Hamd alemleri isteğine göre emsalsiz yaratan hiç bir varlığa ihtiyaç duymayan Allah’a (cc) selat ve selam son resul ve insanlığın kurtuluş reçetesi olan Hz. Muhammed (sav)’e ve selam O’nun aline ,ashabına ve bu İslami hayatı dert edinen tüm Müslümanlara olsun.
Nimet veren eli tanımak kulluğumuza renk katar. İşte bu yüzden önce Allah’ı tanımamız lâzım.
“… Kim Rabb’ine kavuşmayı arzu ediyorsa…” Sevdiğiyle buluşmak isteyen sevgili; en güzel elbisesini giyerek, en sevdiği parfümünü kullanarak buluşma yerine gider… Tüm bu hareketlilik kendisine şirin gözükmek içindir…
Ya bu sevgili Allah ise ?
“… Kullarım sana, benden sorarlarsa…”
Kendisini peygamberin dilinden öğrenmemizi istediği apaçık belli olan bu ilahi uyarıyı dikkate alıp Rabbimizi tanımamız lâzım… Yani nasıl bir Allah’a inanmamız lâzım?
Bunun için iyi bir esma-ül Hüsna’ya ihtiyaç var. Biz yine de bir kaç vasfını öğrenelim.
O ALLAH Kİ;
İnanmış olduğun Allah (c.c.)’ın her şeyi görmesi sana Allah’ın çok güçlü olduğunu anlatır. Fakat senin için en önemlisi; Allah’ın seni her an görmesi.
Yoksa Allah’ın; Afrika’daki bir yerliyi görmesinin sana hiçbir faydası yok!
O ALLAH Kİ;
Allah (c.c.) her şeyi bilir. Allah (c.c.) kalplerde geçen en ufak bir fısıltıyı bilir. Allah’ın her şeyi bilmesi O’nun gücünü ve kudretini gösterir. Fakat senin için en önemlisi ve işini kolaylaştıracak olanı; senin ne yaptığını bilmesi… Hem de günün 24 saati…
O ALLAH Kİ;
Yer ve gökleri yaratan, insanlara belirli bir fıtrat veren Allah-û Teâlâ insanların nasıl barışık yaşayacağını da bilir. Ve insan fıtratına uyumlu kanunlar koyar. Hem de hiç kimseye danışmadan…
O ALLAH Kİ;
Allah hiç kimseye muhtaç değildir. Ne bizim zikrimize ne de namazlarımıza…
Acıkınca kıvranan, sıkışınca kıvranan, bedene mikrop isabet edince kıvranan, susayınca kıvranan biz insanlar O’na muhtacız…
O ALLAH Kİ;
Allah (c.c.) zengin; insanlar fakirdir. Zaten her sene yerden meyve ve sebze bitiren Allah-û Teâlâ zenginliğini ispat ediyor.
Dilediğine dilediği kadar mal ve evlat veriyor. Zaten sen dahil her şey O’nun.
O ALLAH Kİ;
İnsanlar Allah-û Teâlâ’yı;
– “Dünya ve içindekilerini belirli bir program dahilinde yarattı ve kıyameti bekliyor. Hiçbir şeye müdahale etmiyor. (Haşa)…” Olarak tanıyorlar. Oysaki hiçte öyle değil.
Allah-û Teâlâ her an kullarını gözetiyor, yağmur yağdırıyor, can alıyor, ‘can’ veriyor. Şu an bu sahifeyi okuduğunu görüyor…
Allah’ın razı olduğu ‘insan modeli’ bizim için vazgeçilmez bir ihtiyaç. Bakalım Allah-û Teâlâ kimi örnek alıp yaşamamızı istiyor:
“And olsun ki sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü ümit eden ve Allah’ı çokça anan kimseler için, Resulullah’ta güzel bir örnek vardır.” (Ahzap: 33/21)
Allah’ın sana vermiş olduğu bunca nimetlerden sonra ona kavuşmayı ve cennetteki dereceni artırmak için güzel bir hayat görmeyi istersin.
İşte Allah-û Teâlâ tüm insanlığa ve sana Peygamber göndererek bu ihtiyacını karşıladı.
Peygambere bak; O nasıl yaşadıysa öyle yaşamaya çalış![16]
“O bir söz söylemeye dursun, mutlaka onun yanında görüp gözetmeye hazır biri vardır.” (Kaf: 50/18)
Yani sağ ve solunda seni gören, ne yaptığını bilen ve günün 24 saati seninle beraber olan ve görünen tüm amellerini yazan melekler vardır.
Şu an bile varlar. Onların varlığını bilmen seni kötü ortamlardan uzaklaşmana vesile olur. Biraz düşünürsen ne demek istediğimi anlarsın.
Hani denilmişti ya insanlar başıboş yaratılmadı… Hani denilmişti ya cennet ve cehennem var ve insanlar bir sınavdan geçecekler.
Sınav sonuçları sevabı ve günahıyla mahşer gününde açıklanacak.
Düşünsene bi… Allah’ın huzurunda defterin açılmış ve yapmış olduğun kötülükler okunuyor…“Yer yarılıp beni yutsaydı da bu duruma düşmeseydim” derdin.
Gerçi henüz ölmedin? Allah’ın sana verdiği tövbe fırsatı ölünceye kadar devam eder.
Gayret bizden, tevfik Allah (c.c.)’tan.