KİŞİYİ SORMA SOR ARKADAŞINI HERKES İZLER, TAKLİT EDER YOLDAŞINI

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

Hamd övgü övülme, kulluk etme sadece Allah(C.C)’a mahsustur. Salat ve Selam ise Allah(C.C)’ın mübarek kulu, yaratılmışların en şereflisi olan son Nebi Hz. Muhammed(sav)’e olsun.

Bir insanı tanımak istiyorsan aslında onun sürekli beraber olduğu kişilere bakmak bazen yeterlidir. Çünkü kişi ister istemez arkadaşının ahlakını kendine alacaktır.

Bu sebeple Müslüman kadınlar kendilerini ihlasla sevecek, ona Allah(C.C) için iyilikte bulunacak, muamelede veya sözünde kendisini aldatmayacak, Allah(C.C)’tan korkan, temiz ve saliha hanımları arkadaş olarak seçer. Yakın arkadaş genellikle ahlak da kişinin benzer bir suretidir.

“Kişiyi sorma sor arkadaşını, Herkes izler, taklit eder yoldaşını…”

Emin olun ki değerli kimselerle ilişki kurmak kişinin değerli olduğuna ve şerefli bir nefse sahip olduğuna delildir.

“Değerli kimselerle ilişkin sebebiyle onlardan sayılırsın. Onlardan başkasıyla arkadaşlık eder görünme sakın.”

Bu sebeple iyilerle arkadaşlık etmek ve kötülükten kaçınmak vacip olmuştur.

“Bir topluluğun iyileriyle arkadaş ol. Kötü ile arkadaş olma ki sen de kötü olmayasın.”

Müslüman kadınlar ve bu kimseler gibi olmak isteyenler Allah(C.C)’ın dininin anlatıldığı sadece O’na itaate çağrıldığı, Resulullah(sav)’ın metodunun takip edildiği meclislerle bulunmalıdırlar. Bu gibi meclisler, insanın ruhu dinlendirir, huzura kavuşturur, kalbi iman aşkıyla dolar.

Bunun içindir ki Abdullah B. Revaha (r.a) Rasulullah(sav)’ın ashabından biriyle karşılaştığı zaman;

-Gel şöyle bir saat Rabbimize iman edelim derdi. Bu söz Peygamberimize ulaşınca;

– Abdullah İbn Revaha’ya Allah (C.C) rahmetle muamele etsin. Çünkü o meleklerin iftihar ettiği meclisleri (ilim meclislerini) seviyor. Buyurdular.

Raşid Halife Hz. Ömer’ül Faruk(r.a) bazen kendini hilafetin meşguliyetlerinden ve idarenin yüklerinden sıyırıp bir veya iki zatın elinden tutar:

-Kalk hep birlikte imanımızı artıralım der ve Allah(C.C)’ı zikrederler.

Muaz Bin Cebel(r.a)’de arkadaşlarına yürürlerken:

-Gelin oturalım, bir saat iman edelim. Derdi.

Subhanallah! Ne güzel Müslümanlar, ne güzel arkadaşlar değil mi? Düşündüm de en son birbirimizin elini ne zaman tutup hadi gel boş verelim onu bunu söylenenleri, başkalarının durumunu, hadi gel tut elimden, unutalım dünyanın dertlerini sıkıntılarını, gel Rabbimize iman edelim gel Rabbimizi zikredelim, kendi eksikliklerimizi, günahları değil sadece nasıl arınacağımızı konuşalım… En son ne zaman çıktı bu sözler ağzımızdan. İnsan onların imanına ve dostluklarına bakınca kendini kınamadan geçemiyor.

“Nefse ve onu şekillendirene, sonra da ona kendisi için kötü ve iyi olanı öğretene yemin olsun ki nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Nefsinin gerçek yüzünü gizleyen ise hüsrandadır.” (Şems 7-10)

Hüsranda olmamak için bugün Allah(C.C) yolunda sıkıca bağlanmalı ve çok çalışmalıyız. Oturmalarımız hak, konuşmalarımız hak olmalı. Hadi gel kardeşim 1 saat imanımızı arttıralım diyen Müslümanlardan olmalıyız…

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN