Mersed bin ebu Mersed
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’a (cc) masustur. Biz O’na şükreder, O’ndan yardım diler, O’na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. Allah (cc) kimi hidayete ulaştırırsa o kişiyi saptıracak yoktur; kimi de saptırırsa onu hidayete ulaştıracak yoktur. Salat ve Selam Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ‘e, Aline, Ashabına ve kıyamete kadar Allah yolunda adam olmanın ve adam kalmanın kavgasını veren bütün Müslümanların üzerine olsun…
Selamun Aleykum…
Yaşadığımız dönemde Müslümanların imtihanları bazı noktalarda ağırlaşmakta ve nefsani duyguları harekete geçirecek bir çok faktörde günümüzde bulunmaktadır. Şeytan her geçen gün çalışmasını hızlandırmakta ve insanları şehvet bataklığına sürüklemek için evlatları olan moda , televizyon ve internet ile çalışmalarını sürdürmektedir.Bu etkenler insanları her geçen gün isyan bataklığına sürüklemekte ve Tevhid’i yaşantının dışına itmektedir.İnsan dış dünyadan etkilenen bir varlıktır. Ne zamanki vahiyden uzak bir yaşam sürmeye başladığında gayesinin dışına çıkacak ve Alemlerin Rabbini gadaplandıracaktır. Yaradılıştan itibaren bütün kavimler ne zaman ki Allah azze ve cellenin muradını unutup günahlara meylettiler , şirk ve küfre girdiler Allah azze ve celle hepsini helak etti. Bugün bizler dünyanın zevklerinden ,geçici heveslerden kafamızı kaldırıp yeryüzünün durumuna şöyle bir baktığımızda hemen hemen bütün kavimlerin helak olmalarına sebeb olan amellerin günümüzde de hakim olduğunu görmekteyiz.
Nebi (sav) imam buharinin rivayet etmiş olduğu bir hadiste şöyle buyurmaktadır : ‘’ ilim ortadan kalkmadıkça , depremler çoğalmadıkça , zaman kısalmadıkça fitneler zuhur etmedikçe ve cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz’’.Buyurdu.
Yukarıda zikrettiğim gibi kafamızı kaldırıp son zamanlarda üst üste gelen depremlere , ilmin değersizleşmesine , fitnelerin artmasına , cinayetlerin çoğalmasına , son zamanlarda bütün dünyayı kasıp kavuran Corona virüse baktığımızda kıyamet vaktinin artık yaklaştığını anlamaktayız. Allah azze ve cellenin azabı çoktur. Bütün yeryüzü Allah azze ve cellenin elindedir. Yerlerin ve göklerin görülen ve görülmeyen orduları Allah azze ve cellenindir. Kainatta Kahhar olan Allah (cc) ‘ın izni dışında yaprak dahi kımıldamazken nasıl olurda deprem gibi , hastalıklar gibi hadiselerin Allah’ın (cc) izni dışında gerçekleştiği düşünülebilir. Kainat Allah azze ve celleye tam bir teslimiyetle kulluğunu yerine getirmektedir.Yer yüzü Allah’ın (cc) emriyle insana boyun eymektedir. Bugün bütün fahşa ve fuhuş yerin üzerinde yapılıyor ama kardeşler vallahi yeryüzü ve gökyüzü İnsanı arasında ezmek için Allah azze ve celleden gelecek bir emri bekliyor. Bakın Meryem suresi 90 -91. Ayetlerde Allah (cc) şöyle buyurmaktadır :
‘’Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir’’
Subhanallah. Bakın kardeşler bir küfür sözünden dolayı gökler yer ve dağlar öfkesinden parçalanacak ve içlerindekileri de parçalayacaklardı. Bugün Virüs, istilalar, afetler hiçte şaşılacak bir şey değildir. Bugün yeryüzünde küfrün ve şirkin hakim olmadığı bir karış toprak dahi yok. Bugün insanların bir çoğu sapıklık içerisinde Allah’a isyan ediyor. Eşcinseller toplumun gözde insanları olmuşken , tağuti iktidarlar naylon yasalarıyla insanlara refah sağlamaya çalışırken , faiz her tarafa yayılmış, ümmet dört bir yandan zulüm görürken Vallahi kardeşler buna bile şükretmemiz gerekiyor. Allah’a gerçekten kul olan, Allah’ı gerçekten seven gökler , yer ve dağlar Allah’a karşı bir cürüm işlendiğinde yerinde duramıyorlar. Bugün tevhid ehli her bir ferd durumunu gözden geçirmelidir. Bu olaylar karşısında hiçbir şey yokmuş gibi yaşamına devammı ediyor , yoksa her geçen gün mücadelesini arttırıp , amellerini arttırıp küfrü ve şirki yeryüzünden silmek için canla başla çalışıyormu ?
‘’Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir’’.(Enfal 25)
İbn kesir el bidaye ve-n nihaye adlı eserinde İmam Ahmet bin hanbelden bir rivayet aktarıyor. Nebi (sav) sahabesiyle birlikte Semud kavminin helak edildiği yerden geçti. Bir rivayette atını hızlıca ordan sürdü. Sonra Nebi (sav) ashabına buradan ağlamadan geçmeniz yasaktır. Ağlayarak geçeceksiniz , eğer ağlayamıyorsanız ağlıyor gibi yapın. Neden peki çünkü Allah burada bir kavmi helak etti. ‘’ onların başına gelenin bir benzeride sizin başınıza gelmesin ‘’. Sahabenın ordaki kuyulardan çektikleri bütün suları , o sularla yaptıkları hamurları döktürdü.
Evet kardeşlerim Nebi (sav) min sahabesine öğrettiği buydu. Bugün yeryüzünde küfrün hakim olduğu her dakika, zinanın normal karşılandığı her saniye Müslümanlar rahat bir şekilde yaşıyorsa , başka şeylerin peşinde koşuyorsa Allah’ın azabı onlarıda vurabilir. Bundan Allah’a sığınırız.
Hatırlarsanız Buhari, Müslim, tirmizi ve nesaide geçen bir hadiste Hiçbir Gölgenin bulunmadığı bir gündeArşın gölgesi altında gölgelenecek 7 sınıf insandan bahsedilir. Bunlardan biride : ‘’Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine ben Allahtan korkarım diye yaklaşmayan bir yiğit ‘’ .Bu kolay bir mesele değildir. İffet Allahı’n (cc) yanında o kadar değerli bir ahlaktır ki şehvetine gem vurabilmek, Allahı razı edebilmek için kişinin şehvetini dindirmesi Allah katında o kadar büyük bir ameldir ki Allah azze ve celle böyle olan insanları kıyamet gününde bütün insanlardan ayıracak ve onlara diğer Müslümanlara vermediği bir mükafat verecektir.İffet ve haya bugün Müslümanların en fazla ihtiyaç duydukları şeydir. Hadislere ve siyere baktığımızda konuyla ilgili şu tarz meseleler dikkatimizi çekiyor : Bir kadın bir erkeği zinaya davet ettiğinde , erkeği içeriye çağırıp kapıyı kapattığında gibi çünkü cahiliye toplumunda bile insanlar ulu orta yerde zina yapmıyorlardı. Kendilerini kapıların arkasına kapatık bu fiili işliyorlardı.
Peki bugün ki müslümanların durumu nasıl ? Evinizden çıkıyorsunuz çarşıya veyahutta bir yere gittiğinizde toplumun önde gelen kadınlarının çıplak bedenlerini reklam panolarında , afişlerde , otobüslerin arka camlarında görüyorsunuz.Bilgisayarın başına oturuyorsunuz bir tefekkur videosu , yada bir Kur’an ayeti dinleyeceksiniz yan tarafta başka bir pencere açılıyor toplum içerisindeki ünlü diye tabir edilen yada fenomen diye tabir edilen erkekleri çekmek için, kendisine baksınlar diye yaratılışını değiştirmiş pislik kadınlar siz Allah’ın dinini öğrenmeye çalışırken gözünüze gözünüze sokuluyor.
