cin adında iki varlık mevcuttu. Şeytan cin denen varlık grubuna mensub birisiydi. Hz. Adem’e secde emrine kadar (Adem’i kıble gibi düşüneceğiz. Yani yönelme manasında) hissiyatına dokunan bir teklif yapılmamış ve imtihan olunmamıştı. Onun bu ana kadar Allah’ın emirlerine göre mi yoksa öz nefsinin isteklerine göremi haraket ettiği bilinmiyordu.

-Mana şu Allah ona hiçbir zaman ibadet et demedi. Hep taklit üzere yaşadı. Meleklerin yanında yetişti. Gördüğünü yaptı. Cin taifesinde çıkan kaos üzerine kendi aralarından bir ıslah edici olması mantıklıydı. Oda iblisti. Çünkü cinlerin melekleri görmesi mümkün değil. Kendi aralarından biri yetişip onları ıslah etmeliydi. İblis 1. kat semaya çıkıp melekleri gördüğünde bende yapmalıyım dedi. 7. kat semaya geldiğinde o kadar iyiydi ki melekler onu hep övdü. Melekler ona Azazil adını taktı. Çokça kulluk yapan manasında. Yani aslında emrolunduğu hiçbir şey yokken taklidi imana sahipti. Hırslıydı. Meleklerin övgüsüne sahipti. Nefsi şımardı kabardı. İmtihan olacağı bir iş yaşadığında da gerçekler açığa çıktı.-

Adem’e secde emri onun hissiyatına ters düştü. Emri yerine getirmekten kaçındı. Gerekçe; kendisinin ateşten Adem’in ise topraktan yaratılmış olmasıydı. Böylece o itiraf ve özür dileme yerine itirazı ve hayatı (kendi seçtiği yaşam şeklini) tercih etti. Ona göre ateşten yaratılmış olmak bir üstünlük sebebiydi.

Elmalılı HAMDİ YAZIR:

“Böylece o ateşin topraktan üstünlüğü gibi iki madde arasında, aslında olmayan bir farklılık görmüştü. Her iki maddenin yaratıcısınında Allah olduğunu itiraf etmesine rağmen Ademin yeryüzünde Allah’ın halifesi olması Allah’tan bir ruh taşıması gibi asıl üstünlüklerini bilmezden gelmişti. Adem’de toprak, kendisinde ateşten başka bir mahiyet görmemiş ölüden diri diriden ölü yaratan ve bütün meziyetleri bahşeden Allah’ı maddeye mahkum sanmıştı.”

Elmalılı H.Y:

“Bu anlayış şeytana Allah’ın huzurundan kovulma rahmetinde ümit kesme ve kıyamete kadar O’nun lanetini haketme dışında hiçbir şey kazandırmadı. Çünkü o dar görüşlüydü. Maddenin ötesini görmemişti. Maddeyi tek ve gerçek bir ölçü sanmakla şeytanca bir yanılgıya düşmüştü. His ve duygularıyla hareketi sonucu kendi nefsinden kaynaklanan yanılgısını Allah’ın emrine tercih etmekle insanın üstünlüğü gerçeğini kabul etmemişti. Çünkü bu secde emri yalnız Adem’in şahsına değil zürriyeti de dahil insan nevine verilen bir şeref ve imtiyazdı.”

Bakara 30 için:

Bu aynı zamanda insanın üstünlüğüne yapılan 2. itirazdı. 1. itirazda meleklerden gelmişti. (Meleklerin ki sormaktı) (söylem diyelim). Şeytanın bu itirazı büyüklük taslamaya ve en nihaye kendisini inkara götüren bir isyana dönüştü. Çünkü o neticede sahibi alçaltacak olan bir büyüklük anlayışına sahipti. Yani kibre. Nihayet Allah azze ve cellenin şu hitabına erişti:

(Allah:) ‘Öyleyse oradan in, orada büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin.’

Araf 13

Sad 77-78

Hicr 34-35

Böylece Hz. Adem’e karşı büyüklük taslaması ve secde emrine isyanı neticesinde İlahi rahmetten ebediyyen kovuluşu iblis adını almasına sebep oldu. Hz. Adem’e secde emri karşısında isyan eden ve hakikatle ilgili bütün bağları koparılan ve melekler arasındaki yerinide kaybederek tamamen yalnız kalan şeytan bu defa intikam peşine düştü. Başka deyişle şeytanca tutum içerisine girdi. Hedefi insandı. Çünkü insan yüzünden ilahi rahmetten uzaklaştırılmıştı. Amacına ulaşabilmek için Allah’tan kıyamete kadar mühlet istedi.

amil İslam Ansiklopedisi)

 

Hz. Adem’e secde emri karşısında büyüklük taslaması sonucu ilahi rahmetten ümit kesen ve tamamen yalnız kalan şeytan kendi hayatından da endişe etmeye başladı. Allahın onu yok etmesinden korkuyordu. Şöyle dedi:

O da: ‘(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)’ dedi.

Araf 14

İnsanların tekrar dirilecekleri günden maksat sura 2. Üfürülüş anıdır. Böylecede ölümden kurtulacağını sanıyordu. Onun bu ölümsüzlük isteği:

(Allah:) ‘Sen gözlenip-ertelenenlerdensin’ dedi.

Araf 15

‘Bilinen günün vaktine kadar.’

Hicr 38

Müfessirlere göre belirli bi zamandan maksat ise sura 1. Üfürülüş zamanıdır.

Yani şeytanın istediği 2. sur iken Allah’ın ona verdiği 1. sura kadardır. Çünkü o tekrar dirilişe kadar vakit isteyip ölümsüz olmayı arzu etti. Ama Allah ona kıyamete kadar yani 1. sura üfürülüşe kadar mühlet verdi.

Bununla o zillet ve hakaret dolu hayatı ölüme tercih etti. Onun için esas düşüşte bu oldu. Zillet dolu hayatı ölmeme pahasına tercih etti.

Yani o zillet dolu bir yaşamla düşüşe razı oldu. İntikam almadan ölmek istemeyecek kadar hırslıydı.

Buradanda anlaşıldığı gibi şeytan öldükten sonra dirilmeyi inkar etmediği gibi Adem’in nesli ve zürriyeti olacağını dünyada bir müddet yaşayıp sonra öleceklerini ve tekrar dirilişinde olacağını biliyordu.

– Belkide Cebrail’in bile ilim olarak üstündeydi. Onda olmayan bilgi onda vardı. İnsanların dirileceği güne kadar mühlet istemesi onun bu bilgiye sahip olduğunu belli ediyor. İstediğini ilimle istiyor. Tonlarca alimi saptırabilmesi de ilmine güvendiğini gösteriyor. –

Şu halde onun küfrü Allah’ı ve ahireti inkar şeklinde değil. Teklif edilen emrin gereğini yerine getirmeyi kabul etmeme ve itiraz şeklindedir.

Cinlerden olan bu şeytanlarada, iblis gibi uzun ecel tanınmış olması veya olmaması hakkında da bir bilgimiz yoktur. Ancak iblise tanınan uzun ömür sadece onun şahsına aittir.

Görevi

Elmalılı H. Y. :

Belirli bir zamana kadar hatasını anlayıp tövbe etme yoluna gitmedi. Bilakis dahada azgınlaştı. Kendisine kıyamete kadar meşgul olabileceği bir hedef seçti. Bu hedefte ilahi rahmetten uzaklaştırılıp kovulmasına sebep olan insandı. Cüretkar bir edayla bu duygularınıda Allah’a şöyle açıkladı:

Dedi ki: ‘Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım.’

Hicr 39

Buradan şunuda anlıyoruz ki Allaha isyanından dolayı şeytanı hemen huzurunda kovmadı. Önce ona konuşma fırsatı vermiş hatasını anlayıp tövbe etme imkanı vermiş. Fakat o inat ve küfüründe isyan edince Allah onu kovup tasarladığı plana mühlet vermiş.

‘Şüphesiz, kışkırtılıp-saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiç bir gücün yoktur.’

Hicr 42

(Allah) Dedi: ‘Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım.’

Araf 18

Şu halde şeytana uyan ondan, onun tebasından olup onun akıbetine de uğrayacaktır. Bu ayetlerdende anlaşılacağı gibi şeytana allahın halis kulları üzerinde etkili olabilecek hiçbir güç verilmemiştir. Düşüncesinde, yaşayışında, huyunda şeytana karşı olan insan Allahın kulu sıfatını koruyacaktır. Şeytana ait bir vasfı taşıyan kimsede ise şeytandan bir haslet var demektir.

(Elmalılı H. Y.)

Bilindiği üzere ilk insan olarak yaratılan             Hz. Adem erkekti. Adn cennetinde ikamet ediyordu. Burası Adem (as)’ın ilk vücut nimetine mazhar olduğu hilkat (yaratılış) bahçesiydi. Kendi cinsinden ve nefsinden eşi de yaratıldı. Eşinin adı Havva idi. Artık evrende iki insan vardı.  Adem ve Havva. Böylece insanın cennet hayatı başlamıştı ve devam ediyordu. Öte yanda Adem’i kendi felaketine sebep bilen şeytan ondan öç (intikam) almayı planlıyordu. Bunun üzerine Adem ve eşini allah şöyle uyardı:

Ve dedik ki: ‘Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.’

