sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

İLİMLE YAŞAMAK (AMEL ETMEK)

İLİMLE  YAŞAMAK (AMEL ETMEK)
29.07.2022
0
A+
A-

-BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM-

Hamd Rahman ,Rahim olan,  Din Gününün  sahibi  ,insanı gönderdiği dini  ile şerefli kılan  yaratan ve yarattıkları üzerinde hüküm koyan , eşi ,  benzeri ve  ortağı bulunmayan Allah c.c Salat ve selam İslam davasının son örneği ve önderi,  Hz. Muhammed s.a.v e aline ashabına ve bugünde onun yolunu yol edinip onun metoduyla hareket eden tüm müslümanların  üzerine olsun .

İnsanoğlu dünyaya gönderildiği andan itibaren kendi hayatını devam ettirmek ve kolaylaştırmak için daima öğrenme halinde olmuştur . Öğrendiklerini uygular , ona göre zarar  ya da faydasını gördüğünde daha çok öğrenmeye ve uygulamaya başlar yani artık öğrendiklerini hayatına yerleştirir.  Bu yüzden  hem dünyada hem de ahirette iyiliğe kavuşmak ve  hayatımızda artık birşeylerin değişmesini istiyorsak  o halde aldığımız ilimle amel etmenin zamanı geldi demektir. (tabi evvela ilim alıyor, ilim meclislerinde bulunuyor  ve kitap okuyor olmamız lazım)

Kur'an Dinle

“İlim öğrenmek kadın-erkek her Müslümana farzdır. ( ibni mace)

bu meşhur hadisle hemen hemen  hepimiz karşılaşmışızdır. İlim alınması elbette ki farzdır bu farzla beraber alınan ilim insanın hayatında ete kemiğe hatta damarlardaki akan kana karışmalıdır  , öyle ki artık bilmeyerek değil de ilimle amel edilebilsin işte o zaman o amellere karşılık olarak mükafatlar verilsin . İlimle amel etmek hususunda günümüze pek çok rivayetler ulaşmıştır. Onlardan bazıları şunlardır:

Ebu Derda r.a şöyle söylüyor:

“İnsan öğrenci olmadan alim olamaz. İlmi ile amel etmedikçe gerçek alim kabul edilmez. Bilmeyene bir defa yazık olsun , blgisi ile amel etmeyene ise yedi defa yazıklar olsun. Ben kıyamet gününde Ey Ebu Derda  ne öğrendin diye sorulmasından korkmam, fakat öğrendiğinle amel ettin mi diye sorulmasından çok korkarım.”

Sesli Makale

Hz İsa a.s’ da  bu hususta şöyle buyuruyor;

“Körün taşıdığı fenerin kendisine ne faydası olabilir ? dışarıda yanan bir lambanın karanlık eve ne faydası olabilir? konuşup  da amel etmediği hikmetli bir sözün , sahibine ne faydası olabilir? Çok çeşitli ağaçlar olsa da hepsi meyve vermez , çok farklı meyveler olsa da hepsi tatlı olmaz .”

ilim alan bir  kimsenin farkı bildikleriyle amel etmesidir eğer bildikleriyle amel etmezse onun cahil olan bir kimseden farkı yoktur.

Hz Ali’nin şöyle dediği rivayet edilir:

Alim ilmi ile amel etmezse cahil ondan ilim öğrenmek istemez , amel etmeyen alimin ilmi çok fazla olsa da ne kendisine ne de başkasına  fayda verir. Yahudilerden bir alim çok fazla ilme sahip olduğu halde Allah o dönemin peygamberine şöyle vahyetti. ” o kişiye deki şu anki ilmini iki katına çıkarsa da şu üç şeyle amel etmezse ilminin faydasını göremez;

-Dünyayı sevmemek orası müminlerin yurdu değildir.

-şeytana arkadaşlık etmemek çünkü o müminlerin dostu değildir

-Müminleri incitmemek çünkü bu davranış müminlere yakışmaz .

 

kıyamette şu üç kimsenin pişmanlığı çok büyüktür:

-kölesi cennete kendisi cehenneme giren kimse .

-çok mal kazanıp zekat vermeyen öldükten sonra mirasçılarının o maldan zekat vererek cennete girdikleri halde kendisi cehenneme giden kimse .

-ilim ile insanları aydınlatıp onların cennete gitmelerini sağlayan fakat kendisi cehenneme giden kimse.

Allah c.c kitabında çok açık bir şekilde şöyle buyuruyor:

Siz kitabı okuduğunuz halde insanlara (başkalarına) iyiliği emredile sp kendinizi unutuyor musunuz? Bunun yanlış olduğunu düşünemiyor musunuz?” (bakara 44)

Seyyid kutup r.h bu ayetin tefsirinde şuna değiniyor :

Başkalarını iyiliğe çağırıp da bu çağrıya ters düşen davranışlarla ortaya çıkmak, insanların vicdanlarında sadece bu çağrıyı seslendirenlere karşı değil, çağrı konusu olan davaya karşı da şüphe uyandıran büyük bir musibettir. Bu musibet, insanların kalplerinde ve kafalarında kargaşa doğurur. Çünkü bir yandan parlak sözler dinlerken öbür yandan çirkin davranışlar gören insanlar, sözle davranış arasındaki bu çelişki karşısında bocalarlar; inançlarının ruhlarında tutuşturduğu ateşin harareti söner; imanın kalplerinde parıldattığı aydınlık kaybolur; din adamlarına karşı güvenlerini yitirdikten sonra artık bu adamlar tarafından temsil edilen dinin kendisine karşı da güvenlerini kaybederler.

İnanmış bir kalp den kaynaklanmayan söz ne kadar cazibeli, sarsıcı ve heyecanlandırıcı olursa olsun ölü ve soğuk bir ses yığınına dönüşmeye mahkûmdur.

İnsanın söylediği söze gerçek anlamda inanmış sayılabilmesi için, kendi uygulamaları ile sözlerine tercüman olması, ağzından çıkan sözün davranışlarına yansıması gerekir. O zaman sözleri cazibeli ve etkili olmasa bile insanlar kendisine inanırlar, sözlerine güven duyarlar. O zaman onun sözleri gücünü cazibeli olmalarından değil, gerçek oluşlarından; güzelliklerini şimşek gibi çakmalarından değil, realiteye uygun olmalarından alırlar. Başka bir deyimle bu tür sözler yaşayan gerçek hayattan kaynaklandıkları için canlı bir enerji birikimine dönüşürler.

Bununla birlikte sözle hareketin, inançla davranışın birbiri ile uyuşması basit bir şey, asfalt bir yol değildir. Bu iş; özel bir çabayı, bazı sıkıntılara katlanmayı, kararlı bir girişimi, yüce Allah ile sıkı sıkıya ilişkili olmayı, O’ndan sürekli yardım dilemeyi ve O’nun hidayetine sığınmayı gerektirir…

ilim evvela kişinin kendisine daha sonra çevresine fayda verir yani ilk önce anne olarak ,baba olarak ,evlat, patron ,çalışan  kim olursa olsun kim alıyorsa bu ilimle evvela o amel etmelidir.

ve bir bilge şöyle dedi

zamanımızda ilim öğrenmek zor , dinlemek ise kolaydır . ilimle hüküm vermek arzu ve hevese dayalıdır , onunla amel etmek ise can vermek gibidir.

ilimle amel etmek gerçek manada iman etmiş kimseye kolaydır. Allah c.c aldığımız ilimle amel etmeyi bizlere nasip etsin .

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.