HAKİKATİN TESBİTİ VAHİYLE OLUR

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah(cc) mahsustur. Salat ve Selam Hz. Muhammed (sav)’e, Aline, Ashabına ve bütün Mü’minlere olsun.

İnsanlık tarih boyu Hakikati araştırmışlardır. Hayatın,yaşamın hakikatinin öğrenilmesi adına birçok görüşler ortaya konmuştur. Hakikatin tesbiti, yaşanılması insanın imtihanı kazanma,ebedi saadet yurduna ulaşması için zaruridir. İslam’ı bakış açısı dışında hakikat yoktur. Vahiyden uzak ortaya atılan tezlerde hayatla alakalı insanın maymundan geldiğini söyleyen olmuş, insanı tesadüfler üzere yaratılmış bir varlık olarak nitendirmiştir.Buna binaen vahye inanmayan sorunları, problemleri vahiyle çözmeyene hakikat yoktur. Hakikatin zıddı zandır. Zan ise boş. Temel ve dayanaksız düşüncelerdir.

“Hak Rabbindendir.” (Kehf 29)

Allah’tan (cc) alınmayan, gelmeyen bir şey hak olamaz. Fertlerin ve toplumların hayatlarıyla alakalı yaşam biçimi, kanunlar ve kuralları eğer Allah’a dayanmıyorsa bu Hakk olmayacaktır. Bir şeyin Hakk olabilmesi, yaşanılması, uğrunda ölünmesi Allah’tan (cc) gelmesine bağlıdır. Milyonlarca kişi toplansa şu doğrudur, bizim için daha hayırlıdır dese eğer Allah (cc)’ın dediğinin tersiyse batıldır. Yine bu topluluk toplansa şu faydasızdır bize uygun değildir dese Allah (cc)’ın dediğine göre uygunsa Hakk’tır. Yani Allah (cc)’dan gelmeyen kanun ve kurallara göre yaşayanlar batıl üzerindedirler. Kur’an’da kaybeden İslam’a karşı duranlardan bahsederken onlar zanna uyarlar denmekte. Ellerindeki tezlerin doğruluğuna karşı delil, kanıt, hüccet olmamasıdır. Boş ve temelsiz olmalarıdır.

“Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler.” (Bakara 78)

Vahiyden uzaklaşınca tabi oldukları zanlar nelerdir.

“Dediler ki: ‘Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir.’ De ki: ‘Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmezYoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?” (Bakara 80)

Zanları ateşin sayılı gün dokunması Allah (cc) bu zanlarınının nasıl boş ve temelsiz olduğunu göstermekte.

Dünya hayatının bitmesiyle beraber yaşanılan hayatla alakalı Allah (cc) hesap soracaktır. Bu hesaptan kurtulabilmek adına elinde delil, hüccet, kanıt olmalı bu da ancak vahiyli hayatla mümkündür. Zan üzere yaşayanların elinde hesapdan kurtulmak adına bir algı, kanıt, delil yoktur. Bu yokluk kaybediş demektir.

“Şirk koşanlar diyecekler ki: ‘Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.’ Onlardan öncekiler de, bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: ‘Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak ‘zan ve tahminle yalan söylersiniz.” (Enam 148)

Kaybetmek adına, zandan kurtulmak adına yaşayacağımız hayat gerek zahiri, gerek batını hallerimiz edillei-i şeriyye’ye dayanmalıdır. Yani Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyas’a dayanmayan değerler yargısı koskoca zandan başka bir şey değildir.

Rabbim Hakk’ı Hakk bilip Hakk’a sarılan, batılıda batıl bilip batıldan uzaklaşan kullarından eylesin. Amin.

Elhamdulillahi Rabbil Alemin

Tevfik Allah’tandır.