sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

İNSANLIĞIN DÜŞTÜĞÜ HASTALIK- 3

İNSANLIĞIN DÜŞTÜĞÜ HASTALIK- 3
18.09.2021
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd âlemlerin Rabbi, Maliki, ölümü ve hayatı biz kullarının hangisinin daha iyi amel işleyeceğini belirlemek için yaratan, yolundan gidildiği takdirde emniyetin elde edildiği Allah (c.c.)’a aittir.

Salat ve selam rehberimiz ve önderimiz, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav)’e onun ehli beytine, dinin yaşanması konusunda bizlere örneklik teşkil eden Ashabına, bugüne kadar yaşamış ve yaşamakta olan tüm Müslümanların üzerine olsun

Kur'an Dinle

Bir önceki yazımızda (Enbiya 22  Eğer yer ile gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, bunların ikisi de muhakkak fesada uğrar yok olurdu. O halde Arş’ın Rabbi olan Allah, onların vasfetmekte oldukları şeylerden (bütün noksanlıklardan) beridir, münezzehtir) anlatmaya çalışırken ilah kavramını açmaya çalışmıştık

İlah kavramını ALLAH Rasulü Mekke müşriklerine anlatırken onların verdiği tepkiyi ALLAH(cc) Kur’an’ı kerimde bizlere şöyle bildiriyor;

Sad 5: “İlahları bir tek ilah mı yaptı? Doğrusu bu, şaşırtıcı bir şey.”

Ayete dikat edersek ALLAH(cc) onların birden fazla ilah’ı olduğunu bildiriyor bu ayetin nüzulüne baktığımızda

Sesli Makale

İmam Ahmed, Tirmizi, Ne-sâî ve Hâkim -ki Hâkim bu rivayeti sahihlemiştir de- İbni Abbas (r.a.)’dan şöyle rivayet etmişlerdir: “Ebû Tâlib hastalanmıştı. Bunun üzerine Kureyş onun yanına geldi. Hz. Peygamber (s.a.) de oraya geldi. Orada bulunan Ku-reyş’liler Hz. Peygamber (s.a.)’i Ebû Tâlib’e şikâyet ettiler. Bunun üzerine Ebû Tâlib, Hz. Peygamber (s.a.)’e şöyle dedi: “Ey kardeşimin oğlu! Kavmin­den ne istiyorsun? Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurdu: “Onlardan, Arapla­rın kendilerine inanıp bağlanacağı ve Arap olmayanların da kendilerine cizye verecekleri bir kelimeyi, bir tek kelimeyi söylemelerini istiyorum.” Ebû Tâlib, “Nedir o?” diye sorunca Hz. Peygamber (s.a.) “Lâ ilahe illal-lâh’tır.” ALLAH’tan başka ilah yoktur buyurdu. Oradakiler, “Bir tek ilâh mı? Bu çok acaip birşey!” dedi­ler.

Baktığımızda onların düştüğü bu hastalık (ALLAH’tan(cc) başka ilah edinme) insanlığın düştüğü hastalık demiştik ki bunu bizlere ALLAH(cc) Kur’an’ı kerim de bildiriyor.

Peki bu insanlar ALLAH’tan başka nasıl ilah edinmişler?

Bunu birkaç başlıkta açalım inşaALLAH.

1:HÜKMEDEN KANUN KOYAN HAKİMİYET SAHİBİ

Sünnetüllah gereği insanlar tek başına değil, topluluk halinde yaşarlar  topluluk halinde yaşamada hiçbir ihtilaf çıkmamıştır (yani kimse ben dağa çekilirim tek başıma yaşarım diğer insanlarla bir işim olmasın dememiş çünkü bu mümkün değil, mesela bir adam dağa çıksa ekmek yemesi için ilk önce arpa ekmesi lazım, bunun için tohuma ihtiyaç var, sonra arpayı una çevirecek değirmene, sonra unu pişirecek tandıra, yanı hiç kimse böyle hayatı tercih etmez ) ihtilaf birlikte yaşarken hükümleri kanunları kim koyacak orda çıkmıştır.

Bir takım insanlar,  ALLAH’ın hakimiyetinin sadece gökyüzünde kalmasını istiyorlar, yer yüzünün hakimiyeti kendilerinde olmasını istiyorlar.

Peygamberler ve peygamberi takip eden davetçiler onlara şu cevabı veriyorlar;

“TEKVİNİ  KANUNLARI  KİM  BELİRLİYORSA  TEŞRİ  KANUNLARI        O BELİRLER”(bir önceki yazıda tetaylandırmıştık)

2:YARDIM İSTENEN –MEDET BEKLENEN-DUA İSTENEN

Bu hastalık, medeti ALLAH’tan başkasından isteyenlerin durumudur. Bunlar bazen bir taştan bazen yaşayan bir insandan bazen ölüden bazen mezardan bazen türbeden veya bazen bir ağaçtan sıkıntılarına ve hastalıklarına bunlardan yardım isteyip ALLAH(cc) şirk koşarlar.

Yani bunlar İlah sıfatının yardım eden medet beklenilen dua edilen vasfını ALLAH(cc)’a değil de bu saydığımız maddelere sarf ederler. ALLAH’a inandıkları gibi onları da ALLAH(cc)’a ortak ettiler. Bu insanlar gerçek Rablerini tanımlayamadılar, İlahlarını bilemediler. Gerçekten bu insanlar Allah’ı hakkıyla tanıyamadılar, Allah’ı hakkıyla bilemediler. Allah’ın zatını, sıfatlarını, rubûbiyetini, ulûhiyeti-ni, azametini, kibriyasını tanıyamadılar.

