sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

KARDEŞİM !

KARDEŞİM !
10.07.2019
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

Kur'an Dinle

”İnkar edenler birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar.”(Enfal-73)

Mekke’de, Allah’dan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın peygamberi olduğuna şahitlik ettiğini söyleyen herkes, ailesinin, akrabalarının, kabilesinin ve Kureyş kabilesinin şahsında somutlaşan cahiliye toplumu yönetiminin dostluğundan soyutlanıp, dostluğunu ve bağlılığını Allah(c.c.)’ın peygamberi Hz. Muhammed’e ve onun önderliğinde oluşmakta olan küçücük topluluğa yöneltirdi. Hem de bu cahiliye toplumunun varlığını korumak için savaş meydanından önce kendisine karşı çıkan bu yeni topluluğun oluşturduğu tehlikeye karşı koyduğu ve henüz oluşmakta olan bu yeni toplumu yoketmeye çalıştığı bir sırada…

O zaman Peygamberimiz (sav.) bu yeni toplumun üyeleri arasında bir kardeşlik ortamı oluşturdu. Yani birer birer cahiliye toplumundan kopup gelen bu “fertleri” birbiriyle dayanışma halinde olan bir “topluma” dönüştürdü. Bu toplumda kan ve soy bağı yerine inanç bağı geçerliydi. Cahiliye yönetiminin yerine yeni önderliğe bağlanıyordu. Geçmişteki tüm dostluk bağları koparılıp yeni topluma dost olunurdu. Günümüzde de İslam’ın hakimiyetinin gerçekleşmesi adına bu gereklidir ve bunu teorikte değil pratikte uygulamalıdır müslümanlar. Yoksa birlik beraberlik olmadan nasıl karşı durulacaktı kafire. Ensar ve muhacirin hayatına baktığımızda bunun birçok dersi bize verilmektedir. Tabiki görmesini ve anlamasını bilene. Bizler ise ne yapıyoruz ufak tefek dünyalık bir takım sebepler yüzünden kardeşimize surat asıp kalbini incitecek sözler sarfedebiliyoruz. Teorik olarak biz İslam’ın hakimiyeti için çalışıyoruz derken pratikte misakta verdiği söze tezat teşkil edecek davranışlar sergileyen müslümanların, insanlık tarihine kardeşlik dersi vermiş sahabenin hayatına tekrar tekrar samimi bir kalple bakması gerekmektedir. Kardeşliğin nasıl olması gerektiğine vurgu yapan hadislere bir göz atalım.

”Kul, din kardeşine yardımcı olduğu sürece Allah’ta onun yardımcısı olur.” (Ahmed b. Hanbel, II. 252.)

Sesli Makale

”Kardeşinle (gereksiz) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma, ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme” (Tirmizi, ”Birr” 58)

”Sizden biriniz kendisi için sevdiğini mümin kardeşi için de sevmedikçe gerçek mümin olamaz.” (Tirmizi, ”Sıfatü‘l-Kıyame 59)

Lâyıkıyla yaşanan bir din kardeşliğinin, kişiyi nasıl büyük bir mükâfâta nâil edeceği hadîs-i şerîfte şöyle ifâde edilmektedir:

“Yedi sınıf insan vardır ki Allah Teâlâ onları hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde, kendi (Arş’ının) gölgesiyle gölgelendirir… (Bu sınıflardan biri de) birbirlerini Allah için seven, (birbirlerinin dert ortağı olan) bir araya gelişleri ve ayrılışları bu muhabbetle gerçekleşen iki kişidir…” (Buhârî, Ezân, 36)

İslâm kardeşliği, Allâh’ın mü’minler arasına koyduğu öyle ulvî bir hukuktur ki, lâyıkıyla riâyet edildiğinde, ecri muhteşemdir. Fertlerin ve toplumun huzur, sürur ve saâdet kaynağıdır. İhmâl edilip zâyî edildiğinde ise, ağır bir âhiret mes’ûliyetidir. Bu görevin nasıl gerçekleşeceğini Allah (c.c.) bizlere şöyle bildirmektedir;

Erkek-kadın bütün mü’minler birbirlerinin dostu, dayanağıdırlar. Bunlar iyiliği emrederek kötülükten sakındırırlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve peygamberine itaat ederler. Allah işte onlara rahmet edecektir. Hiç şüphesiz Allah, güçlü iradelidir ve her yaptığı yerindedir. (Tevbe, 71)

Mü’minler bu dostluk ile iyiliği emretmeye, kötülüğü yasaklamaya, Allah’ın sözünü, dinini yüceltmeye, İslâm ümmetinin yeryüzünde gerçekleştirmesi gereken hedefe doğru yönelirler.Ve namaz onları Allah’a bağlayan bağdır. Zekat ise müslüman toplumu birbirine bağlayan, dostluğun ve dayanışmanın hem maddi, hem de manevi şeklini gerçekleştiren bir görevdir.

Allah’ın emri ve peygamberinin emri dışında onların bir isteği, bir arzusu olmaz.Allah’ın ve peygamberinin dini dışında onların bir yolu, bir programı olmaz. Allah ve peygamberi hüküm verdiğinde artık onlar için seçme hakkı kalmaz. Böylece onların programları birleşir, hedefleri bire indirgenmiş olur, yolları birleşir. Dosdoğru hedefe ulaştırıcı olan yegane yol, önlerinde çatallaşmaz, ayrı ayrı yollar ortaya çıkmaz.

“Hiç şüphesiz Allah güçlü iradelidir ve her yaptığı yerindedir.”

Bu yükümlülükleri yerine getirerek birbirlerinin dostu, yardımcısı olmaları için mü’min olan topluluğu galip kılmaya gücü yeter. Yeryüzünde iyiliği yaygınlaştırmaları, kullar arasında Allah’ın sözünün, dininin bekçiliğini yapmaları için mü’minlere zafer ve üstünlük vermesi anlamında da hikmet sahibidir.

Teorik kardeşlikten pratik kardeşliğe geçmenin yolu budur. Ve bu gerçekleştiğinde Allah (c.c.)’ın izniyle zafer gelecektir.

Bir sonraki yazımda kardeşliği bozan ve zedeleyen hususlara değineceğim inşaALLAH.

Gayret bizden, tevfik Allah(c.c.)’tan.

ELHAMDULİLLAH.

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.