Eve geldiniz veyahutta bir yerde oturup bir gazete okuyayım diyeceksiniz açtığınız her gazetede erkeklere sunmak için bedenını hazırlamış bir kadın görüyorsunuz. Bügünki Müslümanın imtihanı dün yaşayan Müslümanınkinden daha ağırdır. Bugün kardeşler bizim bu hadise nail olabilmemiz için en fazla dikkat etmemiz gereken yer gözlerimizdir. Çünkü iffet gözlerde başlar. Şehvet tohumuda ilk gözde filiz patlatır.Gözünde iffetli olan adam bütün organlarında iffetlidir. Gözünde iffeti kaybetmiş adam bütün organlarında iffeti kaybetmiştir.Bakalım sahabe bu meseleyi nasıl anlamış…
Mersed bin Ebu Mersed (ra) adında bir sahabe var . Kaçakçılık yapıyor.Şaşırdık değil mi ? nasıl kaçakçılık ama . Mekkede esir olan Müslümanlar Medineye kaçmak istediklerinde Mersed’e (ra) haber gönderiyorlar ben gerekli durumu hazırladım gel beni kaçır diyorlar . Mersed’de (ra) bir fırsatını bulup gizli bir şekilde gece Mekkeye gidiyor o kişiyi sırtına alıyor, adamı sırtlıyor medıneye Rasulullah (sav) e getırıyor .Fethul bari adlı kitabın yazarı İbn Hacer el askalani (rh.a) onun için çok kuvvetli bir sahabeydi diyor.Mersed geçiminide bundan sağlıyor. İnsan kaçakcısı ama şerefli ve izzetli bir insan kaçakcısı.
Mersed’in (ra) cahiliyede Anak adında çok sevdiği bir sevgilisi vardı. Bakın Mersed (ra) kendisi anlatıyor : Ben diyor Mekkeye geldim sahabelerden birini kurtaracağım gece karanlığında bir bahçede saklandım. Anak ordan geçerken benim gölgemi gördü, beni diyor gölgemden tanıdı. O kadar sevgi var ki kadın adamı gölgesinden tanımış. Nasılsın Mersed demiş iyiyim demiş oda. Gel bu gece bende kal demiş.
Cahiliyede birlikte oldukları bir kadın. Gecenin karanlığında Allah’tan başka onları kimse görmüyor. Vallahi kardeşler Mersed (ra) anlatmasa biz bilmeyiz. Kendimizi onun yerine koyalım bakalım onun verdiği cevabı verebilecekmiyiz. Ne demiş : Ey Anak Allah (cc) zinayı haram kıldı. Tekrar demiş gel bu gece benimle kal ne olacak. Mersed (ra) yine aynısını demiş : Ey Anak Allah zinayı haram kıldı. Kadının zoruna gitmiş bağırmaya başlamış Ey kureyşliler! bu adam geldi sizin esirlerinizi kaçıracak bunu yakalayın. Mersed diyor ben kaçtım müşriklerden 8 kişi benim peşime düştü ben kuytu bir yere saklandım onlarda geldiler benim baş ucumda durdular. Vallahi diyor ben onların ayaklarının dibindeydim. Fakat Allah (cc) onları kör etti onlar beni göremediler. Görevini tamamlıyor ve Medineye dönüyor.Mersed (ra) reci vakasında Asım bin Sabit (ra) ile birlikte tepede direnip şehit olan sahabelerdendir. Allah kendisinden razı olsun.
Evet kardeşler İbn Abbas’tan (ra) rivayet edilen bir hadiste Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: ‘’ Sen Allah’ı koru ki Allah’ta seni korusun’’. Bu hadiste Allah’ı korumaktan kasıt onun hudutlarını korumaktır, dinini korumaktır , şeriatını korumaktır , tevhidi korumaktır. Peki korumak nedir korumak yaşamaktır , yaşanması için mücadele etmektir. Mersed (ra) kıssasında biz bunu çok net gördük. O Allah’ın haram kılmış olduğu bir fiilden yüz çevirdi ve Allah (cc) ‘ta onu müşriklerden korudu. Sahabeyi koruyan Allah (cc) O’nun dininin gerekliliklerini yerine getirdiğimizde , mücadele ettiğimizde , yaşadığımızda ve yaşansın diye mücadele ettiğimizde bizleri hastalıklardanda koruyacaktır , kafirlerdende koruyacaktır.Öyleyse kardeşler samimi bir şekilde Allah’a (cc) sığınacağız. O’na dayanıp O’na güveneceğiz ve günahlarımızdan yüklerimizden arınacağız. Allah azze ve celle bütün Müslümanları korusun ve günahlarını affetsin. ALLAHUMMEAMİN.
Mûsâ, “Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de bundan önce helâk ederdin. Şimdi içimizden birtakım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helâk mı edeceksin? Bu, sırf senin bir imtihanındır. Onunla dilediğin kimseyi saptırırsın, dilediğini de doğruya iletirsin. Sen, bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen, bağışlayanların en hayırlısısın” dedi. (Araf 155)
AMELLERİMİZİN BİDAYETİ VE NİHAYETİ ALLAH’A HAMD ETMEKTİR.