Bakın mekkeye ilk putu getiren  Amr bin Luhey, bir iş için Mekke’den Şam’a gitti. Belka mevkiindeki Meab şehrine geldiğinde Amalika kabilesi ve Amilak -veya Amalak- bin Lavez bin Sam bin Nuh’un evlatlarının putlara taptığını gördü. Onlardan ‘Bu tapındığınız şeyler nedir?’ diye sorduğunda dediler ki: ‘Bunlar putlardır; ne zaman yağmur yağmasının istesek onlar bize yağmur yağdırırlar. Ne zaman hastalansak ondan şifa yardım isteriz, Ne zaman yardıma ihtiyacımız olsa onlar bizlere yardım ederler.’ Amr b. Luhey dedi ki: ‘Onlardan birini bana verebilir misiniz, ben onu Arabistana götüreyim, oranında halkı sizin gibi tapınsınlar.’ Amalikalılar, Hübel putunu ona verdiler. Amr onu Mekke’ye getirdi ve halkı ona tapınmaya ve tazim etmeye mecbur etti.(ibni hişam)

Ondan sonra mekkede şefaati yardımı medeti istek ve arzuları onlara has kıldılar ALLAH(cc) onlara şöyle buyuruyor;

Ahkaf 5: “Allah’ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kimdir? Çünkü, yalvardıkları şeyler yalvarışlarından habersizdirler.”

Yani, onların yalvarış-yakarışları zaten onlara ulaşamaz. Ne kendi kulaklarıyla onları duyarlar, ne de başka bir vasıtayla, bu dünyada onları birisinin çağırdığı haberi kendilerine ulaşmaz dünyadaki müşriklerin Allah’tan başka dua ettikleri ma’budları şu 3 grupta toplayabiliriz:

1: bu ruhu ya da şuuru olmayanlar

2:geçmişteki salih insanlar

3:kendileri sapıttıkları gibi başkalarını da yoldan çıkararak bu dünyadan göçen insanlar.

1’ci grup: ne kendilerine ibadet edenler ne de yapılan dualar hakkında bir haberleri yoktur.

2’ci grup: ise aslında Allah’ın sevdiği mukarreb kullardı. Bunlar da şu iki sebepten dolayı bu durumda oluşlarından habersizdirler. Evvela, Allah’ın yanında öyle bir alem vardır ki bu dünyanın sesleri oraya ulaşamaz ve ikinci olarak, Allah Teala ve melekler kasten bu haberleri onlara ulaştırmazlar. Çünkü bu olanları duymak onlar için üzüntü kaynağı olacaktır. Onlar bütün hayatları boyunca yalnızca Tevhidi ve sadece Allah’a istigâse’de bulunmayı öğretmişlerdi. Şimdi ise bazıları onlardan yardım dilemekteler. Allah Teala bunlara böyle haberleri vererek onları üzmek istemez

3’cu gruba gelince; düşünürsek bunların da habersiz kalmalarının iki sebebinin olduğunu anlarız

1:Bunlar suçlu olarak Allah’ın indinde beklemektedirler ve bu dünyadan hiç bir sada onlara ulaşamaz

2:ci sebep ise, Allah Teala ve melekler, bu dünyada yapmış oldukları misyonun başarıya ulaştığı ve şimdi bazı kimselerin kendilerine taptığı haberlerini duyurarak onları sevindirmek istemez. Allah zalimlere böyle memnuniyetler bahşetmez. Burada şu hususu da izah edelim ki, Allah (c.c) kendi salih kullarına bu dünyada gönderilen selam ve rahmet dualarını ulaştırır. Çünkü bu onlara memnuniyet verecektir. Öte yandan suçlulara da bu dünyadan gönderilen lanet ve bedduaları ulaştırır. Mesela bir hadise göre, Bedir Savaşı’nda kafir olan ölülere Peygamber’in (s.a) gönderdiği lanet onlara duyurulmuş ve bu onların eziyetini artırmıştı. O, hiçbir şekilde kendi salih kulları için üzüntü verecek, kafir ve mücrimlere memnuniyet verecek bir haberi onlara ulaştırmaz.(mevdudi)

Yasin 74: Onlar, yardım göreceklerini ümit ederek Allahtan başka ilahlar edindiler.

İnsanlardan kimileri, Allah’a şükretmeleri gerekirken tuttular, O’ndan başka, O’nun berisinde sahte İlâhlar, yapay ilahlar  buldular da onlara kulluk yapmaya başladılar. Böylece kendilerine yardım olunur diye. Onların yardımlarını görürüz umuduyla. Nîmetleri Allah’tan aldılar, hayatlarını Allah’tan aldılar, hayvanlarını, yiyip içtiklerini Allah-tan aldılar da, Allah’tan başkalarına şükrettiler, teşekkür ettiler. Nîmetlerin sahibini unuttular da, O’nun berisinde kendilerine yardım edeceklerine inandıkları ilahlar buldular. Biz Allah’ın kuluyuz demediler de biz emir kuluyuz dediler. Allah’tan başka kendilerine tapacakları, itaat edecekleri, sözünü dinleyecekleri, yasalarını uygulayıp arzularını yerine getirecekleri ilâhlar edindiler. Kendilerine bir yardımları dokunur diye.

HAMD ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’A MAHSUSTUR

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.