Bakara 35

Bunun üzerine dedik ki: ‘Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun.’

Şüphesiz, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır.’

Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve (yakıcı sıcakta) yanmayacaksın da.’

Taha 117/118/119

İmtihan edilme sırası Ademe gelmişti. Aslında Adem’e ve eşine yaklaşılmaması tavsiye edilen ağaç aynı zamanda bi imtihan sahasıydı. Onun meyvesinden yemek ise yasak bir fiilin işlenmesi, sorumluluk sahasının dışına çıkılması ve Allah’ın koyduğu bir yasağın çiğnenmesi demekti. Bu yasağı çiğnemekse Allah’ın tayin ettiği sınırların hukuk dairesine tecavüz olacağından, bir haksızlık ve dolayısıyla kişinin kendisine zulümdü. Bunun için zalimlerden olursunuz denilmişti. (Bakara 35 te)

Fakat Şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: ‘Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır’ dedik.

Bakara 36

Nihayet şeytan onların ayağını kaydırdı ve yanılmalarını sağladı. Adem (as) ve eşi melek olma veya cennette ebedi kalma ihtimallerini duyunca şeytanın düşman olduğunu unuttular.

Ağaca yaklaşmayın emrine sabırsızlık edip ondan yediler. Ağaçtan meyveyi tadınca (suyu daha ağızlarına gitmişti) ayıp yerleri kendilerine açılıverdi. Allah Adem’e görevini hatırlatarak:

Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: ‘Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?’

Araf 22

Nimetin devamlılığı ve cennette ebedi kalma arzusu onların bu duruma düşmelerine ve şeytana uymalarına sebep olmuştu.

Fakat hatalarını çok çabuk anladılar. Meleklerin yolunu seçerek derhal tövbe ettiler. Allah’da tövbelerini kabul etti.

Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

Bakara 37

Fakat cennette daha fazla kalmalarına müsade etmedi. Ve şu emri verdi:

(Allah) Dedi ki: ‘Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belli bir vakte kadar sizin için bir yerleşim ve meta (geçim) vardır.’

Dedi ki: ‘Orada yaşayacak, orada ölecek ve oradan çıkarılacaksınız.’

Araf 24-25

Hz. Adem ile Havva emre uyup yeryüzüne indiler. Yeryüzünde tekrar emre uyup buluştular ve şöyle dua ettiler:

Dediler ki: ‘Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız.’

Araf 23

Allah ikisinden birçok kadın ve erkek türetti.

Ey insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinizden korkup-sakının. Ve (yine) kendisiyle, birbirinizle dilekleştiğiniz Allah’tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir.

Nisa 1

Yeryüzünde insanlar çoğaldı. Allah (c.c) Adem’in çocuklarını peygamber yaptı. İnsanların şeytana karşı peygamberlerle korunmasını sağladı. Artık Hidayet peygamberlerin dalalette şeytanın yolu olacaktı.

Adem (as)’ın oğullarından Habil ve Kabil kişiliğinde de Melek ve şeytan kutuplaşmasını görüyoruz.

Şeytan Allah’tan mühlet istedi. Allah da ona kıyamet gününe kadar mühlet verdi. Şeytanın musallatı insanın doğumundan ölümüne kadardır.

Şeytan kimlere zarar veremez;

Araf 200-201 (takva sahibi olanlar, Allah’ı zikredenler, Allah’a sığınanlar)

Nahl 98-99-100 (inananlar ve Allah’a güvenenler)

Fatr 6 (şeytanı düşman bilenler yani Allah’ın sözüne itimad edenler)

Yasin 60 (yine apaçık düşman bilenler, )

Allah’a içtenlikle iman edip ibadet ederek kulluk yapan insanlar üzerinde kurşuna karşı çelik yelek nasıl etkiliyse onun gibi şeytanın vesveseleride o kula geçmez. Allah’a iman eden peygamberimizin gösterdiği yoldan giden kişilerde şeytana galip olan kişilerdir. O halde şeytana boyun eğmemenin tek yolu Allah’a samimi olarak inanmak ibadetleri tam yapmak peygamberin gösterdiği yoldan ayrılmamaktır. Her işe başlarken Allah’a sığınıp O’nun adını anmak Euzu besmele ile başlamaktır.

Allah azze ve celleden izin alan şeytanın ilk işi Hz. Adem ve Havva’nın ayağını kaydırmak oldu. Cennetten çıkmalarına sebep oldu. Çünkü şeytana göre onun kovulma sebebi Adem (as)’di.

Şeytan insanın içine fısıldar. Damardaki kanda gezme yetkisi var.

Şeytan mümini hayırlardan alıkoymaya çalışır.

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN ..

Selam ve dua ile ..

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.