İMANIN SELAMETİ İÇİN AMELLERE BULAŞAN SIĞIRI KES

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

    Hamd sena yücelik gökleri yeri ve ikisinin arasındakileri emsalsiz yaratan, yaratmış olduğu mahlukata sayısız nimetler veren Allah azze ve celle ye olsun.

Salat ve selam son Nebi Hatemül Enbiya Hz Muhammed (s.a.v) e ailesine ashabına ve bütün Müslümanların üzerine olsun.

Amacımız değişmez değiştirilemez eksik ve noksanlık kendisinde bulunmayan Kur’an’ın gölgesinde bir hayattır. Ancak bu hayat kalbini ona açanlara ve onu anayasa kabul edip onun bu vasfına layık olmak için onun himayesi altında yaşamayı amaç gaye edinip hayatın sonuna ölüme kadar İslam’ın hareketlenmesi yani yaşanması için hararetle değil Salih hareketlerle yaşamaktır. İşte bu hareketli Kalplere Kur’an kendisini layık görerek ona açar. Bunun dışında gözler onu görse de kulaklar eşitse de maalesef kalbe tesir etmeyerek harekete geçmemektedir. Onun içindir ki kalplerimize hareket versin diye Kur’an’dan alacağımız kısaya geçerek hisselenmeye geçelim.

Bakara 67. 73. ayetleri asında İsrail oğullarında İbretlik bir ders olarak aynı hataları yapmamak üzere dersler çıkarmalıyız.

Rivayet edilir ki Musa Aleyhisselam zamanında çok zengin bir adam varmış. Ancak çocukları yokmuş. Kardeşinin oğulları varmış. Yeğenlerinden biri bir plan yaparak onun mirasını elde etmek için onu öldürmüş ve cesedini alarak kasabanın bir kenarına bırakmış. Sonra da feryat ederek amcamı öldürmüşler kısas isterim diyet isterim diye yaygara koparmış. İnsanlar toplanınca hüküm vermesi aradaki davayı karara bağlaması için Musa Aleyhisselam’a müracaat ederler ve Musa aleyhisselam onlara şu karşılığı verir.

    Bakara 67 : Hani bir zamanlar Musa kavmine demişti ki Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor. Onlar da sen bizimle eğleniyor alay mı ediyorsun dediler. Musa da böyle cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım dedi.

Şimdi iyi düşünelim neden kendi rızalarıyla kendi istekleriyle gittikleri makamdan aldıkları cevap onları şaşırttı. Hatta küstahlaştırdı. Allah’ın elçisine yakışmayacak sözler kullandılar. Çünkü bu sığır onların eski cahiliyelerinde ki putlarını yaşantılarını örf ve adetlerini içinde bulunduran bir sistemdi. Onun için eskiler depreşti Musa Aleyhisselam’a tabi olarak kelime-i Tevhid ile imanları o anda değişti. Ancak ameller emeller bir anda değişmiyor hemen cahiliye hayatlarına dokunan bir meselede ayak diretilmeye burun kıvırmaya nasıl yaparım bahanelerine başvuruluyor. Ve devamında olaylara dikkat edelim:

    Bakara 68: Onlar bizim için Rabbine dua et hem ne ise onu bize açıklasın, dediler. Musa Rabbim buyuruyor ki ; o ne pek yaşlı ne de pek taze ikisi arası dinç bir sığırdır. Haydi emrolunduğunuz işi yapın, dedi.

İbni Abbas Radıyallahu anh bu ayetin tefsirinde emre hemen icabet etseydiler işleri kolaylaşacak ve ondan kazançlı daha karlı çıkacaklardı, ayetinin devamı onların ahvalini gösterecek.

Şimdi biraz düşünelim Allah ve Resul’ünden bir şey işittiğimiz de ona karşı istisnasız teslim mi oluyor yoksa bir şeyleri yorumlayarak nefsimize onun hoşuna gidecek seviyeye mi getirmeyi istiyoruz

Birincisi müminlerin tavrı (semi’na ve ete’na) işittiği maruf olan her şeye itaat eder, tatbik eder, saygı duyar, boyun eğer ama ikincisi işittiğine işine geleni yapıp İşine gelmeyeni nefsine uyduracak seviyeye getirendir. Bu da münafıkların özelliğidir ve israiloğulları’nın aynı zamanda.

    Bakara 69: Onlar Rabbine dua et de rengi ne ise onu bize açıklasın. Musa dedi ki; o bakanlara sürur veren sapsarı bir sığırdır, dedi.

Bu ayetin ardından iki ayette daha işlerini zorlaştıracak sorular sordular ve en sonunda aramaya başladılar. O kasabada tek bir hayvanda o özellikler vardı. Sahibi fakir biriydi onunla geçimini sağlıyordu. Satmak istemedi. Fiyatının çok çok üstünde tuttular vermedi. En son ağırlığınca altına aldılar. Onu yatırdılar Allah Celle Celalühu onların amellerini bizlere şöyle özetliyor:

Az kalsın yapmayacaklardı

‘’Can çıkmadan huy çıkmaz’’ derler, büyükler. Evet bizler de o cahili yaşantılarımızı, kurallarını, adet ve gelenek alışkanlıklarını hayatımızda Allah için yatırıp kesmezsek başımıza çok büyük problemler açar. Ne zaman olur Allah ve Resulü bir işte hüküm verdiği zaman amellerimiz de ki durumumuz kalbimizde meydana gelir.

İsrailoğulları’nın Musa Aleyhisselam’ı alay mı ediyorsun dedikleri hükümün hikmeti ortaya çıkıyor.

     Bakara 73: “İşte bundan dolayı o sözlerin bir parçası ile o ölüye vurun dedik Allah ölüleri böyle diriltir ve size ayetlerini gösterir belki aklınızı başınıza toplarsınız’’

Evet işitip hemen itaat etseydiler meselenin sonucunda ne kadar karlı olacaklarını daha fazla mükafatlarla göreceklerdi. Meselenin özü kıssadan hisse şudur; cahiliyedeki buzağıların Allah için terk edilmesi imtihan gelmeden, eğer imtihan anında bırakırsak onu başaramayız.

    Ali İmran 142: “Yoksa siz içinizden Cihad edenleri sın ayıp ayırt etmeden ve yine bu yolda sabredenleri sınayıp ayırt etmeden Cennete gireceğinizi mi sandınız???

Rabbim bize bu dünyada iyilik ver ahirette de bizi ateşin azabından koru

Amin