BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve bizleri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle ya­şatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (c.c.)’a mahsustur.

Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insan­ların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetince sevebildikleri, efendimiz, önderimiz, rehberimiz,başkomutanımız, Hz. Muhammed Mustafa(SAV)’ya, aline, ashabına ve O’nun yolunu izlemeye çalışan ümmeti üzerine olsun.

İmam-ı Azam nasıl bir aileden geldiği ve babasının nasıl bir takva sahibi olduğunu gösteren şu hadise zaten herşeyi açıklar niteliğindedir; Sabit (ra)gençliğinde bir dere kenarında abdest almakta olduğu sırada akarsuyla gelen bir elmayı görür ve alır ağzına götürür. Elmadan bir ısırık almasıyla hemen duraksar ve kendi malı olmadığı için ısırdığından dolayı çok pişmanlık duyar ve hayıflanmaya başlar.

Eyvah! Ben nasıl böyle birşey yaparım hakkım olmayan bir başkasının malını ısırıp ondan tat aldım haram girdi boğazımdan hemen gidip sahibi bulup helallik istemeliyim diye söylenmeye başlar. Ve bu niyetiyle yola koyulur. Akarsuyun tersi istikamette giderek bahçeyi ve sahibini aramaya başlar. Biraz ilerledikten sonra dalları suya sarkmış bir elma ağacı görür ve ağacı buldum sahibini de bulurum umuduyla bahçe etrafında dolanırken onu da bulur. Ve aralarında kendisinden aktarılan şu konuşma ve olaylar geçer; Az ileride suyun getirdiği şu elmayı bilmeyerek alıp ısırdım gelen suyundan tat aldım. Ve hemen aklım başıma geldi ve çıkıp sahibini bulmak için geldim. Al elma senindir Allah (c.c.) rızası için hakkını helal et, dedi. Adam İslam dinine bağlı biri olduğu için, içinden tebessümle onu takdir etti.
Bahçe sahibi onun bu denli dinine bağlı ve helal haram hususundaki hassasiyetinden etkilendi. Hayır etmem dedi. Sabit (r a)tekrardan hakkını helal etmesi için ısrarcı tavrını devam ettirince adamın ona  olan sevgisi artmaya başladı. Fakat yinede hakkımı helal etmem deyince Sabit ; Ne olur hakkını bana helal et. Hakkını helal etmen karşılığında ne istersen yaparım.

Acaba bizler Allah (c.c.) hakkı bu denli düşünüyormuyuz?Hayatlarımızda o kadar hududlara uymayan haller mevcut iken pişmanlığımız ve bu konuda üzerimize düşenleri ne derece yapıyoruz ? Bu soruların cevaplarını ararken  konumuza devam edelim.
Peki öyleyse bahçemde çalışacak bana yedi yıl hizmet edeceksin, o zaman bitiminde bir düşünürüz der bahçe sahibi. Sabit (ra) kabul eder ve canla başla söz verdiği üzere tam yedi yıl çalıştıktan sonra adamın yanına varır ve işte sana tam yedi yıl çalıştım. Hakkını helal et şimdi deyince yine hayır helal etmem için bir kızım var onunla evlenmen lazım. Peki evlenirim sen hakkını helal et. Adam; kızımın eli ayağı tutmaz,gözleri görmez, kulağı işitmez iyi düşün ve kararını ona göre ver. Tamam der kul hakkıyla gitmektense tamam razı oldum yeter ki hakkını helal et. Vakit gelir düğün olur. Sabit (ra) helal olduktan sonra gelin duvağını açınca hiç de söylenenlere  benzemeyen kişiyi görünce odadan fırladığı gibi kayın pederinin yanına gider. Bunda bir yanlışlık var. Bana saydığın özellikler onda yok der. Adam hayır bir yanlışlık yok dedi ve şöyle açıklamaya başladı ; kızım için sana eli ayağı tutmaz demiştim. Kızım kendisinin olmayan hiçbir şeyi tutmamış ve dinin yasak ettiği hiçbir yere gitmemiştir. Kördür demiştim. Gözü hiç namahreme bakmamıştır.Sağırdır, demiştim haram olan şeyleri dinlememiştir.

İşte böyle anne ve babadan dünya gelen ve onların eğitimlerinde pişen ve yoğrulan Numan (ra)hayatını bu doğrultuda yaşamıştır.
Burada dikkatlerimizi çeken yedi yıl sürecinin asıl sebebi adamın kızının evlenecek yaşa gelmesinin sebebindendir. Adam kızını vermek istiyor fakat kızı küçük olunca evlilik çağına gelebilmesi için yedi sene olduğundandır.
Rabbim herkese böyle helal ve haram hududlarına  dikkat etmeyi ve yediklerimiz ve yaptıklarımızın evlatlarımızın ahlaklarına sirayet edeceğini unutmayacak şuurlar nasib etsin.

Unutmamamız gereken yediklerimizin ve yedirdiklerimizin sebebiyle evlatlarımızın ahlakına sebeb olacağıdır.  Hayatından kesitlerle devam edecek…
Sözümüzün başı olduğu gibi sonu da Alemlerin Rabbine Hamddır.

الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